Prof. Dr. Ege Yazgan: Asgari ücrette çözülmesi zor ikilem var!
Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ege Yazgan, asgari ücretin belirlenmesinde çözülmesi zor ikilem olduğunu belirterek, “Asgari ücrette beklenen düzey dolar bazında 850-900 dolar. Bu sanayiciye yük bindirecek. Ancak gelin görün ki geçinmek için de bu ücret seviyesi yeterli değil. Hizmet ve gıda fiyatları, kira giderleri yüksek. Bu çözülmesi zor bir durum” dedi.
İLHAN DUMAN
Nasıl Bir Ekonomi TV’de Ekonomi Masası’nın konukları kripto para uzmanı Helin Çelik, Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ege Yazgan ve Yatırım Finansman Direktörü Dr. Nuri Sevgen oldu. EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, gazeteci Berfin çipa ve Dr. Barış Esen’in sorularını yanıtlayan uzmanlar, piyasaları ve ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi.
Fed’in faiz kararı sonrası Bitcoin’deki düşüşü yorumlayan ve “Fed’i çok iyi okumamız gereken bir süreçteyiz” diyen Çelik, 25 baz puanlık faiz indiriminin beklentiler dahilinde olduğunu ancak Ancak Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarının işin rengini biraz değiştirdiğini ifade etti. Fed’in 2025 projeksiyonunun özellikle riskli varlıklarda işlem yapan yatırımcı tarafından yakından takip edildiğini belirten Çelik, “Faiz indirimlerinin sıklığının 2025 içinde beklenen kadar olmayacağı düşüncesi, yatırımcıların pozisyonlarını bozmasına neden oldu” dedi.
“Fed’in ‘ihtiyatlı davranacağız’ açıklaması riskli varlıklardan kaçmaya yetti”
Karar sonrası yaptığı konuşmada Powell’ın, faiz kararında nötr bir döneme girdiklerini, bunun hızının iyi ayarlanması gerektiğini, hızlı bir faiz indirimi sürecine girerlerse etkisinin farklı olacağını, yavaş kalırlarsa bunun da iyi olmayacağını, yine veriye bağlı kalacaklarını açıkladığını aktaran Çelik, “Ama açıklamalarında bir şahinlik vardı. Tabii satır arasına baktığımız zaman Powell sürekli duruma ve veriye göre karar vereceklerini söylüyor ama ‘İhtiyatlı davranacağız’ ifadesini birkaç kez kullanması, piyasalarda riskli varlıklardan kaçmaya yetti” diye konuştu. Çelik; Powell’ın Bitcoin’i rezerv olarak tutma niyetlerinin olmadığını, böyle bir arayışın olmadığını dile getirmesinin de ikinci dalga satışı yaratmış olduğunu vurguladı.
“Fed, Bitcoin’in rezerv para olarak olay kullanılamayacağını hatırlattı”
Fed’in Bitcoin’in rezerv para olarak Trump’ın söylediği kadar kolay kullanılamayacağını tekrar hatırlattığını ifade eden Çelik, “Dolayısıyla piyasada bir karamsarlık oluştu. Şimdi Trump'ın rezerv konusunda nasıl bir aksiyon alacağı tartışmaya açıldı. Tek başına yapabilir mi bunu? Bir kanun çıkarabilir mi ya da nasıl bir para politikası benimsenecek? Bütün bu sorular bir satış dalgası getirdi. Bitcoin’in 100.000 doların altına gelmesi önemli. Çünkü 100.000 dolar psikolojik bir dirençti. Artık psikolojik bir destek haline geldi. 100 binin altında kalıcı bir fiyatlama buradaki satış dalgasını daha da derinleştirir. Alt coin piyasasına baktığımız zaman zaten 108.000 dolara giderken çok şaşaalı bir vaziyette değildi. Risk durumunda fonlar çıkarken hem dolara hem Bitcoin'e geçiş hızlandı. Küresel anlamda dolara geçiş hızlandı ama kripto piyasasına baktığımız zaman Bitcoin de kaçış noktası olarak artık alt coin yatırımcıları tarafından görülmeye başladı” şeklinde konuştu.
“İş gücü piyasasında asgari ücret kararı bekleniyor olabilir”
Prof. Dr. Ege Yazgan da asgari ücret konusundaki görüşlerini dile getirdi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan yüzde 35’lik artış çıkacağını, onun üstüne Cumhurbaşkanı’nın bir ek yapacağını ve asgari ücretin maksimum 24 bin TL olacağını düşündüğünü söyleyen Yazgan, “Ancak siyaseten 25 bin TL olması da uzak bir ihtimal değil. Çünkü ücretleri kontrol ederek enflasyonla mücadeleyi uygulamak, şu anda ücretlerin düzeyi, satın alma gücü, gelir dağılımına baktığınız zaman biraz zor gibi görünüyor. Bu seviyeleri işçi temsilcilerine ve topluma kabul ettirmek de zor” dedi.
Ekonomi de yavaş bir soğuma olduğunu ve bunun iş gücü piyasasına henüz yansımadığını belirten Yazgan, “Son rakamda biraz daha değişiklik var ama ne olursa olsun bu yansımış değil. Belki de ücret kararı bekleniyor. Özellikle sanayici açısından zor bir durum olacak bu ücret seviyesi ama ücretliler açısından da bu seviyelerin kabul edilmesi çok zor” yorumunu yaptı.
“En büyük sorun, hayat pahalı ama verimlilik yok”
Asgari ücret konmuşunda ikilem ile karşı karşıya kalındığını ifade eden Yazgan, şöyle devam etti: “Asgari ücret, dolar cinsinden 850-900 dolar düzeyine gelmiş olacak. Kurda da yılbaşında büyük bir değişiklik olmasını beklemiyorum. Önümüzdeki yılın tamamı için de beklemiyorum. Belki ikinci yarıdan sonra bir hareketlenme olabilir. Cari işlemlerde tekrar negatife doğru dönüş olabilir ama ne olursa olsun kurda yılbaşında bir değişiklik beklemiyorum. Dolayısıyla yılbaşında 850-900 dolar civarında bir asgari ücret göreceğiz. Bu sanayici için büyük bir yük. Ancak gelin görün ki geçinmek için de bu ücret seviyesi yeterli değil. Çünkü hizmet, gıda fiyatları ve kiralar çok yüksek. Öbür taraftan da sanayi açısından baktığınız zaman onların özellikle yurt dışı piyasalarda rekabet etmesini zorlaştıran, kârlılıklarından bir hayli feragat etmelerini gerektiren bir ücret. Yani verimlilik orada devreye girmiyor. Biz şu anda Almanya düzeyinde hizmet fiyatlarıyla karşı karşıyayız. Türkiye’de özellikle büyük şehirlerde yaşamak Londra’da yaşamak kadar pahalı hale gelmiş durumda. Ama baktığınız zaman verimlilik düzeyi, oraların yarısı bile değil. Böyle bir çelişki var. Bu nasıl düzelecek? Türkiye'nin önünde duran en büyük sorunlardan bir tanesi bu. Ya burayı düzeltmek nasıl mümkün olur? Enflasyon düşmüyor bir türlü. Hizmet enflasyonunda hafif bir kırılma görüyoruz ama enflasyonu düzeltecek düzeylere gelinmiş değil. Hizmet fiyatlarının, belli bir ölçüde kurla beraber yukarı doğru yavaş yavaş, yani enflasyonu tekrar ateşlemeyeceği düzeyde hareketlenmesi, göreli olarak diğer mal fiyatlarına göre bir parça değer kaybetmesi belki bu düzeltmeyi yapabilir. Ama bunun işaretini görmüyoruz ve bu zaman alacak bir düzeltme. Bu süre içerisinde asgari ücretler nasıl belirlenecek? Gerçekten burası biraz zor gözüküyor.”
Öte yandan aralık ayı enflasyonunun büyük ihtimalle yüzde 2’nin altında geleceğini, ama ocak ve şubat enflasyonlarının da yüksek geleceğinin çok açık olduğunu vurgulayan Yazgan, “Aralık ayı için enflasyonun yüzde 2’nin altında olma ihtimalini yüksek görüyorum ama burada önemli olan işlenmemiş gıda. Çünkü bu kalem enflasyonu bu kadar rahatsız hale getiren en önemli faktör. İşlenmemiş gıda enflasyonu önümüzdeki ay da yüksek gelirse, bu kasımda düşük gelen işlenmemiş gıda fiyatına da yansıyacak. Zaten ücret artışıyla ocak ayı enflasyonu yukarı doğru çıkmış olacak ve bu böyle sirayet etmeye devam ederse bütün bu denklem, çözülmesi daha da zor bir hale gelmiş olacak” diye konuştu.
“Böyle zamanlarda kenara geçip beklemek gerekiyor”
Piyaslar açısından 2025’in sürprizlere gebe bir yıl olduğunu söyleyen Dr. Nuri Sevgen ise, “Trump geliyor. Birçok ülkede de lider değişecek. Önümüzdeki dönemde dünya siyasetinde ve ekonomilerde farklı şeyler olabilir. Bu noktadan bakıldığı zaman piyasalarda şu andaki hareket kısa süreli olur. Altının sert düşmesi, değerinden bir şey kaybettiği anlamına gelmiyor. Ya da dünyada altın stoku arttı, arzı çok fazla arttığı için altının fiyatı düşüyor demek değil. Bir panik anı bu. Bu panik anını doğru değerlendirmek lazım” dedi. Böyle zamanlarda kenara geçip beklemek gerektiğinin altını çizen Sevgen, “Ama maalesef özellikle acemi yatırımcılarda şöyle bir eğilim var: Fiyat düştükçe alım yapıyor. Ama profesyonel yatırımcı ‘Bekleyip göreyim. En dipten almak gibi bir kural yoktur. Bakalım dipten dönüyor mu dönmüyor mu? Onu gördükten sonra alırım” der. Ama acemi yatırımcı ‘Burası dip. Daha düşmez’ deyip bütün parasıyla alım yapar ve zarar eder. O yüzden profesyonel yatırımcı gibi düşünmeyi özellikle vurgulamaya çalışıyorum. Böyle günlerde sadece izlemek lazım. Tekrar yukarıya dönüp dönmeyeceğini görmemiz gereken günlerdeyiz” tavsiyesinde bulundu.