Özgür Özel, boykotun başarı oranını açıkladı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 2 Nisan boykotuyla ilgili "Merkez Bankası, geçen haftanın günlük verilerini açıkladı. Bir önceki hafta 60 milyar TL'lik harcama varken, o gün 28 milyar TL'ye düşmüş. 2 Nisan'da yapılan genel boykotun başarı oranı yüzde 53 olarak ölçüldü. Gücümüzü sınamak isteyen varsa, hodri meydan" ifadelerini kullandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Özgür Özel, boykotun başarı oranını açıkladı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın tutuklanarak görevden uzaklaştırıldığı ve yerine kayyum atandığı Şişli Belediyesi önünde “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi düzenledi. Mitinge katılan on binler, 19 Mart’ta CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte tutuklanan ve yerine kayyum atanan Şahan ve İmamoğlu için özgürlük talep etti.

Miting, Şişli İlçe Başkanı Tamer Özcanlı’nın konuşmasıyla başladı. Ardından Şahan ve İmamoğlu’na destek için mitinge katılan ilçe belediye başkanları, vatandaşları selamladı. İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Şahan ve İmamoğlu’nun mesajlarını okudu. Öğrenci temsilcilerinin konuşması ve İBB Başkanvekili Nuri Aslan’ın vatandaşları selamlamasının ardından CHP Lideri Özel katılımcılara hitap etti.

Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Ekrem Başkanımıza karşı 19 Mart sabahı girişilen darbeye Saraçhane‘de yedi gün direnen, o darbeye Maltepe Meydanı’nda en büyük demokrasi tokadını indiren, İstanbul’un iradesini savunan, Şişli’nin iradesini savunan, başkanlarına sahip çıkan demokrasi kahramanları hoşgeldiniz. Biz bugün, her çarşamba akşamı bir ilçemizde yapacağımız gece mitinglerinin ilkini yapmak üzere Şişli’ye geldik. Bir miting yapacaktık, görüyorum ki bir miting yapmıyoruz burada, iki miting yapıyoruz. Ey cuntanın başkanı Erdoğan, duyuyor musun Şişli’yi, görüyor musun Şişli’yi?”

“Cümle alem bilsin ki biz buraya sonuç almaya geldik”

Özel’in bu sözlerinin ardından kalabalıkta “Tayyip istifa” sloganı yükseldi. Özel, konuşmasına şöyle devam etti:

“Tehdit ettiler, korkmadınız. Üstünüze yürüdüler, bir adım geri atmadınız. Etrafı bariyerlerle çevirdiler, asla arkasında kalmadınız Saraçhane‘de yedi gece, 81 ilimizde o ilin en büyük caddelerinde, meydanlarında direndiniz. Maltepe’de 2,2 milyon oldunuz, sel gibi attınız. Bugün direnmek üzere artık Şişli’desiniz, bütün İstanbul’dasınız. Kimse şaşırmasın, biz burada miting yapmıyoruz. Elbette toplandık, bir miting alanına toplandık. Sığmadık, dolduk, taştık ama biz burada bir otoritere karşı eylem yapıyoruz, eyleme geldik biz. Biz buraya ses çıkarmaya, itiraz etmeye, elbette direnmeye ama cümle alem bilsin ki sonuç almaya geldik. Ve biz sonuç almadan durmayacağız. O darbecilerin, cuntacıların Şişli’ye gönderdikleri kayyum; cuntanın Şişli temsilcisi gitmeden, Resul Emrah Şahan geri gelmeden durmayacağız. Ve hiçbirimiz Ekrem Başkanımızı almadan ve -çok korkuyor ama buradan bir daha hatırlatıyorum- Ekrem Başkanı cumhurbaşkanı yapmadan durmayacağız.

"Bu eylem cumhurbaşkanı adayına sahip çıkan milyonların eylemidir”

Elbette bu meydanda parti var, partiler var. Her partiden gençler var, her partiden üyeler var. Ama bu meydan, bu eylem ne bir partinin ne partilerin; bu eylem milletin eylemidir, bu eylem cumhurbaşkanı adayına sahip çıkan milyonların eylemidir. Burada on binler, Türkiye’deki on milyonları temsil etmektedir. Ve and olsun ki bu eylemlerden sonuç alacağız, biz kazanacağız, biz başaracağız. Hepinize inanıyorum, hepinize güveniyorum. Bu meydandaki bütün demokratları, Türkiye’nin demokrasisi için bu meydana eylem koymaya gelen bütün demokratları; sosyal demokratları, muhafazakar demokratları, milliyetçi demokratları, liberal demokratları, Kürt demokratları; Türkiye’nin bütün demokratlarını saygıyla selamlıyoruz. Hoşgeldiniz, şeref verdiniz, güç verdiniz ve emin olun ki birilerinin uykularını kaçırmaya devam ediyorsunuz. Ahlaki üstünlük bizdedir, moral üstünlüğü bizdedir. Görmüyor musunuz, çoğunluk enerjisi bizdedir. Biz güçlüyüz. Onlar korkuyorlar, korkacaklar. Biz kazanacağız.

“İsmet Paşa’ya dil uzatan Erdoğan’a söylüyorum: Haddini bil tek adam”

Dünyada iki tür darbe var: Bu darbelerin bir tanesi tankla, topla, tüfekle yapılan askeri darbeler. Bir diğeri de kendisi demokrasiyle gelse de gitmek istemeyenlerin yapmak istedikleri sivil darbeler. Bugün biz, demokrasiyi bir tren olarak gören, ‘İşimize geldi bindik. İstemediğimiz istasyonda ineriz’ diyen birisine karşı milletin, halkın iradesini savunmaya, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti demokrasi ve cumhuriyeti savunmaya, İsmet Paşa’nın emaneti çok partili rejimi savunmaya, kazanınca gelmeye kaybedince gitmeye dayanan bir demokrasi savunmaya geldik. Bugün sandıkla gelen, demokrasiyle gelen ancak işine gelmeyince ayrılmak istemeyen birisi; bu partinin ikinci Genel Başkanı’na, bu ülkenin ikinci Cumhurbaşkanı’na, Lozan’da Sevr’i yırtıp atan, yedi cihana bizim tapu senedimizi kabul ettiren, hem savaş meydanlarının, batı cephesinin kumandanı hem Lozan fatihi hem Türkiye demokrasisini perçinleyen, çok partili rejimde yenilip de gitmeyi bilen İsmet Paşa’ya dil uzatan Erdoğan’a söylüyorum: Sen kim, İsmet Paşa’ya laf söylemek kim? Demokrasi kim, sen kim? Haddini bil tek adam, haddini bil cuntacı, haddini bil.

“Ekrem Başkan’a özgürlük gelene kadar sana bu meydanları dar edeceğiz”

Sen tek başınasın. Her şeyi bilen, her şeyi konuşan, her şeye karar veren… Ama artık Ankara’da bir kişinin çizdiği hattın içinde siyaset dönemi, atladıklarıyla yönetme, milletten oyu alıp sırtını dönme dönemi bitti. O yüzden buradan Erdoğan’a bir kez daha sesleniyorum: Bundan sonra demokrasiye dönene, Ekrem Başkan’a ve tüm belediye başkanlarımıza, tüm siyasi tutsaklara, belediye meclis üyelerimize, diğer partilerin genel başkanlarına, siyasi tutsaklarına özgürlük gelene, aday yanımıza sandık önümüze gelene kadar sana bu meydanları dar edeceğiz. Bu millet darbeyi püskürttü, geriye posası bir cunta kaldı. Erdoğan hazımsızdır. Erdoğan darbecidir. Erdoğan cuntacıdır. Erdoğan cuntanın başıdır. Çıkmış, şimdi de ‘Biz devletiz. Devlet benim arkamda’ diyor. Devlet dediğin binalardan ibarettir. Devlet yönetiminde senin yaptıklarından rahatsızlık da hat safadadır. Ama bir avuç cuntacıyla ‘Devleti ele geçirdim’ diye bu milletin karşısına dikilirsen bu millet sana kendi gücünü mutlaka gösterecektir.”

“Erdoğan’ın gözüne bakandan, Erdoğan’ın dolma kaleminin mürekkebinden akandan, gücü milletten almayandan bakan olmaz”

Kalabalıktan yükselen “Cuntacı Erdoğan” sloganlarının ardından Özel, şöyle devam etti:

“Bu Erdoğan’ın atadıkları var. Türkiye’de parlamenter sistemden gelen bir gelenekle bunlara ‘bakan’ deniyor. Oysa bakan dediğin seçilmiş adamdır. Bakan dediğin seçilmiş kadındır. Bakan dediğin milletten güç alır, milletin işine bakar. Erdoğan’ın gözüne bakandan, Erdoğan’ın dolma kaleminin mürekkebinden akandan, gücü milletten almayandan bakan olmaz. Olsa olsa bu Amerika’daki Trump‘ın bakanları gibi olur. Onların da sekreterdir. Sekretersiniz siz, sekreterlersiniz. Bundan sonra dışişleri sekreterine de içişleri sekreterine de Tayyip Erdoğan’ın atadığı bütün sekreterlerine de bakan değil, sekreter olarak muamele edeceğiz. Ve cuntayı, başında Erdoğan’ın olduğu cuntayı; ‘Bana cunta demesin’, bana 500 bin lira dava açmış, sinirleri bozuluyormuş. Darbeye kalkana cunta denir. Darbeyi dağıtana da millet denir. Milletten alıyorum gücümü, milletten alıyoruz. Siz bu kararlılığınızla o darbeyi bastırdınız. Eminim, ilk sandığı hızla önünüze getirip bu cuntayı da dağıtacaksınız.

“Emrah Başkanımızın yeniden bu belediyeye gelmesini görene kadar bize durmak yok”

Bugün işgal altındaki Şişli belediyemizin oradayız. Maalesef cunta başının atadığı bir cunta temsilcisi, bugün 31 Mart‘ta yüzde 67 oyla seçilen Emrah Şahan Başkanımızın yerine, seçilmediği bir koltukta atanmış olarak oturuyor. Tarihin en yüksek oyunu aldığı, 10 Şişliliden yedisinin oyunu almayı başardığı bir dönemde, 350 günde 150 projeyi tamamlayan, ranta geçit vermeyen, gönlünü halka açan, arı gibi çalışan Emrah Şahan Başkanımızın yeniden bu belediyeye gelmesini, koltuğuna oturmasını görene kadar bize durmak yok, mücadeleye devam edeceğiz.

“Kürt demokratların oylarını getirebilecek kişileri belediye meclis listelerine yazmak bir suçsa o suçun sahibi Özgür Özel”

Otobüsün hemen arkasında çok sayıda belediye başkanı var. Maalesef altı tanesi de Silivri zindanlarında. Emrah Başkan’a, Ekrem Başkan’a sürmeye çalıştıkları leke terörle iş birliği, terör örgütüyle işbirliği. Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer‘e de bu iftirayı atıyorlar. Buradan bir kez daha söylemek isterim ki terör suçlaması seçilemediği, kazanamadığı belediyeye kayyum atamak için uydurulmuş bir yalandan, bir dalavereden başka bir şey değildir. Hani, ‘Turbun büyüğü heybede’ diyordu ya ‘turp’ dediği, Tayyip’in uydurduğu rezilce palavraların baş harfidir. Buradan bütün savcılara söylüyorum: Bakın, burada belediye başkanvekili olan arkadaşlarımız var. Şişli’de kayyum olarak oturan bir kişi var. İlçe başkanı var. Bu kardeşiniz, Özgür Özel kent uzlaşısı denen meselede devletten temiz kağıdı almış, hiçbir sabıkası olmayan, aday olmasında devlet güvencesi olan ve yaşadığı kentteki Kürtlerin, Kürt demokratların oylarını getirebilecek kişileri belediye meclis listelerine yazmak bir suçsa o suçun sahibi burada: Özgür Özel. Bir başkasını arama. Belediye başkanlarımın listesinde, Resul Emrah Şahan'ın listesinde ya da bir başka belediyenin listesinde bir Kürt demokrat varsa Kürt’e verdiğimiz kıymettendir, onlara duyduğumuz saygıdandır.

“Selefilik hayalleriyle halefine darbe yapan bir cuntacı, Kürt sorununu göremez, çözemez”

Sen, Kürt’ü oyu sana verince ‘makbul Kürt’; oyu CHP’ye verince ‘terörist’ olarak nitelendiriyorsan sen sahtekarsın, iki yüzlüsün. Şimdi bunlar, Türkiye’de Kürt sorununu çözeceklermiş, Türkiye’ye barış getireceklermiş, terörsüz Türkiye yapacaklarmış. Bu samimiyetsizlikle, bu ikiyüzlülükle çözüm olur mu sahtekarlar? Çözüm; Kürt ile Türk’ü kardeş bilmekle olur, eşit bilmekle olur. Laz’ı, Çerkes’i, Pomak’ı birbirinden ayırmamakla; Alevi ile Sünni’yi birlikte kucaklamakla olur. Selefi hayalleri olan, sandık yerine padişah gibi kalmak isteyen, halife olmak isteyen bir anlayış bunu yapamaz. Bunu demokratlar yapar. Selefilik hayalleriyle, selefi yaklaşımlarla, halefine darbe yapan bir cuntacı, Kürt sorununu göremez, çözemez. Bunu çözerse Türkiye’nin kurucu partisi, bugünün birinci partisi CHP çözer.

“Bu meydan Türkiye’nin yarınlarının umududur”

CHP, bu meydanda milliyetçilerle Kürtlerin bir arada demokrasiyi savunmalarından; burada partilerinin sembollerini aynı anda, yan yana, kardeşçe yapabilmesinden; bu meydandaki bütün renklerden; gökkuşağı gibi tüm renklerin birbirinin içine ve işine karışmaması için gökkuşağı gibi yan yana durabilen, Türkiye’yi sevenlerden oluşuyor. Bu meydan Türkiye’nin yarınlarının umududur. Hepinizle gurur duyuyorum. Bu meydan Karadenizliler ile Kürtlerin aynı sevebildiği bir evladına sahip çıkıyor ya buradan Ekrem Başkan’a hep birlikte bir el sallayalım.”

On binler drone’a bakarak el sallarken “Yiğidim Aslanım” şarkısı çaldı. Özel, telefonunun ışığını yakarak “Silivri’de yatan yiğitlere, eylemlere selam olsun” ifadelerini kullandı.

Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına Avrupa'daki ülkelerin ilk günlerde tedirginlikle yaklaştığını belirten Özel, şunları söyledi:

“Türkiye'de siyaset Tayyip Bey için oldukça konforlu bir alan. Her istediğini söyleyecek, her istediğini yapacak, kimse ondan hesap sormayacak ama muhalefet bir şey yapınca oradan vatan haini çıkaracak, terör çıkaracak. Her rezilliği yapacak ama bu dünyada konuşulmayacak. İlk günlerde yolsuzluk, rüşvet denilince Avrupa tedirgin oldu. Biz hem tertemiz arkadaşlarımızı biliyoruz hem de dosyayı gördükten sonra büyük bir hızla bütün dünyaya Ekrem İmamoğlu'na yapılanın darbe olduğunu, kendisinin mevcut cumhurbaşkanı tarafından adaylaştırılmaması için 31 yıl önceki diplomanın nasıl iptal edildiğini, beş ayrı davadan 25 yılı, dosyadaki peçete kağıdından farksız bomboş MASAK raporunu, gizli tanıkları Meşe, Ladin, Çınar denen odunları, bir tek kanıtla desteklenmediğini, hiçbir şey olmadığını bütün dünyaya anlattık. 

"Bundan sonra Tayyip Erdoğan'ın çizdiği hatta değil, sizin önümüzden yürüdüğünüz yolda siyaset var"

Halkın istediği yönde siyaset yapılacağına dikkat çeken Özel, "Kürtlerin belediye meclisinden aday gösterilmesinden terör çıkmayacağını anlattık. Bana 'Türkiye'yi yurt dışına şikayet ediyor' diyor. 20'den fazla özel kuruluşa sayfa sayfa röportaj verdim. Anlatıyorum, anlatacağım. Ant olsun ki eski ezberlere saplanırsam, onun bana bıraktığı alanda pısıp kalırsam, bir santim eğilirsem namerdim. Bundan sonra Tayyip Erdoğan'ın çizdiği hatta değil, sizin önümüzden yürüdüğünüz yolda siyaset var." diye konuştu.

"Bizim kitabımızda aileyle uğraşmak olmaz"

Özel, İmamoğlu'nun ailesinin evinin aranmasına ilişkin şu tepkiyi gösterdi:

"Hasan amcamın (İmamoğlu'nun babası) ve Ekrem Başkanımın kıymetli eşi Dilek Hanımın adlarına kayıtlı iki eve haber vermeden, çilingirle mafya gibi, hırsız gibi girip orada arama yaparken olayı duyuyoruz, avukatlarımız hızla hareket ediyor yapılan aramada birinde 10 euro, 690 dolar ve 40 ruhsatlı silah mermisi buluyorlar. Tayyip Beye sesleniyorum: birileri geçenlerde büyük bir yanlış yaptı. Dedim ki, 'kendi anama yapılmış sayarım.' Bizim kitabımızda aileyle uğraşmak olmaz. Allah düşmanın da merdini versin. Böyle namertliklerle kimseyi muhatap etmesin."

"'İBB'de 550 terörist var' dediler, bir terörist bile çıkmadı"

Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun İBB çalışanlarına yönelik iddialarını hatırlatan Özel, şu sözlerle tepkisini dile getirdi:

"Üç yıl önce 'İBB'de 550 terörist var' demişlerdi. Soruşturma açıldı, birini bile ispat edemediler. AK Parti ve MHP'li seçmenlere sesleniyorum: Sana 'İBB'de 550 terörist var' dediler. Bunun üzerine davalar açıldı. Bir terörist bile çıkmadı. Bu sorunun sorulduğu Süleyman Soylu dedi ki, 'Siyaseten söyledim. Ben siyaset yaptım' dedi. 550 kişiye siyaseten terörist demek, işinden aşından etmek, sonra da 'bilgim yoktu. yalan söyledim' diyecek kadar bir insan aşağılık olabilir mi, alçak olabilir mi? Siyaset dürüstçe yapılır. Yalanla siyaset yapana kapınızı kapatın."

"Neredeyse Mahir Polat'ı öldüreceklerdi"

Adli kontrolle tahliye edilen Mahir Polat mitingin ardından evine giderek ziyaret edeceğini belirten Özel, "Mahir Polat'ın evine gidip sarılacağım. Öldüreceklerdi nerdeyse arkadaşımızı. Mahir Polat sadaka isteyen birine bir kere 50 lira bir kere 100 lira yollamış. Kişi güya İstanbul'daymış ama PKK'dan soruşturmadaymış, terör üyesine maddi destek sağlamış. 50 lira!" dedi.

"Erdoğan'ın 86 milyonun verilerini çaldırdığı ortaya çıktı"

16 hacker tarafından birçok kişinin kişisel verilerinin çalındığını söyleyen Özel, "Güya Ekrem Başkan İBB'nin verilerini birilerine satmış. Bu külliyen yalan çıktı ama Erdoğan'ın 86 milyonun verilerini çaldırdığı ortaya çıktı. Olay olduğunda inkar etmişlerdi. Dün iddianame çıktı. 16 tane hackerin hepimizin verilerini çaldığı ortaya çıkmış." şeklinde konuştu.

"Tutuklu tüm gençler derhal serbest bırakılsın"

Protestolarda tutuklanan gençlere selam gönderen Özel, miting alanında toplanan yurttaşlarla "Gençlere özgürlük" sloganı attı. Özel, "Gençlere özgürlük istiyoruz. Tutuklu tüm gençler derhal serbest bırakılsın." çağrısında bulundu.

Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Erdoğan bu kadar kötülük yaptı. Bugün diyor, 'gençlerin hayatı karardıysa karartan sizsiniz'. Şimdi Erdoğan'a sesleniyorum: salon adamı Erdoğan, sıcak seven Erdoğan, meydandan ve sandıktan korkan Erdoğan, cesaretin varsa tutuklanan gençlere soralım, 'Senin hayatını Erdoğan mı, Özel mi karartıyor?'. Gençlere soralım bu gençlerin geleceğini Erdoğan mı karartır, İmamoğlu mu aydınlatır? Gençler seni tanıyor, senden kurtulmak istiyor."

"Erdoğan, 19 Mart darbesini Trump’a sormuş, Ekrem Başkan’ı öyle almış"

İmamoğlu'nun tutuklanmadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trump ile görüştüğünü vurgulayan Özel şunları söyledi:

"Arkadaşlar bu Erdoğan var ya Erdoğan, güya bize ‘mandacı’ diyen, ‘Dış güçlere şikayet ediyor’ diyen Erdoğan ne yaptı biliyor musunuz? ‘Turp’ diyor ya. Turpun büyüğü; Trump’mış. 19 Mart darbesini Trump’a sormuş, Ekrem Başkan’ı öyle almış. Bugün soruyorlar, cevap vermeden yürüyor. Ne sorulsa laf atan Erdoğan, ‘Özgür Özel dedi ki, Amerika’ya sormuşsun Ekrem Başkan’ın alınmasını?’, cevaplamadan kaçtı. Bakın güya zamanında Ekrem Başkan’a ‘Amerikan projesi’ diyenler, Cumhuriyet Halk Partisi’ne ‘Efendim dış güçler, mış güçler’ diyenler… Ekrem Başkan’a operasyon yapmadan evvel Trump’a soruyorlar. Aynı Kenan Evren’e Amerikalılar ‘bizim çocuk’ diyordu ya Erdoğan da Trump’ın yeni ‘bizim çocukları’. Erdoğan ve sekreterleri, Trump’ın yeni ‘bizim çocukları’. Bu yandaş kanallar da utanmadan ‘Trump bizi övdü’ diye seviniyorlar. Ne diyor Trump? ‘Rahibimiz vardı’ diyor, hatırlatıyor Brunson’ı. Tayyip Erdoğan demişti ki, ‘Bu can bu bedende durdukça ben o papazı vermem. Ver papazı, al papazı.’ Oradan kimseyi alamadan bir telefonla esas duruşa geçti, papazı özel jete bindirdi, yolladı. Trump onu hatırlatıyor. Trump’ın buna ‘Aptal olma, akıllı ol’ diye yazdığı mektup, Amerika’daki Trump Center’ın üzerinde asılı duruyor. Unutmadı, unutturmuyor.

Trump'ın Gazze'ye ilişkin söylemlerine karşı Erdoğan'ın sessiz kaldığını belirten Özel, sözlerinin devamında şunları ifade etti:

"Şimdi gelmiş, ‘Gazze’yi boşaltacağım, tatil köyü yapacağım’ diyor. Aslında önündeki hidrokarbon yataklarına sulanıyor. ‘Bütün Filistinlileri dağıtacağım’ diyor, Erdoğan sus pus oluyor. Ey Erdoğan, Filistin bizim milli meselemizdir. Türk solunun onur meselesidir. Yaser Arafat ile Ecevit’in durduğu yerdeyiz, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının durduğu yerdeyiz. Sen neredesin? Trump ‘Gazze’yi yerle bir edeceğiz’ diyor. ‘Burayı tatil köyü yapacağım’ diyor. Güya ‘O mücadelelerden geliyoruz’ diyen Erdoğan, niye dönüp de o Trump’a ‘Ey Trump’ diyemiyorsun? Kedi gibi oluyorsun, kedi gibi susuyorsun. Çünkü niye? Trump’a ters yapmaya kalkınca, Trump buna ne demişti? ‘Mal varlığını açıklarım. Sesini çıkarma’ demişti. Putin’i kızdırdı. Ne demişti? ‘Yaptığınız kaçak petrol ticaretini açıklarım. Mal varlığını açıklarım’ demişti. Şimdi Erdoğan da susuyor, teslim oluyor ve Amerika’dan, Trump’tan icazet alıyor. Buradan, Şişli’den bütün Türkiye’ye ilan ederim ki Tayyip Erdoğan bu tutumuyla hem cuntacıdır, hem de Amerikan mandasının bir numaralı savunucusudur. Cuntacıdır, mandacıdır."

İmza kampanyasına destek çağrısı yapan Özel, şöyle konuştu:

"İmza kampanyası öyle herhangi bir kampanya değil, yeni rakamlar yarından sonra ilan edilir. 7 milyon 200 bin oldu, hep birlikte çalışmalıyız. Bu dünyanın en büyük imza kampanyası. Aynı zamanda dünya siyaset tarihinin en büyük güvensizlik oyu. Tayyip Erdoğan’a seçmenlerin yarısından bir fazlasının imzasıyla ‘Erken seçim istiyorum, seni istemiyorum, aday yanıma, sandık önüme’ diyeceğiz. 28 milyonun üzerinde imzayla, ona tarihin en büyük güvensizlik oyunu vereceğiz. Biliyorsunuz, parlamentolarda üyelerin yarıdan bir fazlası güvensizlik oyu verirse hükümet düşer. Parlamentodaki milletvekilleri, vekil. Asil olan sizsiniz. Vekil isteyince düşüyor da asil isteyince düşmez mi? Düşmez mi? Bunun için ilçe başkanlıklarımız, il başkanlıklarımız, mahalle temsilciliklerimiz organizeler. Tüm üyelerimiz, ister mail ortamında var, internette var yazdırıp alırsınız. Bir sayfaya 25 imza, her üyeden 100 imza toplamasını bekliyoruz. Bir arama merkezi kurduk, çağrı merkezi. Hem imza toplamak isteyen, yardım isteyebilir, ‘Bana yollayın’ diyebilir. Yönlendirme isteyebilir. Hem imza atmak isteyen arayıp en yakın yeri öğrenebilir. Hatta ‘Evime gelin’ diyeceksiniz, imza evinize kadar getirilir. Telefon numarası, canlı yayınlayan canım kanallardan rica edeyim ekrana yazsınlar. 0 312 911 16 00. Arıyorsun, ‘İmzam var’ diyorsun, gelip alıyoruz. ‘İmza atacağım’ diyorsun, evine geliyoruz. Bu kampanya hepinize emanet olsun mu? İmzaları hızla toplayıp Tayyip Bey’i hızla yolluyor muyuz?"

"Her çarşamba İstanbul’un bir ilçesinde olacağız"

"Bundan sonra biz her çarşamba, akşam 20.30’da İstanbul’un bir ilçesinde Ekrem Başkanımıza, tutuklu arkadaşlarımıza sahip çıkmak üzere olacağız. Mehmet Murat Çalık Başkanım, gelecek hafta Beylikdüzü’nde ona sahip çıkmak için oradayız. Beylikdüzü’ndeyiz. Ama bir gün hepinizi bekliyorum, hepinizi. Sarıyer’e gideceğiz NTV’yi bir ziyaret edeceğiz, olur mu? NTV’nin logosunu görmüyorsunuz değil mi? Açmıyoruz. NTV’nin logosunu binanın önüne gidip bir bakacağız bir gün bir beklesinler bizi. Bir bakacağız iyi çekiyor mu? Türkiye’de sözümüze değer veren herkese söylüyorum. Başta Demirören Medya, Turkuvaz Medya, İhlas Medya, Albayrak Medya ve Doğuş Grubu. NTV ve Star televizyonu. Bunları bir, kesinlikle izlemiyoruz. İki, bunların şirketleri ne satıyorsa kesinlikle almıyoruz. Bunların en doğru listesine, ‘boykot yap.org’ sitesinden bakıyoruz. Kapatıyorlar yenisini açıyoruz.

Şimdi bu NTV, bu NTV’nin sahipleri aynı zamanda bu Günaydın Et Lokantalarının, bu neydi tuz atıyor, Nusret’in, bunların sahibi. Oraya gidip et yiyen, oraya gidip bir şeyler içen vallahi hatırımızı kırar, yapmayın. Sakın ha. Gidiyor muyuz? Asla. Türkiye’de ‘Atatürkçüyüm, demokratım, milliyetçiyim, inançlıyım, ben bu düzene karşıyım’ diyen kimse bunlara gitmesin. Ayrıca bunlar Volkswagen arabalarının, Passatları falan, Audileri, Skodaları satıyor. Eldeki mevcudu satın demem, alınmış alınmış. Ama kesinlikle bugünden itibaren, belediye başkanlarım; Audi almak, Seat almak, Volkswagen almak yok. Anlaştık mı? Türkiye’de hiçbir belediye. Parası olan, araba alacak olan ya beklesin, boykot bitince alır ya da başka bir marka alsın.

Almanya’daki sendika ile temastayız, Almanya’daki sol siyasetçilerle temastayız. Volkswagen’in sendikası arkamızda, bunlara karşı şirkete pozisyon aldıracağım. Efendim ‘Doğuş Grubu aslında size uzak değil.’ Bak bak bak. ‘Doğuş Grubu aslında Şahinler sizden uzak değil. Ama ne yapsınlar baskı altındalar, çok korkuyorlar. Bir de böyle olursa batabilirler.’ Parayı bizden kazanıp saraya yanlayan.. Batmazsan hatırım kalır, batmazsan hatırım kalır. Sen Atatürk’ün kurduğu ülkede, bu ülkenin imkanlarıyla büyüyeceksin, parayı bizden kazanacaksın, dünyanın en önemli metropolünde gecenin bir vakti 1 milyon 200 bin kişi meydana toplanacak, o meydanı görmeyeceksin. 2 milyon 200 bin kişi miting yapacak, o haberi, o mitingi canlı vermeyeceksin. Ülkenin birinci partisi, kurultay yapacak, yayınlamayacaksın. ‘Biz de Atatürkçüyüz.’ Olmaz olsun senin gibi Atatürkçü. Batmazsan hatırım kalır."

"Bu Pazar il mitinglerinin ilki Samsun'da"

Özel, "Bu Pazar il mitinglerinin ilki var. Nereden başlıyoruz? Samsun’dan. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ilk adımı nerede attıysa biz de ilk adımı orada atacağız. Her hafta sonu en az en az bir kent mitingi, her Çarşamba 20.30’da İstanbul’da bir ilçe mitingi. Daha büyük kalabalıklarla sonuç alana kadar, mitinge değil eyleme gidiyoruz hep beraber." dedi.

"Erdoğan’a gücümüzü Yozgat’tan göstereceğiz"

Yozgat'ta traktörleriyle eyleme katılan çiftçilere desteklerinin süreceğini belirten Özel, "Bu arada ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’ deyip, geçmişte haksızlığa da uğrayan, eylem yapmıyorlar diyenler Yozgat’a haksızlık yapanlar vardı. Yozgatlı çiftçiler muhteşem eylemler yaptılar. Adam çiftçi, yoksul ama eylem yapıyor. Traktör başına 993 lira ceza kesmişler, bütün cezaları üstlendim, hepsi benden. Buradan söylüyorum. Samsun’la başlıyoruz çok gecikmeden belki de bir sonraki hafta Erdoğan’a gücümüzü Yozgat’tan göstereceğiz Yozgat’tan. Madem ki Yozgat tarih yazmaya karar vermiş, hep beraber Yozgat’ta olacağız, hep beraber." dedi.

 

 

Yorumlar (1 yorum) Yorum yapmak için tıklayınız
olcay
üstün zekalı
0 Cevapla
Gündem