Özgür Özel, Erdoğan'ın 15 Temmuz'daki talebini açıkladı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Başkanı Stefan Löfven ile görüştü. Özel, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinden istediği talebi açıkladı.

ANKA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Özgür Özel, Erdoğan'ın 15 Temmuz'daki talebini açıkladı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Cumhurabşkanı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan sürecin ardından İstanbul’daki temaslarını sürdürüyor.

Özel bugün de Avrupa Sosyalist Partisi Başkanı, önceki İsveç Başbakanı Stefan Löfven’i ve beraberindeki heyeti, partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nda ağırladı.

Görüşmenin ardından ikili, kameraların karşısına geçti.

Dayanışma ziyareti için teşekkür eden Özel, şunları söyledi:

"Kendisi Türkiye’deki süreci çok yakından takip ediyor. Ben Türkiye kamuoyuna kendisini şöyle takdim edebilirim. Hem geçmiş dönemlerde, başbakanlığı döneminde hem burada yaptığı görev sırasında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği noktasında en gönülden desteği veren, Türkiye’nin iyiliğini en çok isteyen ve Türkiye’yi Avrupa’da en çok savunan siyasetçilerin başında gelir kendisi. Biz de her seferinde CHP olarak Avrupa Birliği tam üyeliği hedefini koyduğumuzda aynı Sosyalist Enternasyonal ve orada başkanlığımızı yapan Pedro Sanchez gibi kendisi de bu süreçte hep CHP’nin bu tezlerini desteklemiştir. Bu arada bugün sabah Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil ile bir telekonferans görüşmemiz oldu. Kendisi de Almanya’daki koalisyon görüşmelerini sonlandırmak ve partisini iktidara taşımak üzere. Yine Sosyalist Enternasyonal’in Onursal Genel Başkanı George Papandreou, Sosyalist Enternasyonal Başkanı Pedro Sanchez, İngiliz İşçi Partisi’nin önceki Genel Başkanı Jeremy Corbyn’in çok kıymetli destek ve dayanışma mesajlarını alıyoruz bu içinde bulunduğumuz süreçte.

"Erdoğan bizden destek istemişti"

Gün boyunca da burada daha önce CNN International ve BBC, Reuters ile yaptığımız görüşmelerin üzerine bugün İngiliz The Times, Fransız Le Monde, Alman DW ve Japon Asahi Gazetesi ile de mülakatlarımız oldu. Zaman zaman iktidara yakın çevreler, onlara yakın kalemler ve bugün iktidardaki partilerin sözcüleri ‘CHP, Türkiye’yi dışarıya mı şikayet ediyor’ diye sözler söylüyorlar. CHP, dünyadaki tüm siyasi akrabalarının gösterdiği dayanışma mesajlarını, duygularını kabul ediyor. Eğer konu demokrasi ve insan hakkı ihlalleriyse bu o ülkenin iç meselesi değildir. Kırgızistan’da Sosyal Demokrat Parti lideri içeri atıldığında da Sosyalist Enternasyonal’i harekete geçirmek için davet eden bendim. Dünyanın neresinde olursa olsun aynı refleksleri veriyoruz. Kaldı ki şunu hatırlatmak isterim. 15 Temmuz akşamı FETÖ, bir darbe girişiminde bulundu. Hep beraber karşı çıktık. Ertesi sabah Erdoğan, CHP’ye, bizlere, ‘Sizin dünyadaki bağlantılarınız kuvvetli. Dünyaya derdimizi hep beraber anlatalım, demokrasiye karşı bu darbe girişimini dünyaya duyurun’ diye bizden destek istemişti. O günün mağduru bugünün zalimi olmuş, bir darbe girişiminde bulunuyor; 19 Mart darbe girişimi. 23 Mart günü 15 milyon insan tarafından, sokağa dökülen insan tarafından bu darbe girişimi bastırılıyor.

“Kurulan kumpası anlatmayacak mıyız”

Dünya da soruyor, diyor ki ‘Ne oluyor Türkiye’de? Türkiye’den en bilindik, dünyanın en bilindik metropolüne, üç imparatorluğa başkentlik etmiş İstanbul’da daha 10 ay önce seçilmiş olan, yüzde 50’nin üzerinde seçilmiş olan, hepimizin tanıdığı Ekrem İmamoğlu’nu hapse atmışlar, ne oluyor diye’ soruyorlar. Anlatmayacak mıyız? Kurulan kumpası anlatmayacak mıyız? Milli iradeye darbe yapıldığını anlatmayacak mıyız? ‘Erdoğan bu Saraçhane’den 30 sene önce mağdur olarak hapishaneye gitti. Şimdi buranın zalimi olarak buranın seçileni hapse koyuyor’ demeyecek miyiz? Boş iddianameleri, boş MASAK raporlarını ve maddi meseleler üzerinden rüşvet yalanları ile kurulan kumpası anlatmayacak mıyız? Özellikle biz Greko kriterlerini savunurken, siyasi ahlak yasasına evet derken eğer Erdoğan, ‘Siyasi ahlâk, etik yasası olursa bir il, bir ilçe başkanı bulamayız’ demişken ve biz bunları savunup ‘Erdoğan siyasi ahlak yasasından kaçıyor’ diye, Avrupa Birliği’nde serbest dolaşım yok diye vize serbestisini bu yüzden kaybetmişken, şimdi rüşvetçi biz siyasi ahlak yasasına aykırı davranan başkan bizde de o temiz mi olmuş?

“Sütte leke var, başkanlarımızda yok”

Sütte leke var, bizim başkanlarımızda leke yok ama AK Parti’nin kir göstermediğini düşünüp de bu kadar rahat davranıyorsa, dünyadaki siyasi muhataplarımız biliyor, Türkiye’nin Avrupa’dan serbest dolaşım hakkını Erdoğan’ın siyasetin finansmanı ve şeffaf yapılmasını isteyen Greko kriterlerine uymadığı için olmadığını da biliyorlar.

Bu yüzden bu darbe girişimine karşı dayanışma göstererek buraya gelen değerli dostlarımıza teşekkür ediyorum. Asla ve asla yarattıkları iklime, ‘Efendim yurt dışına bunu söylerseniz sizi hain ilan ederiz’. Hain ilan etmenin tekeli size kaldıysa vah vah vah. Bu memlekete bir ihanet varsa bu kadar insanı üç günde bu kadar yoksullaştıran, faizleri fırlatan, dövizi bu kadar yükselten, Türkiye’yi Avrupa’dan koparan, ‘Diplomanın bile garantisi yoksa ben oraya nasıl fabrika kuracağım’ diyen yabancı yatırımcıyı kaçıran sizsiniz bu ülkeye ihanet eden. ‘Bu ülkede demokrasi olsun, yatırım gelsin, gençler vizesiz dolaşsın, iş adamları çok daha iyi yatırımlar yapsınlar’ diyen, ‘Bu ülkenin geleceği güzel olsun’ diyen biziz. O yüzden ihanetin kotasını dolduranlar bize, ‘Türkiye’yi dışarı şikayet ediyor’ diye bir hainlik tanımlamasına hiç kalkışmasınlar. Öyle bu laflardan korkup bir adım geri atan siyaseti çok gerilerde bıraktık.”

“Algı operasyonu dünyada da tutmadı”

Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, "İmamoğlu’na operasyon konusunda Avrupa liderlerine siteminiz olmuştu. Yaptığınız toplantıda bakış açısı ile ilgili bir değişiklik var mı?" sorusuna, "O konuda hızlı bir iyileşme var. İlk günlerde yolsuzluk konusu olunca bir tereddüt olup herkes bakmıştı. Şu anda dünyadaki çok çeşitli yerlerden gelen açıklamalarda Türkiye’deki sürecin hukuksuzluğuna yönelik vurgu var. Bu konuyu da değerlendirdik. Örneğin dün Sayın Macron’un açıklaması hem Türkiye’nin çıkarlarını kollayan hem de Avrupa’nın değerlerine vurgu yapan, Türkiye’yi hukukun üstünlüğüne davet eden açıklaması son derece kritik ve önemliydi. Dünyanın dört bir yanından biraz önce de söyledim, bugün bu konuda dayanışma mesajları geliyor. Bu AKP’nin yaratmaya çalıştığı algı operasyonu dünyada da tutmadı artık" yanıtını verdi.

Lövfen: Kuvvetli muhalefet temsilcilerini cezaevine kapatmak demokrasiyle bağdaşmaz

Lövfen de görüşmeden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şöyle konuştu:

"Sadece CHP’ye değil, Sayın Ekrem İmamoğlu’na olan kararlı desteğimizi de göstermek için geldik. Aynı zamanda hapiste olan gazetecileri, avukatları, akademisyenleri de desteklemek üzere burada bulunuyoruz. Bir ülkede iktidar sahibi, kuvvetli siyasi muhalefet temsilcilerini, gazetecileri cezaevine kapatıyorsa bu demokratik bir hareket değildir. Bu hiçbir şekilde demokrasiyle bağdaşmaz. Dolayısıyla bizim burada bulunmamızın en önemli sebebi CHP’li dostlarımızı öncelikle dinlemek. Bu zor günlerde anlamaya çalışmak ve tam desteğimizi göstermek. Burada bir bireye yapılan kötü muamelenin ötesinde bir durum söz konusu. Bundan kendi ailesinin dışında, içinde bulunduğu toplum, o toplumun içinde bulunduğu ülke, o kıta, Avrupa dahi etkilenecektir. Türkiye, Avrupa için son derece önemli bir ülkedir. Türkiye’yi, önemli birtakım şartlar yerine geldiği zaman Avrupa Birliği’nin bir üyesi olarak görmek istiyoruz biz. İşte bu sebeple geldim. Bizim sonuç itibarıyla isteğimiz, Türkiye’yi Avrupa Birliği’nin üyesi olarak görmektir fakat Avrupa Birliği üyeliği çok sıkı şartları olan birtakım gerekliliklerin yerine gelmesini mutlaka görmek isteyen bir süreçtir. Birtakım adımların atılması, tamamlanması gerekiyor. Uzun bir süreçtir ve içinde bulunduğumuz ortamda siyasi muhalefetin temsilcilerinin hapse atıldığını gördüğümüz zaman veya gazetecilerin, akademisyenlerin, avukatların hapse atıldığını gördüğümüz zaman aslında bu sürece ket vuran birtakım adımların olduğunu ve Avrupa Birliği üyeliğinin de bundan gecikerek etkileneceğini görüyoruz."

İBB’ye ziyaret

Lövfen ve beraberindeki heyet, Özel ile yapılan görüşmenin ardından Saraçhane’deki İBB yerleşkesine geldi. Lövfen, İmamoğlu’nun görevden alınmasının ardından İBB Başkanvekili seçilen Nuri Aslan ile görüştü. Görüşmenin ardından açıklama yapılmadı.

 

 

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Gündem