İzmir'deki tsunami riski için harekete geçildi: Fay hattı işaret edildi, 'zorunda kalacağız'

İzmir körfezindeki tüm kıyıların ve koyun geometrisi çıkartılıp, deprem kaynaklı tsunami risklerini araştırılması için harekete geçildi. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, "Girit'in güneyindeki dalma-batma zonundaki faylar gibi dışardaki faylarda bir kırılma gerçekleşebilir. Bu da ayrı bir senaryodur" uyarısında bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İzmir'deki tsunami riski için harekete geçildi: Fay hattı işaret edildi, 'zorunda kalacağız'

Dokuz Eylül Üniversitesinden bilim insanları, İzmir Körfezi'nde tsunami risklerinin araştırılması için çalışma başlattı. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, yaptığı açıklamada, 30 Ekim 2020'de meydana gelen depremin, Seferihisar ilçesinin Sığacık Mahallesi'nde tsunamiye neden olduğunu hatırlattı.

"Bu da ayrı bir senaryodur"

Sümer, İzmir Körfezi'nde bir fayın kırılması halinde nasıl bir etki yaratılacağı konusunda bir proje yürüttüklerini kaydetti. 2017'de Bodrum'da ardından 2020'deki depremden sonra meydana gelen tsunaminin Doğu Ege sahillerinde karşılaşılan en büyük tsunamilerden biri olduğunu belirten Doç. Dr. Sümer, "2020 depreminin fayı aynı alanda tekrar tsunami oluşturamaz. Bu fay da Kuşadası Körfezi'ndeki en önemli tsunami kaynaklarından biriydi. Bu alandaki faylardan kaynaklı bir tsunaminin artık alanda yaşanmayacağını söyleyebilirim. Ancak Girit'in güneyindeki dalma-batma zonundaki faylar gibi dışardaki faylarda bir kırılma gerçekleşebilir. Bu da ayrı bir senaryodur" dedi.

Uzunada ve Foça faylarına dikkat çekti

Denizlerdeki faylarla ilgili sınırlı sayıda araştırmanın bulunduğunu, İzmir Körfezi içindeki fayların kırılması halinde iç ve dış körfeze etkilerinin nasıl olacağının bilinmediğini aktaran Sümer, şunları kaydetti:

"Amacımız, körfez içindeki faylardan oluşabilecek depremlerin büyüklüklerini ve atım miktarlarını daha iyi hesaplayabilmek. İzmir Fayı'nın batı bölümünün denize girdiği alan ile Uzunada ve Foça faylarını, önümüzdeki 2,5-3 ayda çizdikten sonra kırılma mekanizmasıyla ilişkili yarattıkları atımdan ne kadar yükseklikte bir dalgadan oluşan tsunami yaratabileceklerini hesaplamış olacağız. Bu dalganın kıyı şeritlerine etkisi, geliş açısı, koy alanlarının genişliği ve derinliği gibi parametreler önem taşıyacak. Tsunami baskın haritaları oluşturmak, risklerin azaltılmasına da imkan verecek."

Oluşturulan tsunami baskın haritalarının İl Afet Risk Azaltma Planları'nda (İRAP) altlık veriler olarak kullanılabileceğini ifade eden Doç. Dr. Sümer, "Bir deprem olduğunda hangi kıyılarımızda ne kadar içeriye su girecek, ne kadar dalga tırmanma yüksekliği olacak ve ne kadar alanı etkileyecek, onu belirlemek oldukça önemli. Biliyorsunuz İzmir'de nüfusun kalabalık olduğu alanların önlerinde denize dolgu yapılan alanlar var. Depremlerde de o alanlar belki de insanların kaçacağı boşluk alanları oluşturuyor. Ama depremle gelen bir tsunamide kıyıda insanların kaçacağı alanlar riskli mi, bunları görmüş olacağız. Bu proje bittikten sonra o alanların hangisinin riskli olup olmadığı ortaya çıkacak. Belki de o alanlardan bazılarını toplanma merkezleri arasından da çıkartmak zorunda kalacağız. Deprem olduktan sonra insanlar geniş alanlara kaçacak. Bu alanların seçiminde farklı parametrelere göre de değerlendirme yapmamız gerekiyor. Bunlar için bilimsel veriyle ortaya konmuş sayısal sonuçlara ihtiyaç var" dedi.

Gündem