Zeki Demirkubuz "Nuri Bilge Ceylan" hakkında sessizliğini bozdu: Tokat atasım geldi
Zeki Demirkubuz, katıldığı bir canlı yayında Nuri Bilge Ceylan ile aralarındaki "İntihal" tartışmaları hakkında ilk kez konuştu. Ceylan'ın iddialarını yanıtlayan ve olaylara dair çarpıcı açıklamalar yapan Demirkubuz, Ceylan için "Gittim yanına iyi misin diye, başını çevirdi. İçimden bir tane tokat atasım geldi" dedi.
Türk sinemasının, sanat filmi diyince akla gelen ilk isimlerinden olan Nuri Bilge Ceylan ile Zeki Demirkubuz arasındaki "intihal" tartışmaları devam ediyor. Ceylan ile yaşadıkları tartışmaya ilişkin sessizliğini bozan Demirkubuz, "Ülkenin dünya çapındaki tek yönetmenin bu durumlara düşmüş olması utanç verici" ifadelerini kullandı.
"15 yıl sonra neden böyle bir şey yaptı, anlamıyorum"
Habertürk’te katıldığı bir canlı yayında "Bu polemikte 3 filmin adı geçiyor. Bunlardan ilki Yılmaz Güney'in çekmiş olduğu Baba filmi. Nuri Bilge Ceylan'la 'Baba' filmini konuştunuz mu? sorusuna yanıt veren Demirkubuz “Ülkenin dünya çapındaki tek yönetmenin bu durumlara düşmüş olması utanç verici. Bunu neden yaptı bilmiyorum. 15 yıl sonra neden böyle bir şey yaptı, anlamıyorum. Benim tanıdığım Nuri Bilge’yle ilgili arkasında mutlaka bir hesap vardır" ifadelerini kullandı.
Ceylan’ın daha önce çıktığı bir yayında sinema yazarı Tunca Arslan’a Baba filmini izlemediğini söylediğini aktaran Demirkubuz, “Kendisine filmi ben verdim. Daha sonra üzerine konuştuk” diyerek Ceylan’ın ifadelerini yalanladı.
"Üç maymun" tartışması
Nuri Bilge Ceylan'ın 2014'te Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazandığı "Kış Uykusu" filminin geçen günlerde yayınladığı kitabında "Üç Maymun" filmini Zeki Demirkubuz'un senaryosundan intihalle çektiği iddiasını yanıtlamış, Demirkubuz'un gerçeği bildiğini öne sürerek şu ifadelerini kullanmıştı:
"Öyle bir şey yok ama nedense öyle bir şey varmış gibi bir izlenim yaratmayı tercih ediyor. Bence çok ayıp ediyor. Bunca yıl arkadaşlık ettik, birbirimize ne yardımlar ettik sonuçta... Yıllar sonra yaptığı bir söyleşide 'Üç Maymun' filmini seyretmediğini de söylemiş üstelik. İnsan izlemediğini iddia ettiği bir film için nasıl böyle şeyler ima eder? Bilmiyorum. Evet, aşağılanan ben oldum belki burada ama aşağılık olan kesinlikle ben değilim."
"İma mima falan demiş. Adilik yapmasın"
Demirkubuz, Ceylan’ın yazdıklarına “Üç Maymun'u izlemedim. İma mima falan demiş. Adilik yapmasın. Çünkü ben ima etmem, bir şey varsa çat çat söylerim” ifadelerini kullanarak yanıt verdi.
"Çıt çıkarırsa o zaman teker teker anlatacağım hepsini"
Ceylan’ın “Önemsiz bir sebepten dolayı kendisiyle konuşmamaya başladık” sözlerini de değerlendiren Demirkubuz “Neymiş o önemsiz sebep? Ben Yeraltı’yı 2012’de çektim. Kendisi bana 2006 Ekim’inden beri küs” dedi.
Ceylan’ın kendisinin senaryolarını okuduğunu iddia eden Demirkubuz, “Ben onun bir tane senaryosunu okumadım. Eğer bu programdan sonra, yarından itibaren her zaman yaptığı gibi evinde oturup, dişini sıkıp oturmazsa, çıt çıkarırsa, tepem atarsa her şeye o zaman tekrar başlarım” ifadelerini kullandı.
"2006'da bir çiğlik yaptı ama bunu söylemeyeceğim"
Ceylan'dan neden küstüğünü çıkıp açıklamasını isteyen Demirkubuz "Ya da ben şimdi açıklayacağım. Çıksın cevap versin. 2006 yılında bir çiğlik yaptı ama şimdi bunu söylemeyeceğim. Çıt çıkarırsa o zaman teker teker anlatacağım hepsini" diye konuştu.
"Hiçbir zaman çok yakın arkadaş değildik"
Durumu dedikodu malzemesi olmayı düşünerek dillendirmek istemeyip Ceylan ile arasına mesafe koyduğunu aktaran Demirkubuz "Zaten hiçbir zaman söylendiği gibi çok yakın arkadaş değildik. Aç kalsam ekmek parası isteyeceğim biri değildi. Ama işte Semih Kaplanoğlu gibi, ya da başka arkadaşlar gibi görüştüğüm bir arkadaştı. Ama ben midem bulanınca uzaklaştım ama ilişkimiz kopmadı. İklimler’in kurgusu sırasında çok çiğ bir hareket yaptı. O onu çekti, ben Kader’i çektim. O sene Kader ağlarını Antalya Film Festivali’nde ördü; en iyi film ödülünü 300 bin liraya çıkardılar. 230 bin dolar… Dünyada eşi yok" dedi. Demirkubuz'un konuşmalarından diğer öne çıkanlar ise şöyle:
* Ödül töreninin açıklanacağı gün otelin lobisinde otururken bu geldi, böyle havalı havalı gevrek gevrek… Jüride de bir Cannes’dan bir lavuk var, bunun bir arkadaşı. Hatta orada bunun esprisi oldu, herhalde sinyal aldı bu ondan keyfi yerinde diye. Benimle de konuşuyor, geldi masamıza oturdu, sohbet ettik. Aynı akşam bunlar geldi yapımcısı, karısı, kendisi, tören sırasında önümüze oturdular, hiç konuşmadılar benimle…
* Ebru iki gün önce Kader’i izleyince allak bullak olduğunu söyledi, aramız iyiydi. Neyse geldiler, konuşmuyor. Arkasından seslendim de, bakmadı bile. Neyse vardır bir derdi dedim. İki tane ödül aldı, çıktı acayip küskün falan. Sonra her şeyin üstüne yemin ediyorum bir tane bile Kader’e şey yok…
"İçimden bir tane tokat atasım geldi"
* Bizim zaten bir beklentimiz de kalmadı. Tam böyle en iyi film ödülü açıklanmadan önce bu pat bayıldı. Gitti kaldırdılar, hatta ben de yardım etmeye çalıştım… Törenden sonra telefon ettim, iyi misin diye sormak için. Yapımcısı Zeynep Atakan çıktı telefona, iyi falan dedi, geçiştirdi. O günden itibaren benimle konuşmadı.
* Hatta bundan iki gün sonra Mis Sokak’ta başka bir yönetmen arkadaşla oturuyordu. Gittim yanına iyi misin diye, başını çevirdi. İçimden bir tane tokat atasım geldi. Çok yakınındaki birine sordum sonra, 'sen Cannes Film Festivali'nin aleyhine konuşuyormuşsun, o yüzden küsmüş.' Lan, Cannes Film Festivali'nin muhtarı mısın, sana ne? Yalana ihtiyacın olursa üretirsin...
* Akıllı bir insandır ama akıllı olmak yetmiyor. Bir sürü insani şeyden mahrum olursan... Akıllılık karşındakini aptal zannetmek değil. Bu anlamda akıllı biri olsaydı, 17 yıl sonra ne uğruna yaptığını bilmiyorum, arkasında çıkar, para meselesi vardır, beni burada konuşmaya mecbur bırakmazdı.