CHP Genel Başkanı Özel: Erdoğan'a sesleniyoruz, o sandığı bizden kaçıramazsın

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ardahan'ın Göle Belediyesi'ne yaptığı ziyarette, “Erdoğan geçmişte sokaktan geldiğini söylüyordu. Şimdi sokaktan kaçıyor. Salon siyasetçisi olmuş. Sıcak salonlarda kendini alkışlatan Erdoğan’a sesleniyoruz; memleket zorda, vatandaş darda. Cüzdanda, mutfakta, pazarda yangın var. Vatandaşın geçimi yok. Onun sesini duymuyorsun ama o sana sesleniyor. ‘Geçim yoksa seçim var’ diyor. O sandığı bizden kaçıramazsın. Sandık gelecek, halkın iktidarı kurulacak" dedi.

ANKA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
CHP Genel Başkanı Özel: Erdoğan'a sesleniyoruz, o sandığı bizden kaçıramazsın

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Posof Belediyesi'nin ardından Göle Belediyesi'nde Başkan Gökhan Budak'ı ziyaret etti.

Ziyaret öncesi belediye binası önünde toplanan vatandaşlara hitap eden Özel, şöyle konuştu:

“Türkiye’deki birçok ilçemizden, Türkiye’nin dört bir yanına gittiğimde, Ardahan ili Göle ilçesinin çeşitli köy derneklerine uğradığımda, birçok ilçesinden aldığım davet üzerine geldim. Bana hep ‘Ardahan’a çok gidiyorsun, Kars’a gidiyorsun. Göle’ye hiç gelmedin’ dediler. Bir gece geçerken bir uğramışlığımız vardı. Ama bugün Göle’ye CHP'nin genel başkanı olarak gelmenin ve dört dönemdir bir başka partinin, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yönettiği belediyede başkanımız, partilimiz Gökhan Budak’ı ziyaret etmenin mutluluğunu yaşıyorum. Çok zorlu bir seçimde, nefes nefese geçen bir seçimde belediyeyi kazandık. Bu meydanda bulunan herkesin, başta ilçe başkanımızın, yöneticilerin, kadınların, gençlerin, siz CHP'lilerin ve bize güvenen Gölelilerin emeği çok. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Göle, henüz Kars’a bağlıyken 1950 yılı seçimlerinde yani çok partili dönem başlayınca belediyesini CHP kazanmıştı. Ve CHP olarak 1973 seçimlerinde Göle'yi kazandık. 1984 seçimlerinde Göle'yi kazandık. Ve son dört yıldır kazanamadığımız Göle'yi bu seçimlerde büyük bir mücadelenin sonunda kazandık. Belediye Başkanımız Gökhan Başkan 60 yaşında Göle'de doğmuş, eğitiminin ilk orta lise kısmını Göle'de tamamlamış Ankara Üniversitesi'nde halkla ilişkiler tahsil etmiş ardından çok sayıda kamu kurumunda farklı görevlerde bulunmuş, tecrübeli, devleti tanıyan, işleyişi bilen, Ankara'ya aşina ve buraya hizmet getirmek için atılması gereken adımları bilen birisi. Tabi çok zor şartlarda görev yapıyor diğer belediye başkanlarımız gibi. Kendisinin mesul olmadığı borçlarla muhatap, fazileriyle muhatap. Bütün imkansızlıklara rağmen Göle'nin 10 yıllık içme suyu krizini öz kaynaklarla çözmenin ve kısa sürede daha ilk yaz bu sorunu çözmüş olmanın büyük bir memnuniyetini yaşıyoruz. Gökhan Başkanımızla gurur duyuyoruz. Göle Cumhuriyet Meydanı'nın yenilenmesi, hastane ve otogara ulaşım sorunlarının çözülmesi, yüzde 80'i hayvancılıkla geçinen Göle'de hayvan pazarının düzenlenmesi, beklentilere uygun, çağdaş bir pazar yerinin yapılması, yine sokak hayvanlarıyla ilgili barınak sorununun çözülmesi  ve ulusal kültür ve kaşar festivalini tam 42 yıl sonra Göle'de yeniden hayata geçirmesi dokuz ay gibi kısa sürede yaptığı önemli işler, onu kutluyorum. Belediye meclis grubumuzu kutluyorum. Belediye meclisini kutluyorum.

Bundan sonraki sürede de elbette 400 üzerinde belediyemizle her birisi hizmet bekliyor. Ancak kardeş belediyecilik uygulamalarımızla Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun katkılarıyla yine sosyal demokrat belediyelerin SODEMSEN'in birlikteliğiyle Gölemizin de ihtiyaçlarını hızla gidermek istiyoruz. CHP'nin genel başkanı olarak Göle'nin yanındayız, Gökhan Başkan'ın da arkasındayız.

"Doğal gaz fiyatlarında buralara yüzde 50’nin üzerinde indirimler yapmak lazımdır"

Göle’de bu hizmetler; hayvan barınakları, hayvan satış yerleri, mezbahalar, kesimhaneler, meydanlar, yollar, belediyenin yapacağı işler. Yapılır, yapılmaya gayret gösterilir. Ama bazı işler var ki onları genel yönetimin yapması lazım. Özellikle şu anda Türkiye’de en büyük sorun; Göle gibi ilçelerin göç verme sorunu, gençleri burada tutamama sorunu. Burada Göle’ye, Ardahan’a, pozitif ayrımcılıkların yapılması lazım. Buradaki esnafın ayrı desteklenmesi lazım. Buraya yatırım yapacak sanayiciye başka yerlere yaptığı teşviklerden çok öte teşvikler vermek lazım. Her şey bir yana şu anda eksi 17 derecede konuşuyoruz. Şimdi hava sıcaklığının 15 derece olduğu yer de kış burası da kış. Ama burada doğal gaz saati fıldır fıldır dönüyor. Buraya da aynı doğal gazı satmak, bizim Manisa’ya, İzmir’e de aynı fiyattan doğal gaz satmak doğru değil. Böyle kış şartlarının çetin olduğu yerlerde herkesin küçük evladı var, hastası var. Kış şartlarının çetin olduğu yerlerde doğal gaz fiyatlarında buralara yüzde 50’nin üzerinde indirimler yapmak lazımdır. Bunları projelendirmek lazım.

"Suriye’de istikrar istiyoruz"

Ayrıca CHP özellikle son bir yıldır emeklilerin, asgari ücretlerin, tarımla geçinenlerin, hayvancılıkla uğraşanların, esnafların sorunlarını sürekli gündemde tutmaya çalışıyor. Bir tarafta Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli, ülkeyi her gün yeni tartışmaların içine sokmak isterken ‘Önce anayasa değiştirelim’, sonra teğmenler tartışması, sonra ‘İsrail Türkiye’ye saldıracak’, sonra Suriye. Diyorlar ki Göleliye; 'Açsın, yoksulsun, işsizsin, güvencesizsin, geleceğin karanlık üzülüyorsun ama üzülme zafer büyük sevinmelisin. Suriye’de zafer kazandık.’ Ne kazandın? 13 yıldır Türkiye’ye 4 buçuk milyon Suriyeli senin yüzünden geldi. 200 milyar dolar para. ‘Bugün emekliye zam yapamıyorum’ diyor, o parayla 100 yıl boyunca emekliye maaş ödeyebilir. O para Suriyelilere harcandı. 283 Mehmetçik Suriye’de şehit oldu. Dünya kadar şehitler oldu, Gaziantep’te, Kilis’te, Karkamış’ta. Ne oldu? 13 yıl sonra ‘Zafer kazandık, HTŞ liderine takım elbise giydirdik, kravat taktık, artık korkmayacağız. O katliam yapmayacak, artık demokratik yönetecek.’ Beyefendiye sorunca diyorlar ki; ‘Dört sene seçim yok, ondan sonra bakacağız.’ O yüzden biz Suriye’nin hep toplam bütünlüğünü savunduk, Suriyelilerin memleketine dönmesini hep savunduk. ‘Orada iç karışıklık yapmayın’ dedik. Suriye’de hem Alevileri hem Sünnileri hem Türkmenleri hem Arapları hem Dürzileri hem de Kürtleri kapsayacak demokratik bir yönetim olsun dedik. Bunu Esat’a anlatmak istedik, anlatamadık. Şimdi gene söylüyoruz. Suriye’de istikrar istiyoruz.

"Kardeşçe ve barış içerisinde yaşayacağız"

Bir yandan da son günlerde Türkiye'de, düne kadar bu kürsülerden ip atan Bahçeli'nin, düne kadar bizi meşru Meclis'te bulunan siyasi parti DEM ile görüşüyoruz diye 'DEM'leniyorlar' diyen Bahçeli'nin bir çağrısıyla başlayan bir süreç var. CHP tarihinin hiçbir döneminde asla ve asla çatışmadan, kandan, gözyaşından taraf olmadı. Analar ağlamasın istedik, terör dursun, gözyaşı dinsin istedik. ‘Bu işleri Meclis’te yapın’ dedik, vaktiyle kaçırdılar. Şimdi ‘Evet, Meclis doğru zemin’ diyorlar. Biz de diyoruz ki; Meclis zemininde olacak, şeffaf olacak, toplumsal mutabakata dayalı bir süreçte CHP her zaman olduğu gibi Atatürk’ün izinde yurtta barış der, dünyada barış der. Misak-ı Milli sınırlarını gözeten, ay yıldızlı al bayrağı benimseyen, CHP'nin kurucu değerlerine saygılı birlikte yaşama iradesini sonuna kadar savunuyoruz. Kürtler de bizim, Türkler de bizim. Alevi de bizim, Sünni de bizim. Hepimiz kardeşiz, kardeşçe ve barış içerisinde yaşayacağız. Bundan sonraki süreçte de CHP çizgisini, yapısını koruyacaktır. Kimse ama kimse endişe etmesin. Ne tıkayan oluruz ne bozan oluruz. Ama kimse kusura bakmasın; hiçbir siyasi partinin de planının parçası olmayız. Bu işin çıkar siyasetine, parti siyasetine dökülmesine, bir kişinin yeniden seçilmesine endekslenmesine de CHP toplumsal mutabakat zemini için bakar. Böyle bir meselenin asla kişisel çıkar meselesi olarak, yeniden seçim meselesi olarak kullanılmasına asla ve asla izin vermez.

"Erdoğan’a sesleniyoruz; o sandığı bizden kaçıramazsın"

Diyeceğim şu; bugün TÜİK, Tayyip Bey'i üzmeyen istatistik kurumu enflasyonu bir açıklamış. Niye 1? Çünlü gerçekte olduğu gibi üç açıklasa memur emeklisi 2 puan daha zam alacak. 11 almayacak da 13 alacak. İşçi emeklisi 14 almayacak, 16 alacak. O iki puanın bile peşine düşmüşler. Zamları ocağı göstermişler, enflasyonu düşük göstermişler. Gerçek enflasyon yüzde 80-82, ENAG açıkladı. TÜİK enflasyonu yüzde 44. Ama asgari ücretliye sadece yüzde 30 verdiler. Şimdi emeklilere 12 bin 500 liralık en düşük emekli maaşını 14-14 bin 500 lira yapmanın hesabı içindeler. Bu geçim ücreti değildir, bu sefalet ücretidir, bu yoksulluktur. Bu doğalcgazı yakamamak, bu çocuğun altına bezini, mamayı alamamak, bu okula giden çocuğa harçlık verememek, bu geçinememek demektir. Dün memleketim Manisa’da yılın ilk mitingini yaptım. Orada sordum Manisalılara ‘Bu maaşla, bu asgari ücretle, bu emekli maaşıyla geçim olur mu?’ diye. Size soruyorum, Ardahan’dan soruyorum, bu kez Göle‘den soruyorum, 2 bin 500 kilometre doğudan soruyorum, sınırdan soruyorum; bu maaşla geçim olur mu? ‘Geçim yoksa, seçim var’ diyor Göleliler, Ardahanlılılar.

Erdoğan, sıcak salonlarda oturup kendi atadıklarına kendini alkışlatmak kolay. Göle’ye gelebiliyor musun? Ardahan‘a gelebiliyor musun? Posof‘a gelebiliyor musun? Vatandaşın hatırını sorabiliyor musun? Hayvancılıkla, tarımla uğraşana, emekliye, asgari ücretliye ‘Geçinebiliyor musun?’ diye sorabiliyor musun? Erdoğan geçmişte sokaktan geldiğini söylüyordu. Şimdi sokaktan kaçıyor. Salon siyasetçisi olmuş. Sıcak salonlarda kendini alkışlatan Erdoğan’a sesleniyoruz; memleket zorda, vatandaş darda. Cüzdanda yangın var, mutfakta yangın var, pazarda yangın var. Vatandaşın geçimi yok. Onun sesini duymuyorsun ama o sana sesleniyor. ‘Geçim yoksa seçim var’ diyor. O sandığı bizden kaçıramazsın. Sandık gelecek, halkın iktidarı kurulacak. Bunun başka yolu yoktur."

 

 

Gündem