17 Ağustos'tan 25 yıl sonra İstanbul depreme ne kadar hazır?

17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi üzerinden tam 25 yıl geçti. 25 yıl önce de İstanbul’u uyaran deprem uzmanları, bölgede en az 7 büyüklüğünde yeni bir depreme hazır olunması yönünde uyarılarını sürdürüyor. Peki, Türkiye’nin en kalabalık şehri, metropol İstanbul, 25 yılda depreme ne kadar hazırlandı?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
17 Ağustos'tan 25 yıl sonra İstanbul depreme ne kadar hazır?

17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin üzerinden tam 25 yıl geçti. Kocaeli'nin Gölcük ilçesinin merkez üssü olduğu, 7,4 büyüklüğündeki 45 saniye süren depremde resmi verilere göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti.

43 bin 953 kişinin yaralandığı depremde, yaklaşık 200 bin kişi evsiz kaldı, 66 bin 441 konut ve 19 bin 901 iş yeri yıkıldı. Deprem, İzmit merkezli olmak üzere Kocaeli, Sakarya, Yalova ve İstanbul dahil geniş bir bölgede etkili olurken, daha geniş bir bölgede de hissedildi.

Depremde İstanbul'da 454 kişi hayatını kaybederken, 1.880 kişi yaralandı. Avcılar’da 27 bina yıkılırken, İstanbul genelinde 41 bine yakın yapıda hasar oluştu.

Ekonomi derinden sarsıldı

DW Türkçe'den Ece Çelik haberine göre, Türkiye'nin en önemli sanayi merkezlerinden olan Marmara Bölgesi’nde etkili olan deprem, ülke ekonomisine darbe vurdu.

Gölcük depreminin Türkiye ekonomisine etkisini, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından 17 milyar dolar olarak belirlenirken, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) 15-19 milyar dolar, Dünya Bankası da 12-17 milyar dolar olarak hesapladı. TÜSİAD raporuna göre, deprem Türkiye'nin 1999 yılı GSYH’sinin yüzde 9'u, DPT'ye göre 8 ila 10'u, Dünya Bankası'na göre de 6,3 ila 9'u oranında bir kayba sebep oldu.  (Anlaşılır olması için; 11 ilde etkili olan 6 Şubat 2023 depremlerinin Türkonfed verilerine göre maddi hasarı, Türkiye GSYH’sinin yaklaşık yüzde 10,3’ü oldu.)

1999 yılındaki maddi hasar 2001 krizinin de temel taşlarını oluşturdu.

6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli iki depremde 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti. 1999'dan beri zaten gündeminde olan deprem endişeleri daha da artırdı.

1999 depreminden bu yana bilim insanları Türkiye'nin her an gerçekleşebilecek en az 7 büyüklüğünde bir İstanbul’da ve büyük illerde etkili olacak Marmara depremine hazır olması gerektiğini söyleyerek uyarıyor.

İstanbul depreme ne kadar hazır?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Murat Yün, İBB olarak yaptıkları çalışmalarda yaklaşık 200 bin yapının olası bir İstanbul depreminde yıkılacak ya da ağır hasar alacak nitelikte olduğunun tespit edildiğin söyledi. Bu yapılarda 1 milyon 200 bin hane ya da iş yeri bulunurken, yaklaşık 3 milyon kişi barınıyor.

Yün, 12 sene önce yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanuna rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın riskli ilan ettiği bina sayısının yalnızca yüzde 10'unun dönüştüğünü belirtti.

İBB’nin depreme yönelik hazırlık çalışmalarını, altyapı, üstyapı, ulaşım ve lojistik, deprem anı ve sonrası olarak dört ana başlıkta topladıklarını belirten Yün, şimdiye kadar 65 projeyi tamamladıklarını, 92 projenin devam ettiğini, 61 projenin de hazırlıklarının tamamlandığını ifade etti.

Son 5 yılda "Kentsel Dönüşüm" ve "İstanbul Yenileniyor" projeleri kapsamında 33 bin 826 birimin projelendiğini anlatan Yün, 6 bin 420 birimin inşaatının tamamlandığını, 6 bin199'unun inşaatının devam ettiğini belirtti.

Binaların yarısı yüksek ve çok yüksek riskli 

Yün, 6 Şubat 2023 depremleri sonrasında kendilerine gelen bina inceleme taleplerinin günlük 22 bin başvuruya kadar ulaştığını söylerken, 2020 yılından bu yana var olan çalışmada şimdiye kadar 113 bin binanın ziyaret edildiğini, 35 bin binada da tarama yapıldığını belirtti.

İnceledikleri binaların yarısının yüksek ve çok yüksek riskli binalar olduğunu belirten Yün, 78 bin binanın inceleme yapılmasına izin vermediğini de belirtti.

Yün, insanların önce deprem korkusuyla başvurduklarını ancak ardından ekonomik kaygılarla vazgeçtiklerine işaret ederken, zorlu ekonomik koşulların insanları kentsel dönüşüme motive etmediği için destek paketleri oluşturduklarını hatırlattı.

İBB Meclisi tarafından onaylanan yardım paketinde, kentsel dönüşüme girecek binalarda ikamet eden ev sahiplerine 18 ay boyunca 7 bin TL, emeklilere 9 bin TL, maliki olduğu binalarda ikamet etmeyen ev sahiplerine 18 ay boyunca 4 bin 500 TL, bu binalarda ikamet eden kiracılara ise 12 ay boyunca 7 bin TL, emekli ise 9 bin TL kira yardımı yapılması öngörülüyor.

"Yaşanan depremlerden ders alındığını sanmıyorum"

Jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür'e göre çalışmalar yeterli değil. İstanbul'da her an bir deprem olma olasılığının yüzde 47 olduğunu ifade eden Görür, 30 yıldır deprem gerçekliği bilinmesine rağmen yeterli ve kapsamlı çalışma yapılmadığını belirtiyor.

Görür, Türkiye'nin yüzde 95'inin deprem bölgesi olduğunu hatırlatırken, "Ben yaşanan depremlerden ders alındığını sanmıyorum. Belli çalışmalar yapılıyor ancak yürütülen faaliyetlerin sonucuna baktığımızda İstanbul depreme hazır bir şehir olmaktan çok uzak. Valilik resmi binaları güçlendiriyor, İBB binaları yenilemek için çalışma yapıyor, ancak İstanbul'u deprem dirençli bir kent yapmak büyük bir plan gerekiyor" dedi.

Çalışmaların ancak iş birliği ile mümkün olduğunu vurgulayan Görür’e göre, halkın eğitilmesi, altyapının elden geçirilmesi, ekosistemi, çevreyi ve ekonomiyi dikkate alarak gerekli yatırımların yapılması ile deprem dirençli bir kente ulaşılabilecek. Görür, "Merkezi yönetim, yerel yönetim ve halk bir araya gelerek birbirini destekleyerek bir yerlere varabiliriz. Hele şimdiki gibi merkezi yönetim ve yerel yönetimin birlik olmadığı bir atmosferde hiçbir sonuca ulaşamazsınız" diye de uyarıyor.

"Marmara'daki deprem tüm dünyayı etkileyecek stratejik bir noktada olacak"

Jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Şükrü Ersoy, 1999 depreminden bu yana geçen 25 yılda İstanbul için önemli adımlar atılmadığını ve büyük bir zaman kaybı yaşandığını vurguluyor. Kentsel dönüşümün önündeki hukuksal ve finansal engellerin çok geç aşıldığını ifade eden Ersoy, beklenen depremin geçmiştekinden çok daha yıkıcı olmasından da endişe ettiğini belirtiyor.

Deprem öngörüleri için Ersoy, "Biz eski depremlere ve onun yıkıcılığına bakıyoruz. Ancak eski zamanlarda nüfus şimdiden çok daha az. Şu anda İstanbul'da yapı stoğu çok yoğun. İstanbul dünya üzerindeki önemli bir geçiş ve tedarik köprüsü. Marmara'daki deprem tüm dünyayı etkileyecek stratejik bir noktada olacak. 25 yıldır depreme hazır olmamamız inanılmaz bir durum. Deprem afeti Türkiye için bir milli güvenlik sorunudur, herkesin çözümün parçası olması gerekiyor” dedi.

Tüm kurumların dahil olduğu büyük planlı bir çalışma başlatılsa bile ancak 5-10 yıl içerisinde İstanbul'un depreme hazır olabileceğini söyleyen Ersoy, "Topyekûn bir seferberlik başlatılması gerekiyor. Umarım depreme bu süreçte yakalanmayız" derken, İstanbul nüfusunun da çok fazla olduğunun altını çizerek, en az 5 milyon nüfusun doğru planlamayla Anadolu'ya kaydırılması gerektiği görüşünü de savunuyor.

"İstanbul nüfusu kontrolsüz bir şekilde büyümeye devam ediyor" 

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şube Başkanı Sinem Kolgu, İstanbul nüfusunun kontrolsüz bir şekilde büyümeye devam ettiğini söylüyor. Kolgu, getirilen imar aflarının sistemi daha da zayıflattığını söylerken, merkezi yönetimin 12 yılda 800 bin konut dönüştürdüğünü, 5 yılda 1,5 milyon konutu dönüştürme planının gerçekçi olmadığını düşünüyor.

Yapılan çalışmaları kentsel dönüşüm olarak nitelendirmenin doğru olmadığını da belirten Kolgu, "Yerinde tekil olarak bir kısım binalar yenilenmektedir. Bu şekilde, kentin güvenli yapı stoğuna sahip olmasını sağlamak olası değildir" diye de ekliyor.

Kolgu, deprem uzmanları gibi kurumların iş birliği yaptığı ve iyi planlanmış bir çalışmadan yana olurken, şunları ifade ediyor:

"Ölçebildiğinizi yönetebilirsiniz. Mevcut yapı stokunun risk durumunu tespit edecek çalışmalar yapılmalıdır. Güçlendirilebilecek olan binalar mühendislik hizmeti alarak güçlendirilmeli, çok riskli olarak yıkılıp yeniden yapılmalıdır. Yapı üretim ve denetim süreçlerinde bilinen zayıflıkları yok edecek yasal düzenlemeler acilen yapılmalı, tüm yapıların nitelikli mühendislik hizmeti alması sağlanmalıdır."

 

Gündem