Kılıçdaroğlu: Mafyaya teslim olan, mafyanın satın aldığı bir siyasi iktidar
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Mafyaya teslim olan, mafyanın satın aldığı bir siyasi iktidar, mafyanın talimat verdiği ve talimatı koşulsuz yerine getiren bir siyasi iktidar." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, herkesin son dönemdeki gelişmelerden ciddi kaygı duyduğunu, bazen espriyle sorulan "Ne olacak bu memleketin hali?" sorusunun, şimdi artık ciddi ciddi sorulmaya başlandığını söyledi.
"Bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim: Hiç kaygı duymayın. Bu ülkede, hepimiz birlikte Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak için mücadele edeceğiz." diyen Kılıçdaroğlu, zaten demokrasi dediklerinin de tam anlamıyla bu olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, "Kirlenen Türkiye'yi temizleme görevini tarih bize verecektir göreceksiniz ve biz bunu yapacağız, bu bizim görevimizdir." ifadesine yer verdi.
Türkiye, 19 yılın sonunda neden bu hale geldi? diye soran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli kurtuluş Savaşı'nı veren bir Türkiye, Osmanlı'nın borcunu son kuruşuna kadar ödeyen bir Türkiye neden bu hale geldi? Neden Türkiye ayrışıyor, ayrıştırılıyor? İnanç, kimlik, yaşam tarzı üzerinden insanlar neden ayrıştırılıyor? Hangi siyasi akıl bunu yapıyor? O siyasi akla, akılsızlık demek lazım aslında. Toplumu birleştirmek, kaynaştırmak varken, hoşgörüyü egemen kılmak varken neden insanlar ayrışıyor ve neden böyle bir politika güdülüyor?
Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye bu kadar kirlenmemişti. İktidara geldiklerinde yoksulluk olmayacaktı şimdi diz boyu, yolsuzluk olmayacaktı artık AK Parti deyince eşittir yolsuzluk, yasaklar olmayacaktı Türkiye bir yasaklar ülkesine döndü. Dolayısıyla bütün vatandaşlarımın, hangi partiden olursa olsun, Türkiye'nin hangi coğrafyasında yaşarsa yaşasın, yarın sandığa elimizi vicdanımıza koyup gitmek zorundayız. Eğer Türkiye'yi demokratik yollarla aydınlığa çıkaracaksak hepimizin oturup düşünmesi lazım. Benim sorumluluğum var, doğrudur ama her bir vatandaşın da ayrı ayrı sorumluluğu var."
Geçen cumartesi akşamı Twitch yayını üzerinden gençlerle bir araya geldiğini ve sorularını yanıtladığını dile getiren Kılıçdaroğlu, yayında gençlere verdiği sözleri de aktardı.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Sevgili gençler, istediğiniz, özlediğiniz özgürlüğü size vereceğim. Öyle bir özgürlüğe kavuşacaksınız ki iktidara getirdiğiniz kişiyi, gerekirse en sert şekilde eleştireceksiniz. Sabahın köründe kapınız çalınıyorsa onun polis değil, sütçü olduğunu anlayacaksınız, böyle bir özgürlük vadediyorum size.
Kredi yurtlar kurumundan kredi alanların büyük bir kısmı işsiz. Erdoğan'ın iki eli onların yakasında. 'Borçlarınızı ödeyin.' Onlara söz verdim, CHP adına söz verdim; iktidar geldiğimizde faizlerin tamamını sıfırlayacağız, iş bulduktan sonra, sigortalı bir işe girdikten sonra belli taksitler içerisinde onların kredi borçlarını ödemelerine imkan sağlayacağız.
19 yılda yurt sorununu çözemediler, onlara söz verdim. En geç 1 yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde üniversite öğrencileri için, diğer öğrenciler için yurt sorunu kalmayacak, yurt sorununu bitireceğiz. Birer-ikişer kişilik odaları olacak, sıcak-soğuk suyu olacak, geniş bant internet erişimi olacak."
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 2 milyon 400 bin hanede internet bulunmadığını, bu durumun 21. yüzyılın en büyük ayıbı olduğunu söyledi.
İktidara gelmeleri halinde en geç 2 yılda internetsiz ev kalmayacağını, öte yandan fiber altyapı yatırımlarıyla internet hız sorununu da ortadan kaldıracaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "torpil" olarak nitelendirdiği sözlü sınavların yapılmayacağını da belirtti.
Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve engelli kadrolarının tamamını dolduracaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, iktidara geldikleri ilk bir ayda 138 bin 393 öğretmeni öğrencileriyle buluşturacaklarını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde kırsal bölgelere ziraat mühendisleri göndereceklerini, böylece bu meslekteki işsizlerin istihdamının sağlanacağını söyledi.
Türkiye'nin dijital ticarette en çok engellemeyi yapan 7 ülkeden biri olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, bu engelleri ortadan kaldıracaklarını da bildirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, öte yandan bütün Organize Sanayi Bölgeleri'nde (OSB) teknoloji liseleri kuracaklarını, gençlerin buralarda staj yapabileceğini dile getirdi.
Üniversitelere ilişkin vaatlerini de paylaşan Kılıçdaroğlu, "Melih Bulu gibi dramatik bir tabloyla karşı karşıyayız. Orada öğretim üyesi olmayı bile hak etmediği üniversiteye rektör olarak atıyorsunuz. Üniversiteler de özerk olacak, bilimsel, idari, mali özerkliği olacak. Dolayısıyla üniversiteler kendi rektörlerini kendileri seçecekler, oraya siyaseti bulaştırmayacağız." ifadelerini kullandı.
Gençlerin çevre duyarlılığını bildiğini de belirten Kılıçdaroğlu, Rize'de çevreyi korumak için direnenlere selam gönderdi.
İktidarlarında kentlere ihanet etmeyeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, doğayı, hayvanları koruyacaklarına söz verdi. Kılıçdaroğlu, gençlerle bir araya geldiği toplantıda CHP iktidarında hiç kimsenin ötekileştirilmeyeceğini vurguladığını aktardı.
"Rize'ye gideceğim"
Kılıçdaroğlu, çay üreticilerinin iktidardan Çay Kanunu'nun çıkarılmasını istemeleri gerektiğini vurgulayarak, CHP'nin üreticiyle bir araya gelerek kanun teklifini hazırlayabileceğini dile getirdi.
Çay için açıklanan taban fiyatın piyasada "tavan fiyat" olarak algılandığını, herkesin bunun altında fiyat açıkladığını belirten Kılıçdaroğlu, çay için taban fiyat uygulaması ve ithalatının durdurulması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, öte yandan Rize'ye giderek, kanaat önderlerine Türkiye'nin sorunlarının nasıl çözüme kavuşturulacağını anlatacağını bildirdi.
Salgın nedeniyle esnafın çok zor günler geçirdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, çevresindekilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sorunların çözümüne yönelik öneride bulunamadığını ileri sürerek, "Düşüncesini açıklayana hakaret ediyor. Böyle bir devlet yönetimi olmaz." sözlerini sarf etti.
Esnafın, faturalarını bile ödeyemediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bankalara borçlu esnaf sayısının geçen yıl martta 3 milyon 412 binken, bu senenin aynı ayında 4 milyon 157 bine çıktığını kaydetti. Hükümetin esnafa bir defaya mahsus hibe ödemesi yapacağını anlatan Kılıçdaroğlu, bu imkandan her 3 esnaftan birinin yararlanabileceğini bildirdi. İktidarın bu tutarı nereden karşılayacağını soran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hazine tam takır, para yok. 128 milyar dolar da gitti. Yeni bir IBAN açsalar, Kılıçdaroğlu 'Bak yine IBAN ile millete el avuç açtınız.' diyecek. 'Ayrıca paraya ihtiyacımız var, o zaman ne yapalım? En çok tüketilen ürünlere insafsız zam yapalım.' diye karar aldılar. ÖTV'ye, kurşunsuz benzinde yüzde 54, motorinde yüzde 78, LPG'de yüzde 189 zam yaptılar. Zammın bir tek sorumlusu var, Erdoğan şahsım hükümeti. Kararı alan o, imzası olan o, 'Her şeyden ben sorumluyum.' diyen o. Vatandaştan 7 ayda 12 milyar 460 milyon lirayı toplayacak ama esnafa bir sefere mahsus olmak üzere 4 milyar 600 milyon lira verecek. Diğer para cepte, başkalarına ödeyecek. Yandaş müteahhitleri hiç aksatmıyor, 'beşli çeteye' paralarını tık diye ödüyor. Benzine, mazota, LPG'ye insafsız zamlar yaptılar ama 'beşli çete'nin de içinde olduğu 21 elektrik dağıtım şirketine devletin sattığı elektrikte yüzde 17,5 indirim yaptılar. Bu indirim vatandaşa yansımıyor. 21 kişiye olağanüstü avantaj sağlıyorsun, esnafa gelince elin titriyor. Kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetemiyorlar."
Fahiş Fiyat Artışı Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunun oluşturulduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "ÖTV, benzinde yüzde 54, mazota yüzde 78, LPG'de yüzde 189. Fahiş mi? Fahiş. Buna Kurul nasıl bakacak? Ne yaptıklarını, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Fatura yine vatandaşa çıkacak." şeklinde konuştu.
"Mafyaya teslim olan bir siyasi iktidar"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, son dönemde "Ne olacak bu memleketin hali?" sorusunun ağırlıklı olarak dile getirildiğini belirterek, "Mafyaya teslim olan, mafyanın satın aldığı bir siyasi iktidar, mafyanın talimat verdiği ve talimatı koşulsuz yerine getiren bir siyasi iktidar." dedi.
2018 yılında bir konuşmasında "demokratikleştirilmediği takdirde devletin süratle organize suç örgütü haline dönüştürülebileceğini söylediğini" dile getiren Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinde hiç görülmemiş olayların yaşandığını anlattı. Kılıçdaroğlu, "Yeraltı dünyası, mafya, bildiriyle Cumhur İttifakı'na destek veriyor. Gizli kapaklı değil, hırsızlık da, soygun da aleni artık. Eğer bir ülkede soygun, hırsızlık, uyuşturucu kaçakçılığı aleni yapılıyorsa arkasına siyasi destek alınmadan bu olmaz. Siyasi destek zaten var, o kadar açık ki, mafya liderleri 'Ben seni destekliyorum.' diye bildiri yayımlıyor." ifadelerini kullandı.
Bazen devletin içindeki yasal unsurların da belli kaynakların üzerine çöktüğünü savunan Kılıçdaroğlu, "Merkez Bankasının 128 milyar doları arka kapıdan gitti. Kimler çöktü bunun üzerine? Bunların mafyadan ne farkı var? Yasa, kanun yok, uydurma bir protokol, Merkez Bankası satmıyor, arka kapıdan dolaşıyorsunuz, damada diyorsunuz ki 'Ver 128 milyar doları.' Çöküyorsunuz üstüne. Mafya da siz de çöküyorsunuz, ne farkınız var sizin mafyadan?" şeklinde konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, "iktidarın Tank Paleti fabrikasını Katar ordusuna peşkeş çektiğini" iddia ederek, "Bu fabrikaya, ordunun namus ve şerefine çöreklenen adamların mafyadan ne farkı var?" sorusunu yöneltti.
"İktidarın, 15 Temmuz şehit yakınları ile gazileri için toplanan paraların üzerine çöktüğünü" öne süren Kılıçdaroğlu, "Mafya düzeniyle bunun arasında bir fark var mı? Bunu yapan iktidardaki mafyadır." dedi.
"Hırsızlık bu kadar meşru bir zemine taşınabilir mi?"
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Serik Belediyesindeki "rüşvet" iddialarını anımsatarak, "500 bin liranın üzerine kim çöktü? Onu koruyan iki bakan da çökmedi mi? Sessiz kalan AK Parti ve MHP milletvekilleri çökmedi mi? Bu mafya düzeni değil de hangi düzen?" sorularını yöneltti.
Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan hakkındaki iddiaları da anlatan Kılıçdaroğlu, "Hesabını soran var mı? CHP dışında yok. Mafya düzeni ile bu düzen arasında ne fark var? Araştırma önergesi verdik, bunu araştıralım diye. AK Parti ve MHP milletvekilleri 'Hayır bu mafya düzenine devam edeceğiz. Bunu araştıramazsınız.' dediler. Hırsızlığın, yolsuzluğun araştırılmadığı bir meclis olabilir mi? Hırsızlık bu kadar meşru bir zemine taşınabilir mi? Parlamento hırsızları koruyan bir organ haline dönüştürülebilir mi? Dürüstlükten, namustan, ahlaktan söz ediyorlar. Buna 'Hayır.' diyen hiç kimse ahlaklı, dürüst, namuslu değildir. " dedi.