Adalet Bakanı Tunç’tan, Can Atalay açıklaması

Gezi Davası kapsamında aldığı 18 yıl hapis cezası nedeniyle Silivri Cezaevi'nde bulunan Atalay'ın mazbatası, 25 Mayıs tarihinde alındı ve hemen ardından tahliyesi için Yargıtay'a başvuruda bulunuldu.

Avukatların yaptığı başvurunun ardından TİP Milletvekili Can Atalay tahliye edilmediği için, Atalay'ın "hukuksuz" şekilde cezaevinde tutulmasına bazı muhalif parti temsilcileri, barolar ve sivil toplum örgütleri tarafından tepki gösterildi.

Can Atalay'ın avukatı Deniz Özen, Anayasanın 83. maddesine göre Anayasa Mahkemesi'ne göre bir kişi milletvekili seçilirse, seçilmeden önce ya da sonra suç işlediği iddiasıyla sorgulanamayacağının, tutuklanamayacağının ve yargılanamayacağının altını çizdi.

Özen, "Dolayısıyla Can Atalay'ın milletvekilliği YSK tarafından ilan edildiği an itibariyle, yargılandığı davada derhal durma kararı verilmeli ve hemen tahliye edilmeli" dedi.

Anayasanın yasama dokunulmazlığını düzenleyen 83. maddesinde şu ifade yer alıyor:

"Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili, Meclis kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz...Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır."

Anayasada yer alan 14. Maddeye göre, "Hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz."

ADALET BAKANI: GEZİ DAVASI KAPSAM DIŞI

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Atalay'ın durumuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, yargı sürecinin devam ettiğini belirterek," TBMM Başkanlığı'na başvurular var. Bu başvurular neticesinde elbette ki o yargı süreci ile ilgili meclis başkanlığı gelen cevaplara göre hareket edecektir" dedi.

Tunç sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yargıtay'da görülen bir dava. Yargıtay'da şu anda hükümlü olarak dosyası devam ediyor. Hüküm verilmiş. Yargıtay'dan gelecek cevaba göre meclis başkanlığı hareket edecektir. Biliyorsunuz Gezi davası anayasal düzenle alakalı bir konu. Anayasa'nın 14. maddesindeki dokunulmazlık kapsamı dışında olan dosyalardan. Tabii ki bunun takdiri meclis başkanlığımızla Yargıtay arasındaki yazışma sonucu çıkacak hususlardır."

ADALET BAKANINA ÇAĞRI YAPILMIŞTI

Hukukçu, Özgür Urfa da "Adalet Bakanına açık mektup" başlıklı bir yazı yayınlamış ve özellikle cezaevinde bulunan Can Atalay'ın milletvekili seçilmesine rağmen serbest bırakılmamasını Anayasa ve kanunların tanınmaması olduğunu belirtmişti.

Urfa, "Şahsınızın yargıya müdahale ederek karar verilmesini sağlamanızı değil, bilakis yargıya yönelik siyasi telkin, tavsiye ve müdahalelere engel olma görevinizi yerine getirmenizi bekliyoruz! Önünüzdeki bu ilk sınavda Anayasayı, kanunları ve mahkeme kararlarını tanımamaya devam ederek hukuksuzlukların sürdürücüsü olma geleneğini devam ettirip ettirmemek ise sizin tercihiniz olacak" dedi ve son yirmi yılda pek çok hukuksuzluk yapıldığını vurgulamıştı.

TİP GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ'TAN TEPKİ

Hatay milletvekili Atalay'ın tahliye edilmemesini hukuk veya akıl yoluyla açıklanamayacak bir durum olduğunu söyleyen TİP Genel Başkanı Erkan Baş, "Bu tutum sadece Hatay halkının iradesinin gaspı anlamına geliyor, bu ülkede yaşayan tüm yurttaşların seçme ve seçilme hakkının engellenmesidir" dedi.

Konuyu tartışan herkes ilgili Anayasa maddesine atıfla çoktan serbest kalması gerektiğini söylediğini ve avukatların resmi başvuru yapmış olmasına rağmen hala tutukluluğun sürmesinin artık yeni suçlamalara konu olacak hale geldiğini belirten Baş, "Seçilmiş bir milletvekilinin görevini yapması engellenmektedir" dedi.

Baş, Reuters'a yaptığı açıklamada, "Can Atalay hakkında derhal tahliye kararı verilmelidir, tahliye kararı verilmemesi açıkça Anayasa’nın ihlal edilmesidir" diye konuştu.