Arınç'tan Uçum ve Cübbeli Ahmet açıklaması: Bu çok acı bir olaydır, gayretkeşliktir!

TBMM eski Başkanı ve AK Parti'nin kurucularından Bülent Arınç, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaların Mehmet Uçum ve Cübbeli Ahmet'e mal edilmesine "Bu çok acı bir olaydır" diyerek tepki gösterdi. Arınç "Tüm bu ifadeleri bir kenara bırakarak Sayın Uçum’un ismiyle özdeşleşmiş bir polemik ortaya çıkarmak gayretkeşliktir.  Aynı şekilde cübbeli ve cübbesiz derken sadece Cübbeli Ahmet’i anlayarak diğerlerini göz ardı etmek de doğru değil." ifadelerini kullandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Arınç'tan Uçum ve Cübbeli Ahmet açıklaması: Bu çok acı bir olaydır, gayretkeşliktir!

Eski Meclis Başkanı ve AK Parti'nin kurucularından Bülent Arınç, "Demokrasiyi Yaşatmak ve Güçlendirmek" başlıklı panelde yaptığı konuşmadaki “Marksist” ve “daha sonra bir dönüşüm geçirdi” ifadelerinin Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'a atıf yapılarak tartışılmasını eleştirdi.

"Bu çok acı bir olaydır"

Arınç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "Bu çok acı bir olaydır ve maalesef bunun içerisinde bizim de geçmişte saygı duyduğumuz düşünceleriyle birlikte olduğumuz insanların belli menfaatler karşılığında, belli makam ve mevkiler karşılığında bugün başka yerlerde başka kılıçları savurduğunu acı ile görüyoruz" ifadelerini kullandı. 

Bülent Arınç'ın paylaşımı şöyle:   

 

"Dönüşümden ziyade savrulma"

Dün İstanbul’da Ekopolitik Düşünce Merkezi’nin tertiplediği “Demokrasiyi Yaşatmak ve Güçlendirmek” konulu panelin son konuşmacısıydım. Çok değerli panelistler ve birbirinden kıymetli katılımcılarla mükemmel bir toplantı oldu. Konuşmalar genelde yeni anayasa, terörle mücadelede gelinen nokta ve Sayın Bekir Ağırdır ile Taha Akyol’un ve diğerlerinin ortaklaşa paylaştıkları değerlerden uzaklaşmak, halktaki umutsuzluk, özellikle gençlerin yarına olan güvenlerini kaybetmeleri üzerineydi. Ben de bu konuda en son Beşir Atalay’ın yayınladığı bir saha araştırmasından da bahsederek değerler konusunda büyük bir erozyon olduğunu, bunun siyasete, ekonomiye ve toplumsal hayata da yansıdığını örneklerle ifade etmeye çalıştım.

"Uçum’un ismiyle özdeşleşmiş bir polemik ortaya çıkarmak gayretkeşliktir"

Konuşmamdaki “Marksist” ve “daha sonra bir dönüşüm geçirdi” vs. gibi söylemlerim, Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından birisiyle ilintili görülerek onun ismiyle televizyonlarda tartışıldığını gördüm. Benim konuşmamda “U” harfinden bile bahsetmediğime göre bunun ‘Uçum’ olarak anlaşılmasını eksik ve yanlış bulurum. Konuşmayı dinler veya takip ederseniz ben, bir çözülmeden, savrulmadan bahsediyorum. Geçmişte sosyalist olan, komünist olan, liberal olan, bizim mahallenin adamıyken hatta İslamcı olarak bilinen veya kendisini öyle tanımlayan birçok ismin özellikle son on yılda tamamen dönüştüklerine ve bunun iyi bir dönüşten ziyade savrulma olduğunu anlatmaya çalıştım. Fakat tüm bu ifadeleri bir kenara bırakarak Sayın Uçum’un ismiyle özdeşleşmiş bir polemik ortaya çıkarmak gayretkeşliktir.

"Geldiğimiz noktada payları büyük"

Ben maksadımı her zaman doğrudan ifade eden bir insanım. Burada bir savrulmanın bugün Türkiye’yi ne hale getirdiğini söylemek istiyorum. Bu çok acı bir olaydır ve maalesef bunun içerisinde bizim de geçmişte saygı duyduğumuz düşünceleriyle birlikte olduğumuz insanların belli menfaatler karşılığında, belli makam ve mevkiler karşılığında bugün başka yerlerde başka kılıçları savurduğunu acı ile görüyoruz. Bugünkü demokrasinin geldiği noktada maalesef onların da büyük bir payı olduğunu söylemek istiyorum ve bu sayı sadece bir kişiden ibaret olarak görülmemeli. O kişinin şahsından ziyade birçok düşünce adamının belli bir savrulma yaşadığını göstermek için bunu söyledim.

 

"Ahmetler, Fuatlar, Kurtuluşlar, Melihler"

 Aynı şekilde cübbeli ve cübbesiz derken sadece Cübbeli Ahmet’i anlayarak diğerlerini göz ardı etmek de doğru değil. Maalesef din adına ahkâm kesen veya maneviyatçı olduğunu ifade eden, bu işlerden uzak ve İslâm adına en büyük kötülüğü yapan türedi insanlar ortaya çıktı ki bunu sadece Cübbeli Ahmet’in şahsında görmek de mümkün değil. Bu çok önemli bir olaydır ve sadece şu kadar söyleyeyim bu savrulmalar o kadar çoğalmıştır ki bunu bir kişinin şahsı ile lütfen bağdaştırmayın ve ona bühtanda bulunmayın. Ben size söylüyorum; doğudan batıya kadar neden Ahmetler, neden Fuatlar, neden Kurtuluşlar, neden Melihler ve daha niceleri aklınıza gelmiyor da bunu tek bir kişinin şahsına endeksli hale getiriyorsunuz?

Değerli dostlar bu noktada Nasreddin Hoca’nın güzel bir fıkrası aklıma geliyor. Hocayı çok kızdırmışlar, çok üzmüşler. O da hiç yapmadığı bir şeyi yapmış ve sokakta bas bas bağırmaya başlamış. Vay vicdansızlar, vay ahlaksızlar, vay şunlar vay bunlar diye… Hoca’nın böyle bağırdığını duyanlar koşmuşlar pencerelerine, kapılarına. Herkes merakla Nasreddin Hoca’nın söylediğinin ne anlama geldiğini çözmeye çalışırken Hoca da kendi kendine söyleniyormuş. “Ya hu ne kadar da çoklarmış.” Bizimki de o hesap işte Hepinize saygılar sunuyorum.

haber-muhabir-obnz.jpg" alt="" width="1280" height="720" />

Arınç ne demişti?

Arınç'ın Ekopolitik Düşünce Merkezi’nin düzenlediği “Demokrasiyi Yaşatmak ve Güçlendirmek” konferansında yaptığı açıklamalar gündem olmuştu. 

"Cübbeli-cübbesiz palyaçoların ortalıkta endam ettiği bir dönemdeyiz"

Arınç "Türkiye’de adalet olmadığını herkes biliyor. Bir toplumsal çöküş var. İnançlarda da çöküş var. Müslümanlık anlayışında bile bir gerileme-yok olma var. İslam'a ait güzel örneklerin kaybolduğu, birtakım cübbeli-cübbesiz palyaçoların ortalıkta endam ettiği bir dönemdeyiz." demişti. 

"Devletten daha fazla devletçi, faşistten daha fazla faşist..."

Sözlerinin devamında Arınç "Çok sekülerleştik biz, sekülerleşmek kötü bir şey değil ama inançlı olmaktan, dindar olmaktan, ölçüsünü ona göre korumaktan sekülerleşmeye gidince birden,  iki yüz kilometre hızla giden arabanın sert bir virajda tepetaklak gitmesine döndük. Türkiye'de bunu başkaları da yaşıyor. Adam geçmişte marksist; komünist partisi ile ilişkisi var. Onların avukatlığını yapmış vesaire... Ama şimdi bakıyoruz devletten daha fazla devletçi, faşistten daha fazla faşist, bilmem neden daha fazla bilmem ne... Sen kimin yarisin yavrum, her yanın oynak? Nasıl döndün sen, nasıl fırıldak oldun böyle? Kimseyi eleştiremiyoruz. Çünkü 22 senedir biz varız. İlk 10 senesi altın dönemdi. Sonrası başka bir şey. Liberal demek özgürlükçü demektir. Liberalliğin de bir ahlakı vardır." ifadelerini kullanmıştı.

 

 

 

Gündem