BM’deki veto Türkiye için ne anlama geliyor?
Suriye’ye Türkiye üzerinden giden insani yardım yolları Rusya ve Çin’in vetosuyla biraz daha daraldı. DÜNYA gazetesi köşe yazarı İlter Turan, vetoyu Rusya’dan bir mesaj olarak değerlendiriyor ve Türk-Rus ilişkilerinin daha zor bir mecraya ilerlediği değerlendirmesini yapıyor.
HİLAL SARI
İç savaşın yerle bir ettiği ve şimdi de pandemiyle mücadele eden Suriye’ye giden insani yardım kapıları azalıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde Suriye’ye giden insani yardımların Türkiye üzerinden gönderilme süresini bir yıl uzatmayı öngören tasarı Rusya ve Çin tarafından veto edildi. BM, insani yardımların bölgedeki insanlar için hayati önemine dikkat çekerken, Rusya sadece bir sınır kapısı üzerinden altı aylık bir süreye izin veren alternatif tasarısını sundu. Konuya ilişkin yayınlanacak nihai bildirge, pandemi nedeniyle sanal olarak toplanan konsey üyelerinin Rusya’nın alternatif tasarısı için 24 saat içinde vereceği oylarla netleşecek.
Ancak sonuç ne olursa olsun, bu gelişmenin uzmanlara göre Türkiye için siyasi sonuçları olabilir. DÜNYA Gazetesi köşe yazarı ve Bilgi Üniversitesi Siyaset Bilimleri Emeritüs Profesörü İlter Turan’a göre Türkiye’nin de desteklediği tasarıya gelen bu veto aslında bir mesaj: Rusya’nın dünyaya Suriye ile ilgili kararlarda muhatabın kendisi olduğunu göstermek.
‘Sivillerin sağlığı için hayati önemde’
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in sözcüsü Stephane Dujarric önceki gün yaptığı açıklamada sınır ötesi yardımların "Suriye'nin kuzeybatısındaki sivillerin sağlığı için hayati önemde olduğunu" dile getirdi ve birçok insanın bu yardımlar sayesinde hayatta kaldığını söyledi. Uluslararası Af Örgütü’nün BM temsilcisi Sherine Tedros ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Milyonlarca Suriyeli için insani yardım yemek yemekle açlıktan ölmek arasındaki fark anlamına geliyor. Hastaneler için yeterli tedarik olması gerekiyor. Bu nedenle Rusya ve Çin’in veto gücünü kötüye kullanması alçakça ve tehlikelidir. COVID-19 vakaları artıştayken bu yardım her zamankinden daha önemlidir. Güvenlik Konseyi bu insanlara yardım edecek mi yoksa onları terk mi edecek?”
Türkiye dahil 13 üye lehte oy kullanmıştı
Almanya ve Belçika'nın hazırladığı veto edilen tasarıda Türkiye’nin de aralarında olduğu Güvenlik Konseyi'nin Çin ve Rusya dışındaki 13 üyesi lehte oy kullanmıştı. Güvenlik Konseyi ocakta yapılan başka bir oylamada Türkiye üzerinden iki sınır kapısı kullanarak altı ay süreyle insani yardım gönderilmesini onaylamıştı. Ancak Suriye'yi destekleyen Rusya ve Çin'in karşı çıkması nedeniyle Irak ve Ürdün'den yapılan yardımlar durdurulmuştu. Altı yıldır devam eden insani yardım operasyonu yeni tasarı da onaylanmadığı takdirde yarın sona erecek. Rusya'nın alternatif olarak hazırladığı tasarıda yardımların Türkiye'de sadece bir sınır kapısından altı ay süreyle gönderilmesine izin veriliyor.
Sadece 372 vaka 14 ölüm...
Geçen ay da Almanya ve Belçika, Suriye’nin COVID-19’la mücadelesine yardımcı olmak için Irak sınırının altı aylığına açılmasını önermiş ancak bu öneri de Rusya ve Çin tarafından veto edilmişti. Suriye’de hükümet yetkilileri pandeminin başından bu yana sadece 372 COVID-19 vakası ve 14 COVID-19 ölümü tespit etti.
Rusya veto ile ‘Suriye’de muhatabınız benim’ diyor
DÜNYA gazetesi köşe yazarı İlter Turan, Rusya ve Çin’in BM’deki vetosunu ve Suriye cephesinde bundan sonra neler olabileceğini şöyle değerlendiriyor:
“Daha önce de Suriye’ye BM vasıtasıyla yapılacak yardımların Türkiye üzerinden gönderilmesi için BM’de bir yıl süreli bir anlaşmaya varılmıştı. Fakat bu anlaşma Suriye’ye büyük ilgisi olan Rusya’yı rahatsız etmiş, başlangıçta dört sınır kapısı üzerinden yapılabilen yardımlar Rusya’nın itirazları üzerine iki kapıyla sınırlandırılmıştır. Şimdi bunu daha da daraltmayı hedefliyorlar. Böylece, Suriye’ye uluslararası camianın yardım gönderebilmesinin önü giderek kapatılmış oluyor. Esad rejiminin tartışılmaz hamisi olmak isteyen Rusya, Esad'ın Suriye’nin tümünde iktidarı ele geçirmesini ve sağlamlaştırmasını istiyor. Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’ndeki teklifi veto etmesi, kendisine ait bir nüfuz bölgesi olarak gördüğü bu ülkeye BM aracılığıyla girilmesi ve Esad’ın güçlenmesini zorlaştırılmasına verilen bir tepki olarak değerlendirilebilir. Rusya, Suriye’de karar vericinin kendisi olduğunu, bu ülke ile ilgili kararlarda sadece kendisinin ve Esad’ın muhatap alınması gerektiğini gösterme gayretindedir. Uluslararası yardımların bir bölümü Esad’ın hakim olmadığı bölgelere gittiği için, Rusya güdümlü Esad rejiminin ülkeye hakim olmasını zorlaştırmakta, hatta engellemektedir. Bu çerçevede bakıldığına, son zamanlarda ABD'nin, İdlib’de daha radikal dini unsurlara destek vererek Rusya destekli Suriye’nin ilerlemesini durdurmak istemesi ve Türkiye’ye işbirliği teklif etmesi dikkati çekiyor ve Rus tavrını yorumlamamıza yardımcı oluyor.”
Bundan sonra ne olacak?
‘Türk-Rus ilişkileri zor bir mecraya ilerliyor’
“BM temsilcilerinin COVID-19 nedeniyle 24 saatte sanal olarak kullanacakları oylarla Rusya’nın önerdiği tasarı muhtemelen geçecektir çünkü başka çare yoktur. Böylece Rusya ve Esad BM’in karşısına konumlarını daha güçlendirerek çıkmış olacaklar. Esad ve Rusya, Suriye’nin her bölümünde de hakim değil. YPG’nin ABD aracılığıyla hakim olduğu yerler var. İdlib’e de hakim değil. Dolayısıyla bu bölgelerde tekrar bir çatışma dönemine geçilmesi mümkün. Tüm bu gelişmeler sonucunda Türk-Rus ilişkilerinin de zor bir mecraya doğru ilerlemekte olduğu değerlendirmesi yapılabilir.”