Yılmaz: Seçmen davranışı doğru yönde olmazsa, siyasetçiden ahlaklı olması beklenemez
Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, yaptığı açıklamada, "Seçmen davranışlarının doğru yönde olmasını sağlamadan, seçilenin ahlaklı olması beklenemez. Bireylerin farkındalığının oluşturulmasında da sivil toplum örgütlerinin katkısı, örgütlenme olmadan mümkün değil." ifadelerini kullandı.
Mehmet KAYA
ANKARA - Türkiye Kent Konseyleri Birliği, 18 Mart günü, deprem ve doğal afetlere yönelik olarak, bireylerin, birey ve sivil toplum örgütlerinin siyaset ve kamu uygulamaları üzerine baskı oluşturacak şekilde örgütlenmesi, kent konseylerinin bu konuda ortak bir tavır belirlemesi gündemiyle toplanıyor. Toplantıda, bir çalıştay ile hazırlanacak bildiri ve görüşler, il konseyleri tarafından belediye meclislerine sunulacak. Ayrıca, 18 Mart günü, Birlik dönem başkanlığı da Ankara’ya geçecek.
"Halk bilinçlendirilmeli"
Toplantı hakkında bilgi vermek amacıyla bir basın toplantısı düzenleyen Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, “Dayanışma Depremden Güçlüdür” temasıyla yapılacak toplantının Türkiye genelinde depreme karşı geniş bir farkındalık oluşturmayı hedefl ediğini vurguladı.
Farkındalık oluşturmanın, sadece kamu kurum ve kuruluşları ya da sektörlerle ilgili olmadığını, halkın bilinçlendirilmesi, davranış ve tutumlarının da sorunların çözümü yönünde geliştirilmesi gerekliliğini içerdiğini kaydeden Yılmaz, “Seçmen davranışlarının doğru yönde olmasını sağlamadan, seçilenin ahlaklı olması beklenemez. Bireylerin farkındalığının oluşturulmasında da sivil toplum örgütlerinin katkısı, örgütlenme olmadan mümkün değil” dedi.
Türkiye’de binalar konusunda rant odaklı bir yaklaşım olduğunu belirten Halil İbrahim Yılmaz, “Kentsel dönüşüm ile rant kelimesinin aynı cümlede yer alması düşünülemez” dedi.
Deprem sonrası yapılaşmada da çok hızlı davranılmaması gerektiğini kaydeden Yılmaz, burada da bilimsel verilere dayalı olarak şehirleşmenin planlanması gerektiğini söyledi. Yılmaz, “Deprem tabiatın bir gerçeği olduğuna göre; değişmesi, dönüşmesi ve önlem alması gereken bizleriz. İşte, bu vesileyle düzenleyeceğimiz farkındalık programında, şapkamızı önümüze koyup sorumluluklarımız kapsamında neler yapabileceğimizi ele alacağız” diye konuştu.
Bütün bileşenleri gönüllülük esasına dayanıyor
Kent konseylerinin tüzel kişiliği olmadığını, herhangi bir bütçe ve harcama yetkisi bulunmadığını hatırlatan Halil İbrahim Yılmaz, konseyin bütün bileşenlerinin gönüllülük esasıyla bir araya gelerek organize olduğunu, ihtiyaç karşılamaya yönelik olarak normalde akla gelmeyecek unsurların bu sayede ortaya çıktığını kaydetti. Toplamda 200 milyon TL’lik yardımın bu şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığını anlatan Yılmaz, kent konseylerinin bu yenilik üretme ve koordinasyon kapasitesinin şehir yönetimleri için de kullanılabileceğini açıkladı.