İsmail Saymaz'ın gözaltına alındığı Gezi Parkı soruşturması hakkında neler biliniyor?

Gazeteci İsmail Saymaz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü Gezi Parkı eylemleriyle ilgili bir soruşturma kapsamında 19 Mart sabahı gözaltına alındı. Saymaz'ın gözaltına alındığı Gezi Parkı soruşturması hakkında neler biliniyor?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İsmail Saymaz'ın gözaltına alındığı Gezi Parkı soruşturması hakkında neler biliniyor?

Gazeteci İsmail Saymaz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü Gezi Parkı eylemleriyle ilgili bir soruşturma kapsamında 19 Mart sabahı gözaltına alındı. Saymaz'a, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmek" suçlaması yöneltildi. Sağlık kontrolünün ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen Saymaz'ın sorgusuna henüz başlanmadı.

BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici Saymaz'ın gözaltına alınması sürecini ve soruşturmayla ilgili merak edilenleri inceledi.

Gözaltı süreci nasıl gelişti?

Halk TV yazarı ve yorumcusu İsmail Saymaz, 15 Mart'ta yaptığı açıklamada, ailesi ve arkadaşlarıyla tatil için yola çıktıktan sonra hakkında yurt dışına çıkış yasağı olduğunu öğrendiğini, pasaportuna el konduğunu belirtti.
Bunun ardından Saymaz'ın avukatları karara itiraz için İstanbul Adliyesi'ne gitti. Savcılıkta kendilerine, dosyaya erişimin hakimlik kararıyla kısıtlandığı söylendi.

Saymaz'ın avukatı Aslı Kazan, BBC Türkçe'ye kısıtlama ve yurtdışı kararlarından örnekler istediklerini ancak bunların kendilerine verilmediğini söyledi.

Saymaz ise duruma Halk TV'de "İfade vermek istiyoruz, önümüz kapanıyor. Ne ile soruşturulduğumuzu dahi bilmiyoruz" sözleriyle tepki gösterdi.

Saymaz gözaltında

İBB Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu ve yaklaşık 100 kişinin iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alınmasıyla aynı gün, yani 19 Mart'ta Saymaz da gözaltına alındı. Saymaz'ın evinde arama yapıldı.

İsmail Saymaz neyle suçlanıyor?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Saymaz'ın gözaltına alınması ile ilgili açıklamada gazeteciyi "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmekle" suçladı.

Açıklamada buna dayanak olarak Saymaz'ın 2013 yılındaki Gezi Parkı olaylarına katılımına dair bazı iddialarda bulundu.

Açıklamada Saymaz'ın, "Osman Kavala'nın web sitesinin hazırlanmasında ve eylemleri basın yoluyla yaygınlaştırma amacıyla kurmayı planladığı televizyon kanalının kurulması için rol alan şahıslarla konuşmalarının olduğu" öne sürüldü.

Gezi davasının ana sanıklarından Osman Kavala, Can Atalay, Çiğdem Mater, Mücella Yapıcı ile olaylar sürecinde yoğun irtibatı olduğu da belirtildi.



Başsavcılık, Saymaz'ın o dönem sosyal medya hesaplarından da çok sayıda paylaşımda bulunduğunu belirtti. Saymaz'ın "olayları tüm ülkeye yaymaya çalıştığı, sosyal medyada gerçekle bağdaşmayan bilgiler vererek vatandaşları kolluk kuvvetlerine karşı kışkırtmaya çalıştığı" iddia edildi.

Açıklamanın sonunda, "Gezi Parkı olaylarının yönlendirilmesinde ve organizasyonunda iştirakı tespit edilen tüm şahısların tespitine yönelik soruşturmalar derinleştirilerek devam edecektir" ifadesi kullanıldı.

Sabah gazetesinin konuyla ilgili haberinde ise soruşturma dosyasında yer aldığı iddia edilen bazı bilgiler yer aldı.

Haberde HTS (arama trafiği kayıtları) kayıtlarına göre Saymaz'ın Gezi Parkı eylemleriyle ilgili haklarında dava açılan 16 kişi ile birkaç kez görüştüğü öne sürüldü. Haberde ayrıca Saymaz'ın eylemler sırasında attığı Twitter mesajlarının ekran görüntüleri de yer aldı.

Ayşe Barım soruşturmasıyla aynı mı?

Saymaz'ın avukatı Aslı Kazan, taleplerine rağmen sürecin başından itibaren kendilerine soruşturmayla ilgili hiçbir bilgi verilmemesine karşın soruşturmanın içeriğinin medyada yayımlanmasına tepki gösteriyor.

Kazan, bu soruşturmanın, menajer Ayşe Barım'ın 24 Ocak'ta tutuklandığı Gezi soruşturmasıyla aynı soruşturma olup olmadığına dair ise "Çok kesin bir şey diyemem ancak soruşturmaların savcıları farklı, soruşturma numaraları farklı, şüphelilerin meslek dalları farklı" diyor.

Saymaz, hakkındaki iddialara ne diyor?

Kazan, 19 Mart akşamı X hesabında, hakkındaki iddialara ilişkin İsmail Saymaz'ın verdiği yanıtları paylaştı.

Saymaz; Osman Kavala ile gazetecilik dışında hiçbir görüşmesi olmadığını, Can Atalay'ı toplumsal gelişmelerle ilgili tüm davaların avukatı olarak tanıdığını, görüşme yoğunluğunun bundan ileri geldiğini, Çiğdem Mater'i hem sosyal çevreden hem eşi ve annesi meslektaşı olduğu için tanıdığını, Mücella Yapıcı'yı ise haber kaynağı olarak aradığını ve görüştüklerini söyledi.

Gezi olaylarını muhabir olarak takip ettiğini belirten Saymaz, sokağa davet ve provokasyon diye yorumlanabilecek hiçbir paylaşımda bulunmadığını savundu.

Saymaz, Gezi parkı eylemlerinin ne örgütlenmesinde ne ülke çapında yayılmasında ne de sürdürülmesinde rol aldığını belirtti ve 12 yıl boyunca Gezi Parkı eylemlerinden dolayı suçlanmadığını belirtip ekledi:

"Hakkımda başka bir suç isnat edilemediği için, Gezi parkı dosyası içerisine atılmak isteniyorum. Gazetecilik çabam bu yolla engellenmeye çalışılıyor ve açıkça susturulmak isteniyorum."

Gezi Parkı soruşturmasının devamı gelecek mi?

On iki yıl önceki olaylarla ilgili soruşturma açılması konusunda Kazan, "Aslında bu soruşturmaların olaylardan hemen sonra hazırlanan soruşturmaların devamı olduğunu, o dönem dinleme ve fiziki takip kararları alındığını" söylüyor.

Kazan, "O dönem bunları yapanların ise Gülen yapılanmasından hakim ve savcılar olduğunu" savunuyor.

.

Soruşturmada başka şüphelilerin yer alıp almadığı, yer alıyorsa bunların kimler olduğu bilinmiyor. Bununla birlikte avukat Kazan, başsavcılığın açıklamasındaki, "tüm şahısların tespitine yönelik soruşturmalar derinleştirilerek devam edileceği" yönündeki ifadesini, başka şüphelilerin de dosyaya eklenebileceği şeklinde yorumluyor.

Gezi Parkı ile ilgili yargı süreçlerinde neler yaşandı?

Son 12 yıl içinde Gezi Parkı eylemleri, farklı soruşturmalara konu oldu.
2014 yılında Sağlık Bakanlığı'nın, Gezi eylemleri sırasında yaralananlara sağlık hizmeti verildiği gerekçesiyle İstanbul Tabip Odası ve Ankara Tabip Odası hakkında açtığı davalar reddedildi.

Aynı yıl başlayan Beşiktaş taraftar grubunun Çarşı grubuyla ilgili Gezi eylemleri davası yaklaşık on yıl sürdükten sonra 2024'te sona erdi.

Sanıklar 2015'te beraat etse de itirazlar üzerine Yargıtay'ın beraat kararlarını bozması ardından dava 2021'de yeniden görülmeye başlandı. Aralık 2024'te tüm sanıklar beraat etti.

Gezi Parkı eylemleri nedeniyle açılan ana dava kapsamında 2019'da başlayan davada 2022'de sekiz kişi hakkında çeşitli hapis cezaları verildi.

Bu kişiler; Osman Kavala, Can Atalay, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'ydi.
Yurt dışında bulunan diğer sanıklar Memet Ali Alabora, Henri Jack Berkey, Pınar Öğün, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dosyaları ayrıldı.

2023'te Yargıtay beş sanığın mahkumiyetlerini onadı. Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Ayşe Mücella Yapıcı hakkında verilen hapis cezaları ise bozuldu.

Son olarak menajer Ayşe Barım, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili bir soruşturma kapsamında, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan 27 Ocak'ta tutuklandı.

Ayşe Barım hakkındaki suçlamaları reddetti.

Soruşturma kapsamında sanatçılar Halit Ergenç, Dolunay Soysert, Rıza Kocaoğlu, Mehmet Günsür, Ceyda Düvenci ve Nejat İşler ifade verdi.

Bu arada şubat ayında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Radyo Televizyon Üst Kurulu'ndan, "27 Mayıs 2013 tarihinden itibaren Gezi Parkı olaylarına meşruluk kazandırma amaçlı yayın yaptıkları" iddiasıyla Halk TV, Kanal D, Fox TV, Samanyolu Haber, Cem TV ve Flash TV'nin kayıtlarını talep etti.
RTÜK, ulaşılabilen görüntüleri başsavcılığa gönderdi. RTÜK altı televizyonun "Gezi" kayıtlarını savcılığa gönderdi

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Gündem