OVP'de büyüme hedefi %4,5
OVP temel göstergeler açıklandı. Büyüme 2023 yıl sonu için yüzde 4,4, 2024’te yüzde 4 olarak hedeflendi. Genel olarak yüzde 5 potansiyel büyümeyi temel alan Türkiye böylece ilk kez orta vadede hedefi aşağı çekmiş oldu.
✔ Ortalama yüzde 4,5 büyüme hedeflenmiş olsa da OVP ile dönem sonunda 1 trilyon 318 milyar dolar GSYH büyüklüğü ve kişi başına 14 bin 855 dolar gelir ile “yüksek gelirli ülkeler” düzeyine çıkılması hedeflendi.
MARUF BUZCUGİL
HÜSEYİN GÖKÇE
MEHMET KAYA
Ekonomi yönetimi tarafından, enflasyonla mücadele ve istikrara yönelik ekonomi programı nitelikli olacağı söylenen 2024-2026 Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. Programda, önceki yıllarda yıllık ortalama potansiyel büyüme oranı olan yüzde 5’leri hedefleyen bir temel yerine, program döneminde ortalama yıllık büyümenin bunun altında yüzde 4,5 olarak belirlenmesi dikkat çekti. Böylece, Türkiye bu dönemde ılımlı bir büyüme beklediğinin işaretini vermiş oldu. Buna karşılık, program dönemi sonunda, kişi başına gelirde yüksek ülkeler grubuna geçiş hedeflenmesi dikkat çekti.
OVP Cumhurbaşkanlığında düzenlenen toplantıyla tanıtıldı. Toplantıda OVP’nin temel göstergeleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından sunuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, program dönemi sonunda hedeflenen GSYH’nin dolar cinsinden Türkiye’nin kişi başına gelirde yüksek gelirli ülkeler seviyesine çıkmasına yönelik hedefe dikkat çekti. GSYH ve kişi başı gelirde uluslararası kriterlerde dolar cinsinden karşılıklar önem taşıyor. OVP’de GSYH hedeflerinden yapılan hesaplamayla, 2023 ortalama dolar kuru 23,86, 2024 sonunda ise 36,78 olacağı öngörüldü. Enflasyonla mücadelenin 2024’e ağırlıklı olarak kaydırılması da öne çıkan unsurlardan biri oldu. Enflasyonun tek haneye düşürülmekle birlikte, Türkiye ekonomisinin sağlıklı büyümesine imkan veren yüzde 5’lik istikrarlı hedefi yerine 2024’te yüzde 33 olmak üzere program dönemi sonunda yüzde 8,5 oranında bir hedef belirlendiği gözlendi. Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi, son dönem iletişimlerinde yüzde 5’lik hedefi telaffuz etmekten kaçınıyor.
Erdoğan: Enflasyonu ülke gündeminden çıkaracağız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, OVP sunumunda yaptığı konuşmada Kur Korumalı Mevduat sisteminin görevini yerine getirerek kur istikrarına katkı sağladığını bildirdi. Erdoğan, Merkez Bankası’nın yatırım taahhütlü avans kredilerinin güncelleneceğini belirterek, yatırımların bu doğrultuda destekleneceğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Yardımcılığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan OVP’nin enflasyonla mücadeleye destek vereceğini belirten Erdoğan, bunun 2024-2026 dönemine ilişkin Türkiye ekonomisine ilişkin kapsamlı yol haritası teşkil edeceğinin altını çizdi.
“OVP’yi hazırlarken sorunları görmezden gelmedik”
Türkiye Yüzyılı vizyonunu ekonomik perspektifini içeren OVP ile güçlü Türkiye’nin ilk yol haritasını ortaya koyduklarını söyleyen Erdoğan, “Hükümet olarak, Orta Vadeli Program’a desteğimizin tam olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Programımızda hiçbir sorunu görmezden gelmedik. 7 temel adımda öncelikli reform adımlarını belirledik. Program döneminde ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Katma değerli yatırımların önünü açacağız, sağlıklı bir büyüme sağlayacağız. Sıkı para politikasının da desteğiyle enflasyonu tek haneye düşüreceğiz. Cari işlemler dengesini iyileştireceğiz” dedi.
“Ortalama büyüme hedefi yüzde 4,5”
Depremin tahribatını ortadan kaldırırken, istihdamı artırıp, enflasyonu tek haneye düşürüp gelir dağılımını iyileştirmeyi önceleyeceklerini dile getiren Recep Tayyip Erdoğan, büyümede dengelenmeyle yüzde 4,5 büyüme hedeflediklerini kaydetti.
Dönem sonunda tarihte ilk kez milli gelirin 1,3 trilyon lirayı aşacağını ifade eden Erdoğan, kişi başına milli gelirin 14 bin 855 dolara çıkmasıyla da yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmeyi öngördüklerinden bahsetti.
Para, maliye ve gelir politikalarını tüm araçlarıyla uygulayarak enflasyonu artıran yapısal unsurları ortadan kaldıracaklarını söyleyen Erdoğan, tek haneli enflasyon hedefini yineledi. Erdoğan, mali disiplinle desteklenecek dezenflasyon sürecinin, güven ortamını pekiştirip, ihracat odaklı sürdürülebilir büyüme iklimi sağlayacağını kaydetti.
“Cari açık yüzde 2’ye inecek”
Program sonunda cari açığın GSYİH’ye oranının yüzde 4’ten yüzde 2 civarına inmesini öngördüklerini vurgulayan Erdoğan, iyileşmenin devamı ve yapısal dönüşümün meyvesini vermesiyle birlikte cari işlem fazlasına ulaşılacağını dile getirdi. OVP’de uygulanacak politikalarla birlikte enflasyonun ülke gündeminden kaldırılacağının altını çizen Erdoğan; para, maliye ve gelir politikalarında eşgüdümle hareket edileceğini vurguladı.
Makro ihtiyatı politikalarda sadeleştirmeye gidilerek, ekonomik dengeyi bozucu, enflasyonu besleyen tüketim artışının önleneceğini söyleyen Erdoğan, “Yatırım, istihdam, üretim ve ihracata dayalı büyüme politikalarıyla fiyat istikrarı yanı sıra reel sektörü destekleyen finansman sağlayacağız” dedi. Stratejik tarım ürünlerinde yeterlilik oranları belirlenerek üretim planlaması yapılacağını ifade eden Erdoğan, sera organize tarım bölgesi kurulmasına yönelik yatırımların hızlandırılacağını bildirdi. Tüketici aleyhine uygulamalarla rekabeti sınırlayıcı ve haksız kazancı önlemeye yönelik düzenleme uygulamaya konulacağını söyleyen Erdoğan, konut stokundaki kayıpların telafisine yönelik yeni sosyal konut projeleri geliştirileceğini anlattı.
“KKM görevini yerine getirdi”
Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının görevini yerine getirerek kur istikrarına önemli katkı sağladığına değinen Erdoğan, “KKM’nin kur istikrarını pekiştirdiği bir zeminde TL mevduatlara dönüşmesinin yolunu açacağız” dedi. Erdoğan, Merkez Bankası’nın yatırım taahhütlü avans kredisiyle para politikasının gerektirdiği duruşundan taviz vermeden yatırımları destekleyeceğini anlattı.
Finans sektörü tüm alanlarıyla gelişmesi ve İFM’nin ana unsuru olması için bu alanda da destek verileceğini söyleyen Erdoğan, yenilikçi, kapsayıcı, dinamik katılım finans sektörü için de katılım esaslı faaliyet gösteren Finteklerin destekleneceğini ifade etti. Erdoğan, İstanbul’un katılım finansta da küresel merkezlerden birisi haline geleceğini belirtti.
“Vergi kanunlarında yatırım dostu düzenleme”
Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Vergi Usul Kanunu gibi temel vergi kanunlarının; yatırımcı dostu, sade, anlaşılır bir yapıya kavuşturulacağını dile getiren Erdoğan, adil bir vergi sistemi kurulacağını belirtti.
Kayıt dışı ile mücadelede teknolojik imkanlardan daha çok yararlanacaklarını aktaran Erdoğan, kamu yatırım projelerinin de gözden geçirilerek ekonomiye hızlı kazandırılacaklarına öncelik verileceğini söyledi.
İşyeri üretimine yönelik ürün bazlı yatırım yol haritası açıklanacağını belirten Erdoğan, döviz kazandırıcı hizmet ticaretinin desteklenerek, AB ile ticarete yeni boyut kazandırmak üzere GB güncellenmesine yönelik çalışmanın yoğunlaşacağını bildirdi.
Erdoğan, bürokratik ve hukuki öngörülebilirliğin güçlendirilerek doğrudan yatırımların artırılmasını hedeflediklerini kaydetti. Özel sektör yatırımlarının artırılmasına yönelik reform yapılacağından da bahseden Erdoğan, yargının etkinleştirileceğini, bürokrasinin azaltılacağını söyledi. Uygun yatırım yerlerin içeren bir yatırım yeri envanteri oluşturulacağını belirten Erdoğan, gençlere meslek edindirici nitelikli istihdamı artıracak, işgücü potansiyelinin azami kullanılacağı düzenleme yapılacağını aktardı.
Yapay zeka, siber teknoloji, enerji, uzay teknolojisi gibi stratejik alanlarda nitelikli işgücü yetiştirmeye yönelik kamu, özel üniversite programlarının hayata geçirileceğini ifade eden Erdoğan, üniversitelerin kontenjanlarının da kamu ve özel sektörün ihtiyaç duyduğu işgücü ile uyumlu hale getirileceğini söyledi.
“Vergi sistemi karbon fiyatlama çerçevesinde gözden geçirilecek”
Türkiye’nin 2053 yılı sıfır emisyon hedefi kapsamında ekonominin her alanında yeşil dönüşümü gerçekleştirmek için çalışacaklarını anlatan Recep Tayyip Erdoğan, iklim değişikliğiyle mücadele için yasal çerçevenin geliştirileceğini, ulusal emisyon ticaret sisteminin hukuki altyapısının tamamlanacağını vurguladı. Türk vergi sisteminin karbon fiyatlama çerçevesinde gözden geçirileceği bilgisini de veren Erdoğan, ulaştırmada düşük karbonlu sisteme geçişin de kolaylaştırılacağını dile getirdi.
Cevdet Yılmaz’dan “mali disiplin” ve “yapısal reform” vurgusu
Program hedef ve tahminlerini açıklayan Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz konuşmasında mali disiplini ve yapısal reformları öne çıkardı. Büyüme ve istihdamın ihmal edilmeyeceğinin altını çizen Yılmaz, “OVP’nin dört temel amacı var. Afet yaralarının sarılması, makro istikrarın sağlanması ve enflasyonun tek haneye inmesi, büyüme ve istihdamın devamı, sosyal adalet. OVP’de üç temel politika aracı olacak. Bunlar deprem harcamaları hariç mali disiplinin sağlanması, para politikası ve yapısal dönüşümlerdir” diye konuştu. Türkiye’nin enflasyonla mücadele ederken yapısal reform yapan bir ülke olarak etki göstermek istediğini söyleyen Yılmaz, böylece orta vadede yapısal reformlarla ekonomiyi dönüştürmeyi, kısa vadede ise enflasyonla mücadele ederken yapısal reform yapan bir ülke olarak beklentileri olumlu yönde değiştirmeyi sağlayacaklarını kaydetti.
Depremin Türkiye ekonomisine etki ettiğini ancak deprem yaralarının sarılması için kaynağın ayrılabildiğini belirten Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin uyguladığı mali disiplin sayesinde borçluluk görünümünün de iyi durumda olduğunu kaydetti. Yılmaz, “AB Tanımlı borç seviyesinde iyiyiz. İyi ki bütçe disiplinini sağlayarak açığı aşağı çekti. İyi ki borçları aşağıya çekmişiz. Borçlu şekilde afete yakalansaydık bu harcamaları yapamazdık. Afete rağmen borç seviyesi geçici olarak GSYH’nin yüzde 35’ine kadar yükselecek. 2026’da kamu borç stokunu yüzde 33’lere çekçeğiz. Bu oran gelişmekte olanlarda yüzde 65, gelişmiş ülkelerde yüzde 109… Dünya ile mukayese edildiğinde depreme rağmen iyi performans gösteriyoruz.” dedi. Cevdet Yılmaz, konuşmasının diğer bölümlerinde de bütçe disiplinine önem verildiğini ve OVP’deki hedefl erde korunduğunu kaydetti. Cevdet Yılmaz, mali disiplin içinde program döneminde tasarrufun öne çıkacağını belirtirken, tasarrufun harcamaların kısılması yönünde değil, verimli, etkin ve doğru alanlarda kullanımı şeklinde değerlendirileceğini kaydetti.
Yapısal reformlar için tarihler de verildi
OVP ile yapısal reform başlıkları açıklandı. Programda 7 başlığın öncelikli olarak ele alındığı ve reform eksenleri olarak belirlendiği kaydedildi. Enflasyonla mücadele edilirken bu reformların yapılmasının önemine dikkat çekildi. OVP’nin eki olarak açıklanan yapısal reformlara yönelik olarak önlemler OVP’nin normal başlıkları içinde, eylem planı ise Yıllık Planda açıklanacak. Cevdet Yılmaz 7 eksendeki yapısal reformlar ve bu reformlar çerçevesinde uygulanacak bazı program politikalara yönelik sunumunda başlıkların yanında tamamlanma zamanına ilişkin de bilgi verdi. Bu başlıklar ve önlemler şöyle:
Büyüme, cari işlemler açığı ve kişi başı gelirde temkinli ama iyimser yaklaşım
OVP’de temel makro ekonomik büyümede yüzde 4,5 ortalama büyüme beklenirken, kişi başı gelirde düzenli bir yükseliş öngörüldü. Program dönemi sonunda kişi başı gelirde yüksek gelire ulaşılacağı yönünde bir hedef ve tahmin yer aldı. Uluslararası göstergeler dolar cinsinden verildiği için, TL hedefler tutsa da kurdaki değişim hedef ve göstergeleri değiştiriyor.
Böyle bakıldığında, kurun tahminlere uygun değerler alması önem taşıyor. Programın GSYH hedefine göre, 2023’de yıl sonu ortalama dolar kuru 23,9 TL olarak belirlendi. 2024 sonunda ise 36,8 TL olarak, 2025’te 43,9 TL, 2026’da 47,8 TL olarak hesaplara dahil edildiği gözlendi. Bu seviyelerin aşılması, hedeflenen dolar cinsinden GSYH ve kişi başına geliri de zorlayacak. 2023 sonu itibariyle GSYH tahmini 1 trilyon 67 milyar dolar, kişi başına gelir ise 12 bin 415 dolar olarak OVP’ye girdi.
“İstihdam 2,7 milyon kişi artacak”
Sabit ve dar gelirlilerin alım gücünü yükseltirken, sağlıklı yatırım ve iş yapma zemini oluşturacaklarını da dile getiren Erdoğan, yıllık ortalama 909 bin olmak üzere program döneminde istihdamın 2.7 milyon kişi artmasını ve işsizliğin tek haneye inmesini öngördüklerini belirtti. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen politikalar merkezine yeşil ve dijital dönüşümü içeren ikiz dönüşümü koyduklarını söyleyen Erdoğan, ihracat hedefini 300 milyar dolar, turizm gelir hedefini ise 70 milyar dolar olarak açıkladı. Temel ithalat kalemi olan enerjide doğalgaz ve petrol arama/üretimine yönelik atılan adımların katkısının daha fazla görüleceğini ifade eden Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ni (İFM) de aynı zamanda enerji hub’ı haline getireceklerini kaydetti. Erdoğan, İFM kulelerinden birisini buna ayırdıklarını, bu kulede Londra, Hamburg borsalarında olduğu gibi maden dahil enerji pazarlamasının yapılacağını bildirdi.
Depreme 3 yılda 3 trilyon TL kaynak
Sıkı para politikası desteğiyle enflasyonu yeniden tek haneye düşürüp, cari dengeyi iyileştireceklerini belirten Erdoğan, bu yıl deprem için 762 milyar lira ayırdıklarını, program döneminin tamamında ise depreme yönelik 3 trilyon liralık kaynak kullanacaklarını aktardı.
Ekonomistler temkinli yaklaşıyor
Ekonomistler, 2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da (OVP) yapısal reformlara ayrı bir bölüm ayrılmasının önemli olduğunu vurgularken, enflasyon ve döviz kuru konusuna temkinli yaklaşıyor.
■ Prof. Dr. Selva Demiralp:
Kur patikası enflasyonla tutarlı görünüyor
“Enflasyonda yıl sonu tahmini bizim tahminlerimize doğru güncellenmiş. Enflasyonu düşürmek için büyümeden feragat edilmesi gerektiği not edilmiş. Kur patikası enflasyonla tutarlı görünüyor. Bunlar olumlu. Ancak 3+ sene içinde enflasyon yüzde 65’ten alınıp yüzde 338,5’e düşecekse bunu potansiyelin altında bile inmeyecek bir büyüme ile gerçekleştirmek nasıl mümkün olacak? 2001 sonrasında benzer bir sermaye girişi varsayımı?”
■ Ekonomist Mahfi Eğilmez:
OVP, temennilerle dolu
“OVP konusunda yazı yazmayacağım. Çünkü bir ekonomik göstergenin gelecek yıl ve sonraki yıllarda ne olacağına ilişkin tahminler yazılınca onun nasıl olup da öyle olacağı da yazılmalı ki ortada bir program olsun. Örnek vereyim: Mesela OVP’ye göre TÜFE’nin 2023 sonunda yüzde 65 olması, 2024 sonunda yüzde 33’e düşmesi bekleniyor. Mantıklı bir hedef. İyi hoş da bu ne olacak da 65’ten 33’e düşecek. Bu düşerken büyüme ve işsizlik olumsuz etkilenince ne gibi önlemler alınacak. Sıkı para ve maliye politikası uygulayacağız da düşecek demekle program olmaz. Faizi ne yapacaksınız ve ne zaman yapacaksınız? Bunu yazmadan ve taahhüt etmeden yazılanlar program olmaz, temenni olur. OVP’nin her tarafı bu tür temennilerle dolu. Öte yandan yapısal alan diye seçilen konuların hiçbiri ülkenin şu aşamada ihtiyacı olan yapısal reformları temsil etmiyor. Ülkenin en büyük ihtiyacı olan hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı reformunun öngörülmediği programda yapısal reformdan söz edilemez. Dolayısıyla OVP benim açımdan bir yazı konusu yapılabilecek bir belge değil.“
■ Prof. Dr. Hakan Kara:
Kur artarken enflasyon nasıl düşecek
“Döviz kurunun bugünden sonra doğrusal artarak OVP’deki 2023 yıl ortalamasının gerçekleşeceği varsayımı altında, raporda ima edilen yılsonu dolar/TL kurunun 29,9 olduğunu söyleyebiliriz. Aynı mantıkla gidersek 2024 yıl sonu için ima edilen dolar kuru da yaklaşık 43 oluyor. Bu da dolar/ TL’de yıllık yüzde 44 artışa tekabül ediyor. O zaman gelsin soru: Gelecek yıl kur yüzde 44 artıp büyüme ciddi yavaşlamazken enflasyon nasıl yüzde 33’e düşecek.”
■ Ekonomist Uğur Gürses:
En yumuşak karın bütçe
“OVP varsayım parametreleri geçmiş yıllardan farklı olarak ‘olsa olsa’ diyerek yapılmış görünmüyor. En yumuşak karın bütçe. Deprem harcamaları hariç bütçe açığı GSYH’nin yüzde 3,9’u olarak hesaplıyorum. Yerel seçimden geçecek bir Türkiye için bu oldukça iyimser. Hükümetin tahmin ettiği haliyle bile 2.6 trilyon bütçe açığının finansmanı bu negatif reel faizlerle nasıl olacak merak ediyorum? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da konuşma metnine giren sıkı para politikasının dozunun ise 2024 yerel seçimler sonrasında artırılacağı OVP’nin genel görünümünden de anlaşılıyor.”
■ Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu:
Yapısal reforma işaret etmesi önemli
“Bu yıl için yapılan büyüme tahmini gerçekçi görünüyor. Büyüme gelecek yıl bir miktar daha aşağıda olabilir ancak küresel piyasalarda iyi bir seyir izlenmesi ve enflasyonun destek vermesi durumunda büyümede bu oranın yüzde 4 ve üzeri seviyeleri görülebilir. Yapısal reform tarafına ayrı bir bölüm açılması önemli. Yapısal reformlarda 7 ana başlık olması ve Türkiye’nin yapısal reform alanlarına işaret etmesi de olumlu görünüyor. Sorunları çözmek için yapısal reform boyutuna bakmak gerekiyor.”