Kılıçdaroğlu Kavcıoğlu'yla bir araya geldi: Merkez'e siyasi müdahale istemediğimizi ifade ettik

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu'yla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, "Burası bağımsız bir kurum. Fiyat istikrarından sorumlu bir kurum. Kurumun bağımsızlığı sadece bizim için değil, dünya finans piyasaları için de son derece değerli ve önemli. Sıcak siyasetin Merkez Bankası’na müdahale etmesini asla istemedik, istemiyoruz da. Bu düşüncemizi de sayın Başkan’a da ifade ettik." açıklaması yaptı.

ANKA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile görüşmesinin ardından  açıklama yaptı.

Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Merkez Bankası bir Cumhuriyet kurumu. ‘Cumhuriyet’ sözcüğü iki yerde geçiyor, kamu kurumları arasında; bir Cumhuriyet Savcıları için bir de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası için. Burası bağımsız bir kurum. Fiyat istikrarından sorumlu bir kurum. Kurumun bağımsızlığı sadece bizim için değil, dünya finans piyasaları için de son derece değerli ve önemli. Sıcak siyasetin Merkez Bankası’na müdahale etmesini asla istemedik, istemiyoruz da. Bu düşüncemizi de sayın Başkan’a da ifade ettik.

Ayrıca Merkez Bankası’nın yetkilerinin kararnamelerle alınıp başka bir kuruma verilmesinin de doğru olmadığını, özellikle Fiyat İstikrar Komitesi’ne vurgu yaparak da ifade ettik. Merkez Bankası’nın iyi bir kültürü var. Cumhuriyet tarihi boyunca bu kültürü adım adım oluşturmuş vaziyette. Bu kültürün yok olmamasını istedik. İyi bir kadrosu var. Bu kadronun korunmasını istedik. Bu konuda da elimizden gelen her türlü yardımı yapabileceğimizi de ifade ettik. Merkez Bankası’nın kimliğinin, kişiliğinin korunması açısından.

"Zam yağmuru geliyor"

Fiyat istikrarı konusunda sizler de zaten günlük hayatta yaşıyorsunuz. Zam yağmuru geliyor zaten arka arkaya geliyor. Dövizin kontrol edilememesi, Türk lirasının sürekli değer kaybetmesi, bizim açımızdan da, sokaktaki vatandaş açısından da, sanayici açısından da bir sorun olarak önümüzde duruyor. Bu konudaki hassasiyetimizi büyük ölçüde ifade ettik.

Son 45 günde Türk lirası yüzde 10 değer kaybetti. Bu rakam ciddi bir rakam. Yani 45 günde Türk lirasının bu kadar büyük değer kaybetmesi, fiyat istikrarının olmadığını gösteriyor ve bunun yansımaları sokaktaki insana gelecek. Sokaktaki insan, bunun yansımalarından büyük ölçüde etkilenecek. Esnafından tutun, taşeron işçisine kadar veya işçiye kadar veya işsizlere kadar, mutfağa büyük ölçüde etkileyecek.

Bu gördüğümüz tablo şudur; bugüne kadar hep vatandaşın ağzında bir lokma vardı, lokmayı almaya çalışıyordu mevcut hükümet. Şimdi mutfağındaki tencereyi de almaya çalışıyor. Dolaysıyla önümüzdeki süreç, bir zam yağmuru olarak vatandaşın önüne gelecek. Bu konudaki bütün duyarlılıklarımızı hassasiyetimizi bir şekliyle ifade ettik. Bunu da ifade etmek zorundaydık zaten.

"Fon oluşturulmalı"

Bu ülkede her vatandaşın hakkını, hukukunu, geleceğini savunmak; iktidarın görevi olduğu kadar muhalefet partilerinin de görevidir. Bu konudaki duyarlılıklarımızı, bir şekliyle ifade ettik.

Dövizin sürekli Türk lirası karşısında yükselmesi ya da Türk lirasının değer kaybetmesinin endişelerini ifade ettik. Çünkü önümüzdeki kış, az önce söyledim, bir zam yağmuru gelecek. Elektrikten, akaryakıttan, doğal gazdan tutun hemen hemen her alanda ciddi sorunlar çıkabilir ve bu konuda ben grup toplantısında bir ‘kara kış fonu’ oluşturulması gerektiğini ifade etmiştim. Burada da ismi ‘kara kış’ olmayabilir, ama fakirin fukaranın hakkını hukukunu korumak açısında, onların pahalı elektrik, pahalı doğal gazla karşılaşmamaları açısından en azından bütçeleri açısından belli zaman dilimleri içinde katkıda bulunmak için bir fonun oluşturulması gerektiğini ifade ettim. Bu fon mutlaka olmalı aksi halde bu kış, vatandaşlar için kötü olacak.

Merkez Bankası’nın bağımsızlığına müdahale eden kişinin Erdoğan olduğunu ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz, Mısır’daki sağır sultan da biliyor. Faiz oranları düşsün ya da şu seviyeye insin, diye ilk bilgiyi veren kişinin veya bu konuda talimat verdiğini söyleyen kişinin Erdoğan olduğunu biliyoruz.

Buradan; Erdoğan’a açık net çağrı yapıyorum. Lütfen Merkez Bankası’nın kurumsal kimliğine saygı göster. Faiz yükselir mi faiz düşer mi bu konuda kararı sen değil, bu konuda kararı liyakatli kişiler versinler.

Eğer onlar bu kararı verebilirlerse o zaman dünyada pek çok finans kuruluşu da doğal olarak Merkez Bankası’na saygı gösterecektir. Bugün bu kararı büyük ölçüde Erdoğan’ın verdiğini ben de biliyorum, herkes biliyor. Pek çok finans çevresi de bunu biliyor. Dolaysıyla sıcak siyasetin buraya girmesinden rahatsızız. Bu rahatsızlığımız, bir şekliyle dile getirildi.”

 

 

 

 

Gündem