AK Parti'den Özgür Özel'e Erdoğan tepkisi: Mutfakta Yassıada zihniyeti var

CHP'nin yeni lideri Özgür Özel'e tepki gösteren AK Partili Çelik, "Cumhurbaşkanımız tam bir demokratik meşruiyetle ve millet iradesiyle görevinin başındadır. CHP ise hala demokrasiyle kavga etmeyi sürdürmektedir. CHP’de koltukta kim oturursa otursun, mutfakta Yassıada zihniyeti var." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
AK Parti'den Özgür Özel'e Erdoğan tepkisi: Mutfakta Yassıada zihniyeti var
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 85. yılında Anıtkabir'de düzenlenen devlet töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özgür Özel ile tokalaştı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili sözlerinden dolayı tepki göstedi.

Çelik Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "CHP’de ne değişirse değişsin Yassıada zihniyeti değişmiyor. CHP’de yeni seçilen genel başkanın ilk işi Cumhurbaşkanımızın meşruiyetine saldırmak olmuş. Cumhurbaşkanımız tam bir demokratik meşruiyetle ve millet iradesiyle görevinin başındadır. CHP ise hala demokrasiyle kavga etmeyi sürdürmektedir. CHP’de koltukta kim oturursa otursun, mutfakta Yassıada zihniyeti var." ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın açıklaması

Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 16. Liderler Zirvesi'nin yapıldığı Özbekistan'dan dönüşünde uçakta gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.

Anayasa Mahkemesinin Can Atalay'la ilgili verdiği ihlal kararına karşın Yargıtay 3. Dairesinin aldığı kararın, ilk kez iki yüksek mahkemeyi karşı karşıya getirdiği, Yargıtayın Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmamasını ve Anayasa Mahkemesinin üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulunduğu hatırlatılarak, "Bu karar ve yüksek mahkemeler arasındaki bu gerilimle ilgili görüşünüzü merak ediyoruz." şeklindeki soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her şeyden önce Yargıtayın bir yüksek mahkeme olduğunu herhalde kimse inkar edemez. Anayasa Mahkemesi, bu noktada maalesef birçok yanlışları da arka arkaya yapar hale geldi. Bu da bizi ciddi manada üzmektedir." şeklinde konuştu.

Şu an itibarıyla Yargıtayın aldığı kararın asla bir kenara atılamayacağını söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Anayasa Mahkemesinin kararına karşı Yargıtay da şu anda demiştir ki: 'Sen yüksek mahkemeysen ben de yüksek mahkemeyim ve yüksek mahkeme olarak da şu anda sizinle ilgili bir yaptırımı ben de talep ediyorum.' Bu talebinin gereğini bekliyor ve bu talebine karşı bunun gereğini yerine getirecek olan merci neresiyse o merciden bu talebini istiyor. Bu, parlamentoysa parlamentodan istiyor. Şimdi Can Atalay'ı alın, koyun bir kenara. Bundan önce yine benzer şeyler maalesef oldu. Parlamentomuz bu konularda ağır hareket ediyor yani birçok terörist, parlamentoda dokunulmazlıkların kaldırılması süreci geciktiği için kaçtılar, yurt dışına çıktılar."

Bu konuların bu kadar ağır ele alınmaması gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çok seri kararla bu işlerin bitirilmesi lazım." dedi.

"Seri olarak bu adımlar atılmayınca ondan sonra bakıyorsunuz birisi Amerika'da, birisi Almanya'da, birisi Fransa'da meydana çıkıyor." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Ondan sonra da oralardan Türkiye'yi tehdit ediyorlar. Benim ülkem yurt dışına kaçmış sapıkların tehdidiyle karşı karşıya kalmamalı, kalamaz. Anayasa Mahkemesi de bu konuyla ilgili olarak Yargıtayın attığı bu adımı hafife de alamaz, almamalıdır. Eğer partimden bazı arkadaşlar da burada Yargıtayı yerip Anayasa Mahkemesine övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyorlar. Bizim 'Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz' anlayışıyla hareket etmemiz lazım. Buralarda kalkıp da birilerine şirin görünmenin anlamı yok. Son olarak şunu da vurgulamak isterim ki Anayasa yapma yetkisi Yüce Meclisimizindir ve bu yetkisini devredemez. Kimse de milletin iradesi ile oluşmuş Meclisin bu mutlak yetkisine el uzatamaz."

"Taraf değil 'hakem' konumundayız"

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 85. yılı dolayısıyla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen anma törenine katılan Erdoğan, konuyla ilgili yeni bir değerlendirme yaptı.

Erdoğan şunları söyledi:

"Elbette her kurum gibi, yargı kurumlarının da kararlar tartışılabilir. Türkiye'de yüksek mahkemeler dahil hiçbir organ, hiçbir kurum layüsel değildir, eleştirilemez değildir. Geçmişten beri bizim de Anayasa Mahkemesinden Yargıtay ve Danıştaya kadar, hemen her yargı merciinin katılmadığımız, eleştirdiğimiz kararları olmuştur ancak bu defa farklı bir sorunla karşı karşıyayız. Anayasa'nın 104'üncü maddesi, Cumhurbaşkanı olarak bize, yürütmenin başı olma yanında, 'Devlet Başkanı' sıfatıyla, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi de vermektedir. Dolayısıyla biz, bu tartışmada taraf değil 'hakem' konumundayız. Yürütmenin başı ve ülkenin en büyük siyasi partisinin genel başkanı olarak yaptığımız ve yapacağımız değerlendirmeler, bu konumumuzun gereğini yerine getirmemize asla mani değildir. Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri anayasadır, yasalardır ancak anlaşılan o ki mevcut anayasamız ve dolayısıyla ona göre şekillenen yasalarımız, bu konuda da yetersiz kalmaktadır."

Özgür Özel ne dedi?

Özgür Özel, Türkiye Barolar Birliği ve Ankara Barosu’nun Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasını protesto ettikleri Anayasa Mahkemesi önünde açıklama yaptı.

Özel, Anayasa Mahkemesi önünde, elinde Anayasa kitapçığı ile şunları söyledi:

“Bugün Türkiye, dünyadaki pek çok otoriter-popülist liderin yeltendiğinin daha fazlasına yeltenmeye çalışan bir tek adam rejiminin ülkeyi getirdiği noktayı tartışıyor. Türkiye çok güçlü bir ülke, anayasa geleneği çok güçlü olan bir ülke. Toplum sözleşmesi çok güçlü olan bir ülke. Toplum sözleşmesi çok güçlü olan bir ülke. Ancak AKP Türkiye’yi ‘anayasasızlaştırmaya’ çalışıyor.

Cumhurbaşkanı’nın dün uçakta kullandığı ve bugün sabah 10’a kadar ambargolu olan ifadeler, basına yansıyana kadar bu bir yargı kriziydi ve bu bir devlet kriziydi. Ama bugün sabah 10’da Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını duyduktan sonra; bunun Recep Tayyip Erdoğan eliyle anayasal düzenin ortadan kaldırılmaya çalışılması, adeta halkın iradesine karşı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bir kalkışma ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor.

Sebebi şu: Bu elimde tuttuğum Anayasayı değiştirebilmek için AKP’nin ve MHP’nin yeterli milletvekili yok. Bunu referanduma götürebilecek durumları da yok. Bu anayasayı ortadan kaldırabilmek, zaten ilk dört maddesi değiştirilemediği için mümkün değil. Ancak herhangi bir maddesini değiştirecek güçleri yokken, bu anayasanın bazı maddelerini yok sayıyorlar. Bu yok saymaya, ülkenin Cumhurbaşkanı yani yetkisini bu anayasadan alan Cumhurbaşkanı yol veriyor, omuz veriyor, destek veriyor.

"Sorun başka bir noktaya evrildi"

Sorun başka bir noktaya evrilmiştir. Şimdi, bu anayasayı tartışmaya açan Cumhurbaşkanı; Anayasanın, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının bağlayıcılığına yönelik maddesini yok sayan Cumhurbaşkanı, kendisinin görev, yetki ve sorumlulukları ile ilgili maddesini var saymaktadır. Bir başkası da gelir senin varlığını yok sayar.

Bu Anayasayı yok saymaya başlamak, esas Anayasa’dan en çok gücü ve yetkiyi alanın sorunudur. Esas tehdit onadır. Ama o burada Anayasanın arkasında duracağına, o burada Anayasa’daki hükümleri koruyacağına; Yargıtay ile birlikte Anayasanın bir hükmünü yok saymaya çalışmaktadır. Sen Anayasanın o hükmünü değiştirecek güçte değilsin. Millet bu yetkiyi vermedi. Sen bu yüzden darbecisin. Bu bir darbe girişimi. Bu anayasayı askıya alma girişimi. Türkiye’yi anayasasızlaştırma girişimine; Anayasa’dan en çok yetki, güç ve sorumluluk alan kişi yol veriyorsa, göz yumuyorsa, destek veriyorsa; kendi meşruiyetini ortadan kaldırıyor demektir.

Tayyip Erdoğan’ı uyarıyorum. Kendi meşruiyetini tartışmaya açma. Bir maddeyi sen saymazsan; biz de sana yetki, sorumluluk veren maddeyi yok sayarız. Millet sana oy verdi, bu anayasa sayesinde görev yapıyorsun; ama milletin Anayasası’nın ‘bir başka maddesi, benim için yoktur’ diyorsun. Senin yok hükmünde kabul edilmeni istemiyorsan, bu anayasaya sahip çık. Sahip çıkmazsan, sen de yok hükmündesin.”

 

 

Gündem