Deniz neden taşıyor? Su altında kalma riskiyle karşı karşıyalar
İzmir'in Karşıyaka ve Konak ilçeleri, geçtiğimiz günlerde denizin taşması sonucu yollar su altında kaldı. Uzmanlara göre, dolgu bölgelerin deniz taşmasından etkilenip belli dönemlerde sular altında kalma riskiyle karşı karşıya.
İzmir’de ve İskenderun’da hafta sonu deniz taştı. Bina girişleri, sokaklar su altında kaldı. Karadeniz sahil yolunu deniz suları kapladı. Bu bölgelerin ortak noktası denizin doldurulmuş olması. BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlara göre, dolgu bölgelerin deniz taşmasından etkilenip belli dönemlerde sular altında kalma riskiyle karşı karşıya.
"İzmir'de meydana gel sel değil"
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden (İYTE) kıyı mühendisliği ve doğal afetleri üzerine çalışan Dr. Doğan Kısacık, İzmir’de meydana gelen olayın sel olmadığını söylüyor. Deniz taşmasının sebebininin, su seviyesi ve fırtına nedeniyle dalgaların boyu yükselince, dalganın kıyı koruma yapılarını aşması olduğunu belirtiyor. Bilimsel olarak buna dalga aşması deniliyor.
Deniz neden kabarır?
İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü ile Afet Yönetim Araştırma ve Uygulama Merkezi’nden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu denizin kabarmasını şu şekilde açıklıyor:
“Kışın bazı meteorolojik olaylar çerçevesinde, belli bir yönde esen rüzgar kıyıya doğru deniz suyunu sürüklüyor. Dalgalar kabartıyor o bölgeyi. Bir kıyıda su çekilirken, diğer kıyıda yükseliyor.
“Bir de alçak basınç merkezi su seviyesini yukarıya çekiyor, kabartıyor. Deniz kabarıp, dalga yüksekliği artınca, fazla su denizden karaya geçiyor”.
Kısacık da bunun Ege’deki pek çok kıyı şeridi için geçerli olduğunu söylüyor:
“Doğal sahillerde dalga kıyıya yaklaştığı zaman kabarır ve kırılır, hafif bir şekilde sahile tırmanır ve geri döner ya. Bu, dalganın enerjisinin azalmasını sağlar.”
Kısacık'ın aktardığına göre, geçtiğimiz hafta sonu, normalde bir metre olan deniz suyu 95 cm daha yükseldi. Bu çok ciddi bir artış. Ayrıca fırtına da şiddetli dalgaya yol açtı. Böylece, dalgalar kıyı koruma yapısını aştı. Çünkü koruma yapıları su seviyesinin bu kadar yükselmesine hazırlıklı değil.
Çözüm önerileri ne?
“Kıyı çizgisini hemen boşaltamayız, ciddi bir maliyettir. Bu nedenle koruma yapılarını yeni koşullara adapte etmemiz lazım” diyen Kısacık iki seçenek öneriyor.
* Gelen dalganın enerjisi azaltılmalı
Bunun için, kıyı koruma duvarlarının denize doğru 15-20 metre öncesine batık dalgakıranlar yerleştirilebilir.
* Kıyı koruma yapıları modifiye edilerek daha dirençli hale getirilebilir
Örneğin, üzerine fırtına duvarı eklenebilir ya da yatay olarak art arda uzanan koruma duvarları yerleştirilebilir. Geleneksel yöntem olan kıyı duvarlarının yüksekliğinin artırılması ise uzmanlar tarafından yeterli görülmüyor.
Kısacık, “Dolgu alan ve kıyı koruma yapılarının hemen ardını yapılaşmaya açmaktansa, doğal kıyı çizgisini bırakıp, kenti daha içeriye konumlandırmak gerekiyor. Böylece su seviyesi yükselir, fırtına ve taşkın olur, ardından su geri çekilir, ancak yapılara ulaşmaz. Örneğin Barcelona’da bu yapıldı” diyor.
Drenaj sistemleri ise deniz kabarmasında o kadar etkili bir yöntem değil.
“Drenaj sistemlerinde su çıkışları deniz seviyesinde ise, deniz suyu seviyesi yükseldiğinde işlevsiz kalır. Bu durumda tek alternatif pompaların kullanılması”.