CHP'den AK Parti kongresi değerlendirmesi
"Erdoğan, 'manifesto kurultayı' olarak ilan ettikleri kongreyi fiyaskoyla sonuçlandırarak, parti yönetimindeki koltuk sayısını artırmak suretiyle de suç ortağı sayısını artırarak tamamladı." diyen CHP Grup Başkanvekili Altay, "Erdoğan, batırdığı ekonomiyi milletin yastık altı birikimiyle kurtaracağını adeta bu kongrede belirtti." ifadesini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti Kongresi'ndeki konuşmasında yeni anayasadan bahsettiğini ifade etti. Altay, "Ancak ülkedeki can ve mal güvenliğini ortadan kaldıran kişi Erdoğan." diye konuştu.
Otoyol, köprü, havalimanı ve millet bahçelerini anlatan Erdoğan'ın, halka bu hizmetleri alacak paranın olmadığını söylemeyi unuttuğunu ifade eden Altay, Erdoğan'ın bugünkü manifestosunda esnaf, işçi, köylü, emekli, EYT'linin, 3600 ek gösterge bekleyen öğretmen, polis, din görevlisinin, aşının, sağlık çalışanlarına teşekkür ile vefanın ve gençlerin olmadığını söyledi.
Toplumun bütün kesimlerinin ekonomiye ilişkin haber beklediğini dile getiren Altay, "Erdoğan millete yastık altını gösterdi, gözünü milletin yastık altındaki birikimine diktiğini kongrede açık açık ilan etti. 'Ekonomiyi ben bitirdim, siz yastık altındakileri çıkarın finans sistemine katın. Belki ülke kurtulur.' demeye getirdi. Dünyanın büyük ülkeleriyle aşık atan Erdoğan, batırdığı ekonomiyi milletin yastık altı birikimiyle kurtaracağını adeta bu kongrede belirtti." diye konuştu.
"Çöken tek adam rejimini anayasa yaması kurtarmaz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, konuşmasında, "Geldiğimizde demokrasimiz yaralıydı, kalkınmamız eksikti, huzurumuz kaçıktı" dediğini aktaran Altay, "Şimdi, geldiğinde 'yaralı demokrasi' diye ifade ettiğin demokrasi cezaevinde, 'eksik' dediğin kalkınmamız 5 kişiye teslim edilmiş. 83 milyon batıyor, 'beşli çete' diye nitelendirdiğimiz 5 kişi kalkınıyor. 'Huzurumuz kaçık' diyordun, Türkiye'de sarayın dışında hiçbir yerde huzur yok." değerlendirmesinde bulundu.
Engin Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni sivil Anayasa açıklamasıyla ilgili şunları söyledi:
"Sayın Erdoğan, çöken tek adam rejimini Anayasa yaması kurtarmaz. Senin çöken rejimin, Anayasa yamasıyla kurtulmaz. 'Demokrasi bir tramvaydır; bineriz, işimize gelmeyen yerde ineriz.' diyenden olmaz. Demokrat olmayan kafadan da sivil anayasa çıkmaz. Eğer sen bir anayasayla meşgul olacaksan önce orta yerdeki anayasaya gölge etme, çiğneme, Meclis'e baskı yapma, yargıya talimat verme, insanların yaşam tarzına karışma, toplumu bölme, devleti çürütme. Sonra AİHM kararlarına uy, 'Anayasa Mahkemesi kararlarına uymam.' diyen ilk derece mahkemelerine Adalet Bakanı'na işlem yaptır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını sağlamasını, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, Cumartesi Anneleri, Soma işçileri, Berkin Elvan'ın annesi ile Metin Akpınar ve Müjdat Gezen'den özür dilemesini isteyen Altay, "İnanalım, anlayalım ki Erdoğan demokrasi limanına yelken açmış. Bunları yapmadan senin ağzına 'Sivil anayasa' ifadesi bile yakışmaz." dedi.
"Bu, irticai faaliyetlere yeniden yeşil ışık yakmaktır"
Altay, harp okulları ile yüksek okullara giriş koşullarının değiştirildiğini belirterek, "Bu, irticai faaliyetlere yeniden yeşil ışık yakmaktır. FETÖ'nün devlette ve TSK'de boşalttığı alanı, yeni tarikat ve cemaatlere terktir. Bu, 15 Temmuz darbesinden hiç ama hiç ders alınmadığının göstergesidir. Cumhuriyetle inatlaşmaya devam, aydınlanmaya defanstır. Camiye, okula, kışlaya siyaset giren devletler çürür, toplumlar ayrışır. Yapma." diye konuştu.
İstanbul Sözleşmesi'nin fesih nedeninin kendisine sorulduğunu aktaran Altay, "Erdoğan önce liberallerin, sonra demokratların, daha sonra milliyetçilerin, en son muhafazakarların güven ve itimadını kaybetti. Şimdi Erdoğan umudunu tarikat şeyhlerine bağladı. Nasıl ki MHP Kurultayı'na paketleyip, fiyonklayıp HDP'nin kapatılma davası ve Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşmesini hediye etti, güya milliyetçilerin güven ve umudunu kazanmak için; şimdi güya muhafazakarların umudunu ve güvenini kazanmak için tarikat şeyhlerine İstanbul Sözleşmesi'nin fesih kararını fiyonklayıp paketleyip gönderdi. Bunlar Erdoğan'ı kurtarmaz, batırır." ifadelerini kullandı.
İstanbul Sözleşmesi'nin feshini eleştiren Altay, "Türkiye'de 42 milyon kadın, o postu Erdoğan'a dar eder. 'Ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum.' diyen Erdoğan'ı o posttan, kadınlar indirecektir." dedi.
"İmam vesayeti kavramı çıktı"
CHP Grup Başkanvekili Altay, son dönemde "imam vesayeti" kavramının çıktığını savunarak, "İmamlar, siyasete ve iktidara ayar vermeye; sandalye sayısı bakımından Meclisin en büyük partisinin grup başkanvekillerine ayar çekmeye başladılar." diye konuştu.
AK Parti Kongresi'nde salonun lebaleb olduğunu ifade eden Altay, "Ama ruh ve heyecan yoktu, 83 milyon ıssızdı. Erdoğan, 'manifesto kurultayı' olarak ilan ettikleri kongreyi, fiyaskoyla sonuçlandırarak, parti yönetimindeki koltuk sayısını artırmak suretiyle de suç ortağı sayısını artırarak tamamladı." değerlendirmesinde bulundu.
Üzerinde 1, 2, 3 rakamlarının bulunduğu üç kapalı zarfı basın mensuplarına gösteren Altay, Osmanlı'da görevden alınan sadrazamın, yerine geçecek mevkidaşına "birinci zarfı sıkıştığında, ikinciyi çok sıkıştığında ve üçüncüyü daha çok sıkıştığında açması için bıraktığını" anlattı.
İlk zarfı açan Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 2006'dan itibaren, ilk zarfta yazdığı gibi "Senden öncekileri kötüle" talimatını yerine getirdiğini ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere önceki birçok cumhurbaşkanını kötülediğini öne sürdü. Altay, ikinci zarfın içindeki "Etrafını kötüle" ifadesini okuyarak, Erdoğan'ın 2014'ten itibaren 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ve eski bakanlardan Beşir Atalay'ın da aralarında bulunduğu yol arkadaşlarını ve bazı bürokratları kötülediğini söyledi.
Engin Altay, üçüncü zarfı da göstererek, "Şimdi bir ekonomik felaketle karşı karşıyayız. Erdoğan bugünlerde üçüncü zarfı açıyor. O da budur. Erdoğan'ın üç zarf hazırlama zamanı gelmiştir. Türkiye'nin huzurunu, iç barışını daha fazla bozması Erdoğan'ın Türkiye'ye yapabileceği kötülüklerin sonunun olmadığı anlamına gelir." sözlerini sarf etti.