Adel’i ‘kalemcilik’in ötesine taşıyacağız
On iki ay alışveriş için, geniş ve güçlü bir portföy oluşturmak üzere Avrupa’nın önemli teknoloji şirketleri ile görüşen Adel / Faber-Castell, ‘kalemci’ kimliğinin ötesine geçmek hedefinde. Şirketin CMO’su Murat Büyükkucak, “Hedefimiz, Adel’i, zamanın ruhuna ve gereksinimlerine uygun, ‘eğitim ve ofis teknolojileri şirketi’ haline getirmek” diyor.
ÖZGE YAVUZ
Türkiye’de 10 milyar TL’ye yakın bir büyüklüğe sahip olan kırtasiye pazarında önemli bir paya sahip olan Adel / Faber-Castell, alışverişte sezonsallık sorunundan kurtulmak adına ürün kategorisini geliştirmeye yönelik adımlar atmaya başladı. Bu anlamda ofis teknolojilerine yönelik ürünlerin satışını da amaçlayan firmanın, bu dönüşümünü ve projelerini, pazarın genel durumunu Adel / Faber-Castell CMO’su Murat Büyükkucak’tan dinledik. Bir diğer gündem maddemiz ise kırtasiye pazarında giderek büyüyen sahte ürün tehlikesiydi...
Adel / Faber-Castell’den kısaca bahsedebilir misiniz?
Adel Kalemcilik, yolculuğuna 1969’da İstanbul Kartal’daki fabrikasının açılışıyla başladı. Anadolu Grubu’nun bir üyesi olarak güçlü adımlarla büyüyen şirketimiz, yüksek kaliteli ve güvenli ürünleriyle tüketicilerin güvenini kazanarak Avrupa’nın en büyük ve en modern kırtasiye şirketine dönüştü. Dünyanın en eski yazım gereçleri firması olan Faber-Castell ile kuruluşumuzdan bu yana sürdürdüğümüz iş birliğini 1995 yılında ortaklıkla pekiştirdik. 2015 yılından itibaren Çayırova’da 36 bin metrekarelik alan üzerine kurulu tesisimizde faaliyetlerimizi yürütüyoruz ve bugün Türkiye’nin ve yakın coğrafyanın en büyük üretim tesisine sahibiz.
Okulların açılması mutlaka pazara hareketlilik katmıştır ama genel olarak kırtasiye pazarında güncel rakamlar nasıl peki?
Euromonitor International ve Ipsos’un 2023 yılında yaptığı en güncel pazar araştırmalarına göre Türkiye kırtasiye pazarı tahmini büyüklüğü 2022 yılında 4.4 milyar lira iken bu rakam 2023 yılında 8.2 milyar liraya yükselmiş durumda. 2023 yılı için yüzde 85-90 oranında bir büyümenin söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Bizim pazarımız geleneksel bir pazar olduğu için FMCG gibi doğrudan ölçülemiyor ancak 2024 yılı için bu rakamın 8.5 ile 10 milyar TL civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Adel / Faber-Castell olarak bizim pazar payımız ise yüzde 25-30 düzeyinde diyebilirim.
Son dönemde kırtasiye ürünlerinde sahtecilik konusunu sıklıkla duyuyoruz. Siz nasıl önlemler alıyorsunuz?
Enflasyonist gelişmelerden dolayı erişilebilir fiyatlı ürünlere talebin arttığı, tüketicinin alım gücünün azaldığı son yıllarda, özellikle okula dönüş sezonunda merdiven altı üretilen sahte ve güvenilir olmayan ürünlere piyasada rastlanabiliyor. Sahte ürünler çocuklarımızın sağlığını tehdit ederken, dayanıksız olmalarından dolayı ailelerin de bütçesini zorluyor. Aynı zamanda vergi kaçağına da neden oluyor. Birkaç hafta önce güvenlik güçlerimiz, sahte kırtasiye malzemelerinin piyasaya sürülerek çocuklarımızın sağlığının tehlikeye atılmasına engel olmak üzere büyük bir operasyon gerçekleştirdi ve 1 milyon sahte kırtasiye malzemesinin piyasaya sürülmesine engel oldular.
Peki, tüketiciler sahte ürünü nasıl ayırt edecek?
Yüzde 50 ya da 60’ın altında bizden daha uygun fiyat gördükleri zaman şüphelensinler.
Markaya geri dönersek, pazarlama bölümü olarak bu yılki stratejileriniz nedir?
Bu yıl pazarlama ekibi olarak yeni stratejik hedeflerimiz doğrultusunda Faber-Castell markamız odağında iletişim çalışmalarımızı artırdık ve 360 derece hazırladığımız, yepyeni ve heyecan dolu ‘Faber’in Var Mı?’ kampanyamızı hayata geçirdik. Dijital platformlar ve sosyal medya kanallarına ağırlık vererek, özellikle Instagram, YouTube ve TikTok gibi genç ve dinamik kitlelerin aktif olduğu mecralarda güçlü bir varlık sergilemeye odaklandık.
Yeni ürün ve hizmetleriniz neler peki?
Adel / Faber-Castell olarak her yıl yaklaşık 300’e yakın yeni ürün geliştirirken, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlayan malzeme geliştirme ve maliyet iyileştirme faaliyetlerimize devam ediyoruz. Aynı zamanda kendi ürünlerimizi üreten patentli makineler tasarlıyor ve geliştiriyoruz. Alanında öncü akademisyenler ile çalışırken, ulusal ve uluslararası fon programları ile sektörel iş birlikteliklerini de Ar‑Ge Merkezimizin çatısı altındaki yetkin kadromuz ile yürütüyoruz.
Şirkette bir dönüşüm sürecine de girdiniz, anlatır mısınız?
Bildiğiniz gibi sezonsallığı yüksek bir iş modelimiz var. Hem bizim hem de kanaldaki perakende satış noktalarının sezonsallığını azaltabilecek ve alternatif gelir kaynakları yaratabilecek ürün kategorileri gündemimizde. Bu kapsamda Adel / Faber-Castell olarak ticaretimizi 12 aya yayan bir modele doğru gitmek istiyoruz. Bu amaçla, geniş ve güçlü bir portföy oluşturmak üzere Avrupa’nın önemli teknoloji şirketleri ile görüşürken Uzak Doğu’dan farklı teknolojik ürünleri portföyümüze eklemek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çin’deki partnerimizle karşılıklı olarak iyi bir iş birliği yürütüp, yeni ürün gruplarında da birlikte çalışabileceğimizi düşünüyoruz. 2025 yılının ilk yarısı için 50-60 ürünlük kısa liste üzerinde anlaştık. Adel’i ‘kalemcilik’ olmanın ötesinde, zamanın ruhuna ve gereksinimlerine uygun, ürün portföyü geniş ‘eğitim ve ofis teknolojileri şirketi’ haline getirme hedefiyle çalışıyoruz.
Sosyal sorumluluk alanında çalışmalarınız var mı?
Adel / Faber-Castell olarak, 2015 yılından itibaren hayata geçirdiğimiz İyilik Ağacı Kurumsal Sosyal Sorumluluk çatımız altında faaliyetlerimize devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıldan bu yana Fazla ve Gıda Kurtarma Derneği ile el ele vererek, depremden etkilenen illerin de aralarında olduğu 20 ilde köy okulları, çadır kentler ve mahallelerde yaşayan 50 bine yakın çocuğa kırtasiye ürünü ve oyuncak yardımında bulunduk. AKUT aracılığıyla ise deprem bölgesinde yaşayan çocuklarımız için 20 bine yakın kırtasiye malzemesi ve oyuncak yardımı sağladık. Bu faaliyetlerimizin yanı sıra ÖRAV (Öğretmen Akademisi Vakfı), Türk Eğitim Vakfı başta olmak üzere pek çok sivil toplum kuruluşuyla ve okullarla birlikte topluma fayda sağlayacak ve değer yaratacak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.