Bakan Tunç’tan İmralı için “Umut Hakkı” iddialarına net açıklama!

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İmralı'nın terör örgütüne silah bırakma çağrısının ardından gündeme gelen "Umut hakkı" iddialarına yanıt verdi. Bakan Tunç, ölüm cezası müebbete çevrilen suçluların, koşullu salıverilme hakkına sahip olamayacağını belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bakan Tunç’tan İmralı için “Umut Hakkı” iddialarına net açıklama!

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, basın mensuplarıyla iftarda bir araya geldi. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bakan Tunç, terör örgütü elebaşı için; af veya umut hakkı süreçlerinin mevzuata uygun olmadığının altını çizerek şunları söyledi:

"Çağrı öncelikle terör örgütü elebaşının kendi örgütüne silah bırakmasına yönelik. Çağrıda, terör örgütünün kendilerine göre zemin sağlayan hususların artık gerekçelerinin olmadığını söylüyor. Kongrenizi toplayın, örgütü feshedin, tüm gruplar da silah bıraksın” diyor. Çağrı bu ve örgüte yönelik".

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un açıklamalarının satır başları;

Cemil Bayık'ın "Silah bırakmayız" mesajı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İmralı’nın terör örgütüne yönelik silah bırakma çağrısı hakkında açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, çağrıda herhangi bir şart bulunmadığını vurgulayarak, "Silah bırakılmazsa, terörle mücadele devam eder" dedi. Ayrıca, ateşkes talepleri konusunda Milli Savunma Bakanı’nın açıklamalarını hatırlatarak, devletin terörle mücadele konusunda kararlı olduğunu belirtti. Tunç, ülkenin terörden arındırılması için atılacak adımların sürecin sonucuna bağlı olduğunu ifade etti.

Bakan Tunç, geçen Cuma günü Van’da katıldığı iftar yemeğinden örnek vererek, halkın birlik ve beraberlik içinde bir arada yaşama isteğini dile getirdiğini söyledi. Tunç, "Eğer çağrının muhatabı olumlu yanıt verirse, Türkiye'de terör sona erer" diyerek, sürecin başarılı olmasının herkes için önemli olduğunu vurguladı.

Af tartışması

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, cezaevlerindeki düzenlemelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, kişiye özel bir düzenleme ya da iyileştirme yapılmadığını vurgularken, sürekli olarak mevzuatlarında iyileştirmeler yaptıklarını belirtti. Özellikle hasta hükümlülerin durumuyla ilgili cezaevinde ölüm riskine karşı duyulan endişelere dikkat çekti ve bu tür durumların insan haklarına aykırı olduğunu ifade etti.

Bakan Tunç, Covid izniyle ilgili düzenlemelere de açıklık getirdi. 2020 yılında Covid izni kapsamında açık cezaevine geçirilen hükümlüler için yapılan düzenlemeye değinen Tunç, bu kişilerin 31 Temmuz 2023'e kadar Covid izninden yararlandığını ve sonrasında ise koşullu salıverilmesine 5 yıldan az kalanların iznin devam ettiğini söyledi. Koşullu salıverilmesine 5 yıldan fazla kalanlar ise cezaevine geri dönmek durumunda kaldı.

Ayrıca, 31 Temmuz 2023'te cezaevinde olmayan ve cezası kesinleşmemiş kişilerin bu düzenlemeden yararlanamamasının da gündeme geldiğini belirten Tunç, bu konuda başvuruların yapıldığını ve talepler doğrultusunda bir düzenleme yapılabileceğini açıkladı. Ancak Bakan Tunç, mevcut durumda bir af gündeminin olmadığını ve “af geliyor” yorumlarının doğru olmadığını ifade etti.

Umut hakkı tartışması

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "umut hakkı" iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, bu tür bir düzenlemenin Türkiye'nin mevzuatında ve kanunlarında yer almadığını vurguladı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlülerinin koşullu salıverme süresinin 30 yıl, müebbet hapis cezası hükümlülerinin ise 24 yıl olduğunu belirtti. Bu süreler dolduğunda, hükümlüler cezaevinde iyi halli olmaları durumunda tahliye olabiliyor.

Tunç, ölüm cezasından çevrilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının koşullu salıvermesinin olmadığına dair ceza infaz kanununda özel bir hüküm bulunduğuna dikkat çekti. Bakan, şu anki odaklarının terörün sona erdirilmesi, terör örgütlerinin silah bırakması ve örgütün çözülmesi olduğunu söyledi.

Terör örgütü elebaşının yaptığı çağrıya ilişkin olarak Bakan Tunç, "Bu çağrının muhatabı devlet değil, örgüttür. Örgüt bu çağrıyı nasıl değerlendirecek, göreceğiz. Eğer değerlendirilirse, terör son bulur; değerlendirilmezse terörle mücadele devam eder" şeklinde açıklama yaptı. Ayrıca, diğer konularda şu an için herhangi bir çalışma yapılmadığını net bir şekilde ifade etti.

İmralı’da "Tecrit" iddiası

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İmralı'da uygulanan tecrit iddialarına yanıt verdi. Bakan Tunç, "İmralı’da bir tecrit söz konusu değil" diyerek, geçmişte sağlık durumu ve tecrit iddialarıyla ilgili yapılan açıklamaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Bu tür söylemlerin "dezenformasyon" olduğunu ifade eden Tunç, "Orada yanında başka mahkumlar da bulunuyor, sağlık durumu kötü değil" şeklinde açıklama yaptı.

Bakan Tunç, cezaevlerinde hükümlülerin koşullarının mevzuata uygun şekilde düzenlendiğini, hiçbir ayrım yapılmadığını ve yeme, içme, barınma gibi tüm şartların yasal çerçevede yürütüldüğünü belirtti.

4/4 mükerrir durumda olanlarla ilgili düzenleme

Bakan Tunç, "Bu konu cezaevlerinde mükerrir durumda olanlarla ilgili yani tekraren basit suç işleyenlerin cezaevinde koşullu salıvermeden yararlanıp yararlanamayacağıyla ilgili bir husus. Ceza infaz mevzuatımıza göre bir kişi, terör, cinsel suçlar, uyuşturucu suçu haricinde basit suçlar bakımından ilk kez suç işlediği zaman cezasının yarısını cezaevinde geçirirken koşullu salıverilmesine son 1 yıl kalan hükümlüler denetimli serbestlikten yararlanır.

İkinciyi işlemiş ise cezasının 2/3’ünü, üçüncüyü işlemişse cezasının tamamını yani 4/4’ünü cezaevinde geçirir. Burada bir terör suçlusu ya da uyuşturucu suçlusunun cezasını 3/4’lük bölümünü cezaevinde geçiriyorken basit suçlardan cezaevinde olanların cezalarını neden 4/4’ünü cezaevinde geçirdiklerine dair yakınmalar oluyor.

Cezaevinde bu durumda olanların cezalarının 3/4’ünü yatarak dışarı çıkma ümidiyle ıslah olmasının kolaylaşacağına dair çok sayıda başvuru yapılıyor. Bu konuda bir düzenleme yapılması hususu tabi ki milletvekillerimizin, yüce meclisimizin takdiridir." ifadelerini kullandı

"İmralı'da canlı bağlantı söz konusu değil"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İmralı'da tecrit uygulanmadığını vurgulayarak, "21 Mart'ta Nevruz dolayısıyla yeni bir çağrı olur mu?" sorusuna da yanıt verdi.

Bakan Tunç, hükümlülerin dışarıyla temasının Ceza İnfaz Mevzuatına bağlı olduğunu belirtti. Canlı video bağlantısı yapılmasının söz konusu olmadığını, ancak mektup gönderme talebinin değerlendirilabileceğini ifade etti. Ayrıca, hükümlülerin mektup yazabileceğini ve mektupların bu çağrının ruhuna uygun olması gerektiğini söyledi. Tunç, çağrı dışına taşan mesajların sürece zarar verebileceği konusunda uyarıda bulundu.

"Ekrem İmamoğlu’nun sözleri çirkin ve talihsiz"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın Cumhurbaşkanı'na yönelik sözlerini eleştirerek, bu ifadelerin çirkin ve talihsizlik olduğunu vurguladı. Bakan Tunç, belediye başkanının sürekli yargı tacizi algısı oluşturmaya çalıştığını belirtti. Yargılanan konuların, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine yönelik ifadeler ve Ordu Valisine yönelik açıklamaları olduğunu hatırlatarak, istinaf mahkemesinin karar verme süreci hakkında yapılan eleştirilerin de yanlış olduğunu ifade etti. Ayrıca, yargı mensuplarına yönelik tehditkar ve yakışıksız sözlerin kabul edilemez olduğunu belirtti. Bakan Tunç, savunma ve itiraz mekanizmalarının var olduğuna dikkat çekerek, mağduriyet algısı oluşturmanın doğru olmadığını söyledi.

Adalet hizmet sınıfının oluşturulması ile ilgili yasal düzenleme 

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, adaletin hızlandırılmasına yönelik çalışmaların sürdüğünü ve infaz koruma memurlarının da güvenlik hizmetleri sınıfına dahil edilmesi gerektiğini belirtti. Bakan Tunç, bu konuyu Yargı Reformu Strateji Belgesi'ne dahil ettiklerini ve Cumhurbaşkanı'nın kamuoyuyla paylaştığını ifade etti. Ayrıca, adalet hizmetleri sınıfının oluşturulmasıyla ilgili yasal düzenlemenin hazırlandığını ve önümüzdeki günlerde bu düzenlemenin hayata geçirileceğini açıkladı.

"Her yıl karar çıkan dosya sayısı 1 milyon arttı"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yargının hızlandırılması ve dava süreçlerindeki gecikmelerin önlenmesi amacıyla yürütülen çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu.

İstinaf mahkemelerinde yoğunlaşma yaşandığını belirten Tunç, iş hukuku, kira davaları ve boşanma davaları gibi dava türlerinde artış olduğunu söyleyerek, "Son bir yıl içerisinde yaklaşık 3 bine yakın yeni mahkeme açtık. İstinaf’ta 100’e yakın yeni daire kurulmasını sağladık." dedi

Geçen yıl 13 milyon 900 bin karar verildiğini ve devreden dosya sayısının 11 milyon olduğunu vurgulayan Tunç, hakim ve savcı sayısının arttığını ve bu sayede her yıl karar çıkan dosya sayısının 1 milyon arttığını kaydetti. Ayrıca, hakim ve savcıların daha güçlü yetişmesi amacıyla 3 yıllık Hakim Savcı Yardımcılığı Sistemi'ne geçildiğini ve hukuk mesleklerine giriş sınavının kaliteyi artırmayı hedeflediğini ifade etti. Tüm bu çalışmaların, yargının kalitesini artırıp hızlandırılmasına katkı sağlayacağına dikkat çekti.

 

 

 

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Gündem