Ayşe Ateş: Bu karanlık gücün konuşsam da konuşmasam da beni öldüreceğine ikna oldum
Silahlı saldırıda öldürülen Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, mahkemede ifade vermeden önce yaptığı açıklamada, tüm bildiklerini anlatacağını söyledi.
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in, Ankara’nın Çukurambar semtinde, 30 Aralık 2022’de tetikçi Eray Özyağcı tarafından öldürülmesine ilişkin açılan davanın dördüncü celsesi bugün görülecek.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşma öncesi Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, suikastın nasıl gerçekleştiğini bir kez daha anlattı. Sinan Ateş'in öldürülmeden önce tehdit edildiğini bildiren Ateş, ifade vermeden önce gazetecilere açıklama yaptı.
Ayşe Ateş "Saçma sapan zırvalarla bizi üç gündür oyalıyorlar. Bugün canilerin bize yaşattıklarını anlatacağım. Bildiğim hiçbir şeyin sır kalmasını istemiyorum, ölürsem de benimle gitmesini istemiyorum" dedi.
Ateş'in açıklaması şöyle:
Vicdanı bir kenara bırakıyorum. Göz ve akıl sahibi herkesin izlediğinde Sinan’ı kimin nasıl öldürdüğünü gördüğü kamera kaydı mevcutken biz bu zırvaları dinleyip durduk.
Peki, kamera kaydında ne var? İzlemeyenler için anlatmak hasıl oldu.
"O düşerken kiralık katil Selman’ı da vuruyor"
Kiralık katil, arabanın arkasından çıkıyor. Silahını Sinan’ın vücuduna doğrultup ateş ediyor. Sinan ne ayağından vurulan bir insanın refleksini veriyor ne de başka bir hamlede bulunabiliyor. Sadece bilinçsizce yere düşüyor. O düşerken kiralık katil Selman’ı da vuruyor.
Selman can havliyle kaçıyor. Kaçarken elinde ne silah var ne de başka bir şey. Kiralık katil devam ediyor. Öne doğru bir adım atıp düşmekte olan Sinan’a tekrar ateş ediyor. İlk ifadelerinde de beyan ettiği gibi: Sinan’ı etkisiz hâle getirip kaçırıyor. Selman geri döndüğünde Sinan’ın cansız bedeniyle karşılaşıp dizlerinin üstüne yıkılıyor.
"Sinan’ın bana anlattıklarını, anlatacağım"
Bugünkü duruşmada vereceğim ifadede sanıkların yaptığı gibi katillerden karton kahraman çıkarma hikâyelerini değil, Sinan hayattayken yaşadıklarımızı, Sinan’ın bana anlattıklarını, canilerin bize yaşattıklarını anlatacağım. Hem de hiçbir ismi pas geçmeden. Tıpkı ilk gün hastanede savcıya verdiğim ifadede yaptığım gibi.
O günden sonra yakın arkadaşlarım bana “Ayşe, bu isimleri söyleme. Seni de yaşatmazlar. Sen, Sinan’ın sana söylediği alt kademedeki isimleri ver. Diğerlerini devlet ortaya çıkarır” dediler.
"Konuşsam da konuşmasam da beni öldüreceğine ikna oldum"
Ölmekten, öldürülmekten, çocuklarımı bir de annesiz bırakmaktan korktum. Bugün ölümü göze almadım. Burada, sosyal medyada ve TV ekranlarında ortaya konulan tabloyu gördükten sonra yargıda, emniyette, medyada, sosyal medyada, yer altı dünyasında bu kadar güce sahip bu karanlığın konuşsam da konuşmasam da beni öldüreceğine ikna oldum. Bu yüzden bildiğim hiçbir şeyin sır kalmasını istemiyorum.
Müdafiler duruşmada bu siyasi cinayetin Pensilvanya’da kurgulandığını, senaryosunu da Mustafa Özcan isimli şahsın yazdığını iddia ettiler. İddiaya göre ben de onlara hizmet ediyormuşum. Bu; MHP ve Ülkü Ocaklarına karşı yapılan bir kumpas girişimiymiş.
MHP'ye yanıt
Böyle arsızlık, böyle kurnazlık tarih boyunca görülmemiştir.
Sinan Ateş’e ölmeden önce Ülkü Ocakları ve MHP yöneticileri tarafından sosyal medya üzerinden yöneltilen tehditler, edilen hakaretler, atılan iftiralar orada dururken, arkadaşları aynı odaklar tarafından saldırılara maruz kalmışken deliller de aynı merkezi işaret ederken kocamın katilini nerede arasaydım?
Sinan’ı CHP’liler mi tehdit etti, arkadaşlarına DEVA Partililer mi saldırdı, dostlarına İYİ Partililer mi elçi gönderdi, ofisinin önüne Zafer Partililer mi bir araba adam yolladı?
Şimdi müdafiler diyorlar ki senaryoyu Mustafa Özcan yazıyor. Yok Pensilvanya, yok bilmem ne! Bu ne cüret, bu ne aymazlık, bu ne kurnazlık?
"Güpegündüz işlenen bu siyasi cinayetin üzeri örtülürse..."
Hiç heveslenmesinler, hiç sevinmesinler. Cambaza bakmayacağımızı, katillerden gözümüzü ayırmayacağımızı da bilsinler. Buradan bütün siyasetçilere, sanatçılara, iş insanlarına, esnaflara, emeklilere, ev hanımlarına; bu aziz milletin her bir ferdine seslenmek istiyorum:
Gözünüzü bu davadan ayırmayın.
Çünkü Türkiye’nin göbeğinde güpegündüz işlenen bu siyasi cinayetin üzeri örtülür, bu dosya karartılırsa namlunun size, bir yakınınıza, çocuğunuza dönmemesi için ortada bir sebep kalmaz. Unutulmamalıdır ki Hesap sorulmayan her cürüm yeni zulümlere davetiye çıkarır. Cezasız kalan her suç, failini azgınlaştırır. Son olarak şunu da ifade etmek istiyorum:
Eğer bugün Sayın Başkan, ifademi böler, bunların duruşmayla ilgisi yok derse ifademi siz değerli basın mensupları önünde aziz milletimize seslenerek vereceğim."