Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu: Merkez Bankası, maliye politikasını ürkek değerlendiriyor
Maliye’nin gelir politikası ve harcama politikasının olmadığının söyleyen Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu, Merkez Bankası’nın ise enflasyon raporunda maliye politikasıyla para politikasının uyumu konusunda ürkek bir değerlendirme yaptığını söyledi.
İLHAN DUMAN
Nasıl Bir EkonomiTV’de Ekonomi Masası’nın konukları kripto para uzmanı Helin Çelik ve Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi ve EKONOMİ gazetesi yazarı Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu oldu. Helin Çelik, kripto para piyasasında yukarı yönlü seyrin devam etmesini beklediğini dile getirdi. Nevzat Saygılıoğlu ise maliye politikasıyla para politikasının uyumsuzluğuna işaret etti.
“Kripto para piyasasında iyimserlik fiyatlaması var”
Trump’ın seçilmesiyle birlikte kripto parada yaşanan yukarı yönlü seyrin devam edeceği öngörüsünde bulunan Çelik, “Trump heyecanının devam etmesi, savaş halinin son bulacağının düşünülmesi, yatırımcının Bitcoin'in stratejik rezerv olma yolunda ilerleyeceğini düşünmesi, Trump'ın başkanlık görevine başlamasından sonra ABD’nin yüklü Bitcoin alımı yapacağı beklentisiyle iyimserlik fiyatlaması gözlemliyoruz. Genel anlamda yönü yukarı olarak değerlendirmeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Bu iyimserlikle Bitcoin’de 89.300 doların görüldüğünü belirten Çelik, “Burada ufak bir dirençle karşılaştık ve bu direnci kırabilirsek aslında 100.000 dolar yolculuğuna başlamış olacağız” dedi. Geçen hafta Ethereum için 3.500 dolar, Solana için 210 doları öngördüğünü hatırlatan Çelik, “Solana’da 210 dolar kırıldı, 220’nin üzeri test edildi. Tabii burada bazen zikzaklar çizerek gidebiliriz ama ağırlıklı olarak balina alışlarının gündemde olduğunu gözlemliyoruz. Yüklü pozisyon alışları piyasayı yukarı taşıyor. Bireysel yatırımcı biraz daha temkinli fiyatlama konusunda. Minimal alımlar yapmaya devam ediyor ama her halükarda uzun vadeli pozisyonların hacminde büyüme var. Sadece teknik açıdan bir doygunluk seviyesi olması halinde ufak tefek geri çekilmelerin yaşanması mümkün. Ama piyasada bozulma yaratacağını düşünmüyorum” dedi.
“Maliye’nin gelir politikası, harcama politikası yok”
Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu ise özellikle finans ağırlıklı bazı çevrelerin, maliye politikalarını ya da mali disiplini bütçe açığındaki azalma olarak ifade ettiğini ifade ederek, “Böyle garip bir durum var. Halbuki toplama değil, bunu oluşturan rakamlara, alt başlıklara bakmak lazım. Genel toplam önemli değil. 8 Kasım tarihli Merkez Bankası enflasyon raporunda dezenflasyon programını engelleyen tehditleri sıralarken en sona maliye politikasıyla para politikasının uyumu koordinasyonunun önemi konusunda ürkek bir değerlendirme yapılmış. Devamında da ‘Vergiler harcama açısından önemli’ ifadesi var. Ayrıca ‘Maktu ÖTV gelirleri de bir beklenti olarak dikkate alınmalıdır’ demiş. Yani yüzde 44 yeniden değerleme oranı birtakım vergilerde uygulanacak. Buna bağlı olarak da bir vergi artışı bekleniyor. ‘Dolaysız vergilere ağırlık verilsin. Özellikle borçlanmaya fren vurulsun’ demiyor. Bunların hiçbiri yok. Yani en başa kalın puntolarla yazılması gereken şey en sonda ürkek, aşırı kapalı ifadelerle kaleme alınmış. Maliye’nin gelir politikası, harcama politikası yok, yok, yok. Maliye politikasının borçlanma tarafı almış başını gidiyor” şeklinde konuştu.
“Bürokrasi dışa kapalı ve ürkek”
Hükümetin en büyük açmazlarından birinin de her şeyi ilk defa keşfeder gibi geçmişle hiç bağlantı kurmaması olduğunu söyleyen Saygılıoğlu, “Hükümet, şöyle bir geriye doğru baksa, 1980, 1994, 2001, 2009 yıllarında ve ara dönemlerde alınmış politika tedbirlerini bir gözden geçirse, ne tür tedbirler alınmış ve bunların hangileri uygulanarak başarı elde edilmiş ya da hangi derin uygulanamamış? İktisat tarihimiz, maliye tarihimizi gözden geçirilse, bir danışılsa muhtemelen çok farklı sonuçlar olur” dedi. Alabildiğine dışa kapalı, ‘merhaba’ bile demeye uzak bir ürkek bürokrasi olduğunu savunan Saygılıoğlu, kariyer sahibi, liyakat sahibi insanların bundan korkmaması gerektiğini ifade etti. Ayrıca zirve ile bakanlıklar, finans çevreleri, bağımsız bazı kurumlar arasında çok ciddi sıkıntılar da olduğunu söyleyen Saygılıoğlu, “Yani prangalar var, eli kolu bağlı bir hazine ve maliye yönetimi var. Bürokrasinin kendi içinde karar mekanizmalarının çok ciddi sıkıntıları olduğunu duyuyoruz. Bu da işin pratiğe dönüşmesine engel oluyor” ifadelerini kullandı.
“Gemi batarsa herkes zarar görür”
Öte yandan iş dünyasının gerçekten zorda olduğuna dikkat çeken Nevzat Saygılıoğlu, İş dünyasını gemiye benzetirsek, gemi su alırsa, batarsa geminin içinde makine dairesindekilerden kaptan köşküne kadar herkes zarar görür. Zorda olan kesimlerden birisi iş dünyası. Bir defa dış talep ortada. Yeni bir Trump bilmecesi geldi. Gerçekten her an her şey olabilir. Avrupa Birliği ülkeleri de kendi dertlerine düşmüş. Bizim önemli bir pazarımız, alışverişimizin yarısından daha fazlası Avrupa Birliği’yle. İçeride de talebi kısma düşüncesi var” dedi.
“Yüzde 8,6 işsizlik oranı gerçekçi değil”
Finansa erişimin de korkunç durumda olduğunun altını çizen Saygılıoğlu, “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun bankacılık sistemi üzerindeki etkisi çok belirgin. Bankalar da doğal olarak ürküyor. Kredi verdiği mekanizmaları yakın takibe almaya çalışıyor. Alınca da sıkıntılar başka türlü kendini gösterebiliyor. Yani işsizliğin yüzde 8,6 olması açıkçası gerçekçi değil. Umudunu kaybedip iş bulma kurumuna gitmeyenleri de düşünürseniz, bu oran doğruyu yansıtmıyor” dedi.
İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açıklamalarını da değerlendiren Saygılıoğlu, “Sayın Bahçıvan özetle, ‘Bu kadar tedbir alındı. Sonucunu görelim’ diyor. Ama karar yok ki sonucu görülsün. Yani ters bir durum var. Ücretler konusu önümüze gelecek. Açık olarak söylüyorum, bugün bir kamu bankasından EYT yoluyla emekli olmuş birisinin emekli maaşı, 30 yıl devletin en üst kademesinde görev almış, hesap uzmanlığı ile işe başlamış, müsteşarlıkla işi bitirmiş en üst düzey maaş almış birisinin emekli maaşını çok geçiyor. Yani aynı işi yapmış 2 kişi, farklı maaşlarla karşı karşıya kalıyor” dedi.