2026’nın yeni nesil tam elektriklisi: Lexus LF-ZC
Yakın geleceğin otomobilleri nasıl şekillenecek, nasıl özelliklerle donanacak? Lexus’un gelecek vizyonu, otomotivin hangi yönde ilerlediğiyle ilgili şaşırtıcı bir projeksiyon…
VİRAJ- OKAN ALTAN
Elektrikli araçların mimarisi, günümüz teknolojilerini hızla tüketerek, daha verimli ve daha sürdürülebilir yapılara doğru değişiyor. Her gün yenilenen teknolojilere sahip yazılım ve donanımlar, otomobil üretim platformlarına süratle yansıyor. Dünyanın en büyük otomotiv markası Toyota’nın zirvelerini gösterdiği Lexus ise yakın gelecek öngörülerini tek bir konseptte bir araya getirdi.
2026'da yollara çıkacak tam elektrikli sedan konsepti LF-ZC’yi gösteren Lexus, günümüzün otomobillerini adeta tarihi eser gibi eski gösterecek yepyeni bir tasarım ve fikirlerle doldurulmuş.
Araç, 2.890 mm dingil mesafesi üzerindeki 4.750 mm uzunluk, 1,880 mm genişlik, 1,390 mm yükseklik ölçülerine sahip. Bu gövdeyi ön, orta ve arka olmak üzere üç parçaya bölen GigaCasting ile oluşturulan yeni bir modüler yapıya sahip olarak, daha fazla biçim özgürlüğü sağlanmış bu konseptte, parçaların entegrasyonu da doğrusal ve doğal araç dinamikleri için sağlamlığı artırmış. Gövdenin ortasına konumlandırılmış batarya, ön ve arka tarafın yapısal olarak bağımsız kalmasını sağlayarak pil teknolojisindeki gelişmelerin araca hızla entegre edilmesini ve gelecekteki Ar-Ge’lerin daha çevik uygulanmasını sağlayacak.
Üretimde de otonom montaj aşamalarıyla, hızla modifikasyon ve uyarlama yapılabilen, kendi kendini çalıştıran bir montaj hattı da söz konusu. Ön, orta ve arka bölümlerdeki akü, motor, lastikler ve kablosuz terminal bileşenleriyle kendi kendine hareket edecek montaj hattında konveyör bantlar da üretim hattından çıkarılacak ve otomobil fabrika düzeni gerektiğinde yeniden kolayca düzenlenebilecek. Bu fleksibilite ile üretim hazırlık süreleri kısalacak ve daha hızlı iş operasyonları için fabrika yatırım maliyetlerini azaltacak.
AZALAN AĞIRLIK ARTAN VERİMLİLİK
LF-ZC, daha fazla enerjinin entegre edilmesiyle geleneksel BEV'lerin yaklaşık iki katı menzile ulaşacak, menzil kaygısını azaltacak ve şehir içinden uzun mesafe yolculuklarına sürüş keyfini kesintisiz yaşatacak, gelişmiş yüksek performanslı yeni nesil prizmatik batarya kullanacak. Aerodinamik entegrasyon ve ağırlığın azaltılması yoluyla da verimliliği de artıracak. Düşük profilli batarya paketi, tasarım esnekliğini de artıracak ve otomobillerin daha çekici siluette hazırlanmasını sağlayacak. Ayrıca yüksek sürüş dinamikleri için alçak bir ağırlık merkezi de sunacak bataryanın yapısı basitleştirilerek ve sıkıştırılarak yüksek enerji yoğunluğu elde edilecek.
Kullanılan malzemelerde de ‘Bambu CMF Konsepti’yle Lexus, sürdürülebilirlik felsefesine uygun olarak bambuyu değerli çevresel kaynakları verimli bir şekilde azaltan, yeniden kullanan ve geri dönüştüren döngüsel ekonomiye bağlılığı örnekleyen imza malzemesi olarak seçti. Bambu, hızlı büyümesi, kayda değer CO2 emme kapasitesi ve Japonya'da yüzyıllardır inşaat ve el sanatları malzemesi olarak sunduğu kalıcı güzellik arasında bir denge kuruyor. Lexus, hem pratik hem de dekoratif bir çekiciliği olan bambuyu çeşitli tekniklerle yeni nesil tam elektriklilerin tasarımına dahil ederek elektrikli araçları yeni bir lüks ve güzellik düzeyine taşıyor. Bambu liflerini içeren öğeler ve bambu ipliğiyle dokunmuş kumaşlar, ışıkla etkileşime girdiklerinde çok farklı ve rahatlatıcı bir görselliğin kapısını aralıyor.
TASARIM DİLİ: KIŞKIRTICI SADELİK
Daha kompakt aktarma organları sayesinde yüksek aerodinamik performansa sahip estetik biçimin Cd 0,2'lik bir sürükleme katsayısına ulaşacak olması da, çok etkileyici. Alçak kaput ve kaporta, az görülmüş geniş bir görüş alanına sahip, sürücülerin yolla tamamen ilgilenmesine olanak tanıyacak çok farklı bir kapsül kokpite izin vermiş.
Lexus, 2030 yılına kadar Avrupa'da, 2035 yılına kadar ise küresel ölçekte tam elektrikli bir marka olma hedefinde araç yazılım platformunu tamamen revize edecek. Kabin içindeki yeni nesil ses tanıma sistemi, yazılım özelleştirmesi için kendi kendine öğrenme işlevlerini kullanan ve aracın her sürüşte her kullanıcı için en uygun kişisel ayarları otomatik olarak yapmasına olanak tanıyan ‘Butler’ adı verilen gelişmiş yapay zeka teknolojisini kullanacak. Butler, ayrıca sürüş verilerini toplayıp daha kişiselleştirilmiş bir sürüş deneyimi de sunacak. Kullanıcıyı anlamanın ve acil ihtiyaçlarını karşılayan öneriler sunmanın ötesinde; araç içindekilerin farkında olmayabileceği tercihleri de belirleyerek yeni deneyimsel değerler sunacak. Arene OS denilen yepyeni bir işletim sisteminin benimsenmesiyle, araç sürüş dinamikleri, bireysel tercihlere göre çeşitli araç işlemleri, sürüş özellikleri, sesleri ve titreşimleri uyarlanacak.
Sanal alandan gerçek dünyaya, örneğin Steer-by-Wire teknolojisiyle e-sports oynanabilecek, ardından tercih edilen ayarlar OTA aracılığıyla aracın kendisine uygulanıp gerçek dünyada deneyimleme imkanı sunulacak. Bu tür OTA güncellemeleriyle sürücünün tam istediği limitlerde tatmin edici deneyimler için aracın ‘fine tuning’i yapılmış olacak.
Geleceğin otomobillerinde ön yolcular, ferah bir kabinde ileri konumda oturacaklar. Tamamen düz zemin ve panoramik tavan, yaşam alanına genişlik katarak, dışarıdan fark edilmeyen, beklenmedik derecede açık bir iç tasarım sağlayacak.
Tüm fonksiyonlar, artık kolun erişebileceği dijital pad'de birleştirilecek, vites değiştirme, ADAS ve sürüş modu seçimi gibi araç kontrollerin tümü sol dijital tuş takımının içinde yer alacak. Müzik, klima kontrolü, telefon ve yapay zeka işlevleri gibi kumandalar, sezgisel ve kullanımı kolay bir düzen için tasarlanmış bir dijital altlıkta gruplandırılacak. ‘Gözler yolda’ ilkesiyle sürüş bilgilerini ön cama kolay okunabilir grafiklerle yansıtan LF-ZC, her iki tarafında da dijital aynalar taşıyor. Aracın tüm çevresinin görüntülerini yansıtarak, sürüş sırasında sürücünün bakışındaki, odağındaki ve kafa hareketindeki değişiklikleri en aza indirecek olan Lexus konsepti, konsantrasyonu artıracak. Ön yolcu tarafındaki geniş monitörden eğlence ve çeşitli uygulamalar için programlanabilir açık bir platform işlevi sunulacak.
‘Kışkırtıcı sadelik’ tasarım temasıyla Toyota’nın bu lüks markasının kimliğini zarif ve yoğun bir evrime sokan tasarım ekibi, aerodinamiğe odaklanmış ve özgün BEV fonksiyonel ve yapısal unsurlarını bir araya getirmişler.
Alçaltılmış kaputtan uzanan ve kabini arkaya doğru incelen şık form, belirgin arka çamurluk çıkıntıları vurgulanarak yüksek aerodinamik performans ile geniş duruş arasında bir denge elde edilmiş. Kapı yanları ve arka tampon boyunca pürüzsüz devam eden modern hatlarda hava giriş ve çıkışlarının entegrasyonu da işlevsel ayırt edici estetik ve verimli dizayn öğeleri olmuş.
Lexus, 1989'daki kuruluşundan bu yana otomotiv endüstrisinde sınırları zorlamış, geleneksel lüks kavramlarına sürekli meydan okumuş ve müşterilerine farklı ve ayrıcalıklı deneyimler önererek, otomotiv alanını aşan lüks bir yaşam tarzı markası olmuştu. Yaratıcılık ve detaylara verdiği önemle değişen müşteri ihtiyaçlarını ve isteklerini öngörmeye, şaşırtmaya ve beklentileri aşmaya çabalamaya devam eden Lexus’un bu son çalışması Lexus Future Zero-Emission Catalyst konseptindeki fikirleri çok beğendiğimizi itiraf edelim.
2026’da yollara çıkacak tam elektrikli sedan konsepti LF-ZC’yi gösteren Lexus, günümüzün otomobillerini adeta tarihi eser gibi eski gösterecek yepyeni bir tasarım ve fikirlerle doldurulmuş.