Haniye suikastının ardından Gazze'deki savaşın yayılması endişesi: Ankara temkinli
Haniye'nin öldürülmesi Gazze savaşının yayılması yönündeki endişeleri arttırırken Türk yetkililerin açıklamalarında temkinli bir ton kullanıldığı dikkat çekiyor. Ortadoğu uzmanı Dr. Tuğçe Ersoy, "Şu an bölgede her şey ateşlenmiş durumda. O nedenle itidalli bir tavır takınmak şu anda daha makul görünmüş olabilir" dedi.
Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye'nin İran'ın başkenti Tahran'da öldürülmesi, Gazze'deki savaşın bölgeye yayılma endişesini daha da artırdı. Türkiye'den gelen tepkilerde de bu riski işaret edilirken saldırı sert bir dille kınandı. Ancak resmi yetkililerden gelen ilk açıklamalarda temkinli bir çizgi de izlendiği gözleniyor.
Ankara'dan gelen ilk tepkiler
X hesabından yaptığı açıklamada "Kalleş suikastı lanetliyorum" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu suikast; Filistin Davasını, Gazze'nin şanlı direnişini ve Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesini akamete uğratmaya, Filistinlilerin moralini bozmaya, onları sindirmeye yönelik bir alçaklıktır" ifadelerine yer verdi.
Dışişleri Bakanı Fidan da X hesabından İsmail Haniye ile birlikte olduğu fotoğrafla yayınladığı taziye mesajında Hamas liderinin ateşkes sağlanması için son dönemde harcadığı çabaya işaret ederek "Aile fertleri İsrail tarafından katledildiğinde dahi barışa olan inancını bir an olsun yitirmedi. İsmail Haniye, şanlı Filistin direnişinin sembolü haline dönüşmüş bir şahsiyetti. Aziz hatırası, Filistin halkının haklı davasında yaşayacaktır" dedi.
Gelişmeleri DW Türkçe'ye değerlendiren Ortadoğu uzmanı Dr. Tuğçe Ersoy, gelen ilk tepki ve açıklamaların şu anda "itidalli ve ateşe odun taşımayan" bir çizgi takip ettiğine işaret ederek "Şu an bölgede her şey ateşlenmiş durumda. O nedenle itidalli bir tavır takınmak şu anda daha makul görünmüş olabilir" dedi.
Savaşın yayılma ihtimali arttı mı?
İsrail, Ekim 2023'ten beri İsrail'e yönelik saldırıları yöneten Hizbullah komutanı ve geçen Cumartesi günü Golan Tepeleri'nde düzenlenen saldırının sorumlusu olarak gördüğü Fuad Şükür'ü de dün akşam Lübnan'a düzenlediği saldırıyla öldürdü.
Tüm bu gelişmeler öncesinde Türkiye 7 Ekim'de Hamas'ın saldırısıyla başlayan şiddet sarmalının giderek büyümesinden ve tüm bölgeyi kaplamasından endişe duyduğunu pek çok kere açıklayarak acil ateşkes çağrısı yapmış ve Hamas yetkililerini ateşkes için ikna etmede ilerleme de sağlamıştı.
Suikast son dönemde Ankara ile Tel Aviv arasındaki gerginliğin Erdoğan'ın "İsrail'e girebiliriz" açıklamasının ardından tırmandığı bir döneme denk geldi. Erdoğan suikasttan bir gün önce yaptığı konuşmada İsrail'in "bölgede sınırları belli olmayan tek ülke" ve "tüm insanlık için tehdit" olduğunu söyleyerek "Bugün gözünü Lübnan'a dikenlerin yarın pis ellerini başka yerlere uzatmayacağının garantisi kim olabilir?" demişti.
İsrail savaşı bölgeye mi yaymak istiyor?
Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde Rize'deki açıklamasının ardından şimdi bu itidalli tavrın takınılmasının önemli olduğunu söyleyen Ortadoğu uzmanı Ersoy, İsrail'in savaşı bölgeye yayma çabası içinde olduğu yorumlarına dair şunları kaydetti:
"Bence Haniye'nin öldürülmesi evet önemli ama daha önemlisi Tahran'da öldürülmesi. 7 Ekim'den sonra İsrail'in Filistin'de yaptıklarıyla artık bütün değerler sistemi de alt üst edilmiş durumda ve İsrail'e giderek artan Batı'dan da bir tepki var. Dolayısıyla İsrail, Filistin meselesini daha arka plana atıp İsrail-İran gerginliğini ön plana çıkardığında Batı'dan ve ABD'den daha çok destek alacağını hesaplamış olabilir."
Netanyahu'nun şu anda siyasi kariyerini sonlandırmamak için elinden gelen her şeyi yapacak bir lider görünümünde olduğunu ifade eden Ersoy, ancak buna rağmen savaşın tüm bölgeye yayılacağını düşünmediğini belirtiyor ve Hizbullah gibi vekiller üzerinden devam edeceği tahmininde bulunuyor.
Ateşkes çabaları nasıl etkilenir?
Haniye'nin ölümü ile birlikte içlerinde Türkiye'nin de olduğu kesimlerin çaba harcadığı ateşkes görüşmelerinin nasıl etkileneceği de merak konusu.
Ankara, ateşkes için Hamas'ın ikna edilmesinde bir süredir çaba harcıyor ve görüşmelerini bu çerçevede de sürdürüyordu.
"Haniye ılımlı kesimdendi"
Ersoy, Haniye'nin Hamas'ın askeri değil siyasi kanadı olarak daha ılımlı kesiminden olduğunu hatırlatıyor ve ölümüyle askeri kanadın daha güçlenmesi sonucunun gelebileceğini belirterek bundan sonra rehinelere ne yapılacağının da önemli olacağına dikkat çekiyor.
Hamas'ın Gazze'deki siyasi kanadının lideri olan ve İsrail'in en çok arananlar listesindeki Yahya Sinvar'ın İran'a daha yakın bir isim olduğunu aktaran Ersoy, Haniye'nin ise örgütün daha ılımlı olarak nitelendirilebilecek yüzü olduğunu anımsatıyor. "Haniye ölür başka bir Haniye çıkar" diyerek bu suikastın sorunun temelden çözümünde bir etkisi olmayacağını, daha çok İsrail'in bir gövde gösterisi olarak değerlendirilmesi gerektiğini de söyleyen Ersoy, bundan sonra Hizbullah'ın vereceği yanıtın beklenmesi gerektiğini ifade ediyor.
İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esir takası için arabulucular yoluyla sürdürülen dolaylı müzakerelerde son günlerde Netanyahu yeni şartlar öne sürerek anlaşmayı çıkmaza sokmakla suçlanıyordu.
En sert tepki Ömer Çelik'ten
Bu arada Dışişleri Bakanlığı da açıklamasında "Bu saldırı, aynı zamanda Gazze'deki savaşı bölgesel boyuta yayma hedefi taşımaktadır. Uluslararası toplum İsrail'i durdurmak için harekete geçmediği takdirde, bölgemiz çok daha büyük çatışmalarla karşı karşıya kalacaktır. Türkiye, Filistin halkının haklı davasını desteklemeyi sürdürecektir" denildi.
Ankara'da Haniye'nin öldürülmesine ilişkin AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten ise sert bir değerlendirme geldi. Çelik, sabah saatlerinde TRT Haber'de yaptığı açıklamada bu suikast ile İsrail'in bundan sonra "bölgedeki her ülkede bu eylemleri yapabilirim" mesajı verdiğini söyledi. Netenyahu'nun "bölge haritasını değiştireceğiz" dediğini anımsatan Çelik, İsrail'in siyasi ajandası bulunduğunu ve tüm bölge ülkelerinin tehdit altında olduğunu da kaydetti. Çelik, Habertürk kanalındaki canlı yayında ise bu suikast ile "bölgesel savaşın ilk tetiğinin çekildiğini" belirtti.
Hamas - Türkiye ilişkileri
Ortadoğu'nun en eski İslamcı hareketlerinden olan ve "İhvan" olarak bilinen Müslüman Kardeşler'in Filistin'deki uzantısı Hamas, Filistin'deki "Birinci İntifada" esnasında 1987 yılında kuruldu. Gazze Şeridi'ni 2007'den beri kontrol eden Hamas, İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında 30 yıl önce imzalanan ve Filistin Yönetimi'nin kurulduğu Oslo Barış Anlaşması'na ise şiddetle karşı.
Bu radikal İslamcı örgütün silahlı kanadını, İzzeddin El Kassam Tugayları oluşturuyor. Bu yapılanmanın 30 bin civarında savaşçısının olduğu belirtiliyor. Başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) olmak üzere birçok ülke Hamas'ı "terör örgütü" olarak nitelendirirken Ankara, bu konuda Batı ile aksi görüşte. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2011'de Bloomberg televizyonuna yaptığı açıklamada, "Hamas'ı bir terör örgütü olarak görmediğini" dile getirmiş ve "Hamas'ın işgal altındaki ülkesini korumaya çalışan bir siyasi parti olduğunu" ifade etmişti.
Örgütün Türkiye'yle ilişkileri ağırlıklı olarak 2006'da gündeme gelmeye başladı. Hamas liderleriyle yurt içinde ve dışında görüşmeler gerçekleştirildi. Özellikle Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerinin 2010'daki saldırısı sonrası diyalog sıklaştı. Hamas liderlerinden Halid Meşal, Ahmet Davutoğlu'nun başbakan olduğu dönemde, AK Parti'nin Konya'daki kongresine katılmış, daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan da Hamas liderlerinden İsmail Haniye'yi 2019'da Dolmabahçe'de kabul etmişti. Daha sonra zaman zaman Erdoğan'la görüşmeye devam eden Haniye'nin Hamas'ın İsrail'e saldırdığı 7 Ekim gecesinde de İstanbul'da olduğu iddia edilmişti.