İmamoğlu: Bu, gerçek bir test sürüşü

Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli Metro Hattı'nın test sürüşüne katılan İBB Başkanı İmamoğlu, "Bu, gerçek bir test sürüşü. Ve gerçekten 2024’ün ocak-şubat aylarında halkımızla buluşturacağımız bir işten bahsediyoruz. Bu, iş yapma biçimidir. Bizim anlattığımız tam da budur." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İmamoğlu: Bu, gerçek bir test sürüşü

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 3 ilçeden geçecek, 8 istasyonlu, 10,9 kilometrelik Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli Metro Hattı'nın test sürüşüne katıldı.

İmamoğlu, test sürüşü sırasında, İBB Genel Sekreter Yardımcısı ve Pelin Alpkökin ve İBB Raylı Sistem Daire Başkanı Ceyhun Avşar tarafından bilgilendirildi.

“Bu, bizim yüzde 4 oranında durmuş olarak aldığımız hatlardan bir tanesi.” diyen Alpkökin, şunları söyledi:

"Hattın ihalesi 2017'de yapılmış. 2018 sonunda da durmuş. İkinci kredilendirdiğimiz proje. Deutsche Bank’tan 110 milyon euro, 60 milyon euro da eurobond tahviliyle bu projeye finansman sağlamıştık. Sonra biz hızlıca bu hatta çalışmalarımıza başladık. 10,9 kilometre, 8 istasyondan oluşuyor. Üsküdar-Çekmeköy’ün devamı. Çok önemli. Sultanbeyli, Sancaktepe; buralara gidiyor hattımız. Bu hattımız için ilk etapta bulduğumuz kredi, şu an tamamen kullanıldı. İkinci etap kredisi de kullanıldı. Üçüncü etap kredisi olarak da Türkiye'de belediyelerde hiç yapılmayan bir finansal enstrümanı burada kullanacağız. Asya Yatırım Bankası. Çin'den geliyor. Onlar garantör olacaklar. Avrupalı bankalar da bize en düşük faizle 125 milyon euro gibi bir kredi verecekler. Bunun da yine Hazine Bakanlığı’ndaki onay süreci, yaklaşık 11-12 ay sürdü Başkanım. Ekim 2021’de başvurup, ancak aralık 2022’nin sonunda aldık. Ama bu arada hattımızı hiç durdurmadık. Hedefimiz, 2024 marta kadar, 5 istasyonu işletmeye almak. Bunun için de yoğun bir şekilde çalışıyoruz."

Alpkökin, İmamoğlu’nun, “Sultanbeyli için önümüzde ne kadar zaman var?” sorusuna, “Aynı tarihte bizim Sultanbeyli yine böyle bir tren hareketi yapma hedefimiz var. 2024’ün sonunda da testleri tamamlayıp, Sultanbeyli’ye kadar da açmış olacağız. Tabii bunun bir de bir başka boyutu da var. Trenlerimiz var. Buraya da yine yaklaşık 25 milyon euroluk bir krediyle, buraya 4 set, altılı, 24 tane trenimizi de getirdik. Onlar da bizim Dudullu'daki Behiç Erkin depo sahamızda duruyor. Yani sadece hattımızı değil, aynı zamanda da hem finansıyla hem imalatıyla araçlarımızı da buraya getirmiş olduk. Bu araçlar bize Sultanbeyli'ye kadar yetecek. Orta vadede bu hattımızın da araçlarını artırmayı hedefliyoruz Başkanım.” yanıtını verdi.

Çalışma arkadaşlarından hatla ilgili bilgileri alan İmamoğlu, basın mensuplarına, hareket halindeki metro vagonunda açıklamalarda bulundu. “İnşallah, yaklaşık 9-10 ay sonra Samandıra'dan bir hemşerimiz, 40-45 dakikada Üsküdar'a gelebilecek.” diyen İmamoğlu şunları söyledi:

“Çünkü, Çekmeköy'den de Üsküdar hattı var. Bu hat önemli. Burada aslında dikkati çekmek gereken şu: Yüzde 4’ü tamamlanmış bir şekilde, 2019 temmuz ayında göreve başladığımızda devraldığımız bir yer. Yaptığımız çalışmalar sonrasında, bulduğumuz finansmanlarla beraber harekete geçen bir yer. Yani şöyle düşünün: 2 yılda yüzde 4, plansız programsız, ne yazık ki finansmanı hazırlanmamış bir modelle başlamış bir yer. 3 yılda da yüzde 76. Bunun anlamı şu: Böyle büyük bir işe giriyorsanız, bu işin projesi, planı, yüklenicisi, araç planlaması, her şeyin tabiri caizse tıkır tıkır işlemesi gerekiyor. İşin sonucunda biz görevi devraldığımızda, aslında ne yazık ki iş ihale edilmiş, ama ne yapacağını bilmeyen bir yüklenici… Çünkü finansmanı belli değilse, yolculuğu belirleyemezsiniz. Şimdi bunların hepsi kademeli olarak belirlendi ve yolculuk tamamlanmak üzere. Bununla gurur duyuyoruz.

“İş bitirmeyi hedef edinen bir anlayışın özetidir şu an yaptığımız test sürüşü”

Bunun anlamı şu: 4-4,5 sene, böyle bir hat için önemli bir zaman dilimi. Aslında 4-4,5 senede yüzde 96’sını tamamlamış bir yönetim olacağız. Şu anda arkadaşlarımı dinlemekten keyif alıyorum. Raylı sistemler tarafında Daire Başkanımız, Genel Sekreter Yardımcımız; finansman tarafında Daire Başkanımız, Genel Sekreter Yardımcımız ve Genel Sekreterimiz, aslında süreci ekiple koordineli, yükleniciyle anlayışlı bir biçimde yönetmenin, liyakatli bir biçimde yönetmenin, arkasına önüne bakmadan süreçte iş bitirmeyi, iş yapmayı hedef edinen bir anlayışın özetidir şu an yaptığımız test sürüşü. Önceki İBB yönetimi döneminde yapılmak istenen Eminönü-Alibeyköy hattında yapılan test sürüşünü hatırlayın. Bir tramvay yürütülmesi meselesi vardır. Ortada tramvay bile yok. Yani başka bir yerden tramvay getirip, 50-100 metrede neredeyse ittirerek bir tramvay yürütmüşlerdi. Bu öyle değil. Bu, gerçek bir test sürüşü. Ve gerçekten 2024’ün ocak-şubat aylarında halkımızla buluşturacağımız bir işten bahsediyoruz. Bu, iş yapma biçimidir. Bizim anlattığımız tam da budur.

“İstanbul'da kurmuş olduğumuz nizamı, bütün türkiye'ye yaymak niyetindeyiz”

Bu, bir partinin projesi değildir; milletin projesidir. Bu, milletin projesi, devletin projesidir. Devlette devamlılık esastır. Ama biz, dileriz ve isteriz ki yarınlarda biz bir işi başlatıp, devredeceğimiz zaman, eksiksiz devretmeyi biliriz. Eksiksiz devredip, bir sonraki gelenin de onu devam ettirmesini dileriz. Devamlılık esastır. Şu an, bu zincirin halkalarının bozuk olduğu, sıkıntılı olduğu, arızalı olduğu bir dönemdeyiz ülkemizde. Biz, İstanbul'da kurmuş olduğumuz bu nizamı, bütün Türkiye'ye yaymak niyetindeyiz. İş yapma biçiminin, iş tutuş biçiminin özetidir bu.

“Milletimize hayırlı, çok faydalı bir işi tamamlamış olacağız”

İktidar kanadı birçok proje için 'Biz başlattık' söylemini sık sık dillendiriyor. Başlatmak maharet değil; işi yapmak, bitirmek, hizmete açmak maharet. Bu konudaki maharetimiz devam ediyor. Ben, ekip arkadaşlarıma, arka planda burada gözükmeyen herkese, emekçilere, yüklenicimize yürekten teşekkür ediyorum. Umut ediyoruz ki milletimize hayırlı, çok faydalı bir işi tamamlamış olacağız. Biz, aynı zamanda bu hat üzerinde ve diğer hatlar üzerinde de var olan istasyonlarımızda, şehrimize hangi gelirleri daha üst seviyede sağlayabiliriz, orada bulunan, oluşan istasyonların rantı yine şehre nasıl kazandırabiliriz, oradaki mekânsal tasarımları ticari kazanım haline getirip, kurumumuza veya İstanbul’umuza nasıl ilave bir kazanç olarak getirebilirizin de çok ciddi bir çalışmasını yürütüyoruz. Bu da ihmal edilmiş bir şeydir bütün İstanbul’da raylı sistemler süresince. Birileri kazanırken, seyretmiştir kurum. Şimdi biz diyoruz ki, ‘Hayır; bu bir yatırımsa, geliyorsa -ki bundan sonrasını bu anlamda daha güçlü tasarlıyoruz- o bölgedeki ilk rantı yine kurumumuz, İBB ve halkımız elde etsin. Bu bağlamda gururlu bir test sürüşü yapıyoruz. Gerçekten önemli olacak. İnşallah, hep beraber 2024’ün ocak-şubat eksenindeki bir takvimde trenimize bineceğiz, Samandıra'da ineceğiz. Aynı zamanlarda, sonrasındaki Sultanbeyli'ye olan kısmının da test sürüşünü yapar olacağız. İnşallah, yıl bitirmeden de o kalan kısmı bitireceğiz.

"Niyetimiz gerçekten bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek”

Burada kritik bir şey var. 2020 ekim ayında, Meclis’ten bir karar çıkıyor. Ve oy birliğiyle çıkıyor. Bunu yolluyorsunuz Hazine’ye. Diyorsunuz ki; ‘Bunu borç kütüğüne ekle.’ Başka bir şey yok biliyor musunuz? Yani bir lütufta bulunmuyor. Yani sadece bir şey imzalıyor. Ve borç kütüğüne ekleniyor. Ülkenin borç kütüğüne ekleniyor. Bir yıl bunu niye bekletirsiniz? Rica, minnet, işte bilmem ne. Ya böyle bir şey olur mu? Bakanın önüne gelir, imzalar. Bura İstanbul. İnsanlar birbiriyle konuşur. İnsanlar birbiriyle görüşür. Konuşmanın, görüşmenin, buluşmanın artık korku duvarına dönüştüğü bir ülke var edildi. Bu ülkenin bakanı konuşamıyor. Bu ülkenin valisi konuşamıyor. Bu ülkenin kaymakamı konuşamıyor. Bu işler, bu yatırımlar bekleyecek işler değil. Buna rağmen biz yaptık. Buna rağmen bitirdik. Israrla, inatla, tevazuuyla iş bitirme anlayışıyla, o karakterle hareket ettik. Başka hiçbir niyetimiz yok. Bu bakımdan, bizim niyetimiz gerçekten bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Bu memleketin buna ihtiyacı var. Her köşesinin ihtiyacı var; doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine. En çok da İstanbul'un var. Düşünsenize bir de bu engellemeler olmasa, nitelikli masalara oturabilseler insanlar, konuşabilseler, bu memleketin kendi insan kaynağı kendine yeter. Üretimi kendine yeter. Bütün bu söylediğim manzumenin özeti; tam da şu an yaptığımız test sürüşü. Niyetimiz budur. Tam da niyetin özetidir. Bu niyetin gerçeğe dönüşmesi de 14 Mayıs 2023 olacaktır.

“Sorunlu hatların sıkıntılı anlarını ve hallerini çözmeye çalışıyoruz”

Ataşehir–Ümraniye metro hattı da İstanbul için çok önemli. Niye? Çünkü, ‘Bir ‘Finans Şehir açtık’ diyorsunuz. Biz görevi aldığımızda, neredeyse hiç başlanmamış bir Finans Şehir metrosunu devraldık. Finansı yok ve neredeyse hiç başlanmamış. Siz yukarıda milyarlarca, on milyarlarca lira harcıyorsunuz. Sözüm ona binalar dikiyorsunuz. Ama ortada projeyle ilgili hiçbir şey yok. Orada da zor durumda olan yükleniciler, vesaire devraldık. Şimdi son aşamasını arkadaşlarım şekillendirdiler. İnşallah onu da hızlandırarak, en hızlı şekliyle İstanbullulara kazandıracağız. Bütün bu aksaklıkları yaşarken, biz bir de bu tür hatların -ki bunlar büyük projeler, uzun vadeli finansmanla çözülecek projeler- bunların o sıkıntılı anlarını ve hallerini çözmeye çalışıyoruz. Dudullu- Bostancı'da da aynı şeyi yaşadık, burada da aynı şeyi yaşadık, Göztepe'de de. Öz finansmanımızdan ciddi katkılar sunarak yönettik süreci. Aynı zamanda yüklenicilerle uzlaşarak, birbirimize güven tesis ederek yürüttük. Bu bakımdan çok önemli bir yönetim karakteridir bu. Göztepe – Ataşehir- Ümraniye hattı, özellikle on binlerce insanın çalışacağı Finans Şehir açısından da önemli bir hat. Orada da çok hızlı, tam gaz devam edeceğiz.

“Parasını bizden kesiyorlar, tam bir saçmalık”

Sabiha Gökçen'e bağlantıyı Sayın Cumhurbaşkanı açarken, ‘Bizim yaptığımız projeye sahip çıkıyor' dedi. Biz öyle bir şey demedik. Yapılan projeyi devraldık, teşekkür ettik sadece. Ama kötü olan şu: Bizden o hattın parasını, neredeyse 1,5-2 senede bütçemizden keserek alıyorlar. Bize 1,5-2 senelik para bulsunlar bir yerden, biz İstanbul’un bütün metrolarını bitiririz 2 senede. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Parasını normalde 20-25 senede tahsil ettikleri diğer hatları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin başına Ekrem İmamoğlu geldikten sonra, değiştiriyorlar. Yapıp, bize devrettikleri projelerin 20-24 ayda parasını devralacak şekilde bir kararname ortaya koyuyorlar. Tam bir saçmalık. Yani bizi zora sokma işi. Bu kadar kötü akıl olmaz yani. Kötü akıl, kötü niyet. Üzülüyorum o bakanların safsatalarını şu anda televizyonlarda, gazetelerde okurken. Bir de hem geçmişte İBB'de görev yapmış olanlar var aralarında ya da başka kurumlarda. Şimdi bakanlık üzerinden siyaset yapıyorlar. Onu da beceremiyorlar. Yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar. Ben tahmin ediyorum, AK Parti'de siyasi geçmişi olan insanlar, bu tür bakanların gelip ön sıralardan siyasete girip, kendi partilerini sefil etmelerinden onlar da mağdurdurlar diye düşünüyorum. İtibarlı söz, itibarlı işlerle olur. Bizim itibarlı işlerimiz var. Sözümüz de onun arkasına eklenir. Biz bu silsileyi devam ettireceğiz. Bizi izlemeye devam etsin halkımız.” (ANKA)

 

 

 

 

Gündem