İmamoğlu'dan metrobüs tepkisi: Bütün duraklara, bütün üst geçitlere yazsınlar
İmamoğlu, yatırım onayı verilmeyen Beylikdüzü metrosuyla ilgili, “Bütün metrobüs duraklarına, bütün üst geçitlere yazsınlar bunu: 'Ey halkımız, sizin metroyla buluşmanızı engelliyorlar. Sizin 300 tane yeni metrobüs otobüsüyle buluşmanızı engelliyorlar.' Ben bunu bugüne kadar yapmadım, şimdi bunları afişe edeceğim, Her yere bunları yazacağım ve insanlarımızın duymasını sağlayacağım.” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Unkapanı Yağmursuyu Tüneli çalışmalarını inceledi. İmamoğlu, burada yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı yatırım programına alınmayan Sefaköy-Beylikdüzü Metrosu açıklamalarıyla ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü'nden gelen yanıtı değerlendirdi.
İmamoğlu, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’nün, "kesin projenin kendilerine iletilmediği; mimari projenin, depremle ilgili birçok raporun evraklar arasında olmadığı; evraklarda asal eksiklikler olduğu" yönündeki açıklaması ile ilgili şunları söyledi:
“Şimdi bu neye benziyor biliyor musunuz? Yaklaşık 320-330 gündür Ankara'da Ulaştırma Bakanlığı'nda süren müzakerelerin, görüşmelerin, toplantıların üzerine biz ne zaman ki bir açıklama yaptık Twitter üzerinden, aynı bir başka bakanın Twitter üzerinden 'İnceleme başlattık' demesi gibi, bu arkadaşlar Twitter üzerinden 'Şu evrakları eksik' diye açıklama yapmak zorunda kaldı. Bu Twitter neymiş ya? Yani ben diyorum ya devletimizin kurumları, kamu kurumları trol benzetmesine yakışan yerler değildir. 'Trol gibi davranmayın' derken bunu ispat edercesine bu tarzda girişimler ve bu tarzda yazışma modelleri geliştiren insanları devlet aklına, devlet adabına uygun davranmaya davet ediyorum.
“Bu yapılan doğru değil, bu da yalan”
Birincisi; 311 gün sonra, biz bu açıklamayı yapar yapmaz niçin bize böyle bir cevap verdiniz? İkincisi; bu yapılan da doğru değil, bu da yalan. Niye yalan? Bakın arkadaşlar; ben, ‘Beylikdüzü'nde yaşıyorum’ diyorum. Yani benimle her şeyi konuşmakta dikkat edin ama Beylikdüzü hakkında konuşurken daha da dikkatli olun. Benim 33 yıllık yaşamım orada. Vatandaşın bu metroyu hayal ederek geçirdiği yıl sayısı 20 yılı aştı, 22 yıla doğru gidiyor. Gündeme geldiği ilk günden bugüne. Onun için her aşamasını, her metrekaresini şu an çalışan arkadaşlar kadar biliyorum. Göreve gelir gelmez en sıkı takip ettiğim hatlardan birisidir. Çünkü 3,5 milyon insanın birebir etkilendiği bir ulaşım havzasında, ulaşım aksında ne yazık ki bugüne kadar tek bir raylı sistem döşenmemiştir. O bakımdan hızla yapılması gerekir.
“Yazılarıma bile cevap verilmedi”
Bakın, birkaç aşama daha söyleyeyim size. Israrla yazı yazdırttım. Ben talep ettim. Neyi? Sefaköy-Beylikdüzü hattı İBB'de kalmış, Sefaköy-İncirli hattı Ulaştırma Bakanlığı'nda kalmış. Ya arkadaş, bu bir bütün olmalı, bu bir bütün hat. Bakın, normalde Büyükşehir Belediyesi sırtından yük atmak ister. Biz öyle demedik, değerlendirelim, kredisini bütün konuşalım. Bunun yazısını yazdık. Ya bunun yazısına bile cevap verilmedi. Yazdığımız yazı şu: ‘Biz burayı talep ediyoruz, siz ne zaman yapacaksınız? Yapmayacaksınız İncirli-Sefaköy hattına bunu, İncirli-Sefaköy hattını Sefaköy- Beylikdüzü hattına ekleyelim. Ve bu şekilde vatandaşlarımızın hizmetine sunalım.’ Teklifimize cevap bile verilmedi. Yani cevap ne olabilir? 'Hayır biz yapacağız, size vermiyoruz' değil mi? Bak, bu cevap bile vermedi. İkinci cevap ne olabilir? 'Evet, verelim, siz yapın.' Bir şey yapın yani, iki tane kamu kurumu.
“Bütün revizyonları 3 Kasım 2021’de gönderdik”
Benim arkadaşlarım defalarca Ankara'ya gidiyor. Ankara'daki o iyi niyetli bürokratlarımızın, o güzel düşünceli bürokratlarımızın zor duruma, sıkıntıya düşmesini istemiyorum. Hani var ya Devlet Su İşleri'nde, Kanal İstanbul'la ilgili bilimi yansıttığı için istifa etmek zorunda kalan. Böyle dürüst bürokratların zor durumda kalmasını istemiyorum ama bakın Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü görevlileriyle bizim yetkililerimiz gayet nizami, ahlaklı bir biçimde teknik olarak masada buluşup konuşuyorlar zaten. 7 Eylül 2021 tarihli toplantıda bizden talep edilen raporla mevcuttu. Talep edilen ek belgeler var, tasarımlar var, bilgiler var. Bütün revizyonlarıyla bunları 3 Kasım 2021 tarihli yazımızın ekinde gönderdik. Yapılan toplantıda rapor tutuluyor, tutanak var. Orada istenilenler de 3 Kasım'da gönderiliyor. Bu istenenlerde şu atılan tweette yazılanlar yok bu arada.
“Orada kanal manal olmayacak”
Bir başka konu, o tarihte, 3 Kasım'da konuşulan mesela mevzulardan ikisini söyleyeyim size: Bir; Kanal İstanbul'la bu projenin sorunu var mı sorusu? Ne kadar mühim? İki; daha hiç başlanmamış, bence başlanamayacak olan üç katlı tünel projesi var biliyorsunuz, boğazın altından geçen. İşte üstünden yol gidiyor, altından yol geliyor, ortasından metro geliyor diye bir proje. Ben o projeyi de uzaktan değil yakından takip ediyorum. Çünkü İstanbul'daydım ben. Sorunlarını biliyorum. TBM'le ilgili imalatın bile iki yıl süreceğini biliyorum. Ama buna rağmen takip ediyorum. Onun için biz Hızray projesini hazırladık. O daha rasyonel ve daha gerçekçi proje olduğu için. Bu üç katlı tünel bu hatla uyumlu mudur? Sorulardan birisi bu. Bir de Kanal İstanbul'la bu proje çakışıyor mu? Çünkü giden muhterem sayın Bakan döneminde yapılan projelerde orası köprüyle geçilmek istenmiş. Malum bir de D100 kara yolunu nasıl alacaksak 60-70 metre, 80 metre yükseklikten bir de onun köprüsü geçecek. Tabii bunun kamulaştırmaları, teknik zorlukları falan filan. Dedik ki 'Ya bu iş hem İstanbul’u yormasın ki Allah'ın izniyle orada kanal manal olmayacak hem de hadi kanalla da bir sorun olmasın' ama aynı zamanda yerin altından devam etsin diye ve biz işi yine yer altından çözdük zaten. Onun da cevabını verdik. Yani dedik ki evet bu kanalla ilgili bir sorunu yok. Üç katlı sisteminizden de ister üç katlı yapın ister yapmayın. Raylı sistemlerle de çok kolaylıkla entegre olacak bir hat tasarladığımızı onlara verdik ve ispat ettik.
“Yani yanağını öpmek istiyor sözüm ona, soruyor yanağın nerede”
Bakın, bize bu sorulmamasına rağmen bizim şu anda kesin projelerimiz var. Bunları da hemen teslim edebiliriz. 15 gün içinde teslim edebiliriz. Bakın bu talep edilmemesine rağmen. Çünkü zaten hızlı ilerliyoruz orada, bir an önce ihaleye çıkmak istiyoruz. Ya nasıl bir şey biliyor musunuz? Yani yanağını öpmek istiyor sözüm ona; soruyor, ‘yanağın nerede?’ Yani aslında ne öpmeye niyeti var ne bu işi çözmeye niyeti var. Akıl tutulması Twitter'la cevap verir. Ben saatlerce sizi teknik bilgiye boğarım. Beylikdüzü-Sefaköy hattının maliyetinden, nasıl ihaleye çıkacağından, oranın hangi dış finansmanla daha makul bir çözüme ulaştırılacağından, ihale sistemine kadar o kadar masadayım. Yahu şunu söylüyorum arkadaşlar; bakın, sizi iki kez aradım, bu hattın önemini anlatmak için. İki kez ve bu başlıkla not bıraktım özel kalemine sayın Bakanın, dönmedi, dönemedi. Tekrar ediyorum; şahsiyeti, isminden dolayı değil, bakanlık makamından dolayı arıyorum, o da bana dönmek zorunda. Niye? Cevap vermek zorunda ya da bir ilgiliyi aramak zorunda. Aratmıyorsa aşağıdaki görüşen insanların yaptığı işe saygı duymak zorunda ve bunun çoktan Hazine onayı çıkmalıydı.
“Şimdi bunları afişe edeceğim, her yere yazacağım”
Avan projeyle Hazine onayı niye verdiniz Konya'daki projeye mesela? Avan proje, bizim projemizin fersah fersah gerisinde. Bildiğiniz avan proje. Niye verdiniz? Niye verdiniz derken 'Helali hoş olsun, verin' derim. Konya’nın da metrosu olsun isterim, Antep'in de metrosu olsun, İstanbul'un da İzmir'in de Ankara'nın da yani bütün halk, bütün millet, bunun partilisi yok, bunu kasten yapıldığını, bunun bir işi engellemesi olduğunu aynen az önce anlattığım İSKİ'deki süreçler gibi. Ben siyaseten rakibimiz olan akla şunu tavsiye ediyorum. Orada da bu işi gören, aklı selim bir biçimde analiz eden akıl var. Umuyorum o akıl İstanbul’daki sorunları çözmeye muktedir olur. Bu aklın İstanbul'da da olduğunu biliyorum, hissediyorum. Siyasi görev yaptıklarını da anlıyorum ama anlamak istemiyorum. Anlıyorum ama anlamak istemiyorum. O muktedir akılla, 'Arkadaş sen nasıl bu hatayı yaparsın' der de Beylikdüzü hattına Hazine onayını ek listede hızlıca çıkarırlar. Ben, bütün arkadaşlarıma söyleyeceğim, bütün metrobüs duraklarına, bütün üst geçitlere yazsınlar. Neyi yazsınlar? 'Ey halkımız, sizin metroyla buluşmanızı engelliyorlar. Sizin 300 tane yeni metrobüs otobüsüyle buluşmanızı engelliyorlar.' Zaten geciktirdiler, çoktan olurdu ama onlar engelliyorlar. Ben bunu bugüne kadar yapmadım, şimdi bunları afişe edeceğim, her yere yazacağım. Ve insanlarımızın duymasını sağlayacağım. Ben diyorum ki inşallah, bir akıl, o da vardır AK Parti'nin içerisinde, ama İstanbul'da ama Ankara'da, bu işe kendi ihtirasını ve şahsi menfaatlerini, şahsi koltuk menfaatlerini önde tutarak yapılan hataları inşallah engellerler, mâni olurlar.
“Kimin ne olacağı belli olmaz”
Ben bunları biliyorum ve bu senaryoları yaşadım. Daha yeni Beylikdüzü'nde karakolun, polis merkezinin açılışında anlattım nasıl engellendiğimizi. Daha önce bir caminin, yine Beylikdüzü'nde son gittiğimizde bir Kur'an kursunun açılışında yaşadım. Yani bunları yaptığınız zaman ne Beylikdüzü’nde kazanıyorsunuz ne İstanbul'da kazanıyorsunuz. Yani ben Beylikdüzü'nde 50'yle seçildim. Bu seçimde yüzde 63 aldım, İstanbul'u kazandık. Dolayısıyla siyasi bir kazanım yok. Aslında ben onlara iyilik yapıyorum siyaseten, şu andaki uyarımla. Ama benim derdim o da değil. Benim derdim, milletimiz zarar görmesin. 16 milyon İstanbulluya birlikte hizmet edelim. Allah aşkına şu kadar proje saydım, bir tane 'CHP'nin projesi' dedim mi? Der miyim? Ya bu akıl tutulması. Devletimizin, milletimizin projesi. Ya yarın 6 ay sonra, fani dünya kimin ne olacağı belli olmaz. Bir başkası da şurada kurdele kesebilir ya.
“Bu kirli siyasi akıldan arının”
Ya milletin projesi, devletin projesi. O bakımdan siyasi, bu kirli siyasi akıldan arının. Atın şunları çöpe. Bir insan aklıyla, vatandaş aklıyla, devlet-insanı sorumluluğuyla sürece bakıp, bu sürece onay verin, destek bizden, sizi alkışlayalım. Ya bir kez alkışlama fırsatını vermediniz ya. Bir defa beni davet ettiler, o da davetli miydik, değil miydik? Atatürk Kültür Merkezi'ni orada da 'Bravo' dedim, ne güzel iş yapmışlar. Bakanı aradım, tebrik ettim, teşekkür de ettim. Bir kez davet edildik, biz de alkışladık sizi kardeşim ya. Zor mu yani memleket adına bunu yapabilmek. Bu kadar mı gözünüz kör oldu? Bu kadar mı vicdanınız karardı? O bakımdan bahane, efendim o eksikmiş, bu eksikmiş. Kulağın nerede? Öpeyim ama yanağın nerede? Böyle bir şey olmaz. Millet bunu anlıyor, halkımızı anlıyor. Akılcı tavra davet ediyorum milletimiz adına.”
"1,5 senede sen ne yaptın? Oturdun burada, yapılmamış bir işe imza atıp parasını ödettirdin"
İmamoğlu, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’nün "İBB enerjisini Esenyurt Metrosu'na versin" açıklamasıyla ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı:
"Akıl tutulması diyorum ya. İşte bu kim biliyor musun? Buradan giden o bürokratın aklı işte. Allah aşkına projesi yok, projesi. Müteahhide proje verip şuna başla diyecek proje yok. Arkadaşlarım bir sene çılgınlar gibi çalıştılar, projesini tamamladılar. Parasını bulduk. İlerleme sıfır, ne ihalesi? Müteahhit hangi ihaleyi aldığını bilmiyor. Ben onlarla masada oturdum konuştum bunları. Biz başladık. Bak bunu bile alkışlayacak ferahlık yok kalbinde. Aklı başka yerde, yani kıskançlıkta. İstanbul’u neyi, kimden aldık, saygı duy kardeşim ya. Bak 25 sene önce sayın Cumhurbaşkanı bu kentte belediye başkanıydı. Şimdi bir başkası var, ondan sonra bizim aramızda sayın Gürtun'a geldi geçti, sayın Topbaş geldi geçti. Geldi geçti Allah rahmet eylesin, göçtü gitti. Öncesi var, Dalan var, daha eskileri var. Kimler gelip geçmedi ki? Neyin itirazı bu? Neyin kıskançlığı bu. Oradan da bize laf atıyor. O neyin laf atması onu biliyor musun? Laf atmak, yani altına kılçık atmak. 4 yıldır bir şey yapılmadı, ya bir kere utanır insan. Yani matematikten utanır. Dört yılın bir 1,5 yılı kendi dönemi. 1,5 yıldır kendi dönemi, kendileri bir metrekarelik iş yapamamış. Niye başlama düzeyi yüzde sıfır? Yazarken bile kendini ele veriyor demek. '4 yıl önce yapılmış ihalede bir adım atılmadı' dediği yerde biz göreve gelir gelmez baktı ki projesi bile yok, hazır başlanacak, onları tamamladık, parasını bulduk, başladık. Bir bölümünün parasını bulduk. Yani şeye kadar, Tema Parkı'nın ilerisindeki hastanenin oraya kadar giden bölüme kadar parasını bulduk, başladık. Ya bu nasıl abi? Kendini buradan bile edemiyor. Sormazlar mı bu adama; ‘1,5 senede peki sen ne yaptın?’ Sen ne yaptın yani? Ne yaptın? Oturdun burada, yapılmamış bir işe imza atıp parasını ödettirdin."
"Sanatçılara karşı duyarlı olmak gerekir"
İmamoğlu, iktidar partisi temsilcilerinin İBB Meclisi'ndeki tutumu ve proje onayının geciktirilmesiyle ilgili "Tiyatro mu oynuyorsunuz" şeklindeki sözleri dolayısıyla oyuncu Fırat Tanış'ın verdiği tepkiyle ilgi de, "Olur öyle, onlar kelime. Hangi anlamda kullanıldığı belli. Sanatçılar hassastır. Sanat hassastır. Sanatçılara karşı duyarlı ve farklı davranmak gerekir. Onların hassas duygularına katkı sunmak gerekir. Mahkeme kurmadık. Sadece karşılıklı nezaketen yazıştık." diye konuştu.
"Milli eğitim böyle bir adım atmışsa kutluyorum"
İBB Başkanı İmamoğlu, Milli Eğitim Bakanlığı'nın seçmeli Kürtçe dersi uygulama kararıyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine de "Türkiye Cumhuriyeti’nde her vatandaş kendi etnik kökenine dair dilini de öğrenmek ister ki hakkıdır. Yani bu vatandaşlık hakkıdır. İnancını da istediği gibi yaşama hürriyetine sahiptir. Milli Eğitim böyle bir adım atmışsa kendilerini tebrik ediyorum. Umarım buna ilgi duyan, gidip öğrenmek isteyen Kürt vatandaşlarımız gider kayıt yaparlar." dedi.