Cumhurbaşkanı Erdoğan: 27 Nisan'da belki sayın Putin gelecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akkuyu’ya ilk nükleer yakıtın gelmesiyle ilgili, "27 Nisan'da belki Sayın Putin de gelecek veya birlikte online sistemle bağlanacağız ve inşallah ilk adımı atacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ortak yayında soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hafta pazartesi günü Adıyaman'da olduğunu hatırlattı. Depremde ölenlerin yakınlarının canlarının çok yandığını belirten Erdoğan, "Onların acısını eğer biraz paylaşabiliyorsak, ne mutlu bize." diye konuştu.
Erdoğan, önceki hafta ise Kahramanmarış ve Hatay'da olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
"İnşallah bu cuma Gaziantep'te olacağız. Bir ihtimal, Gaziantep ile beraber Kilis'i de paylaşacağız aynı gün. Cumartesi günü de Elazığ'da olmayı planlıyoruz. Tabii buralarda hem yeni inşa edeceğimiz konutlarımızın temel atma törenlerini gerçekleştiriyoruz hem de vatandaşlarımızla iftar sofrasında buluşuyoruz. Ramazan boyunca da daha sonra da depremzedelerimizi asla yalnız bırakmayacağız. Yani bu 11 vilayetimizi dönüşümlü olarak, sürekli ziyaret edeceğiz. Bizim bir planımız da şudur, sadece şahsım değil, Cumhur İttifakı olarak buraları birlikte dolaşmayı da planlıyoruz. Zaten kabinedeki arkadaşlarım aynı şekilde buraları ziyaret ediyorlar. Ziyaret etmenin dışında da buralarda özellikle çalışma yürütecekler. Onların da plan, programlarını bu aralar yapacağız ve o bölgelerde bugüne kadar nasıl bu arkadaşlarımız çalıştıysalar, bundan sonra da çalışmaya aynen devam edecekler."
Çok üzüldükleri konulardan birinin de yaklaşık 850 kişinin depremde engelli duruma düşmesi olduğunu belirten Erdoğan, "Bunların süratle protezleri vesaire, bunları yapıyoruz. Bu çalışmalar hızla devam etti. Bunların içinde bile iki ayağını kaybetmiş, ama bu arada annesini, babasını da kaybetmiş olanlar var. Bir tanesi, ismini vermeyeceğim, teyzesinin kızı hemşire, onunla beraber hayat sürdürüyor. Çok da tatlı mı tatlı bir kızımız. Yaş 16-17 civarında. Hanımla beraber ziyaretine gittik. Protezleri vesaire onlar ayarlanmıştı." dedi.
"Milletimiz müsterih olsun"
Erdoğan, 850 rakamının az olmadığının altını çizerek, şunları devam etti:
"Bir tanesinin mesela polis babası var, ama anne gitti. Böyle olanlar da var. Rabb'im onlara sabırlar versin. Babası, teyzesinin kızı... Hani bir şey olanları var, bir de işte bizim devletin huzurevlerinde vesaire misafir edeceklerimiz var. Onlarla beraber bir hayat inşallah süreceğiz. Arkadaşlarıma söylüyorum, yani protezlerde bile en kalitelisini arayacaksınız, bulacaksınız, onlarla bunu yapacaksınız ki yarın bir gün 'Devletim bana dört dörtlük sahip çıkmadı' dedirtmeyelim. Ve doktor arkadaşlarımız da sağ olsun bu hassasiyeti, bu inceliği gösteriyorlar. Tabii milletimiz müsterih olsun, 20 yılda 1 milyon 180 bin güvenli konutu ve 3,3 milyon kentsel dönüşüm projesini yapan kadrolar iş başında. Deprem bölgesinde de yeni konutların temellerini attık, atmaya devam ediyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden etkilenen Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay ve Malatya'da toplam 27 bin 949 konutun inşasına fiilen başlandığını belirterek, "Hatta köy evlerinden bazıları şu anda bitme aşamasına geldi. Yaz mevsimine kadar da bunları bitireceğiz." dedi.
"Erdoğan'a da dikkat et, Tayyip ismine de"
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in deprem bölgesinde yapılan inşaatlara ilişkin sözlerini hatırlatan Erdoğan, "'Yani bunlar böyle basit çukurlarda hastane yapıyorlar, bilmem ne yapıyorlar...' Elinize, dilinize dursun. Şu inşaata çukur mu denir Allah'ını seversen?" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
"Hayatında inşaat nedir görmemiş, bunların tepeden tırnağa ne kadar derinliği olması gerekir, bunları bilmeyen... Kaldı ki bakın bunlar deniz kumu filan değil, mıcır. Ve kullanılan demirler çok farklı. Bunlarda hassasiyet var. Ve eskiden çimento torbaları gelir, oralarda böyle karıştırarak, haşlama usulü ile harç yapılırdı. Bakın şimdi burada böyle bir harç sistemi yok, mikserle, pompayla yapılıyor. Ve bu mikserle, pompayla yapılan şeyde de özellikle mıcırı kullanarak, burada dört dörtlük... Bunların temel betonlarını da bu şekilde atıyoruz. Hassasiyetimiz çok yüksek. TOKİ bu konularda kendini zaten ispatlamış. Buralarda bir de zemine dikkat ediyoruz. Sulak zeminde değil, özellikle sağlam, buralarda kullanılan yerler daha çok kaya. Böyle bir zeminde temelleri atıyoruz. Sadece burada değil, belediye başkanlığımdan itibaren bu işin içindeyim. Ama konuşanlar bunlardan çıkmış bir tanesi doktor müsveddesi, kalkmış konuşuyor. Hayatında senin acaba inşaatla alakan olmuş mu? Bizim hayatımızda, belediye başkanlığımızda bu inşaatların envaiçeşidini yaptık.
Öbür tarafta bakıyorsunuz Hanımefendi, o da maşallah inşaat mühendisi olmuş, o da konuşuyor. Ve bizim hastanelerle ilgili attığımız adımları, temelleri, bunları küçümsüyor. Hemen ben Sağlık Bakanımı aradım, neyin nesidir... Ondan sonra da süratle Murat Kurum kardeşimi aradım, o da kendisi 'Bazı eksikler olsa bile ben, bizzat bakanımla da konuştum, buna biz müdahale ederiz ve edeceğiz.' dedi. Ve müdahalelerini de yaptılar. Ondan sonra da ekrandan bu haberi oraya koyanlar, sonra çekip aldılar. Yalana gerek yok. Biz bir şeye eğer 'Yapıyoruz, yaptık', dersek, biz bunu yaparız Meral Hanım. Bizim adımıza dikkat et, benim adım Tayyip, soyadım da Erdoğan. Erdoğan'a da dikkat et, Tayyip ismine de dikkat et. Ve konuştuğun zaman buna göre konuş."
Belediye başkanlığından bugüne kadar attığı her adımı tartarak, biçerek attığını dile getiren Erdoğan, "20 yıllık iktidarımız döneminde İstanbul, İzmir bütün bu otoyoldaki atılan adımlara dikkat et. Bu otoyollarda bir fire var mı? Kocaeli'nde yaşıyorsun, Kocaeli'nde attığımız adımlara da bak. Eğer orada bir çürük çarık ortaya koyarsan, o ayrı mesele. Yalanla, dolanla iş yapma. Yanlış yere maalesef kafanı çarpıyorsun. Dikkat et, beni kendinle de uğraştırma." dedi.
Akkuyu’ya ilk nükleer yakıtın gelmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin Mersin'deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ni durduracağı iddiasına ilişkin ise, "Ya neyi durduruyorsun? Bu ülkede her şeyin bir özerkliği var. Var mı öyle 25 kuruşa simit? Enerji, hidroelektrik, bunun yanında tamamıyla kömür santralleri, şu andaki Akkuyu enerji santrali bunlar bizim için olmazsa olmaz yatırımlar. Burada bizim dört tane nükleer enerji santrali var. 27 Nisan'da bir tanesinin açılışını yapıyoruz. Ardından diğer üçünün de açılışını yapacağız. Bunlarla ciddi manada bir enerji depolayacağız. Bunun ardından da üç tane daha planlıyoruz. Bu üç taneyi de inşallah önümüzdeki beş senede halletmemiz gerekiyor. Türkiye enerjide bir sıkıntıya girmesin, bunu yapmaya mecburuz." diye konuştu.
Dünyanın enerjide sıkıntılar yaşadığına dikkati çeken Erdoğan, "Akkuyu'yu şu anda başarılı bir şekilde sürdürüyoruz. 27 Nisan'da belki sayın Putin de gelecek veya birlikte bir online sistemle bağlanacağız ve Akkuyu'nun inşallah ilk adımını atacağız." dedi.
"Askerimize bu tür hakarette bulunanlar vatan hainidir"
Muhalefetin, deprem bölgesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) sahaya çıkmadığı yönündeki iddiaları ile AFAD ve Kızılay'a yönelik eleştirilerinin sorulmasına karşılık Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar, ne millidir, ne yerlidir. Ağır olacak, kusura bakmayın, askerimize bu tür hakarette bulunanlar vatan hainidir. Bunların vatanını, milletini sevmek gibi bir derdi yok. Açık, net söylüyorum bunlar vatan hainidir, bunlar asker düşmanıdır. Jandarmanın, polisin düşmanıdır. Bunların da kimler olduğunu herhalde tek tek ayıklamamıza gerek yok. Kimler oldukları belli. Şu anda bay bay Kemal'in, ana muhalefetin başındaki zatın kimi ziyaret ettiği belli değil mi, kimi ziyaret ediyor, terörün parlamentodaki uzantılarını ziyaret ediyor. Terörün, teröristlerin, parlamentodaki uzantılarını ziyaret eden ana muhalefetin başı, acaba buradan ne elde edecek?"
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, Kandil'den TSK'ya yönelik yapılan açıklamaların hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Onlar, eğer benim askerimi kötülüyorsa, onlar iktidarı kötülüyorsa demek ki doğru yoldayız. Çünkü onlar bizim silahımızı kötülüyor. Bu silah kim için kullanılıyor? Bu silah, teröristler için kullanılıyor. Nerede bir terörist varsa, biz her şeyimizle, bütün gücümüzle onların tepesine tepesine ineceğiz." diye konuştu.
Erdoğan, ana muhalefetin başındaki kişinin Selahattin Demirtaş'ı, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı kurtarmaktan bahsettiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Sen nerede dolaşıyorsun? Diyarbakır'daki o yavrularımızı, o insanımızı öldürenler, bu Demirtaş'ın talimatıyla sokaklara dökülüp onları öldürmediler mi, onları şehit etmediler mi? Şu anda Meral Hanım da içinde olmak kaydıyla, birlikte Altılı Masa, şimdi yedi oldular, bunları nasıl çıkaracaklarının planını yapıyorlar. Benim milletim bu ihanet şebekelerine, bu vatana ihanet edenlere, 14 Mayıs'ta yol vermeyecektir. Gereken hesabı da 14 Mayıs'ta bunlardan soracaktır. Çünkü benim Türk Silahlı Kuvvetlerim milletin emrindedir, ihanet şebekelerinin emrinde değil."
Askerin depremin ilk anından itibaren hemen vatandaşın yardımına koştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Silahlı kuvvetlerimiz içinde Ankara'da konuşlu İnsani Yardım Tugayımız, depremden sonra üç saat içinde bölgeye intikal için hazır haldeydi. Bölgedeki askeri birliklerimiz zaten ilk andan itibaren milletimizin yaralarını sarmaya başlamıştı. Fedakarlığı, vicdanı ile dünyaya emsal olan askerimizin deprem bölgesinde yaptıklarını inkar etmek, Türk milletine hakaret etmek demektir. Erinden Genelkurmay Başkanı'na kadar, her rütbedeki askerimiz, milletiyle bütünleşti, derdine derman oldu. Askerimizin yaptığı tüm faaliyetler, resmi kayıtlarda ve askeri yazışmalarda, ceridelerde de mevcuttur. Gerçekleri saptıranların tek amacı, milli birliğimizi, vatandaşımızın askerine olan güvenini sarsmaktır. Bunu başaramayacaklar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kızılay ve AFAD'a yönelik eleştirilere ilişkin de "Aynı şeyi Kızılay için de yaptılar, aynı şeyi AFAD için yapıyorlar. İlk andan itibaren AFAD, Kızılayla birlikte, hepsi bölgedeler. Gözleriniz kör mü sizin? Bay bay Kemal'in gözünün kör olduğunu anladık da sizin de mi gözünüz kör? O çadırın kapısında AFAD'ın tabelası var, onu görmüyor, 'AFAD orada yoktu' diyor." ifadelerini kullandı.
"Her birinin diğerine bakışı da arızalı"
HDP'nin, cumhurbaşkanı seçimlerinde aday çıkarmayacağının ve CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vereceğinin belirtilmesi üzerine de Erdoğan, şunları söyledi:
"Özellikle bu ziyarette kapı arkasında nelerin yapıldığını bilemiyorum. Ama çok çok hassas konular, özellikle bu yerel yönetim, özerklik şartından tut da ve şu anda içeridekilerin çıkarılması, vesaire bu konularla ilgili konular... Her şeyden önce HDP'ye verilecek her taviz, PKK'ya yani Kandil'e verilmiş demektir. Aylar önce, masanın altında bir yedinci ortak var demiştim. Belki birileri onu hiç kale almadılar ama yedinci ortak, şu anda tam manasıyla ana muhalefetin başının ziyaretiyle ortaya çıkmış oldu. Dikkat edin, partisinde veya parti genel merkezinde ziyaret değil, korktu, ürktü, ne yaptı, parlamentodaki grup odasında kendilerini ziyaret etti. Kendi ifadeleriyle 'kumar masasındakilerin' sadece HDP'ye değil, her birinin diğerine bakışı da bunların arızalı. Meral Hanım, esip gürlüyorsun, hani kumar masası, hani noter? Ne oldu sana? Niye geri vitese taktın da dönüp tekrar masaya oturdun?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Altılı Masa'ya neden tekrar oturduğunun sorulması üzerine, "Masadakiler birbirlerine şimdi hep yan gözle bakıyor. Ben mi suçluyum? Sen mi suçlusun? Ne oldu? Ve bak dağılma başladı. Nitekim bugün bize de belediye başkanı Manavgat'ın bir hanımefendi, geniş bir katılım yaptılar. 'Biz artık yani bu terör örgütleriyle el ele olan, beraber olanlarla birlikte yürümeyiz.' dediler. Aynı şekilde bir milletvekilinin niçin ayrıldığını bizzat kendisi açıkladı. Neden ayrıldı? 'Bunlarla biz bir arada olamayız.'dedi." ifadelerini kullandı.
"Karşımızda kaybedenler kulübü gibi bir masa var"
İnsanı en çok yoran şeyin "belirsizlik" olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yedili masa henüz hiçbir şey yapmamış olmasına rağmen şimdiden yorgundur, bitiktir. Karşımızda kaybedenler kulübü gibi bir masa var. Masada olup da hiç seçim kazanan var mı, yok. Kendi başarısıyla, yeteneğiyle bir yere gelmiş olan var mı, yok. Kimi kasetle işbaşına geldi, kiminin elinden biz tuttuk, bir yerlere getirdik, başbakan yaptık, bakan yaptık. Kimi her gittiği, partiyi karıştırıp, kaostan beslendi. Masanın gizli ortaklarının da nasıl partinin başına geldiğini tüm vatandaşlarım biliyor. Koalisyondan dahi kötü bir örnek olan bu masadakiler, aralarındaki kavgayı, birbirine verdikleri tavizleri, demokrasi diye yutturmaya çalışıyor. Milletim onlara nasılsa bu güzel memleketin idaresini vermeyeceği için kendi aralarında istedikleri kadar dövüşsünler, birbirlerine vursunlar ama şu tabloya bakıp da ülke siyaseti adına üzülmemek elde değil."