Abdurrahman Yıldırım: Hazine’nin borçlanarak likidite çekmesi zor yol

Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım, Ekonomi Masası’nda Bakan Mehmet Şimşek’in “Merkez Bankasına destek için gerekirse borçlanarak likidite çekeriz” açıklamasını değerlendirdi. Bunu uygulamanın zor olduğunu ifade eden Yıldırım, “Hazine’nin, Merkez Bankası'na desteği aslında mali sıkılaştırmaya giderek yapması bence en kestirme, en net sonuç getiren adım olur” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Abdurrahman Yıldırım: Hazine’nin borçlanarak likidite çekmesi zor yol

İLHAN DUMAN

Nasıl Bir Ekonomi TV’nin Ekonomi Masası programının bugünkü konukları İnfo Yatırım Stratejisti Çağlar Toros ve Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım oldu. EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve gazeteci Berfin Çipa’nın sorularını yanıtlayan konuklar, borsayı ve ekonomiyi değerlendirdi.

Çağlar Toros, borsada BİST 100 Endeksi’ndeki gerilemenin kâr realizsayonlarının bir sonucu olduğunu ifade ederek, “Borsa İstanbul tarafında yıl sonu itibariyle rekor seviyeler bekleniyorsa bazı zamanlarda kâr realizasyonlarının gelmesi aslında çok normal. Borsa İstanbul’un daha sağlam adımlarla yukarı yönde gidebilmesi için bu denli sağlıklı realizasyonların olması gerektiği kanaatindeyim” dedi.

Abdurrahman Yıldırım da yarın açıklanacak ilk çeyrek büyüme rakamlarında, beklentisinin yüzde 7 civarında olduğunu belirterek, “Çünkü Türkiye yerel seçim öncesinde iyice açıldı. Otomobil satışları rekor kırdı. Beyaz eşya satışları tam gaz ilerledi. Gıda tüketimi azalmadı. Dolayısıyla perakende satışlar gayet iyi. Kredi kartıyla yapılan harcamalar rekorda. Bütün bunlara bakınca ben özellikle yurtiçi tüketim artışıyla beraber büyümenin yüksek seyrinin korunduğunu düşünüyorum” diye konuştu. Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Merkez Bankasına destek için gerekirse borçlanarak likidite çekeriz” açıklamasını değerlendiren Yıldırım, bunu uygulamanın zor olduğunu ifade etti. Yıldırım, “Hazine’nin, Merkez Bankası'na desteği aslında mali sıkılaştırmaya giderek yapması bence en kestirme, en net sonuç getiren adım olur” dedi.

İNFO YATIRIM STRATEJİSTİ ÇAĞLAR TOROS:

Kâr realizasyonlarını sağlıklı buluyorum

Geçtiğimiz haftalarda 11.100’lere kadar çıkan bir BİST 100 endeksi vardı. O yüzden buradan kâr realizasyonlarını biraz sağlıklı buluyorum. Yani buradaki geri çekilmenin nedeninin kâr realizasyonu olduğu söylenebilir. Jeopolitik gerginlikler bu hafta itibariyle çok fazla artmaya başladı. Tabii ki de bunun global piyasalarda baskısı olduğu gibi yurt içi tarafa da bir baskısı oldu ama aslında bizdeki geri çekilmenin sebebi bence tamamıyla kâr realizasyonları. Dünkü satışın sebeplerinden bir tanesi ise hayatımıza yeni giren “çarşamba satışları” oldu. Çünkü T 2 bakiyesinin düzeltilmesi amacıyla yapılan satışların etkileri biraz da gün sonuna doğru panik satışlarını beraberinde getiriyor. Halka arzlara olan ilgiyle birlikte son talep toplama gününün cuma gününe denk gelmesi, yatırımcıların da bakiye düzenlemelerini aslında gerektiriyor. Tüm bunlar birleştiğinde de Borsa İstanbul tarafındaki baskı kaçınılmaz oluyor. Şunu söyleyebilirim, Borsa İstanbul tarafında yıl sonu itibariyle rekor seviyeler bekleniyorsa bazı zamanlarda kâr realizasyonlarının gelmesi aslında çok normal. Borsa İstanbul’un daha sağlam adımlarla yukarı yönde gidebilmesi için bu denli sağlıklı realizasyonların olması gerektiği kanaatindeyim.

10.450 seviyesinin üstünde kaldığımız sürece hava olumlu

10.450 seviyesinin üstünde kaldığımız sürece Borsa İstanbul tarafında olumsuz havanın olacağını çok fazla düşünmüyorum. Bu seviyenin üstünde kalmaya devam edersek kısa vadeli olarak Borsa İstanbul tarafında 11.000’li seviyeler tekrar hedef haline gelebilir. Geri çekilmelerde de 10.000 seviyesini takip edeceğiz. Bilanço dönemindeyiz. Bilanço döneminde biraz daha beklentilerin alındığı, gerçekleşmelerini satıldığı günler yaşanır. Bunun da aslında realizasyonlarını bence fazlasıyla görüyoruz. Yabancı yatırımcıların da ilgisi de göz önüne alındığında orta vadede Borsa İstanbul tarafındaki yukarı yönlü olumlu havanın korunacağını düşünüyorum. Ama kısa vadede kâr realizasyonları ve bakiye düzenlemeleri Borsa İstanbul tarafında kısmi baskı yaratabilir. Yatırımcı algısı da biraz fazla değişti. Ana tahtalar giderken yan tahtaların gitmemesi, yatırımcıların hisse senetlerini alması konusunda ellerinin geri çekilmesine sebebiyet veriyor. T 2 bakiye düzenlemelerinden bahsettim. Borsa İstanbul tarafı yukarı yönlü giderken kredi kullanımlarında maliyetler bence göz ardı ediliyordu ama geri çekilmelerde ister istemez maliyetler artıyor ve kredi temerrüt faizi ödenmek zorunda kalınıyor. Bu da biraz daha yükü artırdığından satış baskısı borsaya yansıtıyor. Tabii ki hayatın da bir gerçeği var. Yukarı yönlü giderken kimse sorgulamıyor. Ama aşağı yönde giderken “neden aşağı doğru geliyorum” deniyor. O yüzden bu süreç içerisinde kısa vadeli geri çekilmeleri ben biraz daha realizasyonu olarak nitelendiriyorum.

HABERTÜRK YAZARI ABDURRAHMAN YILDIRIM

Bu yılı da geçen seneki büyüme oranıyla kapatabiliriz

İlk çeyrek için yüzde 7 civarında büyüme bekliyorum. Çünkü Türkiye yerel seçim öncesinde iyice açıldı. Otomobil satışları rekor kırdı. Beyaz eşya satışları tam gaz ilerledi. Gıda tüketimi azalmadı. Dolayısıyla perakende satışlar gayet iyi. Kredi kartıyla yapılan harcamalar rekorda. Bütün bunlara bakınca ben özellikle yurtiçi tüketim artışıyla beraber büyümenin yüksek seyrinin korunduğunu düşünüyorum. Geçen seneki yurtiçi tüketim büyümesi çift haneli rakamlardaydı. Yüzde 10’un üzerindeydi. Yani onun çok az altına inmiş olduğunu da düşünmüyorum açıkçası. Çünkü aynı hızla devam ediyor. Biraz konut satışlarında azalma var. Onun dışında herhangi bir düşüş yok talepte dolayısıyla. Yurtiçi tüketimin etkisiyle beraber büyümenin geçen senenin devamı şeklinde olabileceğini tahmin ediyorum. O da çeyreklik bazda yüksek bir büyüme ama ikinci çeyrekte sürüyor mu bu? Önemli ölçüde sürüyor bence. Belki yılın ikinci yarısına kısmen bir yavaşlama olabilir ama IMF’nin, OECD’nin, bazı ekonomistlerin beklediği yüzde 3’ler düzeyindeki büyümeyi Türkiye bu sene göremez. Geçen seneki büyüme civarında, yüzde 4,4’e yakın bir rakamla bu yılı kapatabiliriz.

Enflasyonda yüzde 40’ı eylülde görürüz, yılsonu için şüphem var

Öte yandan Fitch’in yıl sonu için yüzde 40 enflasyon beklentisi biraz iddialı. Bu konuda piyasaların beklentisi olan yüzde 45’ler düzeyi ya da beklenti kanalının üst düzeyi daha gerçekçi. Yani bir yandan büyüme yüksek çıkacak, bir yandan enflasyon son derece düşük olacak. Böyle bir beklenti içinde değilim. Yani büyüme yüksek. Talep kanalı hâlâ canlı olmaya devam ediyor. Bu yönüyle de fiyatlardaki artış hızının kırılması biraz zaman alacak, zor olacak. Belki bu konuda ekonomi yönetiminin temel güvencesi döviz kuru olacak. Döviz kurunun yatay seyretmesi ya da TL’nin değerlenmesi, özellikle ithal fiyatlarını ucuzlatma ya da artırmama yoluyla maliyetleri düşürme ve oradan enflasyona etki yapma şeklinde gerçekleşecek. Bunun böyle olması gayet normaldir zaten. İthalatın milli gelir içindeki payı da yaklaşık 3’te 1. Gayet yüksek. Hem tarım kesimi hem sanayi kesiminde ithal girdi kullanımı yaklaşık yüzde 45. Gayet yüksek. Dolayısıyla siz yüzde 45’lik bir girdinin fiyatını yıl boyunca değiştirmiyorsanız; bunun enflasyonu düşürücü yönde katkısı olmasını beklersiniz. Bir de tabii bazı etkisi nedeniyle düşecek olan bir rakamdan da söz ediyoruz. Dolayısıyla yüzde 40’ları eylül itibariyle görürüz.  Ama yıl sonu itibariyle yüzde 40 olur mu? Şüphem var.

Mali sıkılaştırmada siyasi otoritenin niyeti konusunda kuşkum var

Kamuda tasarruf önlemlerinin ilk paketi açıklandı. Geleceği söylenen diğer paketler şimdilik açıklanmadı. Açıklanınca neler getireceğini göreceğiz. Bir de dün Sayın Bakan Mehmet Şimşek, İstanbul'daki konuşmasında, Hazine’nin fazla likiditeyi geri çekmek için gerekirse ihtiyacından fazla boşanacağını açıkladı. Hazine’nin nakdi olacak demektir bu. Ama harcamaya dönmeyecek. Kendisi gayet yüksek bir baskı altında kalabilir tabii bu durumda. İnsanlar ya da şirketler diyecek ki. “Paraları aldın. Yığdın kasanın önüne. Bize vermiyorsun.” Yani bunun uygulaması zordur. İnşallah yapılabilir. Yani o konuda kararlılığını görürsek hakikaten enflasyonla mücadeleye destek vermiş olur. Hazine’nin, Merkez Bankası'na desteği aslında mali sıkılaştırmaya giderek yapması bence en kestirme, en net sonuç getiren adım olur. Bunu henüz göremedik. Siyasi otoritenin bu işe ne kadar yanaşacağını da bence göreceğiz. Yani niyet gevşek olabilir. Böyle bir kuşkum benim de var. En azından ekonomi yönetimi çok kararlı olsa da sayın Cumhurbaşkanı yaz ortasında emekli maaşı ve asgari ücrete zammı gerekçe göstererek yeni bir ayarlama yapar ise bu konudaki beklentiler de boşa çıkar.

Gündem