AK Parti sözcüsü Ömer Çelik: Özgür Özel’in şirketleri tehdit etmesi zorbalıktır
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Ekrem İmamoğlu’nın tutuklanmasının ardından başlayan gösterilere ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamalarına tepki gösterdi. Özel, boykot çağrısı yapan Özel’in şirketleri tehdit etmesini ‘zorbalık’ olarak değerlendirdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.
"Rümeysa Öztürk olayını yakından takip ediyoruz"
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Rümeysa Öztürk'e atfedilen suç Filistin'deki İsrail soykırımına karşı çıkmasıdır. Konuyu yakından takip ediyoruz. Uluslararası medya dilinde manipülasyon ortaya çıkıyor. Siyonistlerin kendi suçlarını örtbas etmek için kullandığı özdeşleşme bu.
Defalarca ifade ettik, antisemitizme de İslam düşmanlığına da karşıyız. Bu soykırım faaliyetlerine karşı olmanın insanlık değerlerini savunmakla eş anlama geliyor. Cumhurbaşkanımız bunu uzun yıllardır dünyanın çeşitli platformlarında net şekilde ifade ediyor. Ve bunu bütün paydaşları ile her ortamda paylaşıyor. Rümeysa örneğinde olduğu gibi soykırıma karşı çıkanları antisemitizmle suçlamak soykırımı örtbas etmektir
Özgür Özel'in boykot çağrısı
Özgür Özel'in konuşması bir siyasetçinin konuşması olarak adlandırılamayacak noktada. Biz kendisinin konuşmaları hedef gösterme, manipülasyon olarak başladığı andan itibaren uyarılarımızı yaptık. Sürekli bir yerlerden onay alma motivasyonu ile Cumhurbaşkanımıza partimize olan saldırılarının kurgusunu iyi biliyoruz. Bir genel başkanın kendisini böyle bir dar alana sıkıştırmasının ne manaya geldiği bilinmekte. CHP Genel Başkanı'nın bir vesayet altında olduğu net bir şekilde görülüyor. Bahsettiğim bu vesayet ve özgürleşememe durumu nedeniyle demokratik protestosunu da istismar ederek kendi kurultay gündeminin parçası haline getirmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanımıza dönük yalan siyasetinde de bunu net şekilde görüyoruz. Bütün gelişmeleri kendi kurultay süreçlerinin malzemesi yapmaya çalışıyor. Enerjisini AK Parti'mize ve cumhurbaşkanımıza yöneltmesi bir sonuç doğurmayacaktır. Biz defalarca rakipleri ile yarışmış ve sonucunu almış bir siyasi hareketiz.
CHP Kurultay süreci ve Özgür Özel'in açıklamaları
Bütün vatandaşlarımıza ifade etmek isterim ki bütün bu gündemin farklı şekillerde aktarılması bir şey ifade etmiyor. CHP'nin gündeminin, konularla ilgili zehirli dil kullanması kendi kurultay süreçlerini, parti içi kavgalarını yönetmekten ibarettir. Özgür Özel'in yapması gereken bu konuda açık şekilde konuşmaktır. Demokratik protesto haklarını da bu kurultayın parçası haline getirmemeliler. Özgür Özel'in dün de cumhurbaşkanımıza dönük zehirli dil kullandığını gördük. Bunu kınıyoruz. Özgür Özel'in cumhurbaşkanımıza kullandığı dik, cumhurbaşkanımız sandık ile gelmiş bir liderimizdir Türkiye Cumhuriyetinin başıdır. Cumhurbaşkanımıza dönük dili zehirlidir. Aynı dilin yarısını bile Suriye diktatörü Beşar Esad'a kullanmamıştır. Son derece yanlış bir dil ve üslup içinde konuşmaktadır. Seçilmiş cumhurbaşkanımıza karşı böylesi zehirli dil kullanıp bir diktatöre karşı nezaketli dil kullanan dil nasıl bir zihniyettir.
"Kriminal grupların bu kitlelere sızdığı konusunda uyardık"
Birçok yalan ve manipülasyon da ortaya çıktı. Demokratik protesto hakkını kullanan vatandaşımız kanunlara uygun şekilde bu haklarını kullandığı sürece buna saygı duyarız. Ama bunun dışında bir takım kriminal grupların bu kitlelere sızmaya başladığını ve buna karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade ettik. Sayın Özel bir siyasetçi dilinin dışına çıkınca artık kendi konuşmalarının doğurduğu sonuçları yönetemez hale geldi. CHP seçmeninden CHP yönetimine dönük eleştirileri görüyorsunuz. Bu kadar sokak çağrısı yapınca birileri de çıkıp buradan 'Taksim'e gidelim' dedi. Özgür Özel bu sefer meseleyi yönetmek için siyasi açıdan doğru olmayan yollara başvurdu. Bugün Taksim'e gitmek isteyenler 'Mit elemanıdır' dedi. Bu baştan aşağı bir yalandır. CHP'ye yurt dışında üye alırken teröristlerin sızmaması için MİT'ten yardım istemişti. Bugün de MİT'in oradaki eylemcileri Taksim'e yönlendirmeye çalıştığını söylüyor. Bu siyasi manipülasyonları bulunduğu makamın ağırlığını taşımaktan uzak yaklaşımlardır. Bugüne kadar hayat tarzlarına müdahale etmeyelim derken medya gruplarını, markaları hedef göstererek kutuplaşmanın kime ait olduğunu bir kere daha gösterdiler. Bizim geçmişte bazı çeşitli zamanlarda yaptığımız boykot çağrıları, işe örnek gösteriyorlar. İsrail boykot çağrısı var mesela, aslında bunun üzerinde konuşmaya değmez ama bununla kıyaslayanlar var. Bu boykot İsrail'in soykırımcılığı nedeniyledir. Bizim çağrısını yaptığımız boykot ile bunun mukayase edilmesi akıl dışı tutumdur. Bizim medya gruplarına dönük söylemlerimizde siyasi tartışma yok, tam tersi siyaseti yok etmek üzere askeri vesayet ve yargı vesayeti üzerinden siyaset kurumuna yapılan saldırılara karşı bir iradedir bu. Bazı medya grupları sivil siyaseti hedef alarak konuşuyordu ve demokrasiyi sakatlamaya dönük konuşuyordu ve biz de buna karşı irade geliştirmiştir.
Gelinen noktada CHP'nin genel başkanı İngiltere'den kendi tezlerine, CHP'ye yeterince destek bulamadıkları için kırgınlığını ifade ediyor. Tabii bu bütün milletimizin gözü önünde gerçekleşiyor. CHP köklü bir partidir. CHP Genel Başkanı başka ülkenin desteği olmadığı için kendisini terk edilmiş hissettiğini söylüyor. Bunu tüm milletimizin takdirine sunuyoruz.
"İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürünü provokasyon yapmakla suçluyorlar"
İstanbul Başsavcısı'nı İstanbul Valisi'ni ve emniyet müdürünü sürekli hedef alıyor. Bunları siyasi bir üslupla eleştirmek sonuna kadar haktır tabii ki. Bizde de yargı süreçleri ile ilgili eleştiriler olmuştur. Doğrudan savcıyı hedef alarak bu şekilde tehditlerle sürecin yürütülmeye çalışılması CHP açısından büyük bir yetersizliğin, siyasi üslubunun nasıl oluşturulacağına dair büyük yoksunluğun işareti olarak çıkmaktadır. Hakaret etmeden tehdit etmeden kendi derdini anlatamayan bir yapı var. Bunu kendi kendilerine beceremiyorlarsa Türkiye'de siyaset nasıl yapılır diye yapay zekâya sorsunlar, yapay saka onlara daha doğru bilgiler verecektir. İstanbul Valisi'ni ve emniyet müdürünü provokasyon yapmakla suçluyorlar. İkisi de başarılı devlet adamlarıdır. orada demokratik protesto hakkını kullananlarla şiddete başvuranlar arasında ayrım yapmaya özen göstermişlerdir. Orada vandallık yapan, üzerlerine asit atan, balta ile saldıranların şiddetinden öncelikle oradaki demokratik protesto hakkını kullanan vatandaşları sonra da bütün vatandaşlarımızı korumaya çalışmışlardır. Siz böyle konuşunca bir takım kriminal tipler oraya sızıp demokratik hakkını kullanan vatandaşlarımıza zarar verecek eylemler sergiliyor. Bunu emniyet güçlerimiz engelleyecektir ama siz onları hedef alıyorsunuz.
"Üniversitelilere söylüyorum çimlere oturup fikirlerinizi tartışın"
Bütün bu süreçte bizi üzen şey bir üniversitedeki karşıt görüşlü öğrenci kardeşlerimizin birbirine saldırmasıdır. Genç kardeşlerimize sesleniyor, hangi partiyi tutarsanız tutun, kendinizi etnik olarak nasıl adlandırırsanız adlandırın. Bir genç demokratik gösteri hakkını kullanmış, ben artık hiçbir şeyden yararlanamam diyor ve polisimiz de devlet sana bakar diyor. Karşıt fikirlerdeyiz diye birbirine saldıran üniversiteli kardeşlerimize söylüyorum çimlere oturup fikirlerinizi tartışın. Kimse kanunlara aykırı olmadığı sürece demokratik gösteri hakkını kullanabilir ama barbarlığa vandallığa geçit verilmez.
"Özel'e kalsa kimin nereden kahve içeceğini söyleyecek"
En son gelinen nokta CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, önündeki kitleye kitap satan, kahve satan markayı hedef göstermiştir. Özel'e kalsa kimin nereden kahve içeceğini söyleyecek. Boykot hakkınızı kullanmıyorsunuz, kullandığınız tehdit dili hedef göstermek oluyor. Kahve üzerinden ve kitap üzerinden nasıl bir tartışma oluşturdunuz. Kırmızı kart gösterme kabiliyetsizliğinizden daha kabiliyetsizlik ortaya çıktı.
"Gençlere sesleniyorum kesinlikle birbirinize yan bakmayın"
Bu derece zehirli bir dille tartışmak, demokratik süreçleri zehirlemek anlamına gelir. Herkes sağduyulu olsun. Gençlere sesleniyorum kesinlikle birbirinize yan bakmayın. Kitabınızı, kahvenizi alın konuşun. Yarın bu ülkeyi sizler yöneteceksiniz.
"Aile konuları siyasi mücadelenin konusu olmamalıdır"
Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsına ve ailesine yöneltilen galiz ifadeleri bir kez daha lanetliyoruz. Bunu yapanlar tespit edildi. Bu lanetli bir eylemdir. Haysiyetten ve şereften yoksun insanların yapacağı şeylerdir. Zehirli dile karşı AK Parti olarak gereken mücadeleyi her zeminde veririz. Kimse bu konuda sabrımızı test etmesin. Galiz ifade kullanılmamadır. Aile konuları siyasi mücadelenin konusu olmamalıdır. Annelere, eşlere ve çocuklara böyle laflar söyleyenler bizden değildir. Bu üslup kime ait olursa olsun reddediyoruz.
Bahçeli'nin sağlık durumu
Terörsüz Türkiye konusundaki irademiz devam ediyor. Beklenen safha terör örgütünün silah bırakıp kendini feshetmesi.
Bahçeli'ye bir kere daha şifa dileklerimizi iletiyoruz. Türkiye'nin meselelerine dönük olarak sağduyulu yaklaşımını saygıyla karşılıyoruz. Bahçeli'nin sağlığıyla ilgili spekülasyonlara itibar etmeyin. Tez zamanda görevinin başına döneceğini biliyoruz."
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.