Türkiye'de her 10 çocuktan biri yeni giysi ve ayakkabıya ulaşamıyor
Derin Yoksulluk Ağı’nın 234 çocukla yaptığı araştırmaya göre, her iki çocuktan biri yeterli iç çamaşırına, dört çocuktan üçü ayakkabıya erişemiyor. Giysi eksikliği, çocukların eğitime katılımını ve sosyal hayata dahil olma hakkını da engelliyor
Derin Yoksulluk Ağı’nın yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de çocuklar yalnızca beslenme değil, giyinme hakkından da uzak kalıyor.
0-18 yaş arasındaki 234 çocukla yapılan saha çalışmasına göre, her iki çocuktan biri yeterli iç çamaşırına sahip değil; yüzlercesi ayakkabı, pantolon ve tişört ihtiyacını karşılayamıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Derin Yoksulluk Ağı’nın (DYA) verileri, milyonlarca çocuğun yalnızca beslenme ya da barınma değil, temel bir ihtiyaç olan giysiye erişimde de ciddi sıkıntılar yaşadığını gösteriyor.
Yoksulluğun en görünür hali: Giysisizlik
TÜİK’in 2024 verilerine göre, 15 yaş altı çocukların yüzde 9,2’si yeni giysiye, yüzde 9,4’ü ise düzgün iki çift ayakkabıya sahip değil. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ülkede yoksul çocuk sayısının 9 milyon 590 bine ulaştığını belirtiyor. Bu sayı, Türkiye’yi OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda ikinci sıraya yerleştiriyor.
Saha araştırmasından çarpıcı veriler
Cumhuriyet'te yer alan habere göre DYA, TÜİK verilerini sahada somutlaştırmak amacıyla, İstanbul'da çoğunlukla asgari ücretle geçinen ya da sosyal yardımlarla yaşamını sürdüren 90 hanede yaşayan, 0–18 yaş arası 234 çocukla birebir görüşmeler yaptı.
Elde edilen veriler çarpıcı:
129 çocuk yeterli iç çamaşırına sahip değil.
158 çocuğun pantolonu, 148 çocuğun tişörtü yok.
192 çocuğun düzgün bir çift ayakkabısı bulunmuyor.
Giysi eksikliği eğitim ve sosyal hayatı da etkiliyor
Araştırma yalnızca fiziksel ihtiyaçları değil, çocukların duygusal ve sosyal kırılmalarını da gözler önüne seriyor. Giysi eksikliği nedeniyle okula gitmek istemeyen, sosyal etkinliklerden uzak duran çocuklar zamanla özgüven kaybı yaşıyor ve eğitimden kopma riskiyle karşı karşıya kalıyor.
DYA Kurucusu Hacer Foggo, bu dramatik tabloya dikkat çekerek, 23 Nisan etkinliği için beyaz gömlek alamayan bir annenin yardım çağrısını örnek veriyor. Foggo, “Etkinliklere kıyafet yetersizliği nedeniyle katılamayan çocukların oranı yüzde 8,7. Bu oranlar, giysisi olmayan çocukların gözyaşlarıdır” ifadelerini kullanıyor.
"Kızım giyemediği için okula gitmek istemiyor"
Araştırmaya katılan ailelerin ifadeleri, giyim ihtiyacının artık bir lüks haline geldiğini ortaya koyuyor:
“İki kızım var. Kiradayım, tek başıma mücadele ediyorum. Günlük ne pişireceğimizi düşünüyorum. Kıyafet almak artık hayal.”
“Ayakkabım yoktu, ablamın terliğini giyip çıktım. Mahallede utanıyorum.”
“Çocuklarımın beden ölçüsünü bilmiyorum. Yıllardır yeni kıyafet almadım. Genelde çöpten ya da bağışlardan giyiniyoruz.”
“Kızım ergenliğe girdi. Kıyafeti olmadığı için bazı günler okula gitmek istemiyor. Pazardan ikinci el bulabilirsem, bütçeme yetiyorsa alıyorum.”
"Nesiller boyunca süregelen bir kısır döngünün hikayesi"
Araştırma, bu tablonun yalnızca bugünü değil, çocukların geleceğini de tehdit ettiğini ortaya koyuyor. Eğitimden uzaklaşma, sosyal dışlanma, çocuk işçiliği ve erken yaşta evlilik gibi riskler, giyinme hakkının çok ötesinde, daha derin sorunlara işaret ediyor. DYA’nın vurguladığı gibi:
“Bu sadece bir kuşağın değil, nesiller boyunca süregelen bir kısır döngünün hikayesi.”
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.