Erdoğan: Çin'le 3,6 milyar dolarlık yeni swap anlaşması yaptık
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin'le 3,6 milyar dolarlık yeni bir swap anlaşması yaptıklarını belirterek, bu ülkeyle yapılan anlaşmalarda toplam tutarın 6 milyar dolara yükseldiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere Brüksel'e hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan burada yaptığı açıklamada, Çin ile yeni swap anlaşması yaptıklarını belirterek detayları paylaştı. Erdoğan, Merkez Bankasının döviz rezervinin 100 milyar dolar seviyesine ulaştığını bildirdi.
Ülkelerin kendi yerel paralarıyla ticaretlerinin, Merkez Bankaları arasında yapılan ve "swap" adı verilen para takası anlaşmalarıyla gerçekleştiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede yakın zamanda en büyük ticaret ortaklarımızın başında gelen Çin'le çok önemli bir anlaşmayı yaptık. Daha önce Çin'le 2,4 milyar dolarlık bir swap anlaşmamız zaten vardı. Şimdi bu rakamı 3,6 milyar dolarlık yeni bir swap anlaşmasıyla toplamda 6 milyar dolara çıkarmış olduk. Tabii bu, 46 milyar Türk lirası, Çin olarak da 35 milyar yuana karşılık gelen 6 milyar dolarlık bir anlaşmayı böylece gerçekleştirmiş olduk. Tabii bu Türkiye'nin son zamanlardaki çok ciddi bir sıçraması oldu. Bazı, malum kendilerine göre Merkez Bankasının döviz rezervi düşüyor. Bundan dolayı zil takıp oynayanlar var. Onların bu oyunlarını da bozmuş oldu. Zira 100 milyar dolarla inşallah şimdi Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar çıkmıştık. İnşallah bu tırmanış şimdi yeniden başlıyor ve bu tırmanışı da devam ettireceğiz."
"Temenni ederim ki 24 Nisan'ı unutturacak adımları atmış oluruz"
Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile yapacakları görüşmeye ilişkin, "Temenni ederim ki bu görüşmelerimizi aynı hassasiyet içerisinde yaparak 24 Nisan'ı unutturacak adımları da atmış oluruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin "ABD yönetiminin 1915 olaylarını 'soykırım' olarak tanımalarının Türkiye'ye karşı bir tutum olduğunu kabul edersek, bu zirveyle açıkladığınız hedeflerinize ulaşmanız ne kadar mümkün olabilir?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Amerika ile Amerika'nın liderleriyle yeni tanışan birisi değilim. Yani Bush döneminden itibaren, bu süreç içerisinde gerek Sayın Obama ile olan bir sürecimiz var, yine bu arada işte malum Trump ile olan bir sürecimiz var. Şimdi de Biden ile olan bir süreci yaşıyoruz. Bu süreç içerisinde de hepsiyle kötü günlerimiz oldu diyemem. Genelde çok çok başarılı çalışmalar yaptık. 'Bu başarılı çalışmalar esnasında Amerika gibi bir ülkeden Türkiye'nin beklentileri acaba tam manasıyla karşılığını buldu mu?' derseniz ona da 'Buldu' diyemem. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte bunu bulalım. Çünkü şu anda NATO ülkeleri içerisinde üzerine düşen görevleri yerine tam manasıyla getiren ülkelerden bir tanesi, ilk beşin içerisinde olmak suretiyle Türkiye'dir. Bu tabii önemli bir durum. Bunu kendileri de takdir ediyorlar, kabul ediyorlar. Şu anda da benim Sayın Biden ile geçmişe yönelik görüşmelerimde ilk defa bir araya gelmeyeceğiz. Geçmişte kendileriyle gerek evimde ziyaret etmek suretiyle gerek Amerika'da bulunduğumuz yerde bir araya gelmek suretiyle birçok görüşmelerimiz oldu. Yani kendisi Obama'nın yardımcısı olduğu dönemde de yine sık sık görüştüğümüz bir dostumuz. Şu anda da temenni ederim ki bu görüşmelerimizi aynı hassasiyet içerisinde yaparak 24 Nisan'ı unutturacak adımları da atmış oluruz. NATO ile ilgili de aynı kararlılık içerisinde oluruz. NATO'da da biz yapılan ödemeleri de yerine getiren ülkelerden, müstesnalardan bir tanesiyiz."
"Bu alçaklardan döktükleri her damla kanın hesabını soracağız"
Bugün küresel istikrarı riske atan krizlerin çoğunun Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgede yaşandığını aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye olarak DEAŞ’tan PKK, YPG’sine, FETÖ’den DHKP/C’sine kadar aynı anda birçok terör örgütüyle mücadele yürütüyoruz. Bu mücadeleyi de sadece sınırlarımız içinde değil Suriye’den Irak’a kadar geniş bir alanda veriyoruz.
Dün Afrin’deki Şifa Hastanesi’ne yapılan terör saldırısı, PKK-YPG’nin nasıl kalleş ve vahşi bir örgüt olduğunu göstermiştir. Aralarında bebeklerin, doktorların, hastaların da olduğu 14 sivil saldırıda şehit olmuş, 32 kardeşimiz de yararlanmıştır. Buradan bir kez daha saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Ülkemizde masumları, Suriye’de sivilleri, Irak’ta Kürt kardeşlerimizi katleden bu alçaklardan döktükleri her damla kanın hesabını soracağız.”
"Biz kendi sınırlarımızı korurken, NATO’nun sınırlarını da koruyoruz"
Türkiye olarak sadece terörle mücadele etmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin aynı zamanda doğu-batı yönünde yoğun bir düzensiz göç baskısına da maruz kaldığını aktardı.
Türkiye’nin sınırlarının, NATO’nun da sınırlarını oluşturduğunu ifade eden Erdoğan, “Biz kendi sınırlarımızı korurken, NATO’nun sınırlarını da koruyoruz. Farklı cephelerden verdiğimiz mücadelelerde haklı olarak ittifak ruhuna uygun şekilde hareket edilmesini bekliyoruz. Zirve sırasındaki müttefiklerimize başta terörizm olmak üzere ülkemize yönelik tehditler karşısında dayanışma göstermelerini beklediğimizi de ifade edeceğiz. 1952’den bu yana ihtiyaç duyulan her dönemde ittifaka sağladığımız katkılar, Türkiye’nin NATO'daki yeri ve önemi konusunda birer mihenk taşıdır. Günümüzde de NATO’nun yüzleştiği sınamalar karşısında güvenilir bir müttefik olarak kritik sorumluluklar üstlendik, üstleniyoruz. 2030’a giden süreçte Türkiye’nin ittifak içindeki rolünün daha da önem kazanacağına inanıyoruz.”
"Türkiye- Azerbaycan kardeşliği, bölgemizin barış, refah ve istikrarının teminatıdır"
NATO Zirvesi sonrasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile davetine icabetle Azerbaycan’a resmi bir ziyaret gerçekleştireceğini ifade eden Erdoğan, “Türkiye- Azerbaycan kardeşliği, bölgemizin barış, refah ve istikrarının teminatıdır. Bu süreç içinde özellikle de Azerbaycan Karabağ’da tarihi bir zafere imza atarak 30 yıllık işgale malum son vermiştir. Bu zafer aynı zamanda bölgede kalıcı barış ve istikrarın da kapısını aralamıştır. Bu fırsatın iç siyasi hesaplarla heba edilmemesi en büyük temennimizdir. 10 Aralık 2020 tarihinde Bakü’de düzenlenen zafer geçit törenini izlemiş, Azerbaycan’ın haklı gururunu paylaşmıştık. Bu seferki ziyaretimde ise Bakü’nün yanı sıra zaferin kazanıldığı topraklara gideceğiz. Türk dünyası için tarihi değeri olan birçok sanatçı yetiştiren ve Azerbaycan’ın kültür başkenti olarak ilan edilen Şuşa’yı inşallah ziyaret edeceğiz. 16 Haziran çarşamba günü A Milli Futbol Takımımızın, Galler ile oynayacağı maçı da değerli kardeşim Sayın Aliyev ile birlikte izleyeceğiz.” dedi.
Erdoğan, yurt dışı ziyaretlerinin ardından yurda dönerek 17 Haziran'da Antalya'da Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci Zirvesi'ne ev sahipliği yapacaklarını bildirdi.
Bölgedeki 13 ülkenin tamamını aynı masa etrafından buluşturan iş birliği sürecinin dönem başkanlığını, geçen temmuz ayından buna yürüttüklerini anımsatan Erdoğan, kuruluşunun 25. yıl dönümünü kutladıkları iş birliği sürecinde 3. kez üstlendikleri dönem başkanlığını bu zirve toplantısıyla Yunanistan'a devredeceklerini söyledi.
18 Haziran Cuma günü ise kendi himayesi altında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ev sahipliğinde düzenlenecek Antalya Diplomasi Forumu'na da katılacağını belirten Erdoğan, "Hükümet yetkilileri ve uluslararası kuruluşların temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kanaat önderini, akademisyeni, medya ve özel sektör mensubunu bir araya getirecek forumun bu ilk toplantısı, salgın döneminde fiziki katılımla gerçekleştirilen en büyük uluslararası etkinliklerden biri olacaktır. 'Yenilikçi diplomasi, yeni dönem, yeni yaklaşımlar' teması altında icra edilecek forum vesilesiyle Antalya'ya gelecek liderlerle görüşmeler gerçekleştireceğiz." diye konuştu.