Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'nin toprak bütünlüğünden asla taviz vermeyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunması da aynı şekilde ülkemizin asla taviz vermeyeceği bir başka husustur" dedi.

İHA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'nin toprak bütünlüğünden asla taviz vermeyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Başbakan Mikati ve heyetini misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendilerine bir kez daha sizlerin huzurunda Ankara’mıza, ülkemize hoş geldiniz diyorum. Lübnan, tıpkı kardeş Filistin gibi geride bıraktığımız yılı İsrail tehdidi ve saldırganlığıyla tamamladı. Lübnan’da bugün ateşkes sağlanmış olsa da ateşkese giden süreçte bir milyondan fazla insan yerlerinden edildi. Dört binden fazla Lübnanlı ise İsrail tarafından katledildi. Bugün bir kez daha kendilerine yüce Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve Lübnanlı kardeşlerimize başsağlığı diliyorum" dedi.

İsrail’in Lübnan’a ilk saldırısı olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçmişte de Lübnan benzer tacizlere muhatap olmuştur. Gelinen noktada herkes şunu görmelidir. Lübnan’ın güvenliği, bölgenin istikrarından ayrı değerlendirilemez. Gazze’de ateşkes ve kalıcı barış sağlanmadan da bölgemiz huzura kavuşamaz. Her fırsatta ifade ettiğim bir hakikati bugün tekrar vurguluyorum. Her kim daha fazla kan dökerek, daha fazla yıkarak, yok ederek, sivil katlederek güvenliğini arttıracağına inanıyorsa vahim bir yanlışın içindedir" diye konuştu.

"İsrail hükümetinin halen bu gerçeği anlamadığına, daha doğrusu anlamak istemediğine şahit oluyoruz" diyen Erdoğan, "Türkiye, İsrail saldırganlığına karşı elindeki tüm imkanlarla Lübnan’ın arkasında durmuş insani yardımlarını sürdürmüştür. Bu süreçte değerli kardeşimle düzenli istişare halindeydik. Sayın Mikati’yi ülkesinin bu zor döneminde sergilediği liderlikten ötürü samimiyetle tebrik ediyorum. Kendisiyle ve heyetiyle bugün yaptığımız istişareleri işte bu arka plan ışığında gerçekleştirdik. İsrail’in ateşkese hafiyen uyması ve Lübnan’da yol açtığı zararı tazmin etmesi için uluslararası toplum tarafından baskının sürdürülmesi gereklidir. Biz de bu konuda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz" açıklamasını yaptı.
Türkiye ile Lübnan arasında çok geniş bir yelpazede iş birliği mevcudiyeti olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugünkü görüşmelerimize bu iş birliğimizin geliştirilmesi noktasında atacağımız adımları ele aldık. Lübnan halkının birliğine ve iç barışına katkılarımızı sürdüreceğiz. Lübnan’ın istikrarını hedef alan her türlü teşebbüsün karşısındayız. Bunu Sayın Mikati’ye de çok net biçimde ifade ettik. Aziz kardeşimle Suriye’deki gelişmeleri de etraflıca değerlendirdik. Suriye’de artık yeni bir dönem başlamıştır. Suriye’nin iki önemli komşusu olarak birlikte hareket etmemiz gerektiği hususunda mutabıkız. Suriye’nin istikrarı, bölgenin istikrarı demektir. Suriye’deki kargaşanın sıkıntısını da son 13 yıldır tüm bölge çekmiştir. Tıpkı bizim gibi Lübnan da Suriyeli kardeşlerimize tereddütsüz kucağını açmış, ev sahipliği yapmıştır. Suriye’nin yeniden imarıyla günlük yaşamın normalleşmesi önceliğimizdir. Tüm kesimlerin temsil edildiği, kapsayıcı ve kuşatıcı daimi bir idarenin teşkili Suriyeliler kadar biz bölge ülkeleri için de önem arz ediyor" şeklinde konuştu.

Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunmasının da aynı şekilde ülkemizin asla taviz vermeyeceği bir başka husus olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlk günden beri bölücü emellerle ilgili tutumumuzun ne olduğunu söyledik, tüm dünyaya ilan ettik, kararlılığımızı ortaya koyduk. Türkiye bu süreçte ihtilafın başından bu yana yaptığı gibi Suriye halkının yanında duracak, gereken her türlü katkıyı sağlayacaktır. Suriyeli kardeşlerimize buradan şu mesajı iletmek istiyorum; bu dönem birlik içinde, dayanışma içinde karşılıklı uzlaşı ve teenni ile hareket edilmesi gereken kritik bir dönemdir" değerlendirmesinde bulundu.

Basiret ve ferasetiyle Suriye halkının Allah’ın izniyle bu süreci alnının akıyla yöneteceğine yürekten inandığını ifade eden Erdoğan, "Türkiye ve Lübnan olarak müşterek hedefimiz Suriye’yi yeni bir şevkle ayağa kaldırmaktır. Biz kardeşliğimizin ve komşuluğumuzun gereğini neyse dün olduğu gibi bugün ve yarın da yapmaya devam edeceğiz. Tabii bu sürecin başarıyla sonuçlanması için uluslararası toplumun güçlü desteğine ihtiyaç var. Suriye’nin istikrarının, bölgenin istikrarı anlamına geldiğini bilen herkesin bu sürece katkı vermesini bekliyor, bunu da samimiyetle arzu ediyoruz" diye konuştu.

Mikati: "Önce Allah’a daha sonra da Lübnan dostlarına, özellikle de Türkiye’ye güvenmemiz gerektiğini öğrendik"

Lübnan’ın içinden geçtiği tarih boyunca her çetrefilli ve zorlu döneminde Türkiye’nin bir destek ülkesi olarak ortaya çıktığını belirten Mikati, "Kardeşim Erdoğan. Maalesef ülkemiz aylardan beri İsrail’in saldırıları neticesinde ekonomik, toplumsal, çevresel bağlamda ciddi zararlara maruz kalmıştır. Halen daha her gün gerçekleşen ihlallerle de devam etmektedir. Ve İsrail ateşkese uygun davranmamaktadır. Ve ateşkeste belirtilen hususlara da bağlı kalmamaktadır. Sizler hem uluslararası hem bölgemizde ve Arap ülkeleriyle çok geniş bir ilişki ağına sahipsiniz. Bu bağlamda İsrail saldırıları neticesinde zarar görmüş ülkelerin desteklemesi hususunda üzerinize düşen rolü fazlasıyla yapacağınıza inanıyorum" dedi.

Suriye’nin birliği, özgürlüğü ve tüm topraklarında tam anlamıyla egemenliğini desteklediklerini söyleyen Mikati, "Lübnan olarak bu bağlamda da Türkiye’yle birlikte iş birliğimiz önemli ve karşılıklı komşuluk ve saygı çerçevesinde Suriye’yle de iyi bir komşuluk ilişkisi kuracağımıza yeni dönemde inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı önümüzdeki dönem dayanışma ve iş birliğine yeni kapıların aralandığı bir dönem olacaktır. İkili görüşmelerimizde de bu hususlara değindik. Sonuç olarak Lübnan bir kriz geçirdi. Bir kriz yaşadı. Belki de dünyada her anlamda ekonomik, mali ve sosyal anlamda çok kötü diyebileceğimiz bir kriz yaşadı. Ancak şunu öğrendik. Önce Allah’a daha sonra da Lübnan dostlarına, özellikle de Türkiye’ye güvenmemiz gerektiğini de öğrendik. Çok teşekkürler ve Türkiye-Lübnan dostluğu yaşasın" ifadelerini kullandı.

 

 

Gündem