Türkiye’de sosyal girişim liderleri genç, iyi eğitimli ve kadın
Avrupa’da GSYH’nin yüzde 10’u sosyal ekonomiden geliyor. Ve bu oran hızla artıyor. Peki Türkiye’de sosyal girişimcilik ekosistemi nasıl bir tablo sunuyor?
Sosyal girişimler; sosyal ya da çevresel etki yaratmayı öncelikli amaç edinen, gelirinin yarısından fazlasını ticari faaliyetten elde eden ve gelir fazlası ya da karının çoğunu ana amaçları için kullanan kuruluşlar olarak tanımlanıyor. Bugün Avrupa’da GSYH’nin yüzde 10’u sosyal ekonomiden geliyor… Ve bu oran hızla artıyor. Peki Türkiye’de sosyal girişimcilik ekosistemi nasıl bir tablo sunuyor?
British Council ve İstasyon TEDÜ’nün liderliğinde, TED Üniversitesi, Ashoka Türkiye, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Koç Üniversitesi Sosyal Etki Forumu, Mikado Danışmanlık ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından hazırlanan ‘Türkiye’de Sosyal Girişimlerin Durumu’ araştırma raporu, Türkiye'deki sosyal girişimlerin mevcut ölçeğine, kapsamına ve gelecek potansiyeline, alanı geliştirecek önerilerle birlikte ışık tutuyor. Türkiye’de yaklaşık 9 bin sosyal girişim olduğuna dikkat çeken rapora göre, sosyal girişimler, başta eğitim olmak üzere, imalat/üretim ve yaratıcı endüstrilere odaklanıyor.
Sosyal girişimlerin büyük bir bölümünün 2015 sonrası kurulduğuna yer veren rapordaki önemli bulgularından biri, Türkiye’deki sosyal girişimlerin yasal statülerinin, girişimlerin ihtiyaçlarına göre farklılaştığı yönünde. Türkiye’deki sosyal girişimler; kooperatif, limited şirket, şahıs şirketi, anonim şirket, dernek ve vakıfl arın iktisadi işletmeleri gibi farklı yasal statüleri kullanıyor.
Sosyal girişim kavramının görünürlüğünün ve farkındalığının Türkiye çapında henüz yeterli düzeyde olmadığını ortaya koyan rapor, sosyal girişimlerin daha elverişli ortamla birlikte önemli bir gelişme potansiyeline sahip olduğuna da dikkat çekiyor. Araştırmaya katılanların yüzde 85’ine göre, olumsuz ekonomik iklim, yüksek vergiler, kuruluş maliyetleri ve bürokrasi sosyal girişimlerin karşılaştığı temel güçlükler arasında yer alıyor.
Rapor, sosyal girişimcilik ekosisteminin gelişmesi için somut önerilere de yer veriyor. Sosyal girişimlerle ilgili politikalarda kapsayıcı ve esnek yaklaşımların sunulması, finansa erişim önündeki engellerin kaldırılması, sosyal etki yönetimi ve ölçümü üzerine kapasite geliştirme ihtiyacı, kadın sosyal girişimcilere yönelik özel teşvik ve fırsatlar, eğitim sisteminde sosyal girişimcilik konusuna odaklanılması, destek programlarının artırılması ve bu alanla ilgili disiplinler arası araştırmaların artırılması bu örneklerden bazıları.
Sürdürülebilir ürün ve hizmetlere artan talep, sosyal girişimler arasındaki işbirliklerinin gelişmesi ise önümüzdeki döneme yönelik değerli fırsatlar olarak öne çıkıyor. Raporda dikkat çeken birkaç önemli rakam ise şöyle:
• Türkiye’de sosyal girişimler, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi üç büyük şehirde yoğunlaşıyor.
• Sosyal girişimlerin yüzde 47,28’i 35 yaş altında kişiler tarafından kurulmuş durumda.
• Sosyal girişimlerin yüzde 55’i kadın liderler tarafından yönetiliyor. Kadınların bu alanda daha ağırlıklı olmasına rağmen, dış finansman ve finans kaynaklarına erişimlerinin erkeklerden daha düşük olduğu da önemli bulgular arasında yer alıyor.
• Sosyal girişimcilerin yüzde 83,6’sının iyi eğitimli olması dikkat çekiyor.
• Sosyal girişimcilik sürecinde karşılaşılan başlıca zorluklar arasında olumsuz ekonomik iklim, yüksek vergiler, kuruluş maliyetleri ve finansmana erişim sıralanıyor.