Asgari ücret tespit süreci başlıyor
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, aralık ayı itibariyle çalışmalarına başlayacak. Peki, milyonlarca çalışanı ilgilendiren asgari ücretin belirlenmesi süreci nasıl işleyecek? Sendikalar hangi önerilerle masaya oturacak?
Mehmet KAYA/ANKARA
Son yıllarda ücretlerin asgari ücret ve asgari ücrete yakın seviyelerde toplanması, asgari ücreti her zamankinden daha geniş bir kitleyi ilgilendirir hale getirdi. Komisyon her zaman asgari ücreti belirlemekte zorlandı ancak bu dönem değerlendirilmesi gereken faktörlerin sayısı arttı. Hükümet, işveren ve işçi, her üç kesim asgari ücret için masaya oturduğunda 2025’in kamu toplu sözleşmelerini, metal işkolu toplu sözleşmelerini ve memurlara yönelik kamu toplu sözleşmelerini düşünmek zorunda kalacak. İşçi sendikalarının yıl içinde eylemlilik süreci başlatması, üstelik genel geçim koşulları nedeniyle üyelerin sendikalar ve konfederasyonlar üzerinde baskıyı artırması nedeniyle yönetilmesi zor bir süreç de yaşanıyor.
Genellikle 4 toplantı yapılan süreçte, en geç 31 Aralık günü itibariyle sonuca ulaşılması gerekiyor. Komisyon, ilk toplantısında ücret belirleme dışında gündeme alacağı konuları ve takvimi belirliyor ve genel olarak taraflar konuşmalarında pozisyon ve tavırlarını ortaya koyuyor. Komisyon, işveren kanadını temsilen TİSK, işçi kanadını temsilen TÜRK-İŞ ve hükümet kanadını temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı temsilcilerinden oluşuyor. Kararlar genellikle hükümet ile bir tarafın imzasıyla çıkıyor. TÜRK-İŞ, ilk kez geçen yıl komisyona resmi temsilci olarak 4 asgari ücretli işçi göndermişti. Bu dönem de çalışmalara yine halen işçi olarak çalışan kişileri gönderme niyetinde olduğunu TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay açıkladı.
Bu yıl yeni zorluklar gündemde
Asgari ücretin belirlenmesinde genellikle kamu tarafı ile işveren tarafının uzlaşması esas oluyor. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, asgari ücret belirlemede komisyon usulüne geçilmesinden bu yana işçi tarafının katılımıyla sadece 4 kez karar çıktığını vurgulamıştı. Bu yıl ise hem çalışma hayatı, hem de kamu maliyesi açısından önemli bir dönem olduğu için ilave zorluklar olacak. Üstelik, özel sektördeki en büyük toplu sözleşme de 2025 içinde başlayacak.
Kamu kurum ve kuruluşları ile KİT’lerde çalışan 700 binin üzerindeki işçinin toplu sözleşme görüşmeleri 2025’te yapılacak. Daha önce alınan karar gereği, tüm sözleşmelerin 1 Ocak 20205’ten başlatılması söz konusu. Dolayısıyla bu da önceki yıllara göre takvimi sıkılaştıracak. Bu sözleşmede taraflar işçi konfederasyonları ile her ne kadar bir kamu işveren sendikası olsa da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Ücretlerin bir kısmı doğrudan bütçeyi ilgilendiriyor. Ağırlıklı kısım ise KİT’lerde bulunuyor.
Tarafının doğrudan kamu olduğu ve bütçeyi ilgilendiren sözleşme ise memur statüsünde çalışanlar ve memur emeklileri için yapılacak 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri. Burada uzlaşma sağlanamazsa yasa gereği son kararın yüksek hakem kurulunda verilecek olması, grev bulunmaması kamunun eli biraz daha güçlendiriyor. Zira 2023 toplu sözleşmesi hakem kurulunda tamamlanmıştı.
Özel sektör tarafında ise metal işkolu grup toplu sözleşmesi bulunuyor. Bu sözleşme, hem Türkiye’nin en önemli işyerlerini kapsaması hem de diğer özel sektör sözleşmelerini etkileme potansiyeli bakımından önem taşıyor. Bu toplu sözleşme yaklaşık 150 bin işçiyi kapsıyor.
Asgari ücret artışı belirlenirken, bütün bu toplu sözleşmeler tarafların kafasının bir yerinde bulunacak. Çünkü, masaya oturan her sendika asgari ücret artışının altında kalmayı göze alamayacak. İşveren ve yine işveren olan hükümet de bu olguyu bildiği için süreci ona göre yönetecek.
Bu yıl işçi sendikaları vergiyi gündeme getirdi
Asgari Ücret Komisyonu, geçen yıl işçi ve işveren kanadının uzlaşmasıyla gelir vergisi sorununu asgari ücret komisyonunun gündem maddesi haline getirmişti. Hükümet kanadından da bu konuda çalışma yapılabileceği sözü alınmıştı. Ancak geçen dönem içinde tüm işçi konfederasyonları ücretlilerin gelir vergisi yükünün azaltılması için raporlar yayımlasa da geçen süreçte hükümet kanadından bu konuda hiçbir açıklama ya da adım gerçekleşmedi. Gelir Vergisine yönelik en önemli taleplerden biri tarife dilimlerinin ayarlanmasına yönelik. Gelir vergisi tarifesine ilişkin tebliğ genellikle 30 ya da 31 Aralık günü yayımlanıyor. Komisyon çalışmaları sürecinde bu konunun da pazarlıklar içine dahil edilmesi mümkün görünüyor.
Komisyon çalışmalarının sınırları bulunuyor
Kamuoyunda sıklıkla ücret seviyesine yönelik TÜFE temelli göstergeler gündeme taşınıyor. Komisyonun çalışma sınırları, aile değil işçi için ücret belirlemeyi, yine işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını “asgari düzeyde” karşılamasını tanımlar bölümünde duyuruyor. Ücret artışının belirlenmesinde ise dikkate alınacak unsurlar “ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumu, ücretliler geçinme indekslerini, bu indeksler yoksa geçinme indekslerini, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumunu ve geçim şartlarını göz önünde bulundurur” hükmü bulunuyor. Dolayısıyla komisyon çalışmalarında, siyasi tavır belirleyici nitelik taşıyor. Kamu, “ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik duruma” göre hareket serbestisini sıklıkla kullanıyor.