Numan Kurtulmuş'tan 'Can Atalay' açıklaması: Hiçbir gücün TBMM'ye görev verme hakkı yok

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş gündemdeki konulara ilişkin NTV’nin sorularını yanıtladı.

Siyasetteki yüzde 50+1 tartışmasına ilişkin soruya Kurtulmuş, “Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geri dönüşün olmayacağı aşikâr” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin TİP’ten milletvekili seçilen Can Atalay kararına ilişkin de açıklamalarda bulundu. TBMM Başkanı’nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Türkiye'de yapılan referandum ile bir sistem değişikliğine gidildi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili 5 yıllık bir uygulama var. Türkiye'de önce gerçekten çok kapsamlı anayasa değişikliği ortamını oluşturmak... Bu anayasa değişikliği tartışmaları içerisinde bu ve benzeri konuların bir bütün olarak tartışılmasının daha doğru olacağı kanaatindeyim.

Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geri dönüşün olmayacağı aşikâr. Halkımız 3 kez bu sisteme olan güvenini teyit etti. Geri dönüş yok.

Şahsen tercih edeceğim yol, anayasa tartışmalarının içerisinde doğru zeminde doğru yöntemlerle bu konuların tartışılması. Yaptığımız tartışmalar ülkemizin geleceği ile ilgili. Bunun böyle sakın ve bilimsel verilerle bir anaysa tartışma platformu çerçevesinde ele alınacak konu olarak görürüm.

Can Atalay açıklaması

Bu tartışmanın da mevcut anayasadan kaynaklandığını görüyoruz. TBMM'nin tavrı bellidir. Milletvekili yeminin yapıldığı gün Meclis'te isminin okunması arkasından da partilerin ortak eğilimi ile birlikte İnsan Hakları Komisyonu'na seçilmesi Meclis'in tavrını ortaya koyan bir şeydir. Hiçbir gücün TBMM'ye görev verme hakkı yoktur. TBMM yasamanın merkezi olarak gerektiğinde yasaları, anayasayı değiştirecek güce sahiptir. TBMM'nin tartışmanın bir tarafı haline getirilmemesi için özel bir gayret gösteriyorum. Kimse TBMM'ye ödev vermeye kalkmasın.

Özel'in "Kürtler daha az eşit" sözü

Bu söz Türkiye'deki gerçeği yansıtmıyor. Kürt kardeşlerimizin TC vatandaşı olarak gelemeyeceği hiçbir makam yoktur. Maliye Bakanımız Kürt bir arkadaşımızdır. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kürt bir kardeşimizdir. Türkiye'nin gündeminde böyle bir şey yok. Siyasetçiler kullandıkları dile dikkat etmeli. Türk de Kürt de birdir. Alevi de Sünni de birdir. Ayrımcılık kimden geliyorsa kim tarafından yapılıyorsa kabul etmek mümkün değildir.