Özgür Özel: Türkiye'nin toplum sözleşmesi inşa etmeye ihtiyaç var

CHP Genel Başkanı Özel, "Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyanın en güçlü, en önde, en müreffeh ve en barış içinde ülkelerinden bir tanesi haline getirebilecek bir toplum sözleşmesini hep beraber inşa etmeye ihtiyaç var" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Özgür Özel: Türkiye'nin toplum sözleşmesi inşa etmeye ihtiyaç var

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı 13. Olağan Genel Kuruluna katıldı. Burada konuşan Özel, Sivas olaylarının meydana geldiği Madımak Oteli'ne ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı'na yaptığı ziyaretleri anımsatarak, her şeyin anayasal eşit vatandaşlıktan geçtiğini söyledi. Özel, güç birliklerine zarar verilmeye çalışıldığını ama cesaretle haklının yanında olmaya devam edeceklerini belirtti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bir farklılık bulalım, ayrıştıralım, uzaklaştıralım, uzak taraftakileri önce kutuplaştırıp sonra şeytanlaştıralım, bu sayede kendi arkamızı kalabalıklaştıralım." şeklindeki söylemin artık Türkiye'de işlemediğini kaydetti.

Bu söylemi üretenlerin, "yoksulluk, haksızlık, eşitsizlik, açlık, işsizlik ve güvencesizlik" konuşulmasın derdinde olduğunu ifade eden Özgür Özel, şöyle devam etti:

"Bu kendi seçmenine şunu demek, 'Haklısın, yoksulsun, işsizsin, açsın, güvencesizsin ama tehlike büyük, bir kere daha arkama geçmelisin. Yoksa bayrağı indirecekler, ezanı dindirecekler, ülkeyi böldürecekler.' Yok öyle yağma. Bu ülkede, kimsenin bayrağı indirmesine de vatanı böldürmesine de ezanı dindirmesine de izin vermeyiz. Sizin bu söylemle iktidarınızı sürdürüp, o müezzine, imama zulmetmenize de o müezzine, imama maaş verirken, Alevi inancını yok saymanıza da izin vermeyeceğiz."

CHP Genel Başkanı Özel, ileride yeni bir Anayasa yapacaklarını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

"Çağın gereklerini karşılayan, darbenin kurumlarından, darbe pratiğinden kurtulmuş, tam olarak eşitlikçi, doğayı gören, çevreyi gören, örneğin yeni anayasal kavramları sahiplenen, belli eşitsizliklere, belli haksızlıklara farklı yönleriyle müdahale edebilen, Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyanın en güçlü, en önde, en müreffeh ve en barış içinde ülkelerinden bir tanesi haline getirebilecek bir toplum sözleşmesini hep beraber inşa etmeye ihtiyaç var. İlk önce bu iktidarı hep birlikte değiştireceğiz. Sonra oturacağız, gerçek bir toplum sözleşmesini tüm yönleriyle konuşacağız, hayata geçireceğiz. Bu ülkede yüzde 51'e, 49 ile değil, ülkenin yüzde 95'ini memnun edecek bir Anayasa'yı, gerçekten eşitlikçi bir anayasayı yazarak, ülkeyi ikinci yüzyılda hep birlikte çok daha güçlü bir noktaya getireceğiz."

Özel, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, topluma yaptıkları çağrı ve kurdukları Türkiye İttifakı ile çok iyi sonuçlar elde ettiklerini, bu sonuçlar nedeniyle hazımsızlık duyanlar olduğunu savundu.

"Oylar kendisine verildiğinde milli iradeyi baş tacı edenler, oylar başkasına verildiğinde bu sefer kafa tutmaya, hesap sormaya, cezalandırmaya başlıyorlar." diyen Özel, bazı CHP ve DEM'li belediye başkanları yerine yapılan görevlendirmeleri eleştirdi.

Özel, "Esenyurt'a kayyum atanması da Mardin'de Ahmet Türk'e kayyum atanması da CHP'li ve DEM'li belediyelere atanan kayyumlardaki esas mesele halkı cezalandırmaktır. Halkın iradesine kafa tutmaktır. 'Beni seçeceksin, tek seçenek benim, benden başkasını seçersen seçme hakkını elinden alırım.' demektir." değerlendirmesini yaptı.

Bu uygulamalara itiraz ettiklerini anlatan Özgür Özel, şöyle devam etti:

"Esenyurt'ta dayanışmaya gelen kimseyi reddetmedik, itmedik, hep birlikte olduk. Ardından diğer kayyumlarda, örneğin Mardin'de Ahmet Türk ile birlikte otobüsün üstüne çıkmaktan, bunu kınamaktan da geri durmadık. Son, Ovacık'ta ve Dersim'de yaptıkları iş. Bunların ne yapmaya çalıştıkları belli. Ama derdimizi halkımıza doğru anlatmamız lazım. Bunun için de çok dikkatli olmak, bu süreçlerin neden başlatıldığını, partilerin, kurumların neye zorlandığını, buradan kendilerinin ne umduklarını görmek, onların oyununa gelmemek ama oyuna gelmeyeceğiz diye de varlığından, birliğinden, kararlılığından da bir şey kaybetmemek lazım."

"Türkiye'nin demokratik bir anayasaya kavuşmasını sağlayabiliriz"

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı 13. Olağan Genel Kuruluna katılan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da Türkiye'nin demokratik bir anayasaya kavuşmasının sağlanabileceğini, bu ülkede yaşayan herkesin kendini içinde hissettiği bir demokratik anayasanın hep birlikte yapılabileceğini söyledi.

Hatimoğulları, siyasi partilere bu konuda çok büyük görev ve sorumluluklar düştüğünü dile getirdi.

Bazı belediye başkanları yerine yapılan görevlendirmeleri eleştiren, "kayyum düzenlemesinin halkın iradesini çalmak anlamına geldiğini' söyleyen Hatimoğulları, şunları kaydetti:

"Seçilmişi ortadan kaldırıp yerine atanmışı getirmek yurttaşımızın erken dönemde Türkiye'de elde etmiş olduğu hak olan seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldırmak demektir. Seçimsiz bir şekilde atanmışlarla bu ülkeyi yönetmeye kalkmak demektir ki bu demokrasinin demokrasiyi tabuta koymak ve son çivisini çakmak demektir."

Tülay Hatimoğulları, genel kurulun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarının ardından yaşanan sürece ilişkin sorusu üzerine, Hatimoğulları, barışın, sadece siyasi partiler nezdinde değil, toplumun her kesimi tarafından konuşulması gerektiğini belirtti.

"Bir tarafta sözde barış eli uzatılacak öte yandan kayyum atanacak. Bunları asla doğru bulmuyoruz." diyen Hatimoğulları, kayyum uygulamaları devam ettiği sürece barışın konuşulma olasılığının gittikçe ortadan kaldırıldığını söyledi. Tülay Hatimoğulları, "Demokratik zeminde onurlu bir barışın konuşulma olasılıklarının oluşması halinde DEM Parti olarak bu konuda asli özne olmaya hazır olduğumuzun altını çiziyoruz." dedi.

 

Gündem