Ben misafir aşçısıyım
Tam bir kahve tutkunu olan Enplus CEO’su Murat Hatipoğlu ile keyifli bir sohbet için buluştuk. Kahve öncesi, elleriyle yaptığı pizza ise sohbetin bonusu oldu. Pizzaları hazırlarken markayı ve yatırımlarını konuştuk, kahvelerimizi yudumlarken ise Hatipoğlu’nun mutfaktaki hünerlerini…
GÜLSEREN ÜST POLAT
O, sadece mutfakları lüks perakende ürünleri ile buluşturan bir markanın CEO’luğunu yapmıyor. Aynı zamanda mutfağı bire bir deneyimliyor. Özellikle İtalyan mutfağı ve et yemeklerinde ise oldukça iddialı… Mutfakta, özel bıçaklarına kimseyi dokundurmuyor. İmza yemeği ise bir İtalyan klasiği olan ve tamı tamına yedi saatte hazırladığı lazanya. Mutfağı savaş alanına çeviriyor çevirmesine ama işin hakkını verenlerden anlayacağınız.
İşin hakkını veriyor demişken, CEO’luğunu yürüttüğü Enplus markasının son yıllardaki gelişiminde de tabii ki payı oldukça büyük.
Hem ‘iş’ hem ‘aş’ konusunda maharetli bir isim olunca anlatacak konu da çok oluyor tabii. Murat Hatipoğlu ile karşılıklı önlükleri giydik, eldivenleri taktık ve pizzalarımızı hazırlarken bir yandan başladık sohbete…
Önce iş ile başlayalım. Son yıllarda mutfaklarda kullanıcı deneyimleri nasıl değişti? Bu değişim sektörü nasıl etkiledi?
Pandemi öncesi, pandemi dönemi ve pandemi sonrası diye üçe ayırabiliriz bu süreci. Pandemi öncesinde insanlar genellikle dışarıda buluşup yemek yiyorlardı, pandemi ile birlikte eve kapanınca sanki mutfağı keşfettik. Herkes kendi mutfağının şefi oldu. Pandemi sonrasında da mutfağa olan ilgi devam etti.
Başka sektörlerde küçülme görülürken küçük ev aletlerinde Türkiye pazarında yüzde 8 büyüme var. Global pazarlarda da durum böyle. Mutfağa focus devam ediyor. Restoranlarda verilen davetlerin sayısı azalırken evlerde verilen davetlerin sayısı arttı.
Peki, bu durum size nasıl yansıdı?
Biz sektör büyümesinin üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik. 2018 yılına 17 mağaza ile girmiştik, 2024 sonunda 52 tane satış noktamız oldu. Bu sadece mağaza açarak olmuyor. Doğru lokasyonda, doğru personelle çalışmanız gerekiyor. Bizim odağımız sadece ürün satmak üzerine değil.
Mutfaklar sosyalleşme alanı
Tam da bu noktada belki de deneyim mağazacılığı konseptinizden söz etmek gerekir. Nedir yaklaşımınız?
Mağazamıza girdiğiniz andan itibarin neredeyse tüm ürünleri ve cihazları deneyimleyebiliyorsunuz. Özellikle birkaç kategorimiz var ki onlara çok odaklanıyoruz. Mesela kahve gibi. Öncelikle müşterinin ne tür kahve sevdiği tespit ediliyor, sonrasında sevdiği tarza uygun kahve seçilerek müşteri ile birlikte kahve yapılıyor. Farklı kahveler deneniyor. Müşterinin ihtiyacı ne? Bunu anlamaya çalışıyoruz aslında. Müşteri aldığı üründen keyif almalı, mutlu olmalı ki devamı gelsin.
Ayrıca biz kategori mağazacılığı yapmıyoruz, marka mağazacılığı yapıyoruz. Markaların ürünlerinin yerleri bile tüm mağazalarımızda aynıdır. Satış personelimiz de aslında birer danışman, marka elçisi...
Müşteriye özel servisleriniz var mı peki?
Kahve makinelerini müşterilerimizin evine barista ile birlikte yolluyoruz. Buna ‘beyaz eldiven’ hizmeti diyoruz. Ev halkının ihtiyaçlarına göre makinenin ayarları yapılıyor, müşteri ürünü doğru kullanmayı öğreniyor.
Yine dijital olarak aplikasyonlarımızla birlikte öyle bir noktaya getireceğiz ki hizmeti, tek bir tuşla müşteri ‘problemim var, beni ara’ diyecek. 30 saniye içerisinde müşteri aranacak ve ne tür problem varsa hızlıca çözülecek. Enplus ekosistemi içerisine girdiğinde müşteri bir problem yaşamayacak.
52 mağazaya ulaştığınızı söylediniz. 2025 için hedeflenen mağaza sayısı nedir peki ve hangi illerde planlıyorsunuz?
İlkini Şubat ayında Bodrum’da açtık. Bölgedeki ikinci mağazamız oldu. Sadece satış mağazası değil tüm Ege’ye servis hizmeti verilecek bir yer aynı zamanda. Yılsonuna kadar en az 7 mağaza daha eklenecek. 59 mağaza ile bu yılı tamamlamayı planlıyoruz.
Anadolu’ya ciddi yatırım yapıyoruz. Son iki yılda Ankara, İzmir, Adana, Gaziantep, Diyarbakır’da mağaza yatırımı yaptık. Sonraki illerimiz için Trabzon, Konya, Mersin ve hatta Van’ı düşünüyoruz.
Peki, Enplus sayısı Türkiye’de nereye kadar gidebilir?
Mutfak artık aş alanından çıktı, sosyalleşme alanına döndü. Fizibilite çalışmalarımız Türkiye’de çok rahat bir şekilde 75 mağazaya kadar gidebileceğimizi gösteriyor.
Marka olarak nelere odaklanıyorsunuz?
Birincisi dijitalleşme. Dijitalleşmeden kastımız sadece online deneyim değil. Özellikle mağazalarda kasadan tamamen kurtulmak istiyoruz. 7-8 ay gibi kısa bir süre sonra kasalardan tamamen kurtulacağız.
Diğer odak noktamız ise tabii ki büyüme. Avrupa’da satış noktaları az. Satışını yaptığımız markalar ‘yurt dışına açılın’ diyor. Bu konuyu değerlendiriyoruz.
Bir diğeri de sürdürülebilirlik tabii… Bunu sadece elektrikten, sudan tasarruf şeklinde görmüyoruz biz. 1 yılda çöpe atılan gıdaların oranı çok yüksek. Bunun temel nedeni de doğru saklama koşullarının olmayışı. Biz buna çok önem veren bir markayız. Buzdolabı sadece soğutma aracı değil artık, saklama aracı da. Ama doğru bilgilenmeniz lazım. Bu konuda bilinçlendirme yapıyoruz aynı zamanda.
İmza yemeğim lazanya
Gelelim kahveye… Üstü açık elektrikli Türk kahvesi makinelerinden evde her çeşit kahve yapabilecek makinelere ne ara geçtik? Hepimiz birer barista olacak mıyız yakında?
Türkiye çay ve Türk kahvesi ülkesiydi. Uluslararası bir kahve zinciri ile birlikte kahve kültürü bir trend olmaya başladı. Sonra alışveriş caddelerinin yavaş yavaş değiştiğini ve kafelere dönüştü. Sonra ‘ben bu kahveyi evde de içmek istiyorum’ dendi ki böylece ful otomatik kahve makineleri hayatımıza girmeye başladı. 2024’te Avrupa datalarında Türkiye ful otomatik kahve makinesi pazarında 5. sırada. Barista tipleri makinelerde de ciddi büyümeye başladı; giderek de artacak. Benim görüşüm Türkiye, 3-4 yıl sonra full otomatik kahve makineleri pazarında ya ikinci ya üçüncü pozisyona oturacak.
Sizin tercihiniz ne? Çay mı yoksa kahve mi?
Ben kahveciyim. Çünkü bildiğimiz Türk çayının pişirme şeklinin doğru olduğunu düşünmüyorum.
Nasıl yani?
Biz çayı demliyoruz, sonra tekrar içine su katarak inceltiyoruz. Yani önce çay konsantresi yapıp sonra içine su katıyoruz. Kahve öyle değil. Ben günde mutlaka 3-4 fincan espresso içerim. Sütlü içtiğim zaman da tercihim cortado.
Mutfakta yetenekli olduğunuzu biliyoruz artık. En favori mutfağınız hangisi?
Mutfağı çok seviyorum. Özellikle de İtalyan mutfağını. Evde de yemek yaparken bu mutfağı ön planda tutuyorum.
İmza yemeğiniz var mı peki?
İmza yemeğim lazanya. Ama öyle basit bir lazanya değil. Sadece ragu’sunun pişmesi yaklaşık 5,5-6 saat sürüyor. Totalde ise 7 saat filan sürüyor. Et yemeklerinde de oldukça iddialıyım. Bir de çeşitli balık yemeklerini ekleyebiliriz bu listeye. Fırından, ızgara da olmuş gibi balık çıkartabilirim.
Çok sık girer misiniz peki mutfağa?
Ben misafir aşçısıyım, özel yemekler için giriyorum genelde mutfağa. Gerçekten güzel yemek yaparım ama ben çıktığımda mutfağın hali perişan olur.
Özel bıçak takımım var ve ona kimse dokunamaz. Onlarla yemek yapması farklı oluyor bir anda kendinizi şef gibi hissediyorsunuz. Zaten mağazada sattığımız tüm ürünlerde de amaç bu, kendinizi keyifli ve mutlu hissetmeniz lazım.
Peki, başka neler var hayatınızı dolduran yemek yapmak dışında? Boş vakitlerde neler yaparsınız?
Tenis oynamaktan çok keyif alırım. Haftada iki ya da üç kez mutlaka tenis oynarım. Bu da dengeleyici oluyor. Hem açık havada spor yapmak iyi geliyor hem de rekabetçi biri olduğum için bu sporu seviyorum. Puan aldığım zaman sevinebilmem, karşımdaki kişiyi kızdırabilmem lazım. (Gülüyor)
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.