CHP'li Öztrak: Bu bakanı ifadeye çağırabilecek Cumhuriyet Savcısı arıyoruz
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in açıklamalarıyla ilgili olarak, "Şimdi bu itirafları, ucu nereye giderse gitsin suç duyurusu kabul edip bu bakanı ifadeye çağırabilecek bir Cumhuriyet Savcısı arıyoruz." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Öztrak, bugün vefat eden tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy'a Allah'tan rahmet, ailesine ve sanat camiasına başsağlığı diledi.
Kütahya'da öğle saatlerinde orta şiddette bir deprem olduğunu hatırlatan Öztrak, depremde can ve mal kaybı olmamasının en büyük dilekleri olduğunu belirterek geçmiş olsun dileğinde bulundu.
Diyanet'in cuma hutbesine tepki
Ağustos ayının tarihe altın harflerle yazılmış önemli zaferler barındırdığına dikkati çeken Öztrak, dün 99'uncu yılını kutladıkları 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin de işte böyle bir zaferin adı olduğunu aktardı. Öztrak, "Bugün Anadolu ve Trakya topraklarında, egemen bir ulus olarak yaşıyorsak, emperyalizme boyun eğmeyen bir millet olarak bu vatan topraklarında başımız dik dolaşıyorsak, semalarımızda al bayrağımız dalgalanıyorsa, minarelerimizden ezanlar okunuyorsa bunu bu büyük zafere, bu zaferi bize armağan eden başta büyük komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm şehit ve gazilerimize borçluyuz." diye konuştu.
Atatürk'ün bu büyük zaferi, ordusuna ve milletine ithaf ettiğini vurgulayan Öztrak, şöyle devam etti:
"Bu yüksek tevazu ve anlayışı kavrayamayan bazı hastalıklı kafalar, Başkumandan'ını anmadan, Başkumandanlık Zaferi'ni anabileceklerini zannetmişlerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan bu aymazlığı, milletimizin değerlerinden bu kopuşu anlamak, mazur görmek mümkün değildir. Diyanet en son cuma hutbesinde, Diyarbakır'ın İslam orduları tarafından fethini kumandanıyla beraber anmayı bilmiştir. Ama aynı hutbede Büyük Taarruz'u ve Sakarya'yı bu zaferlerin başkumandanın adıyla anmamıştır. Milletimizin yükselen tepkileri üzerine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün adını 30 Ağustos için yayımladığı mesajda lütfen geçirmiştir. Ama sayesinde özgürce ibadet edebildiğimiz camilerde milletimizin aziz Ata'sının adını anmama aymazlığından vazgeçmemiştir. İlk başkanının Rıfat Börekçi gibi kahraman bir ilim insanı olduğu bir kurumda, Börekçi'nin koltuğuna oturacaksın, milletin verdiği vergilerle maaşını alacaksın, gösterişli cübbeler giyeceksin, lüks makam arabalarına bineceksin, sonra da Atatürk'ün adının camilerde anılmaması için elinden geleni ardına koymayacaksın. Kadir bilir milletimiz, camilerde Atatürk'e bir Fatiha'yı çok gören bu kafaya hakkını helal etmez, etmeyecektir. Diyanet, milletimizin ortak değeri Atatürk'le uğraşıyor. Ama bu ülkede son 19 yılda yenen kul hakları için bir çift söz söyleyemiyor. Yalan, dolan, rüşvet arşa ulaşmış, beytülmal talan edilmiş, gösterişli cübbelerin içindekiler bunlara laf edemiyor."
'Bu bakanı ifadeye çağırabilecek Cumhuriyet Savcısı arıyoruz'
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın gazetelere yansıyan açıklamalarına değinen Öztrak, "İstifasını açıklayan bu eski bakan, görevini kötüye kullandığını kabul etti. AK Parti'nin kurucularından eski bir milletvekili 'AK Parti'lilerin yüzde 90'ı yakında itirafçı olacak.' dedi. Bu millet, bakan çocuklarının evlerinden çıkan kasaları unutmadı. Sıfırlanmakla bitmeyen avroları, dolarları unutmadı. Ayakkabı kutularında ele geçirilen rüşvet paralarına faiz işletip rüşveti faiziyle iade edenleri de unutmadı." görüşünü aktardı.
Dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in "Bu dosyalar, Yüce Divan'da görüşülmeliydi." dediğini belirten Öztrak, "Tüm bunlar milletin vicdanında hala kanayan bir yaradır. Bu dosyalar, milletin vicdanında kapanmamıştır. Şimdi bu itirafları, ucu nereye giderse gitsin suç duyurusu kabul edip bu bakanı ifadeye çağırabilecek bir Cumhuriyet Savcısı arıyoruz." dedi.
"Siyasi ahlak yasası çıkaracağız"
CHP olarak seçimlerden sonra yapacakları ilk işin "Devletin çökertilen adalet direğini yeniden ayağa kaldırmak" olacağını belirten Öztrak, ayrıca siyasi ahlak yasasını çıkaracaklarını söyledi.
Faik Öztrak, "İktidarımızda, Kamu İhale Kanunu'nu, rekabet ve şeffaflığı sağlayacak şekilde yeniden düzenleyeceğiz. Sayıştay'ı gerçek işlevine kavuşturacağız. TBMM'de Kesin Hesap Komisyonu kurup, başkanlığını muhalefete vereceğiz. Varlık Fonu ve benzeri paralel hazine uygulamalarına son vereceğiz." diye konuştu.
Ziraat Bankası'nın, Almanya'daki iştirakinde büyük bir skandal patladığını, Alman Bankacılık Düzenleme Denetleme Otoritesinin, bankanın Almanya'daki iştirakine olağanüstü cezalar kestiğini belirten Öztrak, "Bu suçlamalar karşısında başımız eğik mi duracağız? Bu suçlamaları kabullenecek miyiz? Peki, Ziraat Bankasının iştirakine kesilen bu cezalar, kimin cebinden çıkacak? Elbette Türkiye Cumhuriyeti Hazinesinden, yani vergi mükelleflerimizden. Şunu artık herkes bilsin. İktidara geldiğimizde, tüyü bitmedik yetimin hakkını yiyenlerin kursaklarından yediklerinin hepsini söke söke alacağız. Ne yazık ki Erdoğan şahsım hükümetinin hesap vermeden, sorgusuz sualsiz yaptığı her işin bedelini, milletimiz ya cüzdanıyla ya da canıyla ödüyor." değerlendirmesinde bulundu.
'Afganistan'da yine biz haklı çıktık'
Afganistan'da yaşanan gelişmelere de değinen CHP Sözcüsü Öztrak, parti olarak başından beri Türk askerinin tahliye edilmesi gerektiğini söylediklerini, havalimanı çevresinde yaşanan patlamalar nedeniyle bu konuda haklı çıktıklarını belirtti. Öztrak, "İşte bugün Kabil Havalimanı'nın yanı başında, her gün bombalar patlıyor, insanlar ölüyor. Peki, kim haklı çıktı? Yine biz haklı çıktık. Çünkü biz meselelere, Erdoğan'dan farklı olarak, sadece ve sadece Türkiye'nin penceresinden, ulusumuzun hak ve menfaatleri penceresinden bakıyoruz." dedi.
Suriye'de yaşananların ortada olduğunu dile getiren Öztrak, şunları kaydetti:
"5 milyon Suriyeli sığınmacı 10 yıldır Türkiye'de. Bu sığınmacılar için 40 milyar dolardan fazla para harcandı. Sınırlarımızda güvenliği sağlamak için binlerce askerimiz, sınırın öteki yanında duruyor. Yüzlerce askerimiz, Suriye'de şehit düştü. Peki, Türkiye'ye tüm bu ağır bedelleri kim ödetti? Elbette Erdoğan ve Erdoğan'ın bitmek bilmez kibri. Ne yazık ki Erdoğan, 3-5 milyar avro finansı görünce, Türkiye'yi, Avrupa'nın mülteci gettosu yapmaya, hemen teşne oluveriyor. Daha dün, 'Finansı iyi yönettiğimiz için yeni mülteciler alabiliriz.' diyen kimdi? Erdoğan'dı. Millet tepki gösterince çark etti. Erdoğan'ın dün dediğini, bugün dediği tutmuyor. Rüzgargülü gibi, nereden rüzgar eserse Erdoğan da oraya dönüyor. Bir gün 'Taliban ile görüşürüz.' diyor, ertesi gün Taliban'ı terörist ilan ediyor. Sonraki gün de 'Taliban ile masaya otururuz.' diyor.
Erdoğan'ın kuyruğuna takılan küçük ortağının hali daha da perişan. 15 gün önce, 'Askeri unsurlarımızın Afganistan'ı terki, düşünülemeyecektir.' diyen ufak ortak, bugünlerde, 'Askerimizin tahliyesi doğru bir tercih, yerinde bir karardır.' diyerek, çekilme kararına alkış tutuyor. Hemen ardından da 'Kabil emniyetli değilse Ankara güvende olamaz.' diyerek kendini bir kez daha yalanlayıveriyor. Erdoğan'ın kuyruğuna takılırsan böyle 'ufak rüzgargülü' olursun. Bu beyler her şeyden vazgeçiyorlar. Kabil Havalimanı'nın işletmesinden nedense bir türlü vazgeçemiyorlar. Hakikaten, Kabil Havalimanı'nı bunlar için bu kadar vazgeçilmez kılan nedir? Afganistan'daki havalimanında bunları bu kadar cezbeden ne var? Afganistan'da şu anda en bol olan terör ve uyuşturucu. Türkiye'yi, böyle bir coğrafyaya sokmak için, bu ısrar neden? Çıksınlar şunun sebeplerini millete bir anlatsınlar bakalım ama yapamazlar."