Hacı Bayrım Veli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Okan Güray Bülbül, devlet desteğinin asgari ücretteki artış kadar artırılması halinde, işverenin yüzde 40’lık bir orana razı olabileceğini söyledi. Şu ana kadar gelen enflasyon verilerine göre emekli aylıklarındaki artışın yüzde 20’nin altında kaldığını belirten Bülbül, refah payı ile bu oranın yüzde 25’e çıkmasını yönünde öngörüde bulundu. Emekliliği gelenlerin maaş farklarıyla ilgili düzenleme yapılmaması halinde özellikle bazı kamu hizmetlerinde aksama yaşanabileceği uyarısında bulunan Okan Güray Bülbül, özel bir düzenleme yapılmaması halinde kök aylığı 10 bin 185 liranın altına olan emeklilerin aylıklarına zam alamayacağını bildirdi. Dr. Okan Güray Bülbül çalışma hayatındaki 2024 yılı gelişmeleri ve 2025 yılı beklentilerini EKONOMİ’ye değerlendirdi.
EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞI KAÇ LİRA OLACAK?
Emeklilerin pek çoğu Aralık ayı enflasyonunun açıklanması sonrası ortaya çıkacak zam oranını bekliyor. Diğer yandan kök aylık nedeniyle hiç zam alamama ihtimali olan pek çok emekli de var. Hali hazırda kök aylığı 10.185 TL ve altında olan emekliler yüzde 18’lik bir zam söz konusu olsa bile zam alamayacaklar. 12.020 TL’nin altında kök aylığı olanlar ise zam alacaklar ancak alacakları zam yüzde 18’in altında kalacak. İşte Aralık ayı sonuna doğru en büyük beklenti de bu noktada ortaya çıkacak. Hali hazırda 12.500 TL olarak ödenen en düşük emekli aylığının 15.000 TL’ye çıkartılması bekleniyor. Bu durumda yüzde 20 olarak gerçekleştirilecek artış SSK ve Bağ-Kur emeklileri ile görevdeki memur ve memur emeklileri için de hedef oran olarak ortaya çıkabilir.
BU YIL EMEKLİ OLANLAR NE KADAR FAZLA AYLIK ALACAK?
Bu yılın emeklileri yüzde 29 daha fazla aylık alacak. Bu yıl bitmeden emekli olacaklarla 2025 yılında emekli olacaklar arasındaki maaş farkı, Aralık ayı enflasyonu yüzde 2,5 olursa yüzde 29, yüzde 3 olursa yüzde 28 olacak. Bu yüksek farklılık özellikle kamuda pek çok kişinin emekli olmayı düşünmezken kafasının karışmasına neden oldu. Diğer yandan kamuda emekli olarak çalışmak mümkün olmadığı için bu konuda bir düzenleme yapılmazsa bazı kamusal hizmetlerde aksama yaşanması riski var. Karayollarında emekli olacaklar nedeniyle karla mücadelenin yapılamaması, savunma sanayiinde bazı silahların üretimine devam edememesi riski bulunuyor. Sağlık sektöründe ise yardımcı hizmetlerde sorun yaşanabilir. Özel sektörde 31 Aralık saat 23:59’a kadar emekli olacaklar bu yılın emeklisi olacaklar ve düşüşten etkilenmeyecekler. Ancak 1 Ocak 2025 ve sonrasında aylık bağlatacaklar kayıptan etkilenecekler.
Diğer yandan yıl bitmeden emekli olacakları için bu yılki kıdem tazminatına tabi olacaklar. Halbuki Ocak ayında kıdem tazminatı tavanı en az yüzde 12 artacak. Kamuda ise emekli olarak çalışmak mümkün olmadığı için pek çok çalışan maaş kaybı yaşamamak adına işinden olmayı göze alıyor. Bu kişiler çalışmaya devam edeceklerse özel sektörde iş aramaya başlayacaklar. Çalışma hayatında Aralık ayının belki de en önemli gündemi ise asgari ücret. Asgari ücret yalnızca asgari ücretle çalışanları değil çalışma hayatının neredeyse tamamını ilgilendiriyor. Özellikle son 5 yıldır asgari ücretteki artış oranı özel sektörde de referans haline geldi. Son 25 yılda 27 kez toplanan komisyonda yalnızca 8 kez oybirliği ile asgari ücret belirlenmiş. İşçi kesimi 3’ü son 4 yıl içerisinde olmak üzere 17 kez asgari ücret rakamına itiraz etmiştir. Ancak bu itirazlar sonucu değiştirmiyor ve asgari ücret oyçokluğu ile belirlenebiliyor.
EMEKLİLER REFAH PAYI ALABİLECEK Mİ?
SSK ve Bağ-Kur emeklileri ile görevdeki memur ve memur emeklileri arasındaki 4 puanlık zam farkı söz konusu. Bu konudaki en büyük talep her iki oranın da yüzde 25 ya da yüzde 20’de eşitlenmesi olacaktır. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığının bu konuya sıcak bakmayacağı aşikar. Bu nedenle yüzde 25’lik beklenti karşılanmasa da her iki oranın yüzde 20’de eşitlenmesi gündeme gelebilir. Ancak gerçekleşecek oranın üzerine çıkılmaması, görevdeki memur ve memur emeklileri ile SSK ve Bağ-Kur emeklileri arasındaki farkın kapatılmaması da söz konusu olabilir.
İŞÇİ KESİMİ HANGİ ORANLARDA MASADA KALIR?
Bu yıl asgari ücret tespit komisyonu göreve başlamadan önce kamuoyunda yüzde 25 oranı çokça zikredildi. Çalışanların beklentisi ile çokça zikredilen oran arasındaki büyük farklılık görüşmelerin beklenenden kısa sürmesine neden olabilir. İşçi kesiminin masadan kalkması ve asgari ücrete imza atmama ihtimali yüksek. Diğer yandan asgari ücrette yüzde 40 – 45 bandında bir artış söz konusu olursa bu durumda işçi kesimi masada kalıp imza atabilir. İşveren kesimi asgari ücretteki yüzde 35 bandındaki bir artışa çok fazla reaksiyon göstermeyebilirler. Bu konudaki belirleyici asgari ücret desteğinin miktarı olacaktır. TİSK eğer asgari ücret desteğinin miktarında asgari ücretteki kadar artış olursa yüzde 40’lık bir zamma dahi imza atabilecektir.
“ARTIŞ YETERLİ OLMAZSA SİGORTASIZ ÇALIŞAN ARTABİLİR”
Sosyal yardım sistemimizin sigortalı istihdam edilen bir kişinin bulunduğu haneleri dışlayan yapısı nedeniyle asgari ücretin önemi çok büyük. Eğer yeterli bir artış gerçekleşmezse sigortasız çalışma eğiliminde bir artış yaşanma ihtimali bulunduğu gibi borçluluk oranının, madde kullanımının, suça karışmanın ve dramatik olayların yaşanma riskinin artması riski söz konusu. Bu nedenle bu yıl konuya ekonomik değil sosyal açıdan bakmak gerekiyor. Sonrasında oluşabilecek tablodaki sorunların çözümü için bazı düzenlemeler yapılabilir. İşgücü maliyetinin düşürülmesine yönelik Hazine kaynaklı destekler bu anlamda devreye girebilir.