CHP lideri Kılıçdaroğlu: Esad ile anlaşmamız lazım
"İktidar olursak Suriyelileri davulla, zurnayla kendi ülkelerine göndereceğim." diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Esad ile anlaşmamız lazım. Türkiye’den gelen bir tane Suriyelinin bile burnu dahi kanamayacak. Onun güvencesi de biz olacağız. Böylece Orta Doğu’da huzuru sağlayacağız." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çorum'da kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldi.
Kılıçdaroğlu, Çorum’da şunları söyledi:
Çorum’un demiryoluyla, denize buluşturulması lazım. Samsun, Çorum ve Mersin hattının yapılması lazım. Şu soruyu hep birlikte kendi vicdanımıza soralım: İstanbul’a kanal mı yapalım; Samsun, Çorum, Mersin demiryolunu mu yapalım? Hangisini yapalım? Hangisini yaparsak Türkiye kazanır? 27 buçuk yıl devlete emeğini veren, harcadığı her kuruşun hesabını vermekten çekinmeyen bir kişi olarak ifade edeyim, eğer siz Samsun, Çorum ve Mersin demiryolunu yaparsanız bunun ekonomiye çok ciddi, büyük katkısı olur. Kamyonlarla taşıyacağınıza demiryoluyla taşıyacaksınız, maliyeti düşüreceksiniz. Rekabet edeceksiniz. Dünyanın her tarafına ürününüzü daha ucuz fiyatla rekabet koşullarında gönderebileceksiniz. Bunu düşünmek için sadece ve sadece akıllı olmak gerekiyor.
“İki kırmızı çizgimiz var”
Bir dönemi kapatacağız, bitecek. Türkiye’de yeni siyaset anlayışını, ahlaklı, hesap veren bir siyaset anlayışını, vatandaşını kucaklayan bir siyaset anlayışını, hiç kimseyi kimliğinden, inancından, yaşam tarzından ötürü ötekileştirmeyen bir siyaset anlayışını Türkiye’ye getirmek istiyoruz. İki kırmızı çizgimiz var: Bayrağıyla sorunu olmayan, vatanıyla sorunu olmayan, ‘bayrak ve vatan benim için vazgeçilmezdir’ diyen herkesle kucaklaşmaya hazırız. Bayrağımız ve vatanımız için yeri geldiğinde canımızı veririz, eyvallah. Dolasıyla yeni bir siyaset anlayışını getireceğiz. Bunu yapmak zorundayız.
“Ekonomik bağımsızlığımız tehlikede”
Eğer biz 83 milyon olarak Londra’daki bir avuç tefeciye mahkum edilmişsek ve onlardan para gelmeden Türkiye’yi yönetemiyorsak ve biz dünyanın faizini onlara ödüyorsak ekonomik bağımsızlığımız tehlikededir. Siyasi bağımsızlığımız, eyvallah, bir sorunumuz yok. Ama ekonomik bağımsızlığımız tehlikededir.
"Mutluluk endeksinde 104'üncüyüz"
Uluslararası Mutluluk Endeksi yayınlanmış, 150 ülke arasında 104’üncü sıradayız. Kimsenin yüzü gülmüyor. Parası olanın da yüzü gülmüyor. Sanayicinin de yüzü gülmüyor. Çiftçinin, işsizin zaten yüzü gülmüyor. Üniversiteden mezun olmuş çocuğu var, iş arıyor, bulamıyor, onun da yüzü gülmüyor. Cebinde para olması gerekmiyor.
Sığınmacı sorunu
Kavganın kime ne faydası oldu, biz kaybettik. 24 saatte Emevi Camii’nde namaz kılacaktık, 3 milyon 600 bin Suriyeli geldi. Şimdi Afganlar geliyor. Ben ırkçılık yapmam ve ırkçılığa karşıyım. Allah’ın yarattığı insana her zaman saygı duyarım. Altını çizmek isterim, Suriyelilere kızmıyorum, Afganlara da kızmıyorum. Onları Türkiye’ye getirenlere kızıyorum. Asıl sorumlu olan sensin, biz sorumluyu unutuyoruz, Suriyelilere saldırıyoruz. Sınırı açan Suriyeli mi? Kavgayı başlatan Suriyeli mi? Sen kavgayı başlatırsan, kapıları açarsan Suriyeliler de gelir, Afganlar da gelir. Dolasıyla benim bu millete sözüm var. Allah nasip eder de sizin oylarınızla iktidar olursak bu o Suriyelileri davulla, zurnayla kendi ülkelerine göndereceğim.
Nasıl yapacağız onu da söyleyelim. Büyükelçilikler açacağız karşılıklı. Oturup anlaşacağız, Suriyelilerin okulunu, yolunu, kreşini, evini yapacağız. Avrupa Birliği fonlarıyla hepsini yapacağız, bizim müteahhitler yapacak. Yeter mi? Hayır. Bizim iş insanlarına diyeceğiz ki, gidin orada fabrikalar kurun. Size her türlü teşviki veriyoruz. Evin, fabrikan, kreşin, yolun var, iş yerin de var. Davulla, zurnayla giderler. Hepsini göndereceğim, davulla, zurnayla. Bir şey daha yapmamız lazım. Esad ile anlaşmamız lazım. Türkiye’den gelen bir tane Suriyelinin bile burnu dahi kanamayacak. Onun güvencesi de biz olacağız. Böylece Orta Doğu’da huzuru sağlayacağız.
"Biz hepsine nasıl bakacağız bunların?"
Türkiye mülteci, göçmen, sığınmacı ambarı değil kardeşim ya. Biz hepsine nasıl bakacağız bunların? Erdoğan açıklama yapıyor, ‘Finansmanı iyi yönettiğimiz için mülteciler Türkiye’ye alıyoruz, daha da almaya devam edeceğiz.’ Buyurun şimdi, kıyameti kopardık. Parti sözcüsü diyor ki ‘Bir tek mülteci bile almayacağız.’ Sen mi doğru söylüyorsun, Cumhurbaşkanı mı doğru söylüyor? En son Taliban dedi ki ‘Biz burada Türk askeri de istemiyoruz. Çıkın bizim topraklarımızdan’. Türkiye niye bu hale düşsün. Bu devletin bir onuru, şerefi yok mu? Dış politika bu kadar ucuz mu?”