Erdoğan'dan CHP'ye tezkere tepkisi
Erdoğan, Irak ve Suriye tezkeresine CHP’nin “hayır” oyu vermesiyle ilgili, “CHP’nin, terör örgütünün oyuncağı HDP’ye teslim olması, biat etmesi, boyun eğmesidir." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili bir video izletti. Erdoğan’ın izlettiği video içinde, Kılıçdaroğlu’nun Nisan 2019’da Ankara Çubuk’ta uğradığı linç girişiminin görüntülerinin de yer aldığı görüldü. Videodaki bu görüntülerin ardından, “Kemal Kılıçdaroğlu, 2023’te Türk milletinin zilleti tekrar reddedeceğini görecek ve tüm tehditleri için millete yeniden hesap verecektir.” denildi.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Bütçede; en büyük payı her zaman olduğu gibi eğitim almaktadır, sağlığa ayrılan payda da ciddi artış yaptık. İçinden geçtiğimiz kritik dönemde savunma sanayimizi güçlendirecek kaynağı da ihmal etmedik. Bu yılın ilk iki çeyreğinde de oldukça güçlü bir büyüme performansı sergiledik. İhracatımız rekor üstüne rekor kırıyor. İstihdamda salgın öncesinin de üstünde bir yere geldik. Ülkemize, yeşil iklim fonundan, 3 milyar 157 milyon dolar kaynak sağlanmasıyla ilgili mutabakat zaptının imzalandığının müjdesini paylaşmak istiyorum Ekim ayının sonuna gelmiş olmamıza rağmen ülkemizin önemli bir kısmı hala tarım üretimi için ihtiyacımız olan yağışa kavuşamadı. Türkiye olarak bu tablo karşısında tedbirlerimizi alıyoruz, öncelikle kendi çiftçimizi en güçlü şekilde destekliyoruz, hükümetlerimiz döneminde verdiğimiz tarımsal destek rakamı bugünkü fiyatlarlar 396 milyar lirayı bulmuştur.
"Bunlar sürekli olarak ‘ülke çöktü, devlet battı’ edebiyatı yapmaktadır"
Girdiğimiz ilk seçimden iktidar olarak çıktığımızdan beri aynı ilkelerle yolumuza devam ediyoruz. Parti olarak katıldığımız her seçimi birincilikle tamamlamayı başardık. Aynı şekilde doğrudan halk tarafından belirlenmeye başladığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de ipi göğüsleyen hep biz olduk. AK Parti’nin 20 yılı geride bırakan iktidarını da hala kabullenemeyenler var. İlk günden beri bizim bu başarılarımızın tek formülü, Allah’a sığınmak ve millete dayanmak. Gece gündüz çalışmakla bugünlere geldik. İktidarımızın ilk gününden itibaren sürekli rejim tartışmaları yürütüldü. Aradan 20 yıl geçti hala aynı tartışmanın ekmeğini yemeye çalışanlar olduğunu biliyoruz. Nice tarihi reformları hayata geçirdik. Ufku genişleyen milletimiz, geleceğe güvenle bakmaya başlamıştır. Kendi şahsi ikbalini proje üretmek yerine ülkenin ve milletin felaketine bağlayanların çırpınışları hiç durmamıştır. Türkiye’ye husumet besleyen çevreler, birlikte çalışmaktan çekinmeyecek gözü dönmüş bir ekiple karşı karşıyayız. Bunlar sürekli olarak ‘ülke çöktü, devlet battı’ edebiyatı yapmaktadır. Biz düşmanı fiziki olarak bu topraklardan attık ama geride bıraktığı zihniyet kirinden kurtulamadık. Bitirilemez sanılan sıkıntıları bitirdiğimiz gibi bu kirli zihniyetin köklerini de Allah’ın izniyle kurutacağız. Umutsuzluk ve kötümserlik yerine azmi ve çalışkanlığı esas alan yaklaşımla gayret göstermeyi sürdüreceğiz.
Dün Meclis Genel Kurulu’nda terörle mücadele amacıyla cumhurbaşkanına verilen yetkinin iki yıl uzatılmasıyla ilgili tezkere oylandı. Bu tezkere uzun yıllardır devam eden rutin bir uygulamadır. Suriye ve Irak ile ilgili tezkerenin amacı da sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör koridoruna izin vermemek ve kaynağında kurutmaktır. PKK, YGP, DEAŞ gibi terör örgütlerinden kaynaklanmaktadır. Tezkere oylaması öncesinde HDP yöneticileri çıktılar ve CHP’ye çağrı yaptılar. HDP’nin içinde fiilen yer aldığı ve resmen varlığının inkar edildiği siyasi ittifakın ilanı CHP’nin tezkereye destek olmaması şartına bağlanıyordu. Hatta bununla da kalınmayarak açıkça CHP tehdit ediliyordu. Onurlu partinin ve liderin çıkıp ‘siz kim oluyorsunuz da tehdit ediyorsunuz, biz kendi politikamızı belirleriz’ diyerek HDP’lilere ağzının payını vermesi gerekiyordu. Ama maalesef artık karşımızda böyle bir CHP mevcut değildir. Biz bugüne kadar nasıl CHP’ye ve iplerini ellerine verdiği efendilerine rağmen ülkemizin güvenliğini sağlayacak adımlar atmışsak bundan sonra da atmayı sürdüreceğiz. Türkiye’yi Suriye’den dışlamak isteyenlerin ne kadar argüman, sergilediği çirkeflik varsa güya soru haline getirip önümüze koyuyorlar. Tamam biz kimin kılıcını çaldığınızı biliyoruz da siz kendinizi bu kadar belli etmeyin bari. Burada asıl önemli olan ikinci parti konumundaki CHP’nin, terör örgütünün oyuncağı HDP’ye teslim olması, biat etmesi, boyun eğmesidir. Yazık. Hem demokrasimiz hem milli güvenliğimiz adına ne kadar hüzün verici ne kadar hazin bir tablo. Kendilerine ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ diyenlerin, onlara ‘Mustafa Kemal’in itleri’ diyerek hakaret edenlerin dümen suyuna girdiğini görmek bizim bile ağrımıza gidiyor. Allah CHP’ye gönül veren vatandaşlarımızın sabrını artırsın. CHP Genel Başkanı’nın askerliği çocuk oyuncağı ve televizyon şovu sanan cehaletini de milletin takdirine bırakıyorum.
"Cahil bir kişiyle karşı karşıyayız"
Sınır ötesi operasyonların sokaktan toplanan rastgele kişiler tarafından yapıldığını sanacak kadar cahil bir kişiyle karşı karşıyayız. Bizim TSK’nın başkomutanı olduğumuz doğrudur. Kılıçdaroğlu’nun nasıl olup da HDP’nin emir eli altına geldiğidir. Türkiye’nin ve Türk milletinin aleyhinde ne malzeme varsa dört elle sarılanların, ülkenin menfaatleri söz konusu olduğunda böyle savrulmalar yaşamalarına artı şaşırmıyoruz. CHP ile HDP’nin perde arkasında zaten bildiğimiz ortaklığı, bu tezkere oylama vesilesiyle aleniyet kazanmıştır. İttifakın diğer resmi ortağı İP, ‘evet’ oyu vererek farklı bir yol izledi. Biz de memnuniyetle karşıladık. AK Parti ve MHP olarak ülkemizin bekasıyla ilgili her mesele gibi tam bir eylem birliği içinde olduğumuzu tekrarlamaya gerek bile duymuyorum.
Geçtiğimiz günlerde bir grup büyükelçinin, ülkemizde halen yürüyen bir davaya dair yaptığı hadsiz açıklama konusunda sergilediğimiz ilkeli ve onurlu duruş da Kılıçdaroğlu’nu rahatsız etmiş. Bir dönem başında bulunduğu SSK’yı batıran, partisine bir kaset kumpası sayesinde genel başkan olan, ülkenin dört bir yanında yükselen partisi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık skandallarına sırtını dönen, girdiği her seçimi kaybettiği ve böyle bir durumda gereğini yapacağını söylediği halde yerinden kıpırdamayan bir yüzsüzlük abidesinin böyle haysiyetli bir duruşu anlamasını ve desteklemesini zaten beklemiyorum.
"Bizim kitabımızda cibilliyet itibariyle bozuk derler"
Kılıçdaroğlu’nun eskiden beri alışkanlık edindiği kamu görevlilerine yönelik sözlü saldırıları artırdığını görüyoruz. Bu ülkenin her memuru, her kamu görevlisi, her bireyi, devletinin koruması ve güvencesi altındadır. Kılıçdaroğlu’nun hezeyanları kendini rezil etmenin ötesinde bir anlama sahip değildir. Ağzından çıkanlardan habersiz bir genel başkanının, ülkenin idaresi hususundan daha gülünç, trajikomik ne olabilir? Bu zavallının durumunun tababet ilminin görev alanına girdiğini söylemiştik. Adama bak ya. Osmanlı’ya hakaret ediyor. Sen kimsin? Sen Osmanlı’ya nasıl hakaret edersin? Buna bizim kitabımızda cibilliyet itibariyle bozuk derler. Bu kadar merak ettiğin Suriye. O topraklarda bile ecdadın ayak izi var. Misakı milli denilen anlaşma yerine de Osmanlı’nın mirası var. Biz her zaman olduğu gibi milletimizin ferasetine de güveniyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Ben inanıyorum ki, 2023 inşallah Bay Kemal’in yeni bir ders aldığı yıl olacaktır.”