Tuğrul Türkeş'ten Ahmet Şık açıklaması: Yerde milletvekilinin kanı var, bununla mı dünya barışını sağlayacağız?

AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş gündeme ilişkin açıklamalarında, geçtiğimiz günlerde Meclis'te Ahmet Şık'a yönelik saldırıyı değerlendirdi. Türkeş, Şık'ın konuşmasının provakatif olduğunu söylerken, "Yerde milletvekilinin kanı var. Hangi yerde? Bir gün önce Mahmut Abbas’ın ayağının bastığı yerde. Bununla mı biz barışı sağlayacağız? Bununla mı dünya barışına katkı sunacağız?" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Tuğrul Türkeş'ten Ahmet Şık açıklaması: Yerde milletvekilinin kanı var, bununla mı dünya barışını sağlayacağız?

AK Parti Ankara Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türk Delegasyonu Başkanı Tuğrul Türkeş gündeme ilişkin konuştu.

Gazeteci İsmail Saymaz'a konuşan Türkeş, hem Meclis'te yaşanan gerilimi hem de Gezi olaylarına ilişkin görülen davadaki tutukluları ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gıda zehirlenmesi yaşadığı söyleyen Türkeş, 16 Ağustos’ta TBMM’de yapılan Can Atalay oturumuna katılamadı. Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın saldırıya uğradığı kavgalı oturumu televizyonda izledi.

Tuğrul Türkeş'in Saymaz'la röportajı şöyle:

TBMM’deki Can Atalay oturumuna neden katılmadınız?

İki gün önce büroma getirdikleri yemekten zehirlendik. Ayakta geçirdik ama hastanede serum taktırdık.

Bu nedenle mi gidemediniz?

Evet. Oturumu televizyondan üzülerek izledim.

Manzarayı nasıl yorumluyorsunuz?

Ahmet Şık’ınki provokatif bir konuşmaydı. Kürsüye gelip hakaretamiz ifadeleri kullanırsa öbür tarafın elini bağlayıp seni seyretmesini beklemiyorsunuz. Yapılmaması lazımdı. Şık da amacına ulaştı. Bana göre üzgün değildir olanlardan.

TBMM açısından çok kötü oldu. Bir gün önce Mahmut Abbas'ı getiriyorsun, olağanüstü toplantıya çağırıyorsun, dünyaya mesaj veriyorsun. Ertesi günü yerde milletvekilinin kanı var. Hangi yerde? Bir gün önce Mahmut Abbas’ın ayağının bastığı yerde. Bununla mı biz barışı sağlayacağız? Bununla mı dünya barışına katkı sunacağız?

Milletvekili dediğin insanlarda asgari kültür, asgari feraset, bir bilinç olmasını insanlar arzu ediyor. Bunu parti ayrımı yapmaksızın söylüyorum.

Bir de kürsü dokunulmazlığı var. Alpay Özalan yumruk attı…

İşin hiç oraya gelmemesi lazımdı. Bu saatten sonra kim haklı, kim haksız; konuşmanın faydası yok. Kötü bir şey oldu.

Benim 2-3 ay önceden toplumun dikkatini çekmeye çalıştığım şey tam da bu nokta. “Türkiye'de demokrasi var, hürriyetler var, hukuk var, hukuk iyi işliyor” densin diye biz gayret ederken, vandalizm gene çıktı su yüzüne.

Hakimlerin bile okuyup okumadığını bilmediğimiz dosyalarda bütün siyasiler yüksek fikir sahibi. Fenerbahçelilik ve Beşiktaşlık gibi siyaset 21. yüzyılda Türkiye'ye yakışmıyor.

CHP ikinci kez çağrı yapıyor. Ne düşünüyorsunuz?

Netice alamayacaklarsa yapmasalar daha iyi olur.

Niçin?

Netice alınmayacaksa bu tip kavgaların Türkiye’ye de faydası yok. Kimseye faydası yok.

Ayrı bir şey formüle ettiler de diğer partilerle uzlaşma olduysa tabii ki meclis toplantıya çağrılabilir. Eğer olmayacaksa bir kavgaya daha ihtiyacımız yok.

Gezi Parkı için çok uğraştınız. Devam edecek misiniz? Bakalım, önümüzdeki süreci bir gözleyelim. Şu an yeni yorum yapmayı gerektirecek bir şey yok. Eylül ayında Avrupa Parlamentosu çalışmaya başlıyor. Türkiye, NATO’da birtakım toplantılara iştirak ediyor. Kendimiz aynaya baktığımızda ne görüyoruz ayrı, dışarıdan nasıl görünüyoruz’u bilahare ele almak lazım.

Kapıyı kapatmadınız tamamen.

Ben hiçbir zaman kapatmamışım. Türkiye’de hep hukuk hakim olsun, hürriyetler artsın, demokrasi daha iyi işlesin diye mücadele ettim.

Meclisteki kavga içeridekilerin durumuna nasıl etki etti?

Dosya muhtevasını bilmeyen herkes hala ahkam kesiyor. Bu tip kavgalar işi kamplaştırıyor. Casusluk diye bir dava açılmış ve topyekun beraat etmişler. Bu böyleyken bir kısmı benim de arkadaşlarım olmak üzere birçok siyasi “Oranın buranın casusu” diyor. Yüce Türk mahkemelerini otorite kabul etmiyor muyuz hiç birimiz? Benim üzüldüğüm nokta o. Kavala’ya üzüldüğüm kadar buna da üzülüyorum. Mahkeme karar vermiş, casusluktan beraat ettirmiş. Ee? TBMM çatısı altındaki en az 3-4 siyasi partinin üyeleri kararlara saygı göstermiyor. Hala adama casus diyor. Peki, nasıl ikna edeceğiz sizleri? Diyor ki “Her ne kadar berat etmiş olsa dahi, işte oranın adamı, buranın adamı…” Allah Allah!

Hukukun durumu ortada. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay’ın kararları çelişiyor. Bu kaos birilerinde memnuniyet yaratıyor. Üst mahkemeyi nihai otorite olarak kabul etmiyoruz. Diğer taraftan, ekimde meclis açılınca yeni anayasa yapacağız. Peki nasıl olacak o? Anayasa Mahkemesi’ni dinlemiyorsak, anayasa, rahmetli Özal’ın tabiriyle bir kere, üç kere ezilmeyle zarar görmüyorsa o zaman niye anayasa yapıyoruz? Oraya kavşağı koymuşsun, “Bunu dinlemem, geçerim.” (diyorsun) Ne koydun oraya? Masraf etmeyeydin bari kırmızı ışığa!

Gezi Parkı sanıklarını ziyaretiniz nasıl geçti?

Moralli buldum. Kendileriyle aynı siyasi görüşe sahip olmayan birinin bu işe ilgi gösteriyor olmasından memnunlar. Son bir hafta içinde bir iletişimsizlik oldu Adalet Bakanlığı ile. O gecikmeye hayret etmişler.

Osman Kavala sizde nasıl bir intiba bıraktı?

Çok dingin. Bu kadar süredir bir nevi beyhude tutukluluğunun içinde olan insan açısından çok aklı başında. Eğitimli insan olmanın farkı diye değerlendirdim. Medeni, aklı başında insan ve çok dingin bakıyor meselelere. İnancı yükselmiş bir şahsiyet gözledim.
Ben Tayfun (Kahraman) Bey’in de o kadar genç olduğunu bilmiyordum.

Aileleri de çok aklı başında davranıyor.

Bir örgüt intibası vermiyorlar.

Tüm Gezi Parkı için tutukluları için diyorsunuz değil mi?

Beş kişinin ziyareti sonucunda; Osman Kavala, Can Atalay ve Tayfın Kahraman ile hanımefendiler (Çiğdem Mater, Mine Özerden) de öyle.

Diyelim ki üç PKK’lıyı, üç tane İşçi Partiliyi veya üç MHP'liyi görseydim farklı olurdu. Ama bunlara baktığında içinde farklılıklar olduğunu gözlemliyorsunuz. Bu tabi çok subjektif. Ama benim gözlemimde yok öyle bir şey.

Can Atalay nasıl geçti görüşmeniz?

Genel konuları konuştuk. Oturup dosya dosya konuşmuyorsunuz. Genel bir sohbet oluyor.

Görüşmelerden sonra Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı bilgi istedi mi?

Yok, böyle bir fırsat doğmadı.

Başka bir ziyaret daha düşünüyor musunuz?

Şimdilik bu kadar. Zaten bu ziyaret kapsamın dışındaydı. Biz işin hukuk boyutuna dikkat çekmeye çalışırken, böyle bir ziyaret ihtimali çıktı. Hem onların arzu ettiğini duyduk. Çiğdem Hanım da diğer hanım da öyle. Onlarla da çok güzel geçti.

Nasıldı sohbetiniz?
İyi geçti. Dört kızdan sonraki erkek çocuğuyum. Dört ablam vardı ben büyürken, onun için. (Gülüyor)"

Gündem