ABD’yi tek başına alt eden gazeteci

Kurduğu ‘WikiLeaks’ adlı sitede yıllarca ABD’ye ait yüz binlerce gizli diplomatik yazışmayı ifşa eden Julian Assange, hapiste geçirdiği beş yılın ardından geçen hafta en sonunda serbest bırakıldı. Assange’ın bir basın özgürlüğü kahramanı mı yoksa ulusal güvenlik tehdidi mi olduğu hala tartışılıyor… Peki bu süreçte neler yaşandı?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ABD’yi tek başına alt eden gazeteci

İPEK YEZDANİ

“Türkiye’nin yeni dış politikası bizim için karışık bir torba.” Tarih: 20 Ocak 2010. Pek de “nitelikli bir analiz” olarak değerlendiremeyeceğimiz bu sözler, o yıllarda ABD’nin Ankara Büyükelçiliği tarafından ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen yüzlerce gizli bilgi notundan sadece biriydi. Avustralyalı Julian Assange’ın kurduğu ‘Wikileaks’ tarafından 2010 yılından itibaren ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait yüz binlerce gizli diplomatik yazışma yayınlanmaya başlandı. Bunların arasında Türkiye’yi de ilgilendiren çok sayıda belge bulunuyordu.

Bu belgeler peyderpey açıklandıkça tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gazete manşetlerinde yer almaya başladı. Hevesli bir diplomasi muhabiri olarak o yıllarda çalıştığım gazetede, Wikileaks belgelerini Türkçe’ye çevirmek ve haberleştirmekten sorumlu gazetecilerden biri de bendim. Wikileaks sitesinde yayınlanan gizli belgeleri büyük bir heyecanla okuyor ve yüz binlerce bilgi ve belgenin arasında Türk okurunu ilgilendiren haberleri bulmaya çalışıyorduk. Öte yandan bu durum, Amerikan Dışişleri’nin Türkiye’ye ve bölgeye bakışını öğrenmek için de büyük bir fırsattı, çünkü diplomatların tüm gizli yazışmaları kabak gibi ortadaydı.

Ancak Amerika Birleşik Devletleri, Julian Assange’ın kendisine attığı bu kazığı kolay kolay affetmeyecekti. Ne de olsa dünyanın süper gücü olarak tanımlanan ABD’nin, tarihindeki en büyük gizli bilgi ifşalarından birini gerçekleştirmiş, ülkenin dış politika sırlarını bir bir ortaya çıkarmış, ülkeyi zayıf göstermişti.

Nitekim ABD'li savcılar, WikiLeaks'in kurucusunu, Afganistan ve Irak'taki savaşlarla ilgili gizli ABD askeri kayıtlarının ve diplomatik mesajların yayımlanması nedeniyle, çoğu Casusluk Yasası kapsamındaki 18 ayrı suçtan yargılamak istiyorlardı.

ABD yıllardır Irak ve Afganistan savaşlarıyla ilgili bilgilerin ifşa edildiği WikiLeaks dosyalarının, bazı hayatları tehlikeye attığını savunuyordu.

Böylelikle Assange’ın 14 yıl sürecek hukuki mücadelesi başlamış oldu.

Elçilik binasında futbol oynadı

Assange ayrıca İsveç'te tecavüz ve cinsel saldırı suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı ancak bu suçlamaları reddetti. İsveç'e giderse ABD'ye iade edileceğini iddia ederek bunun yerine Ekvador Büyükelçiliği'nden siyasi sığınma talep etti. Ekvador'un Londra Büyükelçiliği'nde 7 yıl geçirdi. Ancak bu süre zarfında Ekvador Hükümeti’yle de ilişkileri gitgide bozuldu. Elçilik binasının içinde futbol oynadığı ve kaykay sürdüğü için Ekvador Dışişleri Bakanı, 2019’da Assange’ı “kaba davranışlarda bulunmakla” suçladı.

İsveçli yetkililer 2019'da, ilk şikayetten itibaren çok fazla zaman geçtiğini söylediler ve davayı düşürdüler. Ancak Assange İngiltere'de gözaltına alındı. İsveç'e iade edilmek üzere mahkemeye teslim olmadığı için yargılandı.

Uzun süredir devam eden hukuki mücadeleler boyunca Assange nadiren kamuoyunun önünde görüldü. 2021'de hapishanede geçirdiği felç de dahil olmak üzere yıllarca sağlık sorunları yaşadı.

En sonunda ABD'yle yaptığı anlaşma gereği hakkındaki bir suçlamayı resmi olarak kabul etti ve cezaevinde geçirdiği süre göz önünde bulundurularak, mahkeme Assange'ın derhal serbest kalmasına hükmetti.

Assange, beş yıllık hapis hayatının ardından 24 Haziran sabahı İngiltere’deki Belmarsh Cezaevi'nden ayrıldı ve ülkesine, Avustralya’ya döndü.

Julian artık sıradan hayatına geri dönüyor

Peki ifşaatlarıyla iABD’yi ve dünyayı birbirine katan Julian Assange aslında kimdir? Assange, 1971 yılında Avustralya’nın Queensland eyaletindeki Townsville kentinde dünyaya geldi. Küçük yaştan itibaren bilgisayarlara meraklıydı. Nitekim 90’ların başında Avustralya’nın en başarılı “Hacker”larından biri olarak kabul ediliyordu.

Assange, 2006 yılında gizlice sızdırılan belgeleri yayınladığı Wikileaks adlı siteyi kurdu. Ancak isminin bütün dünyaya yayılması 2010 yılını bulacaktı. 2010 yılında eski bir ABD askeri olan Chelsea Manning tarafından sızdırılan Amerikan ordusuna ait gizli dökümanları yayınlamasıyla bilrikte Assange’ın ünü, dünyaya yayıldı. Yayınlanan görüntüler arasında en etkililerden biri, bir Amerikan helikopterinin 2007’de Bağdat’ta aralarında iki Reuters muhabirinin de bulunduğu 11 kişiyi tarayarak öldürdüğü görüntüler oldu.

2010 yılında Wikileaks, ABD Dışişleri Bakanlığı ve dünya genelindeki ABD büyükelçilikleri arasındaki ayrıntılı yazışmaları içeren 250 binden fazla belge yayınladı. Bu belgeler, ABD dışında diğer ülkeleri de ilgilendiren gizli yazışmalar olduğundan dolayı bütün dünyada gazetelerin manşetlerinde yer aldı.

2016’da ise ABD’nin Kasımdaki başkanlık seçimleri yaklaşırken Wikileaks, Hillary Clinton'ın temsil ettiği Demokrat Parti'nin alt kanatlarından Demokratik Ulusal Komitesi'ne ait 20 binden fazla e-posta yazışması yayınlanmıştı. Daha sonra açılan davada savdılar, yayınlanan yazışmaların “ABD seçimlerine Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump lehine müdahele etmeye çalışan” Rus istihbaratı tarafında çalındığını” ve Assange’a verildiğini iddia edecekti.

Peki Assange bundan sonra ne yapacak? Rahat duracak mı yoksa ifşaatlarına devam mı edecek? Bu sorunun cevabını Assange’ın babası John Shipton geçen hafta Avustralya medyasına şu şekilde verdi: “Julian, Avustralya’da ailesi ve karısı Stella ile birlikte sıradan bir hayatın tadını çıkaracak.”

HAFTA