Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Başkanı Nazmi Şahin: Denetçiyi müteahhit seçti sonucu 6 Şubat'ta gördük
Yapı denetim sisteminde, düzgün işleyen otomatik atama sisteminden vazgeçilmesinin deprem güvenliği açısından büyük risk oluşturduğunu belirten Nazmi Şahin, 6 Şubat depreminde yıkılan binaların büyük bölümünün zorunlu denetim öncesi ruhsat alan yapılardan oluştuğunu iddia etti.
HÜSEYİN GÖKÇE - CANAN SAKARYA / ANKARA
Yapı denetim sisteminde, denetçilerin otomatik atanması yerine eskiden olduğu gibi müteahhide seçme şansı getiren kanun teklifine itirazlar yükseliyor. Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Başkanı Nazmi Şahin, düzgün işleyen sistemin yeniden eski haline dönüştürülmesinin deprem güvenliği açısından büyük risk oluşturduğunu söyledi. Depremden en çok etkilenen Malatya, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta zorunlu denetimin 2010 yılında başladığını, bundan 4 ay önce ise ruhsatların olağanüstü arttığını belirten Şahin, “Depremde yıkılan binaların tamamına yakını bu dönemde yapılan binalardan oluşuyor” dedi. İddia edilenin aksine yapı denetim ücretlerinin çok düşük kaldığını dile getiren Nazmi Şahin, sistemin düzeltilmesi yerine tamamen dışlanmanın tercih edildiğini aktardı.
EKONOMİ’nin sorularını cevaplandıran Nazmi Şahin, kanun teklifiyle birlikte sistemi kökten değiştiren unsurların yasaya eklenmeye çalışıldığını bildirdi. Düzgün çalışan sistemin delinmeye çalışıldığını kaydeden Şahin, artık müteahhitlerin 500 m2’ye kadar olan denetimlerde istedikleri denetçiyle çalışabileceklerini kaydetti.
“Denetim başlamadan rekor sayıda ruhsat alındı”
500 m2’den büyük işlerde iki denetçiden birisini seçme uygulamasının getirildiğini belirten Nazmi Şahin, bu sistemin olumsuzluklarını daha önceki depremlerde yaşandığını hatırlattı. Depremden en çok etkilenen Malatya, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta yapı denetim sisteminin 2010 yılından itibaren zorunlu hale geldiğini vurgulayan Şahin, “Pilot uygulama bitip sistem tüm Türkiye’ye yayılmadan önce bu üç ilde olağanüstü rekor seviyede, daha önce eşi görülmemiş miktarda ruhsat alındı. Denetimden kaçmak için iki üç yılda alınan ruhsatlar böyle yaptılar” dedi.
Buna karşılık 6 Şubat depreminde yıkılan binaların çoğunun yapı denetimsiz binalar olduğunun altını çizen Nazmi Şahin, “Denetimden kaçan binaların çoğu bu depremde yıkıldı, 6 Şubat’ta yıkılan binaların sadece 185 tanesi denetimliydi. 151 bin 599 bina ise denetimden geçmemişti” diye konuştu.
Denetimli binaların yüzde 99.8’inde can kaybı yaşanmadığını aktaran Nazmi Şahin, sisteme yönelik yanlış bir algıdan daha bahsetti. Yapı denetçilerin özellikle müstakil binalardaki tadilatlara izin vermediği için devre dışı bırakılmaya çalışıldığını öne süren Şahin, “Müteahhitler bir yapı denetçileri için bir de belediye için ayrı olmak üzere iki proje hazırlıyorlardı. Biz resmi projenin geçerli olmasını istiyor ve aykırı olana izin vermiyorduk” ifadelerini kullandı.
Yapı denetimi halı yıkamadan bile ucuz
İnsanların can güvenliğiyle doğrudan ilgili olan yapı denetiminin ücretlerinin iddia edilenin aksine çok düşük olduğunu söyleyen Nazmi Şahin, yapı denetimin halı yıkama ücretinden bile ucuz olduğunu belirtti.
100 m2 binada yapı denetiminin 11 bin lira olduğunu, aynı evin alım satımında yüzde 4 gibi yüksek oranda harç ödendiğini anlatan Nazmi Şahin, “Burada tek suçlu yapı denetçisi görülüyor ve cezalar da buna göre artırılıyor. Oysa şantiye şefleri, ustalar hiç sorumluluğu yok. Fiilen suçu işleyene değil, onu kontrol edene ceza veriyorlar. Oysa o kişiler denetçinin söylediklerini yapmadığı için sorun çıkıyor” dedi. Yasal düzenleme hazırlanırken sektörden görüş alınmadığını dile getiren Şahin, aynı şekilde komisyondaki görüşmelerde de temsilcilerine söz hakkı verilmemesinden yakındı.
Teklif sahibi AK Parti Amasya Milletvekili Çilez: “Denetçiler denetimi üstlenmek istemiyordu”
Yasa teklifinde ilk imza sahibi Amasya Milletvekili Hasan Çilez, teklifi n görüşüldüğü Meclis Bayındırlık Komisyonuna yaptığı sunumda değişikliğe gerekçe olarak yapı denetçilerinin uzak yerlerdeki küçük işlere gitmemesini gösterdi. Çilez’in teklife ilişkin değerlendirmeleri şöyle: “Uzak mesafeli ve küçük ölçekli projelerin denetim görevini yürütmesi için elektronik dağıtımla belirlenen yapı denetim kuruluşları, bu işlerde elde edilen gelirin iş kapsamında yapılan harcamaları karşılamayacak ölçüde düşük olduğu gerekçesiyle bu işlerin denetimini üstlenmekten imtina etmekte, hatta mevzuatta öngörülen idari yaptırımları göze alarak yapı sahibiyle sözleşme imzalamaktan kaçınmaktadırlar. Bu durumda sadece elektronik dağıtımla belirlenebilen yapı denetim kuruluşunun bu yaklaşımı nedeniyle yapı sahibi inşaatına başlayamamaktadır. Bu kapsamda yapılan araştırmalarda elektronik dağıtımın devreye alındığı günden bugüne kadar dağıtımı yapılan 500 metrekareye kadar olan işlerin reddedilme oranı beklentilerimizin oldukça üzerinde olmuştur. Burada şunu yapıyoruz; 200 metrekareye kadar olan yerlerde yapı denetimi yok. 201 ve 500 arası olan yerler, normalde tahminî yapı maliyetinin, yaklaşık maliyetinin yüzde 1,5’u idi. Biz 201 ile 500 arasının yapı denetim bedelinin yüzde 3,5’una kadar üst tavanını yükseltiyoruz. 501 ile 1.000 metrekareyi 1,5’tan 1,75’e yükseltiyoruz. 1.001 ile 50.000 arası yine yüzde 1,5 olarak kalıyor. 50.001 metrekare ve üzeri çok büyük yapılarda da yüzde 1,25 olarak bunu düzenliyoruz. Güçlendirme yapılan yerlerde de yapının tüm bedelinin, yapı denetiminde ödenecek bedelin yüzde 25’ten az olmaması hükmünü getiriyoruz.”