'50 bin dolar bozduranlardan vekalet ücreti almayacağım' demişti: Avukata reklam cezası hak ihlali sayılmadı

50 bin dolar bozdurup dekontunu getirenlerden vekalet ücreti almayacağını paylaşım yaparak duyuran avukata uyarı cezası verilmesi nedeniyle yapılan bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi tarafından reddedildi. Kararın gerekçesinde, avukatlık mesleğinin adaletin tecellisindeki rolü hatırlatılan AYM'nin kararında, bazı kısıtlamalara tabi tutulmasının hukuka uygun olduğu, bu kısıtlamalardan birinin de reklam yasağı olduğu ifade edildi.

AA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
'50 bin dolar bozduranlardan vekalet ücreti almayacağım' demişti: Avukata reklam cezası hak ihlali sayılmadı

Anayasa Mahkemesi (AYM), sosyal medya paylaşımı nedeniyle reklam yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle uyarı cezasına çarptırılan avukatın başvurusunda hak ihlali yapılmadığına hükmetti.

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, İzmir Barosuna kayıtlı bir avukat, sosyal medya hesabından, "50 bin dolar bozdurup dekontunu ibraz eden herkesin davaları, hukuki işlemlerinden varsa vekalet ücreti almayacağız. Yabancı müvekkillerimizden alacağımız vekalet ücretlerini Türk lirası üzerinden alma kararı aldık. E. Hukuk Bürosu." şeklinde paylaşım yaptı.

Paylaşım nedeniyle disiplin soruşturması başlatan İzmir Barosu, avukatların rakip değil yargının kurucu unsuru olduklarını belirterek, söz konusu paylaşımın mesleki kurallarla bağdaşmadığı, avukatlar arasında haksız rekabet oluşturduğu ve reklam yasağına aykırılık oluşturduğunu gerekçesiyle avukata uyarı cezası verdi.

Ceza kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi üzerine avukat, hak ihlali iddiasıyla AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.

Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkının ihlal edilmediğine karar verdi.

Kararın gerekçesinden

AYM'nin kararında, avukatların savunma görevini üstlenmeleri ve adaletin gerçekleşmesine katkıları gereği kimi kısıtlamalara bağlı tutulmalarının haklı nedenlerinin bulunduğu bildirildi.

Avukatların, mesleklerinin gereklerini özenle yerine getirmeleri gerektiği ve mesleklerinden ayrı düşünülemeyecek "saygı ile güveni koruyup güçlendirmeleri gerektiği" ifade edilen kararda, "Avukatlara toplumda güven duyulması hayati önem arz etmektedir. Bu güvenin zedelenmemesi için de diğer yükümlülüklerinin yanı sıra reklam yasağı yükümlülüğü de getirilmiştir." değerlendirmesine yer verildi.

İfade özgürlüğü hakkının Anayasa'da güvence altına alındığı, bu hakka müdahalenin ancak "zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı olması" halinde mümkün olacağı kaydedilen kararda, idari makamlarca "reklam yasağı ihlali nedeniyle" uyarı cezası verildiği anımsatıldı.

İdari makamlarca, başvurucu avukatın paylaşımda kullandığı ifadelerin "ticari bir amaçla potansiyel müvekkillere ulaşma gayesi güden ve bir nevi kampanya içeren sözler" kapsamında değerlendirildiği belirtilen kararda, uygulanan yaptırımın hukuka uygun olduğu belirtildi.

Yüksek Mahkemenin kararında, "Başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin zorunlu sosyal bir ihtiyacı karşıladığı ve orantılı olduğu anlaşıldığından demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar verilmiştir." ifadeleri yer aldı.

 

 

Gündem