MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Öcalan için ‘umut hakkı’ çağrısını hukukçular değerlendirdi

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den Abdullah Öcalan için tarihi çağrı geldi. Devlet Bahçeli, silah bıraktığını ve örgütü lağvettiğini açıklaması halinde Abdullah Öcalan için “Umut Hakkı” düzenlemesi yapılabileceğini dile getirdi. Peki, umut hakkı nedir? Hukukçular bu konuda ne söylüyor? Siyasilerin tepkisi ne oldu?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Öcalan için ‘umut hakkı’ çağrısını hukukçular değerlendirdi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısında Abdullah Öcalan için tarihi çağrıda bulundu. Bahçeli, “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, “Umut Hakkı”nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın” dedi.

Bahçeli, “Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil, ne Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız.” diye konuştu.

Umut hakkı nedir?

Hapis cezasına mahkum edilenlerin kanunla belirlenen sürelerde iyi halinden dolayı koşullu salıverilmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi anlamına geliyor.

“Düzenleme yapılması gerekiyor”

NTV’ye konuşan Hukukçu Prof Dr. Selami Kuran, “Bahçeli geçen hafta yaptığı konuşmanın devamı olarak daha yüksek tonda, hukuki mevzuatı ve hukuki yolları da işaret eden bir konuşma yaptı.

Görünen o ki Bahçeli’nin geçen hafta başlatmış olduğu, özellikle Öcalan ile ilgili duruşunu yasal ve hukuki zemine de işaret ederek devam ettirdiği görülüyor. Umut hakkı kavramı ceza hukuku mevzuatında özellikle ağırlaştırılmış cezası bulunan kişilerin genel olarak infaz kanunun 107. Maddesinin 16. Fıkrası gereğince aslında salıverilmeleri teknik olarak mümkün görünmüyor. Bilindiği gibi Öcalan önce ölüm cezasına mahkûm edilmişti. Daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden gelen kararla birlikte cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilmişti. 2005’te ceza kanunumuzda yapılan değişikliklerle birlikte. Burada önemli olan husus şu; Bahçeli’nin ifade ettiği husus ile ilgili, siyasi bir uzlaşma çıkar ise yasal değişiklik gerekecek. Meclis’ten geçirilecek bir kanunla özellikle infaz kanununun 107. Maddesinin 16. Fıkrasının revize edilmesi gerekir. Hükme göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olan kişilerin şartlı salıverilme imkanları yok. Böyle bir imkanın doğabilmesi için bir yasal değişiklik gerekecek. Umut hakkı 2014 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin İngiltere’de koymuş olduğu bir davaydı. O zaman da Öcalan’ın avukatlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bir başvuruları vardı. Özellikle Öcalan’ın şartlı salıvermeden, iyi halden dolayı serbest bırakılması noktasında talepleri vardı. Mahkeme 2014’te vermiş olduğu kararda şunun altını çiziyor; “Ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm olanların dahi belirli bir süre sonra eğer iyi halleri söz konusuysa, kamu düzeni için tehlike arz etmiyorlarsa, bir tehdit oluşturmuyorlarsa ömür boyu hapis cezası değil de, 25 yıl hapis cezası ile sınırlandırılması bir hapis cezasıyla hüküm giymesi, 25 yılı dolduran hükümlülerin de serbest bırakılması gerekir” diyor.

Türkiye geçen yıllar içinde bir yasal düzenlemeye yanaşmadı. Öcalan’ın mahkûm olduğu suç fiillerini anayasal düzene karşı çıkma suçlarıyla ilgili olarak, eğer böyle bir değerlendirme söz konusu olursa zaten ağırlaştırılmış hapis cezasına mahkum olan kişilerin AİHM’nin ifade ettiği umut hakkından 25 yılı fiilen cezaevinde geçirmeleri ve iyi halde geçirmeleri, kamu düzeni için de tehdit ve tehlike oluşturmamaları lazım. Diğer bir görüş de özellikle Öcalan’ın silahlı terör örgütü kurmak ve liderliğini yapmak mahkûm edildiğini dolayısıyla 36 yıla kadar ceza infazının gerektiği görüşü de var. Bunlar teknik değerlendirmeler, önemli olan husus. Bunun siyasi bir zeminde tartışılması önümüzdeki süreçte değerlendirilecektir.” dedi.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’den de yanıt geldi

BBP'nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda Destici, "Türkiye'nin terörle mücadelesi 40 yıldan fazla bir süredir devam ediyor. Hepimiz isteriz ki elbette ki terör bitsin, silahlar bırakılsın, birlik beraberlik sağlansın" dedi.

"Ama karşımızdaki terör örgütü kendi ortağı çıkardıkları bir durum değil ki" diyen Destici, "Emperyalistlerin kurdurduğu, desteklediği, büyüttüğü ve 40 yıldan beri Türkiye'ye saldırttığı bir terör örgütüyle karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.

Destici, "Uzlaşma, çözüm süreci, helalleşme bunların kimin adına yapacağız? Binlerce şehidimiz var. Şehitlerimizin ailelerine sorduk mu?" diye konuştu.

BBP'nin, Destici'nin açıklamasını Bahçeli'nin konuşmasının ardından yapması dikkati çekti.

“Bir bebek katili terörist TBMM’de konuşacak, inanır gibi değil”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı “Gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiği, örgütün lağvedildiğini haykırsın" çağrısına tepki gösterdi.

Özdağ, "Bahçeli, terörist başı Öcalan’ın TBMM’de DEM grubunda konuşmasını istedi. Allah böyle siyaseti kahretsin. Bir bebek katili terörist, İstiklal Harbi vermiş gazi TBMM’de DEM grubunda konuşacak. İnanır gibi değil." ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin Öcalan çağrısına DEM Parti’den yanıt geldi

TBMM’deki grup toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Bir başlangıç olacaksa tecrit derhal kaldırılmalıdır. Onurlu bir barış için insiyatif almaya hazırız.” dedi. 

Gündem