Bakan Tunç: Denetimli serbestlikle ilgili bazı sınırlamalar getirilebilir

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bazı suçlarda ceza alt sınırlarının çok aşağıda olduğu yönünde bilim insanları, hukukçular ve uygulayıcıların görüşlerinin bulunduğunu belirterek, bu suç tipleriyle ilgili düzenlemeler yapılabileceğini, denetimli serbestlik uygulamalarında sınırlamalar getirilebileceğini söyledi.

AA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bakan Tunç: Denetimli serbestlikle ilgili bazı sınırlamalar getirilebilir

Tunç, Yalova Adalet Sarayı ek hizmet binasının açılış törenindeki konuşmasında, 22 yıldır hukuk mevzuatında çok önemli iyileştirmeler yaptıklarını, bunlardan bazılarının üzerinden 10 ila 20 yıl geçtiğini ifade etti.

Toplumun durağan olmadığını, ihtiyaçların geliştiğini belirten Tunç, "Yeni suç tipleri ortaya çıkıyor. İnternet, sosyal medya çağındayız. Dolayısıyla teknolojinin de gelişmesiyle insanların, milletimizin ihtiyaçlarının farklılaşması, ticaretin gelişmesi nedeniyle de bu kanunlarımızda yeni güncelleme ihtiyaçları doğdu." dedi.

Bakan Tunç, sırada 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Toplumun ihtiyacına cevap verecek çok sayıda düzenlemeyi hayata geçirmeyi inşallah önümüze hedef olarak koyacağız ve kısa, orta, uzun vadeli hedefler şeklinde yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla hayata geçirmenin gayreti içinde olacağız. Yargı Reformu Strateji Belgemizi hazırlarken 1,5 yıl içinde tüm hakim ve savcılarımız istinafıyla, ilk derecesiyle, Yargıtayıyla, her derecedeki mahkemesiyle uygulamadan kaynaklanan görüşleri aldık. 1,5 yıllık bir süre içinde bunları gerçekleştirdik. Önceki belgelerde tutturulamayan hedefler, yapılması gerekenler var, onları da dikkate aldık. Avukatlarımızdan, barolarımızdan, akademisyenlerimizden, hukuk fakültelerimizden ve hukuk alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarımızdan görüşler aldık. Vatandaşlarımız da 'yargıreformu.adalet.gov.tr' adresinden görüşlerini ifade edebiliyor. Şu anda 45 bin civarında farklı görüş ulaşmış durumda. Tüm bunları değerlendirdik, değerlendirmeye de devam ediyoruz. Son istişarelerimizi yaptıktan sonra hem kabine hem meclis grubumuza, Sayın Cumhurbaşkanı'mıza arz edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı'mız kamuoyuyla paylaşacak ve o belgede yer alan hedefleri de birer birer yerine getirmenin gayreti içinde olacağız."

"Kadına şiddet kırmızı çizgimiz"

Tunç, özellikle son günlerde tartışma konusu olan, toplumu huzursuz eden bazı suçlar bakımından özellikle "cezasızlık" algısının ortadan kaldırılmasına yönelik önemli çalışmalarının olacağını vurguladı.

Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ilk 3-6 aylık hedefleri arasında yer alacak bu düzenlemeleri süratle TBMM'nin gündemine taslaklar halinde milletvekillerinin takdirlerine sunacaklarını belirten Tunç, şunları ifade etti:

"Sürekli eleştiri konusu olan, bazı suçların ceza alt sınırlarının çok aşağıda olduğu yönünde bilim insanlarımızın, hukukçularımızın, uygulayıcılarımızın görüşleri var. O suç tipleriyle ilgili birtakım düzenlemeler yapılabilir, denetimli serbestlik uygulamalarıyla ilgili bazı sınırlamalar getirilebilir. Tüm bunları alternatifli olarak, koşullu salıverme süreleriyle ilgili özellikle çocuk istismarının önlenmesi, kadın cinayetlerinin en aza indirilmesi, yok edilmesi konusunda çok hassasız. Kadına şiddet kırmızı çizgimiz. Kadınlarımızı korumalıyız. Kadınlarımıza, çocuklarımıza yönelik her türlü kötülük, insanlığa, geleceğimize ihanettir. Çevresindeki tehlikelere karşı en korunmasız kişiler, çocuklarımız. Her birinin elinde cep telefonları ve o cep telefonlarıyla maalesef karşılarında kimliğini gizleyen suç şebekeleri. O nedenle siber suçlar bakımından da artık çok daha etkili, nasıl polisimiz devriye geziyor, fiziki olarak sokakların güvenliğini sağlıyorsa özellikle kimliğin gizlendiği, gizlenerek suçların işlendiği sanal dünyada devriyelerimizi daha da artırarak hukuk içinde onlarla da mücadele etmeliyiz.

O alandaki mücadele biraz kolay değil. Çünkü kimliğini gizleyerek, uluslararası sosyal medya şirketlerinin yargı kararlarını uygulama noktasındaki çekimserliği ve sorumsuzluğu da diyebiliriz ama biz o şirketlere de şunu söylüyoruz; 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir. Hukuk devletinin kurallarına vatandaşlarımız, şirketlerimiz uyuyorsa siz de bu ülkede hizmet veriyorsanız, bu ülkenin imkanlarıyla, bu ülkenin insanlarına hizmet veriyorsanız o zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hukuk kurallarına, kanunlarına da sizler uymak zorundasınız.' Suçun önlenmesi bakımından bize destek olan sosyal medya şirketleri yayınlarına devam eder. Basın, fikir ve düşünce özgürlüğünün alabildiğine yanındayız. Fikir özgürlüğü, basın özgürlüğü demek, o suç işleyenlere zemin hazırlamak demek, özgürlük kapsamında olmaz. Bu anlamdaki kararlılığımızı da hep beraber tüm kurum ve kuruluşlarımızla, yargımızla sürdüreceğimizi belirtmek istiyorum."

"Yargı mensupları yılda 12 milyon karar veriyor"

Bakan Tunç, demokratik, sivil, katılımcı bir anayasa yaparak millete olan borçlarını ödemeyi hedeflediklerini, TBMM 28. Dönemi'nde uzlaşma sağlanıp bir toplum sözleşmesi hüviyetinde, vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldırmış bir demokratik anayasayla yola devam etmek istediklerini belirtti.

Anayasada hem yapısal hem hak ve hürriyetler bakımından çok sayıda değişiklik yapıldığına dikkati çeken Tunç, "Tabii bu da anayasa maddeleri arasındaki yeknesaklığı da bozdu. O nedenle işte son zamanlarda çıkan tartışmalar, anayasanın maddelerini farklı yorumlayan yüksek yargı kurumlarımız. Bu tür tartışmaların gelecekte de olmaması için yeni, demokratik, sivil, maddeleriyle uyumlu ve temel hak özgürlükleri öne alan bir toplum sözleşmesini yapmak, milletimize olan borcumuzdur. İnşallah ülkemiz, bunu da başarır." ifadesini kullandı.

Yargı mensuplarının yılda 12 milyon karar verdiğini bildiren Tunç, şunları kaydetti:

"Bu 12 milyon kararın içinde eleştiri konusu olan kararlar da oluyor. Ağır eleştiriye maruz kalınan durumlar da oluyor ama eleştiri sınırını aşan, fedakarca çalışan 25 bin hakim ve savcımızı töhmet altında bırakan eleştirilere de şahit oluyoruz. Yargının hatalı kararları, kendi içinde düzeltilme imkanı var. İstinaf süreci bunun için var, 2016'dan beri. Ülkemizde hukuki denetimi, 3 dereceli sisteme çıkardık, 2 dereceyle yetinmedik. İlk derece, istinaf ve temyiz dedik. Bu süreç içinde itirazla, istinafla, temyizle hukuki denetime tabi olan kararların hemen daha ilk derecede verilen bir hatalı kararın ya da farklı yorumlanan bir kararın, sanki tüm yargı böyleymiş şeklindeki bir genellemenin de doğru olmadığını ifade etmek istiyorum."

"Adaleti ve devleti yıpratmaya yönelik çabalara müsaade etmeyeceğiz"

Hukuk dışına çıkan, hatalı kararın ötesinde farklı yorumlanabilecek kararlarla ilgili de Hakimler ve Savcılar Kurulunun denetim yetkisinin olduğunu anımsatan Tunç, "Bu anlamda gerekli denetimleri gerçekleştiriyorlar. O genellemelerden, karalamalardan, tabii bunların bir kısmı da maalesef kasıtlı. Bunların bir kısmı, özellikle adalet sistemine yönelik birtakım karalama çalışmaları gayreti içinde, basın yayın yoluyla yaparak özellikle devletin temeli olan adaleti ve devleti yıpratmaya yönelik çabalara da müsaade etmeyeceğimizi ifade etmek istiyorum." diye konuştu.

Adalet Bakanı Tunç, vatandaşların yargıdan memnuniyetini daha üst noktaya taşımak için gecikmeyen sistemin tesisini hep beraber gerçekleştireceklerini dile getirdi.

Arabuluculuk Daire Başkanlığına 2013'ten bu yana gelen yaklaşık 6 milyon dosyadan 4 milyonunun uzlaşmayla sonuçlandığını ifade eden Tunç, "Ceza hukukunda da yine alternatif usulleri geliştirmenin gayreti içinde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Milletimizin talepleri çok önemli bizler için." dedi.

Konuşmanın ardından dua edilerek binanın açılış kurdelesi kesildi. Tunç, daha sonra beraberindekilerle binadaki birimleri gezdi.

Öte yandan, Yalova Merkez Camisi'nde cuma namazını kılan Bakan Tunç, vefat eden Aydın Çuhadar ile Yüksel Tangürek'in cami bahçesinde kılınan cenaze namazlarına katıldı. Esnafla sohbet eden Tunç, Yalova Valisi Hülya Kaya'yı makamında ziyaret etti.

 

 

Gündem