Gümrük Birliği anlaşmazlığı siyasi değil teknik boyutta
Ekonomi çevreleri ve iş dünyasının Gümrük Birliği ve AB konusundaki görüşlerini merak ettiği Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Anlaşamazsak teknik meselelerden dolayı anlaşamayız, siyasi duruştan dolayı değil” dedi.
Maruf BUZCUGİL / ANKARA
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, gazetelerin Ankara temsilcileriyle yaptığı sohbet toplantında, Avrupa Birliği ile yürütülen Gümrük Birliği’ne ilişkin EKONOMİ’nin sorularını cevaplandırdı. AB’nin ekonomik konuları Türkiye’ye yönelik yaptırım aracı olarak kullanabildiğine dikkat çeken Fidan şu değerlendirmeleri yaptı:
“Gümrük Birliği teknik bir konu. AB bunu politize etmemeyi tercih ederse bu konuda mesafe alabileceğimizi düşünüyoruz. Yani bu konuda bizde de irade var, arkadaşlarımızda da. Anlaşamazsak teknik meselelerden dolayı anlaşamayız, siyasi duruştan dolayı değil. Fakat AB elinde dış politika manivelası olmadığı için giderek artan bir şekilde ekonomik konuları da bir tür yaptırım aracı olarak kullanmayı tercih edebiliyor. Biz Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu AB vizyonu doğrultusunda, ilişkilerimizi yeniden canlandırmak için harekete geçtik. Bunların başında Gümrük Birliği meselesi var, vize liberizasyonu meselesi var, belli konuların tekrar masaya yatırılması meselesi var. Anlamlı görüşmelerimiz oldu. Bunlar dediğim gibi yani şartlı olarak gelmezlerse yani olgun bir şekilde diplomasi yürütmeyi tercih ederlerse, konuları ayrı ayrı yürütürlerse bu konuda mesafe alırız.”
AB tam bir “Birlik” değil
Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde zaman zaman kaotik bir durum yaşandığına işaret eden Dışişleri Bakanı Fidan şöyle konuştu:
“AB tam bir birlik değil, tam bir devlet değil. Belirli konularda özellikle dış politika konularında devlet gibi işleyemiyor. Ama diğer taraftan normal ulus devletler gibi de değil, birlikte oldukları yerler de var. Şimdi kendi aralarındaki bu konu bize negatif olarak yansıyabiliyor. Mesela bir iki alakasız bahanelerle yaptığı boyun eğebiliyorlar. Adeta çocukça hareket ediyorlar. Olgun bir tavır sergilerlerse, pekâla ilerleme sağlayabiliriz.”
AB ile ilişkilerde Sarkozy döneminde kırılma yaşandı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan AB-Türkiye ilişkilerinde Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde kırılma yaşandığını belirterek şunları söyledi:
“Aslında Sarkozy Fransa’da iktidar olana kadar çok fazla bir problem yoktu. Daha sonra kimlik politikasını tercih etmeleri nedeniyle Avrupalıların rasyonaliteden, jeostratejiden ve jeopolitikten çıkıp kimlik politikasına, yani parti politikasına döndüler. Tribünlere oynadılar.”
Blinken ile sürekli temas halindeyiz
Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in bölgeyi kapsayan gezisinde neden Türkiye’ye uğramadı sorusunu şöyle yanıtladı: “Aslında Blinken bizimle görüşmek, buraya gelmek istedi. Hatta ilk ziyaret etmek istediği ülkelerden biriydik. Ama gelmek istediği tarih, benim takvimime uygun değildi. O tarih için ben Mısır ziyaretimi planlamış durumdaydım. Kendisiyle sürekli temas halindeyiz, üç kez telefonda konuştuk. Yakında da gelmek istiyor. Ekiplerimiz tarih tespiti için çalışıyor.”
ABD’nin moral desteği zedelendi
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ABD’nin İsrail-Hamas çatışmasının yaşandığı bölgeye uçak gemisi göndermesini nasıl karşılıyorsunuz sorusuna da şu karşılığı verdi: “Bu yeni bir şey değil. Kendilerine göre taktik ve stratejik amaçları olabilir. Gördüğümüz kadarıyla bunu eğer Hamas dışında bir taraf savaşa girecek olursa orada caydırıcı bir unsur olsun diye istiyorlar. Amerikalılar, Hamas’ın artık Filistin’de bir taraf olmaktan çıkarılması gibi bir politikayı İsrailliler’in de zorlamasıyla kabul etmişe benziyorlar. Amerika bunu hangi ölçüde yapacak, göreceğiz. İlk etapta İsrail’e, her türlü mühimmat vs. desteğinde bulunuyorlar. Amerika’nın moral üstünlüğü bölgede inanılmaz bir şekilde zedelenmiş durumda. Belki kalıcı bir kopuşun da arifesindeyiz.”
Çatışmanın bölgeye yayılması için uğraşıyoruz
Hakan Fidan, çatışmanın bölgeye yayılma olasılığı ile ilgili olarak şunları söyledi: “İsrail’in kuzeyinde, Lübnan’ın güneyinde sınırda zaman zaman ciddi şeyler oluyor, çatışmalar var. Özellikle topçu atışları karşılıklı olarak vuku buluyor. Belli kayıtların olduğu da rapor edilmekte. Ama hali hazırda bir çatışmaya dönmüş durumda değil. Ama İsrail’in oraya yığınak yaptığını, Hizbullah’ın oraya yığınak yaptığını şu anda görüyoruz. Lübnan hükümeti tabii olarak bir muhtemel savaştan endişe ediyor, zira bunun ülke ekonomisini daha da kötüye sokacağını düşünüyor. Lübnan Başbakanı, kendisiyle yaptığım telefon görüşmesinde, çatışmanın bölgeye yayılmaması için elimizden geleni yapmamızı istedi. Ben de o çerçevede Lübnan’da olacağım, taraflarla görüşeceğiz. Bu önemli bir konu.”
ABD, PKK’ya gardiyanlık yaptırıyor
Fidan, Türkiye’nin Suriye’deki operasyonlarının bölgede DEAŞ'la mücadeleyi olumsuz etkilediği iddialarıyla ilgili olarak da şunları söyledi:
“O bölgede, örgütü ayakta tutan, örgütsel altyapıyı ve örgütün gelir getirici kaynaklarını imha etmekten çekinmiyoruz. Onlara destek verenler, onca para harcadıkları örgütün dört operasyonla darmadağın olmasının şaşkınlığı içerisindeler. Onların bir iğneyle patlayan kağıttan kaplan oldukları ortada. ABD oradan çekildiği gün onlar, orada barınamayacaklar. Çünkü oradaki yerel halk, Araplar, Suriyeliler de onlardan rahatsız. Onlara destek çıkanların tek bahanesi DEAŞ ile mücadele. Aslında orada şu an DEAŞ ile fiilen bir mücadele de yok. Sadece DEAŞ’lı tutuklular var. PKK’ya gardiyanlık yaptırıyorlar. Biliyorsunuz, Guantanamo ABD’de iç politikada ciddi kriz olmuştu. Şimdi de bir terör örgütüne orada DEAŞ tutuklularına gardiyanlık yaptırıyorlar. Biz Amerikalılara şunu söylüyoruz: Suriye topraklarında bizim sizinle bir sorunumuz yok. Ancak oralarda yuvalanan örgütü hedef almaktan da geri durmayacağız. Cumhurbaşkanımızın silahlı kuvvetlerimize, güvenlik teşkilatlarımıza, istihbaratımıza verdiği talimat da budur.”