Şanssız kuşak ‘orta yaşlı milenyıllar’
Yapılan araştırmada, 1981-1988 yılları arasında doğan 'yaşlı milenyıllar'ın yüzde 44’ünün en az bir kronik rahatsızlığı olduğunu ortaya koyuyor.
Hilal SARI
Ne oldu?
Yetişkin hayatları boyunca önce küresel finansal krizi, durgun ücretleri ve yükselen hayat pahalılığını tadan en yaşlı milenyıllar, şimdi de bu listeye pandemiyi de ekledi. ABD’li yayın kuruluşu CNBC’nin 2021 yılında - milenyıl kuşağının en yaşlıları 40 yaşına adım attığında - başlattığı “Orta Yaşlı Milenyıllar” içerik serisi, artık iş dünyasında yönetici konumlara gelmeye başlamış bu kuşağın toplumsal refahı, tüketici tercihleri ve hayattan beklentilerine ışık tutan araştırmalar içeriyor. İşte bu araştırmalardan biri de 1981-1988 yılları arasında doğan “yaşlı milenyılların” yüzde 44’ünün en az bir kronik rahatsızlığı olduğunu ortaya koyuyor. “Yaşlandıkça normal” diyenleriniz olabilir ancak araştırmalar bu kuşakta geçmiş nesillere göre sağlık sorunlarında artış olduğunu da ortaya koyuyor.
Ne dedi?
Amerikan Kamu Sağlığı Derneği Yönetici Direktörü Dr. Georges Benjamin yeni ortaya çıkan bulguların milenyum kuşağının tahmin edilenden kesinlikle daha da sağlıksız olduğuna dair olduğunu gösterdiğini belirtiyor.
ABD’de The Harris Poll tarafından CNBC adına 4 bin “milenyıl” ile gerçekleştirilen anketin sonuçlarında, 33-44 yaş arasındaki 840 kişilik ‘daha yaşlı milenyılların” daha fazla kronik rahatsızlığı olduğu görülüyor.
“Kronik bir rahatsızlığınız var mı? Varsa kaç tane?” sorusuna anket genelinde yüzde 50 “evet” derken, daha yaşlı milenyıllarda oran yüzde 56’ya yükseliyor. Yüzde 19 - yani neredeyse beş milenyıldan biri - bir kronik rahatsızlığı olduğunu söylüyor. Ancak 2, 3 hatta 4 veya 5 kronik rahatsızlığı olan milenyıllar da var.
Hipertansiyon, diyabet ve obezite milenyum kuşağında en çok görülen kronik rahatsızlıklar. Dr. Benjamin, “obezite epidemisi” diye ifade ettiği kronik rahatsızlığın hipertansiyon, diyabet ve hatta bazı kanser türlerindeki artışın ana nedenlerinden biri olabileceğini söylüyor.
Yaşlı milenyıllara geldiğimizde ise en sık karşılaşılan kronik hastalıklar, sırasıyla “migren, majör depresyon ve astım”. Tip 2 diyabet ve hipertansiyon da ilk beşteki diğer kronik rahatsızlıklar.
Bu rahatsızlıklar milenyıl kuşağının sadece sağlığını değil cüzdanını da etkiliyor. En az bir kronik rahatsızlığı olan kişilerin iki katı sağlık harcamaları yapması gerekebiliyor. Kaiser Family Foundation’ın yaptığı bir araştırma ABD’de 65 yaş altında olup (yüksek tansiyon, kalp rahatsızlığı gibi) bir dolaşım bozukluğu rahatsızlığı olan kişilerin yılda ortalama 1500 dolardan fazla harcama yaptığını ortaya koyuyor. Bu rakam kronik rahatsızlığı olmayan kişilerde 778 dolar.
Uzmanlar, pandemi şartlarında (Nisan 2021) yapılan bu araştırmanın verilerinin pandemi sonrasında daha da yükselebileceğini söylüyor.
Ne olacak?
Şirketlerin artık yönetim pozisyonlarına da gelmeye başlayan ve uzun yıllar “tembel ve şirketten ziyade kendine önem vermekle etiketlenen” bu kuşak artık değerleri olan şirketler için çalışmak istiyor ve rahat bir giyim-kuşamla çalışabilmeyi talep ediyor. ABD işgücü piyasasının %56’sı milenyıllardan oluşuyor. Bu neslin en yaşlıları bu yıl 40 yaşına giriyor. Ancak pandemi bu nesilde önemli bir aydınlanma daha yaşatıyor ve birçoğu kurumsal basamakları tırmanmanın artık değip değmeyeceğini birkez daha gözden geçiriyor. Ücretlerin durgunluğu, yönettikleri kişilerle arasındaki ücret farkının düşük olmasına rağmen sorumluluğun çok daha fazla olması, manevi tatmin bulamamaları gibi önemli nedneler “belki de yönetici olmamalıyım” görüşünü güçlendiriyor.