İYİ Parti: Bu olayın takipçisiyiz
İYİ Partili Zorlu, partisinin il binasının kurşunlanmasıyla ilgili, "İYİ Parti'yi ve genel başkanımızı böyle bir korku kavramıyla sınamaya kalkanlar, esasında kendileri bir korku tüneline girmiş demektir. Bu tünelin ucunda 14 Mayıs var, hesap verme korkusu var. Dolayısıyla bu olayın takipçisiyiz. Burada bir can kaybı yaşansaydı, bunun hesabını kim, nasıl verecekti." dedi.
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Zorlu, "İYİ Parti’nin İstanbul gibi bir il başkanlığı binası kurşunlanıyor, bunun karşısında siyaset diliyle siyaset iklimini, maalesef nefret söylemini bu noktalara getiren bir siyasi irade, genel başkanımızdan özür beklediğini ifade ediyor." diye konuştu.
Saldırının yaşandığı bölgenin fotoğrafını gösteren Zorlu, "Yetkili makamların, bu olayın ardından yaptıkları soruşturmalar neticesinde kamuoyuna yaptıkları açıklama şudur: Burada bir hırsızlık vakası oluyor ve burada, inşaatta görevli bir kişi bulundurma ruhsatlı tabancasıyla hırsızları buralarda kovalarken bizim binamıza iki kurşun isabet ediyor. Hem parti binamızın olduğu kısımda hem de inşaatın olduğu bölümün ön tarafında yaklaşık 50 metre yüksekliğinde bir istinat duvarı var. Nasıl oluyor da bu kişi ateşlediği silahın 160 metre mesafe geçerek binanın içerisine giriyor, koltuğa saplanıyor." dedi.
Olay meydana geldikten sonra bu olayın açığa çıkarılması noktasında çaba beklediklerini vurgulayan Zorlu, "Söz konusu şahıs, mahkemeye çıkarılmadan serbest bırakıldı. TBMM’de bulunan, iktidarı hedefleyen bir partinin binası bu şekilde, sorguya muhtaç şekilde kurşunlamışsa, biz böyle bir iddianın olduğunu, araştırılmasını talep ediyorsak bu şahsı serbest bırakmamalı, adalet mekanizması sonuna kadar gidilmeli" diye konuştu.
Zorlu, "Şunun da altını çizmek istiyorum; bu, partimize ve genel başkanımıza yönelik ilk saldırı girişimi değildir. Daha öncesinde de 'Bunlar iyi günlerin' şeklinde yapılan birtakım ifadeler… Ama İYİ Parti'yi ve Genel Başkan’ımızı böyle bir korku kavramıyla sınamaya kalkanlar, esasında kendileri bir korku tüneline girmiş demektir. Bu tünelin ucunda 14 Mayıs var, hesap verme korkusu var. Dolayısıyla bu olayın takipçisiyiz. Burada bir can kaybı yaşansaydı, bunun hesabını kim, nasıl verecekti." ifadelerini kullandı.
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetini anımsatan Zorlu, "Nerede bunun sorumluları, nerede bunun arka planı? Milletimiz bu tabloyu hak etmiyor. Biz, bu sorumluluk duygusuyla bu tuzaklara düşmeden siyasetin bu zehirli kutuplaşma diline ortak olmama kararlılığındayız." diye konuştu.
"Milletin hayatını zorlaştırmak için bu kadar uğraşılmaz"
TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerini de değerlendiren Zorlu, "Halkımızın gündemi, 300 lirayı bulan kıyma. Kasabın yolunu unutmuş vatandaş kitlemiz. Asgari ücret, ortalama ücret haline gelmiş. TÜRK-İŞ’in rakamlarına göre aylık gıda harcaması (4 kişilik bir aile), açlık sınırı diyor, 9 bin 591 TL. Diğer harcamaları da eklediğimizde, yoksulluk sınırı, 31 bin 241 TL. Asgari ücret 8 bin 500 TL. Sayın Bakan Nebati, ‘Kolaycılığa kaçmadan enflasyonu düşürmeye çalışıyoruz’ dedi. Allah’tan kork. Milletin hayatını zorlaştırmak için bu kadar uğraşılmaz." şeklinde konuştu.
Seçim güvenliği konusuna da Zorlu, "Bir gazeteci arkadaşımızın paylaştığı seçmen kütüğü… Ataköy’de bir liste. Listenin neredeyse tümü, mülk satın almak yoluyla vatandaş olmuş kişiler. Bunlar, Şam’dan gelmişler. Acaba geçici koruma kapsamında yer alıp da bu aşamaya geçmiş kişiler mi, doğrudan mı bu konutları alarak vatandaşlığa geçtiler? Bu seçimde oy kullanacaklar." diye konuştu.
"Keşke gerçekleşmemiş olsaydı"
Zorlu, toplantının ardından basın mensuplarının da soruları yanıtladı. Ankara’daki temayül yoklamasında çıkan olayların sorulması üzerine Zorlu, "Bu münferit olay keşke gerçekleşmemiş olsaydı. Ama bu, bizim demokrasi mücadelemizi gölgelemez." dedi.
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seccadeye ayakkabıyla basmasına ilişkin sorulan soruya, "Öncelikle Sayın Kılıçdaroğlu’na şu anlamda teşekkür etmek istiyorum. Böyle liderlerin yaptıkları birtakım hatalar veya farkında olmadan ortaya koydukları bu tür olaylar karşısında bir özeleştiri yapabiliyor olması, Millet İttifakı’nın esasında yakın gelecekte ülkemize sunacağı anlayışı göstermesi bakımdan da önemli. Sayın Kılıçdaroğlu üzüntüsünü ortaya koydu, ‘Keşke böyle bir şey olmasaydı’ diyebileceğimiz bir özetle milletimizle bunu paylaştı. Ancak buradan bir istismar aracı çıkarılması gayreti de milletimizin önünde cereyan ediyor. Böyle bir istismara da karşıyız. Elbette kutsallarımız, milletimizi bir arada tutan değerler sistemi bizim için çok önemli." diye yanıt verdi.
Zorlu, seçim güvenliğinin tehlikede olup olmayacağına ilişkin soruyu ise "Biz, barış ve huzur içinde bir siyaset ikliminin bu seçim sürecinde yaşanmasını istiyoruz. Siyaset, sadece çıkar çatışması değil, uzlaşmadır. TBMM’de sayısız önergeler verdik, siyasi iktidara uyarılar yaptık. Depremin olduğu gün ‘Devletin sesini duyma zamanıdır’ diyen bir genel başkana sahibiz. Böyle bir sorumluluğu tüm siyaset kurumunda görmek istiyoruz. Özenle, bu dile ortak olmamak adına bütün siyasi partilerimizi birleşmeye davet ediyorum." diye yanıtladı. (ANKA)